Önceki bölümün sonunda ortaya şu tarz bir soru atmıştım: «Bir mason, locanın toplantısına, kurallar uygun düşmeyen tarzda bir giyimle, örneğin açık renk bir kostüm ya da spor bir giysiyle gelirse ne olur, ne yapılır»
Her şeyden önce, bu davranış gereğine uygun bir tarzda giyinmeyi benimseyen ve buna uyan masonlarca yadırganır. Fakat hiçbir mason da ona gidip de «Bu ne biçim giyim?... Buraya böyle gelinir mi?» demez. Belki biri ona giyiminin loca toplantısına yakışmadığını sezdirmeye çalışan türde bir anımsatmada bulunur, o kadar.
Ancak durum locanın üstad-ı muhteremi ya da nazırlarınca fark edildiğinde, iş değişebilir.
Uygun olmayan giyim konusunda, nazırlardan biri ona uyarıda bulunabilir. Ona, loca toplantısına bu tarz bir giyimle gelmenin yakışıksız kaçtığını, daha özenli olması gerektiğini anımsatabilirler. Hatta bunun yeni masonlar için “kötü örnek” oluşturduğunu söyleyebilirler. Fakat bu deyişleri, «Eğer böyle giyineceksen bir daha gelme!» anlamını taşımaz; taşıyamaz. Bu nedenle, belki şöyle bir söz kullanırlar: «Bu pantolonun üzerine bir lacivert ceket yakışırdı.» ya da «Giyimin pek güzel ama bence bu çevreye pek gitmemiş.»
Üstad-ı muhteremin tutumu ise sert olabilir. Öyle ki; giyimi uygun olmayan bir kardeşi mabetteki oturuma almayabilir. Toplantıya geçilmeden önce kendisini görmemişse, mabetten çıkarabilir. Bunun yapmak sadece onun yetkisindedir ama yapmayabilir de. Belki o da nazırlar için uygun olabilecek bir uyarıyı yeğler. bir toplantı için göz yumar. Hoşgörülü davranırsa, bunu ilgili masona da sezdirir ve bir sonraki toplantıda daha özenli olmasını ister. Ancak hoşgörü göstermeyecek olursa, ilgili masondan o gün mabetteki toplantıya katılmamasını ister çünkü bu sonrdan ve bu yüzden mabetten çıkarılmasından daha iyidir.
Soracaksınız: «Üstad-ı muhterem bu yetkisini kullanır mı?… Bir masonu sırf bu nedenden ötürü mabetten çıkarır mı?»
Evet, kullanır. Çünkü locanın genel yararı bakımından kullanması kullanmamasından daha iyidir. Fakat, deneyimli ya da sağgörülü (basiretli) bir üstad-ı muhterem uygun olmayan bir giyimle toplantıya gelmiş olan masona, doğrudan ya da nazırları aracılığıyla giyimi bakımından daha özenli olması gerektiğini anımsatır. Eğer bu anımsatma tek bir kişiye ya da birkaç kişiye ayrı ayrı ve özel olarak yöneltilecekse, bunu toplantıdan önce değil, sonra yapmayı yeğleyebilir. Bir diğer deyişle o toplantı için bu uyumsuzluğa göz yumar ama bunun yinelenmemesi için de önlem alır. Belki toplantıya katılmakta olan tüm masonlara hitaben şöyle bir seslenmede bulunabilir: «Bundan sonraki toplantmızda, giyimleri bakımından özenli olmayan ve geleneklerimize uymayan kardeşlerin oturuma alınamayacaklarını üzülerek anımsatmak zorundayım.»
Burada şunu da sorabilirsiniz: «İyi de, bu bir çelişki oluşturmuyor mu? Bazı yerde sıkı kurallar var, bazıları çok daha gevşek!»
Bunu doğal karşılamak gerekir. Her çevrenin hatta aynı yerde çalışmakta olan her locanın bile kendine özgü benimseyişleri, yeğlemeleri vardır.
Bir de şunu sorabilirsiniz: «Uyumsuz giyimle toplantıya gelen o locanın üyesi değil de konuk ise ne yapılır?»
İşte bu sorunun yanıtı çok zor. Bir üstad-ı muhterem, locasının toplantısına gelen bir konuğa giyimi uyumsuz diye kabul etmezlik gösteremez. Bu noktada tam bir hoşgörü yürürlüğe girer. Ancak toplantının sonunda o masona katılmasından ötürü teşekkür ederken, belki yumuşak bir dille kendi loca üyelerinin genellikle giyim kurallarına özen gösterdiğini de belirterek, ona bir daha geldiğinde giyiminin nasıl olması gerektiğini dolaylı olarak anımsatabilir.
Loca üyelerine dönelim:
Üstad-ı muhterem, toplantıya uyumsuz giyimle gelmiş olan bir masonu hiç almamak, mabetten çıkarmak ya da diğer masonların önünde salt bundan ötürü küçük düşürecek bir uyarıda bulunmak yerine, ona ceza vermeyi de yeğleyebilir.
«Nasıl bir ceza?» diye mi soracaksınız.
Böyle durumlarda masonlara çok ilginç cezalar verilebilir. Masonluğun tarihinde bunlardan birçoğu zaman zaman görülmüş, hatta bazıları gelenekselleşmiştir. Ancak bir kitapta şöyle bir ceza verildiğini okumuştum: Üstad-ı muhterem, o gün giyimi uygun olmayan masona “Masonluktaki Giyim Kuralları” konusunda bir çalışma hazırlamasını ve bunu bir sonraki toplantıya getirip anlatmasını söylemiş. (Hangi kitap olduğunu anımsayamıyorum. Sanırım Masonluktaki Etiket konusuyla ilgili bir yabancı kitaptı.)
Kimi masonlar, giyimlerinin uygun olmayışına bir gerekçe bulmaya çalışır. Bu amaçla en sık ileri sürülen gerekçe, «İş yerimden apar topar çıkıp, ancak toplantıya yetiştim.» ya da benzeri şekildedir. Oysa bunun, hiç de geçerli sayılabilecek bir gerekçe olmadığını tüm masonlar gayet iyi bilir. Böyle bir gerekçe ancak şu anlama çekilebilir: «Ben aslında bu günkü toplantıya gelmeyecektim ama son anda gelebilme olanağım doğduğu için üstümü değiştirmedim. » Eğer gerçekten öyleyse ne âlâ ama çoğu kez bu bir özür uydurmaktan ve hoş görülmeyi beklemekten başka bir şey değildir. Bu tür bir tutumun temelinde “umursamazlık” yatar. Her mason, sabah işine gitmek üzere evinden çıkarken o akşam loca toplantısı olduğunu bilerek, giyim tarzını buna göre seçebilir. O gün loca toplantısı olduğunu unutmuşsa bu kendi ayıbıdır. Eğer iş yerinde pek şık giyinmesi uygun düşmüyorsa, değiştirmek üzere toplantıda giyeceklerini yanında taşıyabilir. Bu belki zahmetli bir iştir fakat Masonluğun kuralları ve Masonluğa bağlılık bu zahmete katlanmayı gerektirir.
Üstad-ı muhteremlerin bu konudaki gevşek tutumları, üyelerini kırmamış olmak için gereksizcesine aşırı özenli olmaları ya da çekingen davranmaları, uygunsuz giyim alışkanlığını geliştirip yaygınlaştırır. Sonunda, locada bu bakımdan bir yozlaşma eğilimi baş gösterir. Nitekim havasından mı, suyundan mı, ikliminden mi bilinmez, Akdeniz ülkelerinde bu tür gevşekliklerin hayli yaygı olabildiği izleniyormuş. Sağgörülü bir üstad-ı muhterem böyle bir eğilimi önler; eğer görevi alışından önce edinilegelmiş yanlış alışkanlıklar varsa, kararlı bir tutumla bunları gidermeye bakar.
Bu başlık altındaki yazı dizimin bitirmek üzere olduğum bu bölümü hayli ters oldu; farkındayım. Bu nedenle özellikle masonlardan özür dilerim. Şu da bir gerçek ki, masonların büyük ç0oğunluğu loca toplantılarına kuralların gerektirdiği biçimde bir giyimle katılır. Burada ben sadece bir “azınlık”tan, tek tük çıkan kötü örneklerden söz ettim. Ancak o tek tük çıkan kötü örneklerin, bir düzen kurumu olan Masonlukta kuralları özenle izleyenleri rahatsız ettiğini de biliyorum. Şu halde bu bölümü şöyle bir söz ederek kapatayım:
Her masonun giyimi Masonluğun ciddiyetine yakışmalıdır.