Sayin Karan,
Alev ile isik arasinda ayrim yapmadigim icin ben boyle yorumladim olayi. Zaten Alevileri de gunese tapanlar olarak tanimlamadim. Burada genelleme yapmaya calistigim sey, bu anlayisin temelidir. Yani Aleviler direkt olarak gunese tapmiyor olabilirler ama ama Ates'e veya bir diger anlamiyla Isik'a tapmalari veya onu kutsal kabul etmeleri zaten dunyamizi "aydinlatan" ve "isitan" Gunes'e tapinmaktan gelir. Yani koken her zaman budur.
Bu arada paylastiginiz guzel bilgiler icin de tesekkurler.
Tapinakcilarla Alevilerin ogretileri arasinda nasil baglantilar kurdugunuzu anlatirsaniz guzel bir paylasim olabilir kanimca...
Esenlikler,
Laus Deo.
Degerli Laos Deo, Ezoterik / Batini ogretilerin tanriyi buldugu oz neyse, Aleviliginde Ondan uzak oldugunu sanmiyorum. Siz bunu alev, isik yada gunes olarak tanimlandiriyorsunuz. Masonlugun buna nasil yaklastigini tam olrak bilmedigim için kesin yargiya varamadan birseyler soyleyemiyorum ama Masonluktada, Aleviliktede "Tanrinin Insanda, Insanin Tanrida" oldugu fikri Hermesten bu yana araliksiz aktarilarak sure gelmis. "Insanlar olumlu tanrilar, Tanrilar olumsuz insanlarlardir" cumlesi hem Masonlugun hemde Aleviligin birlestigi en buyuk ortak noktadir.
Aleviler ile Tapinaçilar yada Masonlar arasinda ne denli buyuk benzerlikler oldugunu anlayabilmek için evvela Aleviler ile Hassasiler ve Hassasiler ile Tapinakçilar arasindaki benzerliklerden yola çikmaliyiz belkide. Her iki topluluk arasindada ortak kopru olan Hassasilerden hem Aleviler hemde Tapinakçilar yer yer oldugu gibi etkilenmis (etki edileni oldugu gibi degistirmeden almis) yer yer ise kendi sosyal-ekonomik sart ve kosullarina, cografyalarina, kokenlerine, egitim alan ve yonlerine gore degistirerek almislar.
Orneklendirmek gerekirse;
Tarihte ilk defa "Halllaci Mansur" ile karsilastigimiz ama neredeyse herkesin Hace Bektasi Veliye ait oldugu sandigi "4 kapi 40 makam" insani, insani-i Kamilliye erdirmek için sunulmus bir yol izleme haritasiydi. Bu harita her biri onar merdivenden olusan 4 katli bir bina gibiydi. Kisi çok uzun suren sinavlardan, egitimlerden sonra birer birer basamaklari asip her on basamakta bir kat çikarak varilmak istenilen menzile vardirilir, erilmek istenilen bilgiye erdirilirdi.
40 Makamin Hallaci Mansura ait olduguna dair kaynak olarak Hallaci Mansurun gunumuze ulasmis tek eseri "TAVASIN" verilebilinir. Anadolu Alevilerinden Hace Bektasi Veli Hallaci Mansurun bu 4 kapi 40 Makamini hiç degistirmeden içinde yasadigi sosyal sart, takiyye ettigi egemen din ve onderlik ettigi halka gore onlarin anlayabilecegi sekilde yorumlayip alirken Masonluk ise neredeyse ayni seyi degistirerek ayni sekilde almistir. Hallaci Mansurda ve Hace Baktasta 40 olan rakami 33'e indirerek ayni amaçla kullanmistir. Her ne kadar birisinde 40 diyerinde 33 asama olsada ikisininde varmak veya vardirmak istedigi sey tamamiyla Insanin kendi içindei Tanrisal Isigi gormesi, "KENDINI TANIMASI" kendisinden koptugu Tanrisal varliga donmesi yani "Insani Kamil" olmasi içindir.
Bu ornek tartismaya açik. Burada birakip Aleviligin Sufiligin ve Tapinakçiligin ortak yonlerini orneklendiren bir iki satirla devam edelim. Bu konu hakinda Edward Burman, "The Assassins - Holy Killers of Islam" adli eserinde sunu demekte;
- Tampliye örgütündeki, "birader, çavuş ve şövalye" sıralaması, Haşişi'lerdeki "lazik, fedai ve refik" düzeninin eşiydi. Tampliye şövalyelerinin, kırmızı haçla bezenmiş beyaz pelerinlerine karşılık, onların Haşişi'lerdeki eşdeğeri olan refikler beyaz üzerine kırmızı çizgileri olan bir pelerin giyerlerdi."
"İki tarikatın yüksek dereceleri de, dikkat çekecek kadar benzeşmekteydi. Tampliyelerin "prior (önder), baş prior ve üstad" ünvanları, "dai, büyük dai ve şeyh" derecelerine denk düşüyordu. Bu bakımdan, Tampliyelerin tüzüğünü St. Bernard hazırlarken, hiyerarşik yapının sonradan ve çok farklı bir kaynaktan aktarıldığını gözden kaçırmamak gerekir."
Hakikaten Hassisilerin alt yapilanmanin hiyeyarsik duzeni olan "lazik, fedai ve refik" siralamasini Tapinakçilarda alt yapilarinin hiyeyarsik duzeni olarak hiç bozmadan "birader, çavuş ve şövalye"seklinde kendilerine alirlar.
Yine ayni sekilde Hassasilerin ust yapilanmanin hiyeyarsik duzeni olan "dai, büyük dai ve şeyh"" siralamasini Tapinakçilar kendilerine olusturduklari ust hiyeyarsik duzende "prior (önder), baş prior ve üstad" seklinde yer verirler.
Ve yine ayni sekilde ayni hiyeyarsik duzeni Anadolu Alevileri ise "dede, rayber ve Pir" olarak kendine alir. Yanliz diyerinden tek farki Aleviligin askeri bir teskilatlanmaya dayanmadigi, savasçi olmadigi için "Alt Yapi" olusturmadigi. Alevilikteki hiyeyarsik yapi Hassasiler ve Tampliyelilerin ust yapilanmalariyla sinirli kalir. Bunuda dikate alirsak assagida siralayacagim her uç toplulugunda hiyeyarsik yapilarinin nasilda tipatip ayni oldugunu gorecegiz;
Hassasilerde; dai, büyük dai ve SEYH
Tapinakçilarda; "prior, baş prior ve USTAD
Alevilerde ise; dede, rayber ve PIR
Baska bir ornege geçelim. İsmaililerin (Hassasilerin) hedefi, filozof Farabi'nin deyimi ile, "gerçek akıl devletini, kardeşliğe ve eşitliğe dayanan bir cumhuriyeti kurmaktı". Yani Kardeslige, Esitlige ve Laiklige dayanan bir devlet. Ismaili felsefesi bu nedenle kendisinden olmayanlara karsi olan Islam yonetimlerinin basina bela olmus yillarca yeryer hiristiyan guçler ilede isbirligi yaparak islam yonetimlerine karsi savasmistir. Ismaililerin Islam topraklarinda soz sahibi olabildiklerinda yaptiklari ilk is "SERIATI" kaldirmak olmustur. Seriati kaldiran Ismalililerin amaci ezoterik orgutlenmenin amacina uygun bir yonetim sekli olusturmak idi.
Alevilerin yasam felsefesi 72 millete esit yaklasmaya dayanir. Alevilikte hiçbir din kotulenmez. Var olan butun dinler birin farkli yansimalari olarak gorulur. Bu nedenle Alevilik Kardeslige, Esitlige ve Laiklige dayanan bir felsefeye dayanir, bununla yasar.
Tampliyelilerin Ismaililerin kurmak istedigi (ama içinde yasadiklari zamanda kurmalarinin imkansiz oldugu) Farabinin deyimindeki "kardeslige, esitlige ve laiklige" dayanan devlet yapisinin kurulabilmesindeki etkin rolleri ve çabalarindanda sonra, nihayet dunyayi yuzlerce yil kasip kavurmus krallik ve din yonetimlerinin yerle bir edilmesiyle "gelinen asama" geçmise ve geçmiste bu ozlem ile savasmislara verebilecekleri en buyuk hediye olurdu...
Her uç toplulugunda ana yasam felsefesi, belkide en buyuk amaçlari, ozlemleri olan "KARDESLIK, ESITLIK ve LAIKLIK" ilkelerine dayanan devlet yapisi artik hayal degil.
Sevgili Laos Deo, zamansizliktan dolayi yazimi burada noktalamak zorundayim. Alevilik / Hassasilik ve Tapinakçilik arasindaki ortak noktalara çok fazla deyinilmedigini dusunuyorum. Tapinakçilar ile Alevilerin ogretileri arasindaki daha baska ortak noktalara zaman ve tartisma el verdikçe edinebildigim izlenimler dogrultusunda devam edecegim. Bu konular hakkindaki dusuncelerinizi amak isterim.