Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: ADAM OLMAK - 23  (Okunma sayısı 3258 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 27, 2009, 02:05:26 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



NE YAPMALI?


Yazar, önceki bölümdeki konusunu hayli kuramsal hatta ideolojik bir düzeyde yansıtmış olduğunun farkında olmalı… Nitekim bu amaçla, bu kez aynı konuyu biraz pratiğe dökmüş.

Bu bölümden de şöyle bir pasaj alırsam, anlattıklarının genel kapsamını sanırım karşılar:

«Dünyada böyle bir ülküyü benimsemiş, bunun özlemini çeken çok insan vardır ama acaba bunun gerçekleşebilmesi için çalışan bir kurum var mıdır?» diye düşündüm.

Kim bilir, belki vardır. Belki geçmişte vardı da günümüze gelemedi.

Buna karşın, ben böyle bir kurumun var olamayışını bir türlü sindiremedim. Günümüzdeki birçok kurum, dernek, sivil toplum örgütü gibi kuruluşların amaç ve ilkelerini gözden geçirdiğim zaman, ortaya koyduğum “insanlık ülküsü”nün tanımı ve gerekleriyle tam olarak uyuşmadıklarını gördüm.

«Acaba günümüzde bu kurum bir “gizli örgüt” niteliği taşıyor da onun için mi izini bulamıyorum?» diye düşündüm.

Kendi kendime, «Hayır!... Gizli olamaz. Çünkü gizlilik böyle bir kurumun amaç ve ilkelerine ters düşer.» diyerek yanıt verdim.

Yüzyıllar önce Orta Asya’da yaşamış Oğuz Türkleri’nin bir geleneğini anımsadım. Çocuk adsız doğardı. Büyüdüğü zaman topluma yararlı bir iş yapması, bir yapıt kazandırması, bir kahramanlık örneği göstermesi, dolayısıyla bir “ad” kazanması gerekirdi. Ancak bundan sonra “adam” olmuş sayılırdı.

Bir insanlık ülküsünün gerçekleşmesini amaç edinmiş olan bu kurumun adı gelişigüzel konamazdı. Bu, içrek nitelikli bir kurum olduğuna göre üyeleri de sıradan kişiler değil, içrekliğin kaçınılmaz bir gereği olmak üzere seçilerek alınan kişilerdi. Sonra kurumun kendine özgü öğretimini izliyor, olgunlaşma yolunu tutuyor ve yetkinleşmeye doğru ilerlemeye çalışıyorlardı. Bir diğer deyişle kurumdaki bireysel ereklerine “adam olmak” denebilirdi. Henüz tam anlamıyla adam olmuş sayılmasalar bile, kurumun üyeliğinin bir sıfatı olmak üzere her birinin “adam” olarak anılması yerinde olurdu. Yapacakları çalışmalarla, daha kuruma girer girmez kendilerine verilen bu sıfata yaraşır olmak için uğraşmaya isteklilikleri sağlanırdı.

Bilim, daha henüz insan soyunun nasıl başladığını tam olarak keşfedemedi. Bu konuda birçok varsayım, birçok kuram var ama bunlardan hiçbiri bilimsel yöntemle kanıtlanamadı. Bu bağlamda günümüze dek dinler hep bilime baskın çıktı. Bilim kanıtları olan gerçekleri arayıp dururken, dinler bu sorunu bir “dogma” ile çözümleyiverdi. Buna göre tüm insan soyu Âdem ile başlar. Demek ki Âdem insanlık tarihindeki ilk adam sayılır.

Bir insanlık ülküsünün peşinde koşan bu tasarımsal kurumda yetişmiş, olgunlaşmayı aşarak yetkinleşmiş kişi ise son adam olmalıydı. Bu “son adam” ortaya çıkana dek kurumun üyesi olan tüm adamlar, bu doğrultuda yetişmeye çalışmalarını salt kendi başlarına yürütecek değildi. Aralarında sağlam bir dostluk, güçlü bir dayanışma, birlik ve bütünlük oluşturmalıydılar.

Bu düşünü bombardımanının sonunda tasarımsal kurumun adı belirlenmiş oldu: “Adamlar Birliği”.




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 27, 2009, 02:46:25 ös
Yanıtla #1

Aslında ne yapmalı ? sorusunun cevabı açık ve nettir. Yüzyıllardır Insanlar kendi durumlarını, yeryüzünü ve dünyayı haliyle Insanlığı düzeltmek için bir arayış içersinde bulunup durdular. Oysa bunun en mantıklı yolu da söz konusuydu ama çoğunlukla bu sorumluluğu kendi üzerine alınması zorunluluğunu hissetmekten kendilerini alıkoyanların sayesinde bu zamana kadar geç kalınmış olunduğunu da bizlere aksettirilmektedir. Maalesef. Sorumluluk ya şimdiye kadar az kişi üzerinde yürütülmüş ya da belirli guruplara atfedilmiş ve bunlar aracılığıyla devam edilmiş şimdiyese tek bir düşünce doğrultusunda hareket edilmesi istenilmiş sonrasında ise bu bütünleşmeyi istemeyenlerin otomotikman saf dışı bırakılacağı ve bütünleştirildiği kadarıyla Insanlık yolunda ilerlenileceği gelinen aşamanın sonrasına devam edileceği söz konusudur.

Peki ne yapmalı demektense acil çözümler arayışı içersinde bulunmak ve ortada olunan gerçeği görebilmek adına her sorununun muhakkaki bir çözümünün olabileceği düşüncesinde yeraldığım içindir ki, önemli olan sadece arama zahmetinde bulunmak ve bir çaba gösterebilmektir.

Son olarak eklemek istediğim şey de; Insanlığı zarara götürmek isteyenlerin hiç koşulsuz çok büyük bedellerle karşı karşıya kaldıkları da bilinen gerçekliklerden birisidir.   

Saygılarımla,  
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Aralık 20, 2009, 05:11:58 ös
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Bir kaç bölümdür yazar masonik görüşü kitabında anlatmış. Bu bölümdede yine içrek kurum derken masonluktan bahsetmiş.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
4745 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 21, 2009, 02:39:47 ös
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
4955 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 22, 2009, 10:38:25 öö
Gönderen: Prenses Isabella
4 Yanıt
4762 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 30, 2011, 11:19:28 öö
Gönderen: shakespeare
Adam Olmak ?

Başlatan Kadim « 1 2 3 » Diger Konular

22 Yanıt
6415 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 21, 2014, 11:36:02 ös
Gönderen: animi et spiritus
3 Yanıt
3597 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 15, 2015, 12:23:23 öö
Gönderen: İNSAN
12 Yanıt
4503 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 29, 2015, 10:34:07 ös
Gönderen: GOASISG
4 Yanıt
3501 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 12, 2016, 09:20:01 ös
Gönderen: Risus
2 Yanıt
3375 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 21, 2019, 05:55:59 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
2092 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 12, 2016, 04:45:30 öö
Gönderen: Risus
0 Yanıt
2779 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 12, 2016, 04:48:02 öö
Gönderen: Risus