Sayın Barque; iyi bir deniyim olmuş sizin için.
Bu arada merak ettiğim bir hususu sorma isterim size. Sizin gibi bazı yanlışları farkedip gidenler oluyor muydu? Ayrıca siz gitmeye karar
verdiğinizde bu cemaatçiler size problem çıkarıyormu?
Sevgi ve Saygılarımla.
Teşekkür ederim Sayın TANMAN, sorunuzu elimden geldiğince yanıtlamaya çalışayım;
Ben ayrılırken her hangi bir problem çıkmadı. Çünkü ben kendi değerlerimden ödün vermeyecek şekilde nabza göre şerbet vermeyi iyi bilirim. Bu sadece cemaat içindeyken uyguladığım bir şey değil daha önce de buna benzer olmasa da bazı şeyler yaşadım ve bu yöntemi kullandım. Sonuçlar da gayet olumlu olduğu için yine bu şekilde bir yol seçtim ve gayet olumlu sonuç aldım.
Cemaat içindekilerle tabir-i caizse aramda gayet güzel bir ilişki vardı. Bazı insanlar onlarla zorunlu olarak kaldığında veya cemaate ait yurtlar ve "abi,ışık artık nasıl derseniz" evlerde yaşamak ucuz olduğu için oraları seçiyor. Ama sonrasında çok sert bir tavır takınıyorlar ve hiç bir görüşe açık olmuyorlar. Burada görüşe açık olmaktan kastım karşı tarafın da düşüncelerini öğrenmek ve öğrendiklerimizi o güne kadar kendi bildiklerimizle harmanlamak. Dediğim gibi çoğu insan bunu başaramıyor ya da yapmak istemiyor ve tabir-i caizse o yurtlarda sevilmeyen adam olabiliyor. Böyle bir durumda yaşayacağınız olayın adı da "dışlanmışlık" oluyor genelde.
Onun dışında size kötü davranma, hakaret gibi şeyleri zaten yapamazlar, hiç kimse kimseye bu hakkı vermez. Duyduğuma göre işi o noktalara getirenler de varmış ama cemaat çok büyük bir oluşum. Yani bu toplulukta efendi, gerçekten takdir edilecek insanlar olduğu kadar kötü niyetli veya anlayışsız insanlar da var. Ben özellikle üniversiteye ait kampüs içinde bir yurtta kaldığım için kötü bir davranış sergileme şansları hiç olmuyordu (bu gıcıklık yapmadıkları anlamına gelmez, uç noktalardaki davranışları sergileyememelerinden bahsediyorum). Böyle bir durumda başvurabileceğiniz bir sürü merci var. Özel yurtlarda ise işlerin daha karışık bir hal alması olasılık ihtimalindedir.
Ben ayrılma isteğimi söylediğimde daha çok "sizi sevmiyorum, anlaşamıyoruz"dan ziyade eğitimim için bir ayrılış yaptım (daha doğrusu bu kılıfa uydurdum) . "Belletmen abi"ye bunu Çin'e gitmek istediğimi vesaire söylediğimde kendisi destekledi, "zaten burada Çince öğreniyorsun, fırsat varsa vakit kaybetmeden Çin'e gitmen senin için en iyisi olur" dedi. Halbuki Çin'e gitmem kesinleşmiş değildi, sınava yeniden girip başka bir bölüm seçme düşüncesindeydim daha çok.
Dini bir çok etkinliğe (evet Müslümanım ama bu onlarla aynı görüşte olmamı gerektirmiyordu) katılmamama rağmen yurtta sevilen biriydim. Genelde esprili ortamlar çok olmazdı neden bilmiyorum ve insanları güldüren ben ve 2 oda arkadaşım arasında geçen muhabbetler olurdu. Ayrıca ben genelde çok bilinmeyen şeyleri araştırıp öğrenmeye meraklı olduğum için anlattıklarım ilgilerini çekiyordu
Bu yüzden arkadaşlar ve yurt görevlileriyle sıcak bir vedalaşma yaşadım. Eğer istersem bana cemaatten Çin'de bulunanları araştırıp onlar vasıtasıyla yardım edebileceklerini, bazı telefon ve adresler verebileceklerini söylediler. O anda vermeye çalışsalar davranışım nasıl olurdu bilmiyorum ama sonra araştırıp vereceklerini söyledikleri için teşekkür ettim ve ayrıldım. ( Büyük ihtimal nezaketen söylediler çünkü o günden sonra haber bile almadım kendilerinden
Daha önceki mesajlarımda dediğim gibi cemaat neyin ne olduğu az çok anlayabiliyor, onlardan olmadığınızı hissettikleri zaman size sadece buz dağının görünen yüzünü gösteriyorlar. Ha ben şimdi arayıp sorsam ne derler bilemem
)
İnsanlar size siz izin verdiğiniz ölçüde kötü veya iyi davranabilir. Ben elimden geldiğimce ılımlı olmuştum; temkinli, pek o taraflarda bezi olmayan fakat öğrenmeye de kapalı olmayan biriydim. Yine dediğim gibi siz katı davranışlar gösterir, olumsuz tepkiler verirseniz; karşınızdaki insanların da size aynı kanaldan geri dönüş yapmasına izin vermiş olursunuz.
Benim gibi yanlışları fark edip gidenler oluyor muydu? Hmm, daha önce tanıştığım kişilerden böyleleri var. Bir çok arkadaşım da var bu şekilde. Ama benim gittiğim yerde bu tarz bir ayrılık yaşayan olmadı. Bunun sebeplerinden en büyüğü okulun cemaate ait olması. Yani az çok bilerek gelenler vardı içlerinde. Diğer bir sebep benim yurdumun yabancı öğrencilerle karışık olmasıydı, yani onlar da cemaatin yurt dışı okullarından gelenler idi. Genel olarak başarılı ama maddi durumu olmayıp, kendilerine sağlanan imkanlar yüzünden gelenler ise zaten her şeye çoktan razıydı. Benim bulunduğum koridorda Türkiye 1.sinden başlayarak ilk 100 de en az 10 kişi vardı. Ne demek istediğimi anladınız umarım
Ha şöyle bir şey vardı, sınıfımdaki kız arkadaşlardan yine kampüs dışındaki okulun kız yurdunda kalanlardan bazıları KYK yurtlarına ya da diğer özel yurtlara geçti. Sürekli "abla"larının aramasından, sohbetler, kısıtlamalar, giriş-çıkış saatleri vesaire bir çok nedenden ötürü ayrıldılar.
Bu arada aklıma gelmişken şöyle bir durum da var, cemaat zaten az çok başta önlemini almaya çalışıyor. Yani en azından bizim okulda öyleydi. Nasıl mı alıyorlar, şöyle; kayıt esnasında önce sorularla dolu bir kağıdı dolduruyorsun ve sonra o kağıt üzerinden yurt müdürüyle görüşmeye giriyorsun. Sana içki, sigara gibi alışkanlıklardan başlayarak sorulara verdiğin cevapların "neden" ine kadar sorular soruyor ve hangi yurda gideceğine karar veriyor. Okulun 3 tane erkek yurdu vardı; 2 si kampüs içinde biri dışında. Kampüs içindekilerden biri yabancı öğrencilerle karışık hazırlık ve 1.sınıflar, diğeri ara sınıflar için. Eğer alkol, sigara tarzı alışkanlıkların varsa, asi bir karaktere sahipsen seni dışarıda yurda alıyorlar. Bu yurtta giriş çıkış, saatleri kontroller vesaire daha az. Kampüs içindekilerse daha ılımlı öğrenciler için. Ben kampüs içindeydim, baskıcı olduğu söylenebilir kurallar açısından. Okulun uzaklığı ve giriş çıkış saatleri ise ayrı bir muammaydı, hem akşam 7de kampüse giriş kapanıyordu hem de 9 da yurda giriş
Yani ders çalışıp duruyorduk ve Allah'tan okulun manzarası falan güzeldi
Ek olarak, yurt görevlileri de daha sert bir mizaca sahip. Her akşam oda yoklaması olurdu, eksik gördüklerine kafayı takarlardı laf atarlardı vesaire can sıkarlardı kısacası. Gittiklerinde ise gülüp geçerdik, sonuçta bizim hazırlık ve 1.sınıflar olmamızdan yola çıkarak daha baskıcı olmayı kendilerine hak görüyorlar ve sorun çıkarmayacağını düşünüyorlardı
Vize döneminde sınıf arkadaşlarımdan biri dışarıdaki yurtta kaldığı için, beraber çalışmak için izin aldık ve 3 gün onunla kaldım. Gerçekten eğlenceliydi, hiç bir kısıtlama yoktu gece 2de de elimizi kolumuzu sallayıp gezebiliyorduk. Yoklama namına bir şey yoktu vesaire sıkıntı yoktu yani.
İşte böyle, yine uzun bir yazı oldu ve asıl konudan baya sapmış oldum çoğu yerde, kusura bakmayın