Anahtar başlığı altında değindiğim Ankh simgesini, Sn. ADAM'ın tavsiyesi üzerine ayrı bir konu başlığı olarak irdelemeye çalışacağım. Hatırlanacağı üzere, anahtarın kadim zamanlardan gelen bir sembol olduğundan, Kadim Mısır tanrılarının ve tanrılaştırılan Firavunların elinde “Ankh” denilen, bir tarafı halkalı bir haçı andıran bir anahtarın görüldüğünden, Kadim Mısır dinine göre ölüm tanrısı olan Osiris’in elindeki bu anahtarın Nil’in sularını açmayı, yani vadinin sular altında kalan topraklarına bereketin gelmesini, diğer bir deyişle ölmüş olan çölden hayatın fışkırmasını sağladığından, adı geçen yazıda bahsetmiştim. Vikipedi sayfasını ziyaret ettiğimizde Ankh başlığı altında aşağıdaki bilgilere ulaşıyoruz.
Ankh, “T” harfinin üzerine oturtulmuş küçük bir daireden ibaret bir, en yaygın Antik Mısır sembolüdür. "Nil'in anahtarı" olarak da bilinir.
İsis misterleri inisiyasyonunda kullanılan bu sembole birçok Mısır ilahının elinde rastlanmakla birlikte, en çok İsis’in elinde görülür. Sembole “kulplu haç” (crux ansata) da denilir. Sembolün dairenin altında kalan, Tau adıyla bilinen “T “ kısmı Maya, İnka, Hindu, Çin ve Kalde yazıtlarında rastlanan, birçok alfabede kullanılan bir harftir.
Sözcük anlamı “yaşam” olan ankh işaretinin simgelediği 12 anlamdan 4’ü şöyle açıklanır:
Mısırlı; "yaşam haçı"dır, kadın ve erkeğin birlikteliğini simgeler ve evrensel yaşamın çekiciliği olarak ele alır. Nil'in anahtarı olarak da bilinir.
Ankh sembolü genel anlamıyla ya da semavi ve dünyevi alem arasındaki irtibata ilişkin anlamıyla kullanıldığında, daire Semavi Yönetim’i “T”nin yatay çizgisi olan kol yeryüzü ile semavi alemi ayıran sınırı simgeler; sütun sembolizmini içeren aşağı inen kol ise iki alem arasındaki, iki yönlü her türlü irtibat ve iletişimi temsil eder.
Sembol inisiyenin alnının ortasında, iki gözünün arasında, yani üçüncü göz hizasında tutulduğunda, misterlere inisiye olmuş bulunmayı ve sırrı gizli tutmayı simgeler. Bu, arkan denilen sırlara açılan kapıları inisiye olmayanlara kapatan anahtardır. Yani bu, öte-alemin tülünü aralamış, durugörü gibi psişik yeteneklere sahip olmuş ve görünmez hiyerarşi ile vizyon veya sezgi yoluyla temasa geçmiş inisiyenin sırları kimseye açıklamaması gerektiği anlamına gelir.
Ankh sembolünün kulpundan tutulan bir anahtar olarak kullanıldığı sembolizmlerde ise, bu anahtar, onu taşıyan kişinin İsis gizemleri (misterleri) inisiyasyonundan geçmiş biri olduğunu simgeler. O kimsenin göğün kapısının anahtarına sahip oluşu İsis ve Osiris’le temsil edilen semavi vazife organizasyonunda, artık şuurlu olarak hizmet edebilecek bir duruma gelmiş olmasını ifade eder.
Mumyaların üzerine konulan Ankh sembolü, mumyalananın, ilahlara benzer duruma gelene kadar doğum-ölüm süreçlerinden (reenkarnasyon) defalarca geçeceğini simgeler.
Sembol, haç kısmından tutulması, İsis’in elinde olması gibi farklı bağlamlarda daha farklı anlamlarda da kullanılmaktadır.
Kimileri, şeklinin insan vücudu olduğunu söyler. En yaygın kanılardan biri de budur, çünkü Ankh, ölümün ardından yaşamın sembolü, onun anahtarıdır. Şekil itibariyle çift cinsiyetli olduğu söylenir ki, bu da kadın veya erkek ayırt etmeksizin, köle ırk hariç bütün insanları temsil eder.
Kimileri ise şeklinin Nil nehri olduğunu savunur. Doğduğu yer ince ucu, döküldüğü İskenderiye deltası yuvarlak başı, sağa ve sola açılan kollar ise Nil'in doğu ve batı yakasını temsil eder.
Bir başka görüşe göre ise, ölüm ile bir tutulan çarmıhın üst bolumu yuvarlanmış şeklidir. Çarmıha germe, yalnızca Romalılar tarafından değil, o dönemde gerek Yunanlılar, gerekse Mısırlılar tarafından sürekli uygulanan bir cezalandırma yöntemiydi. Haç şeklinin tepesinin yuvarlanıp bir elips/halka sekli oluşturmasının sebebi ise, sonsuz bir döngüyü işaret etmesi, böylece ölümden sonra yaşamı sembolize etmesidir.