Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Faiz ve Faiz Yiyenler Hakkında Ayetler  (Okunma sayısı 5456 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 20, 2016, 12:46:52 öö
Yanıtla #10
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3250
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Yani bugün 100.000 Lira ile alabileceklerinizi yıllar sonra 110.000 lirayla bile alamayabilirsiniz.  Bu yüzden sayın @burakc'nin altın önerisine katılıyorum. Bu noktada altına yatırım yapmak biraz daha mantıklı kanımca.



Katılmıyorum  2011 yılında gördüğü  En Yüksek  34,597 KG- USD   Şu andaki  2015 yılında gördüğü 11,413  KĞ-USD  2016 da 14,642 KĞ- USD   demem o ki bu aradaki fiyat farklarından küçük yatırımcı nasıl faydalanabilir ?

Faizin olmadığı bir yerde büyük  sanayi işletmeleri nasıl kredi bulabilirler .
Son sözüm BABA nasihatı dır ''  BİLSEYDİM FAİZE PARA ALMAZDIM , KURTULACAĞIMI SANDIM ''
Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ağustos 22, 2016, 12:42:48 öö
Yanıtla #11
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1803
  • Cinsiyet: Bay

     Sayın burakc ve sayın Risus altına yatırım diyorlar ama tüm insanların hep beraber altına yatırım yapması halinde durum nice olur. Düşünsenize ! ;) ;) ;)
     Saygılar-sevgiler. 
"Vur ama dinle beni"


Ekim 23, 2018, 11:22:01 ös
Yanıtla #12
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 39
  • Cinsiyet: Bay

Merhaba arkadaşlar,
Üzerinde en çok araştırma yaptığım konulardan birisi faiz idi. Bu konuda biraz uzun bir yazı yazacağım. Öncelikle tanımını yapalım. Faiz; bir miktar paranın kullanılması için  sahibine ödenen ücret, paranın kirası.
Kuran kitabında faiz ile ilgili ayetleri incelediğimizde, çok fazla ayrıntıya girilmediği görülüyor. Faiz hakkında miktar belirtilmediği için en küçük faize bile haram olarak bakılıyor. Peki 250bin liralık bir evi A kişisine emanet ettiğimizde aylık olarak kira ücreti talep ediyoruz. Kira süresi bittiğinde ise, kiraya verdiğimiz evi ise teslim ettiğimiz biçimde geri istiyoruz. Ödenen kirayı, kiracı evi geçici olarak kullandığı için ödüyor. 20 sene dahi kira süresi olsa, ev için herhangi bir talepte bulunamıyor. O zaman islam dinine göre, kiracının mülk sahibine ödediği para da bir faizdir ve ev sahibi faiz almıştır, kiracı faiz vermiştir.
Olayı örneklerle çoğaltalım. A bankasının pos cihazından yapılan 100 liralık bir alışveriş. Burak bey, 100 liralık alışveriş yaptığı işyerine parasının olmadığını ve bu ücreti takip eden ayın ilk haftası ödeyeceğini söylüyor. İşyeri sahibi Burak beyin teklifini kabul edemiyor. Burak bey veresiye ödemeyi kabul etmediği için kredi kartı ile alışverişini yapıyor. Burak bey bankaya takip eden ayın ilk hafta ödeme yapması muhtemel. İşyeri ertesi gün bankaya gidiyor ve 100 liralık alışverişi 96 lira olarak bankadan alıyor. Kesilen 4 lira, burak beyin parayı kesin ödeyeceği belli olmadığı için alınan risk, aradaki süre zarfındaki 100 liranın değer kaybı, bankanın işlemleri uygulama, takip ve hizmet ücreti değil mi? Burada bankanın aldığı risk, yaptığı hizmet, görsüğü iş sizce islam dinine göre annesinin sütü gibi helal değil midir? Orada banka olmasa, işyeri işsiz kalacak, Burak bey aç susuz kalacak.
Başka bir örneğe geçelim; A bankası bir müşterisine kredi veriyor. 100bin lira kredi 24 ay taksitle ayda 5bin lira ödemeli (Tüm masraflar dahil 5000x24=120000 lira) Bu olay islam kurallarına göre faiz ve büyük haramlardandır.
Gelelim diğer tarafa; Ahmet bey, Mehmet bey’e 24 gram altın ödünç veriyor. Mehmet bey her ay 1’er gram öderim ve 24 ay sonunda borcumu bitiririm diyerek anlaşıyorlar. Mehmet bey 24 gr Altını 24x190= 4560 liraya bozduruyor. 24 ay sonra altının gramı 250  liraya ulaşıyor. Mehmet bey24 ay bayınca ortalama  (190+250)\2=220 lira yani 24x220=5280 lira ödüyor.
Yukarıda anlatılan olaylarda, islam dinine göre banka ve müşteri faiz alıp vermiş, harama bulaşmıştır fakat Ahmet ve Mehmet bey, helal ticaret yapmıştır!!!
Şu eklememi de yapmak istiyorum, Mehmet bey, altın borcunu öderken fiyatının çok yükselmesinden korktuğu ve kendisini zarar etmeye karşılık güvene alması gerektiği, Ahmet bey’in de altınlarını geri alırken değerinin düşmesinden korktuğu ve parasını güvene alması gerektiği için anlaşmaya gittiklerini ve her aylık 210 lira ödemeye ve almaya garanti ettiklerini varsayalım.
Peki şu altın ticaretinde yapılan işlem ile, banka ve müşteri arasında yapılan işlemin arasında ne fark kaldı?
Hem Kuran kitabında nisa 29’da “Ey iman edenler! Birbirinizin malını haksız şekilde yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yaptığınız ticaret müstesnadır.” Deniyor..
(kam)


Ekim 24, 2018, 01:54:44 öö
Yanıtla #13
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3250
  • Cinsiyet: Bay

Enflasyon olan bir ülkede Banka faizi ne kadar haram  olabilir ?
Nakitte olan ve evinde parası olan bir kişi 1 gecede % 50 devülasyon olan bir Ülkede parayı nasıl korur .

''  Devalüasyonun en önemli uygulanma sebebi, ekonominin dış ticaret dengesinin açık veriyor oluşudur.  ''


Daha ilginci veresiyede vade farkı haram olmuyor .(Tam emin değilim )
Saygılar



BABA nasihatıdır ''  BİLSEYDİM FAİZLE PARA ALMAZDIM ,İŞİMİN  KURTULACAĞINI SANDIM '' :'(


Saygılar
« Son Düzenleme: Ekim 24, 2018, 02:09:02 öö Gönderen: NOSAM33 »
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ekim 24, 2018, 05:02:25 ös
Yanıtla #14
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 172
  • Cinsiyet: Bay

azreti Peygamberimiz s.a.s. Efendimiz bir sohbetinde eshab-ı kirama bir rüyasını şöyle anlattılar:

Dün gece rüyamda, yanıma iki kişi geldi. Ben kim olduklarını sordum. Söylemediler... Bana:

— Yürü, beraber gidelim, dediler. Beraber yürümeye başladık. Biraz ileride, arkasını yaslanmış bir adam gördüm. Onun başının ucunda başka bir adam, ona taş taşıyor ve taşıdığı taşlarla adamın başını eziyordu. Adam başka taş almaya gidince başı ezilenin başı eski haline geliyor, o adam yine getirdiği taşlarla adamın başını eziyor ve bu hal böyle devam edip gidiyordu.

Ben yanımdakilere:

— Allah, Allah! Bu ne haldir? diye sordum. Bana sen yürü, yürü dediler...

Yürümeye devam ettik. Adamın biri sırtüstü yatıyor, diğer bir adam da, elinde demirden kanca olduğu halde yatan adamın yüzünün bir tarafını parçalıyor, öbür tarafına geçiyor, öbür yüzünü yarıncaya kadar parçalanan yüzü iyileşiyor, tekrar dönüp aynı işkenceyi sürdürüyordu.

Ben yine:

— Sübhanallah! Bunlara ne oluyor böyle, dedim. Bana yine:

— Sen yürü, yürü! dediler. Devam ettik. Biraz ileride fırına benzer bir yer gördüm... İçinde insanlar, altlarından alev geldikçe öyle feryat ediyorlar ki, dünyada onların sesini duyan her canlı ölürdü.

B'en: — Bunların suçu nedir? dedim. Yanımdakiler bana sen yürü, yürü dediler. Yürüdük... Suyu kan renginde bir nehir... İçinde bir adam yüzüyor, yüzüyor, ırmağın kenarına geliyor. Kenarda yanında birçok taş toplanmış bir adam... Yüzen adamın ağzına bu- taşı koyuyor. Adam gidiyor, o taşı yutuyor ve yüzerek geri geliyor. Bu şekil azap devam edip gidiyor.

Ben:

— Bu nasıl şeydir? dedim. Bana sen yürü, yürü dediler. Yürüdük... İlerde çirkin bir adam... Bir ateş yakmış, yaktığı ateşin etrafında durmadan dolaşıyor, hayret etmiştim bu adamın haline.

— Bu ne yapıyor böyle? dedim. Bana:

— Sen yürü, dediler.

Bir müddet daha gittik, içinde çeşitli çiçeklerin bulunduğu bir bahçe gördüm, içinde uzun mu uzun boylu bir adam, öyle ki boyunun uzunluğu göklere doğru yükselmişti. Adamın etrafında ise toplu halde kalabalık çocuklar vardı.

— Böyle uzun-boylu bir adam ve bu kadar çok çocuk görmemiştim. Bu adam kim ve yanındaki çocuklar kimlerdir? diye sordum.

Bana yine:

— Sen yürü, yürü, dediler.

Yürümeye devam ediyorduk. Büyük bir ormana vardık. O kadar büyük orman daha görmemiştim.

Yanımdakiler:

—Buraya gir, dediler.

Beraber girdik. Biraz ilerde altın - gümüşten yapılmış muazzam bir şehir göründü. Şehrin kapısını vurdular. Kapı açıldı, içeri girdik, içerde bizi bir takım insanlar karşıladı. Vücutlarının bir yüzü gayet güzel, bir yüzü ise çok çirkindi. Yanımdakiler onlara, oradan akmakta olan nehri göstererek:

— Şu nehre girin, dediler.

Onlar nehre girdiler geri çıktılar. Vücutlarındaki o çirkinlikten hiç eser kalmamıştı...

Yanımdakiler bana:

— Burası Adn Cennetidir... Senin yerin burasıdır, dediler. Başımı kaldırıp baktığımda çok güzel bir köşk gördüm. Onlara, beni bırakın da yerime gireyim dedim... Kabul etmeyip şimdi olmaz, ileride geleceksin, dediler. Ben onlara kim olduklarını sordum. Allah tarafından gönderilmiş melekler olduklarını söylediler. Bu gördüklerimiz acaip şeylerin ne olduğunu sordum. Şöyle anlattılar:

Birincisi, kafası taşla ezilen adam; Kur'an öğrenip onunla amel etmeyen ve uykuyu farz namaza tercih eden kimsedir. Yarın kıyamette böyle azap görecek. İkincisi, kânca ile yüzü parçalanan kimse ise; yalan söyleyerek, halkı biribirine düşüren kimsedir, öyle azap görecek... Üçüncüsü, yani fırında azap görenler, zina eden erkek ve kadınlardır... Dördüncüsü, yani kan renginde ırmakta yüzen ise; faiz yiyendir... Ateşin etrafında dolaşan beşincisi ise Cehennem zebanisi Mâlik'tir... Altıncısı, bahçedeki uzun boylu adam, ibrahim aleyhisselam... Etrafındaki çocuklar da İslûm olarak doğan ve İslâm olarak ölen çocuklardır... Peygamberimiz buraya gelince, Eshab:

— Ya Rasûlallah müşriklerin çocukları da dahil mi? diye sordular.

Peygamber Efendimiz:

— Evet! buyurdu.

Vücutlarının yarı yeri çirkin yarısı güzel kimseler ise, hem günah işleyip hem de iyilik eden, fakat iyilikleri kötülüklerine galebe çalan kimselerdir, diye anlattılar, buyurdu.


NOT:İÇİNDE FAİZLE ALAKALI BİR ŞEYLER VAR.
saygılarımla-sevgilerimle


Ekim 24, 2018, 05:09:56 ös
Yanıtla #15
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3250
  • Cinsiyet: Bay

Bu bana Hz. Musa ile Hızır'ın yolculuğunu anımsattı ...
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ekim 24, 2018, 05:17:34 ös
Yanıtla #16
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 172
  • Cinsiyet: Bay

olabilir sayın NOSAM33 bu sefer,  peygamberimizde cehennemde ki ve cennet ki  insanların nasıl yaşadığını bize aktarmış.
saygılarımla-sevgilerimle


Ekim 24, 2018, 10:00:37 ös
Yanıtla #17
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1803
  • Cinsiyet: Bay

     Bir rüya, konu nerede idi nereye geldi.
     Başka rüya anlatmak isteyen!.
     Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"