Düşünce özgürlüğü arttıkça,özgür düşünceler daha çok artacaktır.Şahsen ben düşüncelerimde tam anlamıyla özgür olabildiğimi düşünmüyorum.Çünkü kolay değil,uğraşmak gerek.(benim açımdan)
Yaramaz çocuklara sahip olanların sık karşılaştığı bir durumdan bahsetmek istiyorum.Örneğin;bir misafirlikte çocuğunuz yaramazlık yaptığında,sizden çocuğunuza kızmanız beklenir.Bu beklentinin doğru veya yanlış olması ayrı bir konu.Siz beklentiye uyarsanız ve o an içinde bulunduğunuz ortamın düşüncesine sahip olup,çocuğunuza kızarak gerekli takdiri kazanabilirsiniz fakat düşünce özgürlüğünüzü kaybedersiniz.Peki ya çocuğunuza kızmak istemiyorsunuz.(Bu ise özgür düşünceniz)Bu sefer o an içinde bulunduğunuz ortamdaki kişiler samimiyet ve açıkyürekliliğine dayanarak size ‘’ne kadar rahatsın,çocuğuna bir-iki laf söyleyemiyorsun’’ diyebilecektir.Samimiyet ve açıkyürekli değilse bile bu izlenimi görememek zor olmasa gerek.Yaramaz çocuğun yanına geçip birlikte yaramazlık yaptığınızda karşınızdaki küçük beden oldukça ciddi yaklaşımlarda bulunabilir.Çünkü yaramazlık onun hakkıdır ve sen neden yapıyorsun sorusunu sorabilir...Ben çocuğum yaramazlık yaptığında onunla yaramazlık yapmayı tercih ederim.Çünkü yaramazlığı beş dakika yaptıktan sonra sevgiyi-ilgiyi alır ve yaramazlık yapmamasını söylediğimde bir süre yaramaz davranışlarına son verir.Fakat sert tepki gösterildiğinde bulunduğu ortamın güvencesiyle söz dinlemeyebilir,daha büyük yaramazlıkları hazırlayabilir.Şimdi böyle bir ortam içerisinde özellikle fazla samimi olmadığınız bir misafirlikte,çocuğunuzla birlikte yaramazlık yaptığınızda ‘’delinin zoruna bak çocuğunun yaramazlığının sebebi belli oldu’’ düşüncesi belirir.İşte bu durumda özgür düşünceyi ‘’ düşüncelerini açığa vurmadığı sürece alıkonulamaz.’’ cümlesindeki gibi açığa vurmamak gerekebilir.
Şahsi görüşüm olmakla birlikte yaramaz çocukların daha özgür düşünceye sahip olduğunu düşünüyorum.Yaramaz çocuklar biraz daha dağınıktır diğer çocuklara göre ama yaramaz çocuğun kendi eliyle yapmış olduğu en küçük bir oyunu bozduğunuzda, size kızar ve neden bozuyorsun sorusunu muhakkak sorar.Daha ileri gidip fiziksel zarar vermeye çalışıyorsa durdurmak gerekebilir.Fiziksel tepkiye ihtiyaç duymadan size kızabiliyor ise bu saygısızlık değil,hakkını aramaktır.Özgür bir davranıştır.Uslu olan çocuklar ise genelde bu durum karşısında ağlama,küsme gibi davranışlar sergiler. Bu davranışlar aile terbiyesi adı altında, iyi bir çocuk yetiştirmek için düşünceleri kısıtlama ile oluşur.Genelde istenilerek yapılmayan bu kısıtlama,küçüklüğünden bu yana çocuğa gösterilen fazla sevgiden oluşabilir.Her istediğini yapma,ağladığında karşısında ezilip büzülerek hemen gönlünü almalar gibi birçok neden bu duruma sebep olabilir.
Uzmanlar çocuklarda kişiliğin 7 yaşına kadar tamamlandığını söylemektedir.Bu konuda tam bir araştırma yapmadım fakat bu ifade doğru ise özgür düşünce sahibi olmalarında bu yaşın önemi büyüktür.
Özgür düşünceyi kısıtlamaya yönelik davranışlar ile hayatımızın her dakikasında karşılaşmamız mümkündür.Bu kısıtlamaların birçoğu söz ile uygulanmaz.Söz ile uygulananlar genelde yasalar ve gelenekler olup,söz ile uygulanmayan kısıtlamalar ise genelde sevgi,saygı ve heyecan gibi duyguların arkasında gizlenir.
Aile büyüğünün doğru/yanlış düşündüğü bir düşünceye,yaşça büyük olmasından dolayı kendisine duyduğunuz saygı,sevgi ve tecrübesinden ötürü doğru/yanlış düşündüğü bu düşünceye sizde bağlı kalabilirsiniz.Eğer bu durumda özgür bir düşünceye sahipseniz düşüncenizi dile dökmediğinizde yine ’’ «İnsan, doğal olarak, istediğini düşünmekten, düşüncelerini açığa vurmadığı sürece alıkonulamaz.» denmiştir.’’bu sözün doğruluğunu görmüş olursunuz.
Farkındalık,(kendini bilme) bize bu konuda da yarar sağlayacaktır.Nihayetinde özgür düşünce herkesten farklı düşünce olarak algılanmamalıdır.Başka kişiler ile aynı düşüncelere sahip olunabilir ama bu düşünceye gerçekten sahip olmamız gerekmektedir.Toplumsal davranışlar ve duygularımıza kapılmadan akıl yoluyla ‘özgür düşünce anlayışına sahip olmak dileğiyle...