Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: BİR LOCA MABETTE NELER YAPAR? - 13  (Okunma sayısı 5889 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 05, 2010, 03:57:01 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Keselerin Dolaştırılması


Locanın oturumu kapatılmadan önce “öneri kesesi” (teklif kesesi) olarak anılan bir kese ile “yardımlaşma kesesi” (hasenat kesesi) olarak anılan bir kesenin dolaştırıldığını daha önce de belirtmiştim.

Bunlardan “yardımlaşma kesesi”nin “iyilik işleri kesesi” ve kaynağını ritüellerden alan geleneksel terim kullanılarak “dul kesesi” olarak da anılır.

Kuramsal olarak, öneri kesesini tören üstadı, yardımlaşma kesesini de yardım üstadı (hasenat emini) dolaştırır.

Bir mason, yardımlaşma kesesine bir katkıda bulunabileceği gibi bu keseden istediğini alabilir. En azından kuramsal ve geleneksel olarak Masonlukta buna çok özen gösterilir.

Bazı büyük localarda yardımlaşma kesesinin dolaştırılmadığı görülür. Oturum kapandıktan sonra masonlar mabetten ayrılacağı zaman iki görevli ellerinde birer kese ile mabet kapısı ağzında ya da hemen dışında bekler. Her mason burada keseye bir katkıda bulunur. Bunu, bazı Hristiyan mezheplerinde pazar ayininden çıkarken “sadaka verme” yöntemiyle benzeştirebilirsiniz.

Bazı uygulamalarda ise aynı anda iki kese birden dolaştırılır ve her ikisi de aynı işlevi taşır. Bu ortak işlevli kese dolaştırma uygulamasında öneride bulunacak olan mason önerisini, keseye katkısı olacak mason da katkısını önüne hangi kese gelirse ona atar.

Özellikle yardımlaşma kesesi doğudan başlanarak, güneyden dolaşılarak, kuzeyde son bulacak biçimde dolaştırılır. Kimileri (kimi masonlar bile) bunun doğuya saygı gösterilmesinden ileri geldiğini sanır ama işin aslı öyle değildir. Bunun gerekçesini açıklayabilmek için Masonluğun çok eski geleneklerine, Operatif Masonluk dönemine kadar uzanmak gerekir.

O tarihlerde bir kalfa mason bir çırak masona oranla daha çok para alırmış. Günümüzde üstat derecesinin karşılığı olan kıdemli bir kalfanın kazancı çok daha yüksekmiş. Kıdemli bir kalfanın ailesiyle birlikte oldukça rahat bir geçim düzeyi olmasına karşılık, çıraklar ailelerinin nafakasını güçlükle sağlarmış. Nitekim günümüzdeki Masonlukta simgesel bir anlam taşıyan “nafaka” sözcüğü de buradan alınmadır.

O tarihlerde de gerek çıraklara kurumsal eğitim verilmesi gerekse locanın diğer işlerinin görüşülmesi için yapılan toplantıların sonunda bir kese dolaştırılırmış. Bu kese önce locanın üstadına (günümüzdeki üstad-ı muhtereme) götürülür, sonra kıdemli kalfalar, daha sonra diğer kalfalar keseye katkıda bulunurmuş. Öyle ki; kese çırak derecesindeki bir kardeşin önüne götürüldüğünde gerçekten bir gereksinmesi varsa, keseden bu gereksinmesinin hiç olmazsa bir bölümünü karşılayabilecek kadar para alabilsin.

Bu eski geleneği bilen ve göz önünde tutan kimi kese dolaştıran görevliler, keseyi doğuda dolaştırdıktan sonra önce birinci nazıra, sonra ikinci nazıra götürür, ancak bundan sonra güneye dönerek oradan kuzeye geçerler.

Kese dolaştıran görevli kardeş, dolaştırma işi sona erince batıya gider; üstad-ı muhteremin kendisini doğuya çağırmasını bekler. Çağrıldığı zaman keseyi teslim etmek üzere doğuya gider.

Bazı büyük localarda keseleri saygıdeğer üstat oturumu kapatmadan önce inceler ya da inceletir; doğuya gelen kapsamları üzerine oturuma katılanlara bilgi verir. Bazı büyük localarda ise bu inceleme, oturumdan sonra ayrıca yapılır; loca üyelerini gerekirse sonradan bilgilendirilir.

Özelikle şu yardımlaşma ya da hasenat kesesinin dolaştırılması işlemiyle bağlantılı olarak söylemek istediğim, bence çok önemli olan, masonların da çok önemsediklerini sandığım bir nokta var. Bunu bir sonraki bölüme bırakmak istiyorum. Bu bölümü kapatırken ise diyeceğim bir başka şey var.

Localardaki bu kese dolaştırma işlemi, Türkiye’deki büyük localar aynı zamanda resmen tescilli birer dernek oldukları için yakın geçmişimizde başlarına dert oldu. Devletin resmi organlarının görevlileri (denetçileri) locaları tanımayıp sadece derneği (büyük locayı) tanıdıkları, üstelik ezoterik çalışma yöntemi ve bu kurumun gelenekleri umurlarında bile olmadığı için, dernek yöneticilerini hayli güç duruma soktular. Çünkü T.C. Dernekler Yasası uyarınca bir derneğin gelirleri bellidir ve bunlar alıntı (makbuz) karşılığı tahsil edilir. Giderleri de bellidir ve bunlar da belgelenir. Öyle toplantılarda bir kese dolaştırılması ve buna kimilerinin para koyması, kimilerinin alması gibi hesapsız ve kayıtsız işler yapılamaz. Sanırsınız ki bu işlem yapılırken ortada büyük paralar, milyonlar dönüyor. Böyle işler birtakım başka derneklerde yapılıyor ve oralarda gerçekten de büyük tutarlar söz konusu oluyor, bunu hepimiz biliyoruz ama masonların kötüye çıkarılmış bir adı var bir kere ve onlar hep topun ağzında. Dolayısıyla büyük localar, “Ne yardan geçerim ne serden” deyişi gibi ritüelik olarak yardımlaşma (hasenat) keselerinin dolaştırılması işleminden vazgeçemediler ama bunu T.C. Dernekler Yasası’na da uygun bir biçimde yürütebilmek için birtakım önlemler almak, ödünler vermek hatta bence mantık dışı sayılabilecek birtakım işlemler yapmak, yöntemler düzenlmemek zorunda kaldılar.

Hani eskiden, ta Operatif Masonluk dönemine kadar uzanan bu kese dolaştırma işleminden söz etmiştim ya… O dönemlerde keselerden arta kalan tutar bir fonda toplanır, bununla çalışamaz duruma düşmüş, geçim olanağını yitirmiş olan masonlara ya da onların bakıma gereksinme duyan ailelerine destek verilirmiş. Günümüzde de aynı şekilde bir fon oluşturuluyor keseden arta kalanlarla ama bu kez o fon yoksul ve düşkünlere ya da gereksinmesi olanlara destek amacıyla kullanılıyor. Şayet ortada belirlenmiş bir hedef varsa, bu keseler çok işe yarayabiliyor. Ancak önceden duyurulmuş böyle bir hedef yoksa, oturuma katılanlardan hiçbiri keseden hiçbir şey almamış olsa bile sonunda kesede arta kalan tutar “devede kulak” denilebilecek ölçüde kalıyor.

Dolayısıyla o ilgili kamu görevlilerinin yapmış olduğu işlem de halk ağzında geçerli olduğu üzere “öküzün altında buzağı aramak” olayından başka bir şey değil. Ancak ben onları da bu bağlamda bireysel olarak anlayışla karşılarım; onlardan mason derneklerini zor durumda bırakacak hatta yasalar karşısında suçlayıcı bir şeyler bulmaları istenmişti; onlar da ellerinden geleni yaptı. Şu son zamanlarda benzer girişimlerde kimlerin, hangi saygıdeğer kişiler üzerinde ne zorlayıcı işlemler uygulamakta olduklarını ibretle izliyoruz. Sonunun hayırlıya varmasını dilemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.



Bu kese dolaştırma işleminin çok önemli bir yan işlevi olduğundan söz etmiştim. İzleyecek bölümde ona geleceğim.






ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
6895 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 12, 2010, 09:49:10 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
5125 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 15, 2010, 10:25:05 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3361 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 26, 2010, 01:44:44 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4263 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2010, 03:13:38 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3750 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 29, 2010, 05:04:50 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3613 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 30, 2010, 02:14:49 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3367 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 02, 2010, 10:39:14 öö
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
6398 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 13, 2013, 08:06:00 ös
Gönderen: enelsır
0 Yanıt
3416 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 06, 2010, 12:00:32 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3627 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 09, 2010, 10:27:37 öö
Gönderen: ADAM