Yanlış hatırlamıyorsam, Dinler ve inanışlar gerek içlerinde gerek dışlarında 300 binden fazla çeşide bölünmüş. İslam da, Hıristiyanlık ve Budizm, Yahudilik ve başkaları; içlerinde binlerce farklılaşarak o dinler adıyla harmanlanmış. Kaballah da aynı durumdan nasibini almış olduğu ifade edilir. Yaşamadan ve görmeden bilemeyiz.
Buna istinaden,aşağıda ki bilgilerin bir nevi özetini sizlerle paylaşmak isterim; tabii bu konuda ne düşünürsünüz size kalmış. Ama kolay olmadığı, hatta anlaşılması ve tatbiki çok zor olduğu malum.
Kabala da Sefirotlar (Kaplar)
Kapları, ifade etmeye çalışabilirim fakat bir yanlış ifade kullanmaktan kaçındığım için pek tarifini yapmaya çalışmıcam. Çünkü hem karmaşık hemde uzun. Ama bu, bir insan olarak ve insanın alma arzuları olarak düşünülebilir;yani mecazi anlamda. İnsanların yaratıcıdan uzaklaşıp ondan en uzak yere yani dünyaya gelişini ve aynı yoldan tekrar yaratana çalışarak yukarı, onunla birliğe gelmesinin kaçınılmaz olduğu ifade edilir.Bunun için yapılması gerek eylemler, bir hayat ağacı şekliyle gösterilir. Bu erdemlilik yolunu başarabilen geldiği kaynakla birleşir. Acizane tarifim bu kadar.
KETER – TAÇ: Denge sütununda bulunur. Boşluğun sınırındaki Taç’tır (Niyet). Yalın nokta, hem başlangıçtır, hem de sondur, hem bilinmez hem de her şeyi kucaklayandır. Olmuş olan, olmakta olan ve olacak olan her şeyi kapsar. O ilk çıkışın ve en son dönüşün yeridir. Tanrının ‘’Ben Olan Ben’’ adı ile ifade bulur. Kadim olan, günlerin kadimi olarak bilinir. Kralın tacı her şeyi bilmek ve ilk neden demektir. Tanrının mükemmelliğini gösterir. Tanrı ile birleşmeyi temsil eder. Tanrının sonsuz niyetini ifade eder. Hiçlik karakterindedir. Yaşam ağacının ilk tohumudur. Gezegen olarak ifade bulmaz çünkü tüm evreni sembolize eder. İnsan vücudunda başın tepesidir. Sezginin ötesinde titreşir. Ölümlü olanlar Taç ve bilgelik olan iki sefirayı çok anlaşılır bulmazlar çünkü anlayış kavramı üçüncü küreye kadar yaratılmamıştır. Taç küresi aydınlanma ile eş tutulur. Bu küre öğretilemez, ancak buraya gidilen yolda üstadlardan rehberlik alınabilir denir. Taç’ın doğasını ancak spiritüel alanda keşfedebiliriz. Taç yaratma yolculuğunun ilk adımıdır. Tüm süreci bu küre başlatır. Öğrenme sürecinde niyet önemlidir ama eyleme geçmek şarttır. Kabalistik planda Taç her şeyin kaynağı olan tohumu temsil eder. Taç küresi de ardından gelen tüm küreleri içinde barındırır. Bizlerinde kendi Tacımız da kendi potansiyelimizin tanrı ile birleşmiş hali yatar.
HOKMAH – HİKMET: Merhamet sütununda bulunur. Dengenin (İrade) bu noktasından Tanrısal Işıma’nın ışınları yayılır, Merhametin, Kuvvetin ve Yayılmanın etkisi ile ikinci sefira olan Hikmet küresi dışlaşır. Baba olarak bilinir. Kadim Olan’nın eril dışlaşmasıdır. Genişlemeyi temsil eden sağ sütunun en tepesindedir. Bu küre, insan düşüncesinde içsel zekadır. İlham ve içe doğuş olarak deneyimlenir. Bilgelik, İrfan anlamını taşır. İfadesi sezgidir. Gezegen olarak Bilgelik küresi gezegenlerin ötesindedir ama burçlar kuşağı ile özdeşleşir. İnsan vücudunda sağ beyindir. Tanrının Olmuş, Olan, Olacak adı ile ifade bulur. Bilgelik küresi, istem dışı ışık çakmaları ile genişler. Şimşek gibi, çakar ve yok olur, bir nevi ani aydınlanma, sezgi gibi düşünülebilinir. rengi gridir ve yaşlılığı genelde bilgelik ile bağdaştırırız, olgunluk dönemi gibi. İkinci küre olan Bilgelik, sonsuz ışıktan katı nesnelere geçişteki ilk aşamada bir şeyi diğerinden ayırma olgusunu uygulamaya geçirir. Kimlik kavramını sunup,’’ ben benim ve senden farklıyım’’ fikrini ortaya atar. Bizim farklılığı algılamamızı sağlar. Bu küre kendi benlik hissimizin farkına vardırır. Bu küre beynin maneviyat ve yaratıcılıktan sorumlu olan sağ yarıküresinde, yani Ağacın sağ tarafında yer alır. Kabala metinlerinde, kimliğimizi yöneten sağ beyine İbranice de Baba anlamına gelen Abba adı verildiği yazar. Babalarımızdan, atalarımızdan genetik kimliğimizi alırız. DNA yapımın çekirdeğinde bizim kimliğimizi belirleyen Bilgelik küresidir. O zaman bizim kim olduğumuzu bilmek, bir Bilgelik eylemidir diyebiliriz. Bir nevi en derinlerde gerçek kimliğimizin bir yansıması gibidir. Bizler Işığın veya Tanrı’nın kendisini görmesini sağlayan birer mekanizmayız. Yaşam Ağacı Tanrı’nın bizden ayrı bir yerlerde olmadığını beyan eder. Bilgeliğin gümüş renkli aynası Tanrı’nın her şeyin özünde var olduğunun kanıtıdır. Bilgelik edinmek çok zor bir şey değildir, Kabala, bilge insanın ‘’Tanrı’nın içimizde olduğu’’ bilgisini bildiğini söyler. Geleneğe göre Bilgelik küresinden gelen bir insanın geleceğini bildiği söylenir. Çünkü, Bilgelikte zaman diye bir şey yoktur. Her şey şimdide olur. Bizim gerçekçi mantığımız zaman ve mekan dünyasının kısıtlamaları içinde işlediği için bu olguyu kavramak çok zordur. Bilgelik sezgiye dayanır ve Sezgi diyer bir deyişle içten içe öğrenme anlamına gelir.
BİNAH – ANLAYIŞ: Üçüncü sefira olan Binah en yüksek dişil yayılmadır ve Anne olarak bilinir (Disiplin). Anlayış sütunundaki Şiddet (celal) ya da Adalet, biçim ve kasılma yanıyla dengelenir. Bu kendi içinde edilgin, alıcı ve yansıtıcı olan Akıldır İnsan vücudunda sol beyindir. Tanrı’nın dişi yansıması olan Elohim adı ile anılır. Akıl aracılığı ile açığa çıkar. Anlayış küresi ile Ağacın engelleyen sol tarafına yolculuk yaparız. Tanımlar ve keskin çizgiler ilk defa bu kürede karşımıza çıkar. Evrene yol gösteren değişmez prensipler bu küre ile ortaya çıktı. Zaman ve Mekan bu kürede doğmuştur. Acı, kızgınlık, dehşet, sertlik, acımasızlık bu kürede ortaya atıldı. Bu karmaşık küre, kainatın en yüksek yaratıcı ve maddesel hale getirici enerjisini üretir. Tac’ın niyetini ve Bilgeliğin parlak fikirlerini somutlaştırır. Anlayış, Ağacın misyonu olan sonsuz Işığı katı maddeye dönüştürür. Anlayış, Bilgelik küresindeki maddeselleşmemiş düşüncelerin, kelime ve cümlelerin kristalleşebilme sürecine ön ayak oluyor denebilir. Beynimizin sol tarafı, dış dünyadan gelen baskılar ile gelişir. Anlayış, tekrar, sabır ve ısrar gerektirir. Anlayış Astrolojide gezegen olarak Satürn ile ifade edilir. Zor dersleri ve sorumlulukları empoze eden Satürn gezegeni Anlayış’a hükmeder. Satürn Güneşin etrafındaki dönüşünü 30 yılda tamamlar ve Anlayışın doğasında olan sabır dersini vurgular. Çok çalışma ve disiplin ile bizi ödev yapmaya zorlar. Zamanın somut dünyasında (geçmiş, bugün, gelecek) ve üç boyutlu uzayda (yükseklik, genişlik ve derinlik) evrenin temel taşlarını oluşturur. Zaman ile sabır ve disiplini getirir.
ARA BİLGİ: GİZLİ GÜNEŞ: Işımadan sonra Adalet sütunun başında olan Binah küresi yani Anlayış sefirası burayı terk eder ve Keter’in yani Taç’ın altında bulunan Denge (İrade) sütununa dokunur. Bu sütunun bu noktası çok önemlidir. Burası Kursal Ruhun yeridir. Dışlaşmamış, açığa çıkmamış olarak kalır. Ama dışlaştığında, Yaşam Ağacı’nda İrfan, İçsel Bilgi, Vahiy (Daat) olarak anılır. Bir sefira değildir. Daat hiçbir yerden çıkmayan ve doğrudan Tanrıdan gelen Bilgidir. Hikmet küresindeki içe doğma ve sezgisinden farklıdır. Daat sadece görülmez aynı zamanda bilinir de. Çok daha derin düşünceden gelir. Daat göksel kürenin çocuğudur, sadece gözlem değil aynı zamanda oluştur.
Daat’ın aşağısında Merhamet sütununa ve oradan geriye Adalet sütununa geçer. Ve göksel akıldan bir ayırım ile , duygu düzlemini yöneten bir çift Sefira olarak ta tanımlanabilir.
Şimdi diğer küreler ile devam edelim.
HESED – MERHAMET: Etkin veya içsel duygunun sıfatı Hesed yani Merhamettir (Şefkat). Dördüncü küredir. Aşk, Tolerans ve Cömertliğe olan eğilimlerimizde ortaya çıkar. Tanrı’nın Yüksek Tanrı adı olan El ile anılır. İbranicede El, ‘’ona doğru’’, ‘’o yöne’’ anlamına gelir. Merhamet küresindeki Tanrı’nın ismi bizi daha yüksek alanlara çıkartır. İnsan vücudunda sağ omuz, sağ kol, sağ el’e karşılık gelir. Anlayış küresinin zaman, sabır ve disiplin sınavlarından sonra yapılan inançlı sıçrayış ile varılan bu sevgi ve yumuşaklık okyanusu bir ödül gibi gelir. Merhamet küresinin genişleme gücü ve kuvveti heyecan vericidir. Ama dikkat edilmesi gereken bir konu da şudur ki; Bu enerjinin mutluluğu ve faydaları gizli bir tehlike taşır; Bağımlılık. Anlayış ve disiplin enerjisi ile olumlu düşünceleri bu küreye taşımış isek Merhamet küresi bunu kat ve kat büyütür. Ama eğer karakterimizin bencil tarafını çok fazla kullanıyorsak Merhamet küresi bunu da misli olarak arttıracaktır. Bu küre asla iyi ve kötü arasında asla fark ayırt etmediği için neyi besleyeceğimize dikkat etmemiz gerekli.
O yüzden Merhamet’in yüksek enerjisini çok iyi tanımlamak gerekir. Bu kürenin gerçek mesajı Bağışlama dır. Merhamet sayesinde Hayat Ağacı, Kabala için hayati önem taşıyan kabul etme kavramını ortaya çıkarır. Kabalaya göre bize kötülük yapanları affedersek onların kim olduğunu özde kabul etmiş oluruz. Dalai Lama, Musa, İsa, Muhammed Yaşam Ağacı’nın bu mekaniğini çok iyi kavramışlardır. Ağaç içinde, insan özellikleri arasında en çok yüceltilen Merhamettir. Şefkat, dünyada cenneti yaratmanın yoludur denir. Şefkati öğrenmemizin yolu, ego kökenli yargılarımızdan kurtulmak ve kendimizi başkalarının yerine koymaktır. Merhamet bize başkalarının geçmişlerini değerlendirmemizi mecbur tutar. Merhamet astrolojide gezegen olarak Jüpiter ile ifade edilir. Tanrıların Kralı olan Jüpiter, Merhamet içinde yaşar. Güneş’ten aldığı enerjinin iki katını dışarıya verir. En iyi Kabalistik gezegen Jüpiter’dir. Çünkü aldığından fazlasını verir. İbranicede Jüpiter’e erdemli anlamına gelen tzedek denir. Astrolojide Jüpiter, verici olan iyi babayı temsil eder. Bu kürenin özelliği olan Şefkat dolu davranışlarımızla yüce bir var olma haline yükseliriz.
GEVURAH- ADALET: Edilgen veya dışsal duygunun sıfatı Gevurah, Adalet’tir (Yargı). Beşinci küredir. Disiplin, adalet ve ayırıma olan eğilimlerimizde ortaya çıkar. Tanrı’nın insanları kahramanlara dönüştüren, hayat veren yaratıcı kuvvet olan Elohim Gibor adı ile anılır. İnsan vücudunda sol el, sol kol, sol omuz’a karşılık gelir. Merhamet su elementini barındırırken, Kudret ateşin somut örneğidir. Sıcaktır ve kırmızıdır. Kuvvet ve kararlılık ve enerji getirir. Kararlı ilerlemek için bu kürenin enerjisinden faydalanırız. Merhamet küresinin genişleme ve rahatlatıcı enerjisinden sonra Kudret küresi fren görevi yapar. Kudret küresinin enerjisi bizi uyandırıp dışarı çıkıp harekete geçmemiz için aktive eden enerjiyi verir. İrade sütununun ( kısıtlayıcı sütun) ortasında kalan Kudret kabı frenleri temin edip uygular.
Maddesel dünyanın Işık tarafından kör edilmemesi için hızını yavaşlatan zıt kuvveti sağlar. Kudretin kılıcı hayatımızda ihtiyacımız olmayan şeyleri kesip atmak ve ihtiyaç duyduklarımız içinde savaşmak becerisini sunar. Sol kolonda bir üstteki Anlayış küresinden disiplini öğrendik. Kudrette disiplini uygulamaya koyarız. Kudret lideri temsil eder, galip gelmek, fethetmek ve kahraman anlamlarını taşır. Bu kabın özellikleri kontrol edilemediğinde parçalanmaya mahkum olur, karanlık tarafı kızgınlık ve şiddet olara ortaya çıkar. Kudret Astrolojide Mars gezegeni ile ifade edilir. Rengi kırmızıdır. Kudretin kırmızı enerjisi de farklıklar gösterir, saldırganlık, kızgınlık ve insiyatif gibi. Kudret bizi gerçek potansiyelimize uyandırır. Ondan önce huzur ve uykunun küresi Merhamet gelir, bu küre keyifli ve rahattır. Ama bir hedefe ulaşabilmek için, Kudret küresinin bizi itmesine ihtiyaç duyarız.
TİFERET- GÜZELLİK: Uyumun, hakikatin, zafer ve görkemin sıfatı Tiferet, Güzellik’tir (Öğretmen). Altıncı küredir. Sevgi, denge ve fedakarlık olarak ortaya çıkar. Tanrı’nın bilgelik ve anlayış enerjilerinin cinsel birleşmesi olan Yod Hey Vav Hey Eloha adı ile anılır. İnsan vücudunda kalp’e karşılık gelir. Merhamet’in genişleyen ilkesinden Adalet’in sınırlayan ilkesine geçen şimşek, bir basamak aşağıya Denge sütununa döner. Burada Güzellik yani Hakikat açığa çıkmıştır. Güzellik küresi Hayat Ağacının kalbinde durur. Güzellik, uyum ve tam bir denge ile ilişkilidir. Tanrısal Ağaçta Tiferet kabı, Kalplerin Kalbidir. Merhamet ve Adaletin birleşimi olduğundan hem eril hem de dişildir. Eğer bir kişi yeterli saflığa ulaşabilirse Tiferet düzeyinin doğasını kavrayabilir. Bütün peygamberler anlayışın bu düzeyine yükselmişlerdir. Hayat ağacı denge yaymak için tasarlanmıştır. Yukarıya ve aşağıya esneyen cennet ve dünyayı birleştiren bununla genişleyen ve kısıtlayan güçleri yatay bir düzlemde bağlayan bir eksendir. Bu çizgilerin kesiştiği yerde Güzelliği buluruz. Merkezi buluruz. Kalbi buluruz. Güzellik küresi Astrolojide Güneş ile ifade edilir. Rengi altın rengidir. Güzellik fedakarlık ister. Bu küre cennet ile dünyayı bağlayan çizgi ile tüm evrenin içindeki geniş ve kısıtlı güçleri birleştiren eksenin kesiştiği yerdedir. Bu kesişmede muazzam bir fedakarlık gerekir. Egomuzdan fedakarlık.
NEZAH- SONSUZLUK: Etkin ve genişleyen tarafın sıfatı Nezah, Sonsuzluk’tur (Görkem). Zafer ve İhtişam olarakta adlandırılır. Yedinci küredir. Merhamet sütununda bulunur. İlişkiler ve zevk ve doğa ana olarak karşımıza çıkar. Tanrı’nın bilgelik enerjisinin orduları adı olan Yod Hey Vav Hey Tzevaot adı ile anılır. Kalabalıklar veya ordular anlamına gelen Tanrı’nın bilgelik için adını birleştirir. Bu isim bilgelik enerjisinin ordularını çağırır. İnsan vücudunda sağ ayak ve sağ kalçaya karşılık gelir. Sonsuzluk ve ondan sonra gelen küre olan İhtişam, Hayat Ağacının hareket planını oluştururlar. Sonsuzluğun küresi üremeyi ve büyümeyi yönetir. İçimizdeki kalp atışını ve sindirim sistemi gibi hareketlerin tümünü yönetir. Güzellik kalbin kendisini sembolize ederken, Sonsuzluk küresi kalbin tekrarlamalı atışlarıyla gerçek yaşamı verir. Bize yaradılışımızın devamını sağlayan tabii fiziksel metodların temel ilkelerini öğretir. Astrolojide Venüs gezegeni ile ifade edilir. Cazibenin ve ilişkilerin tanrıçası Venüs, bedenin zevklerine hükmeder ve bu küre kendinizi şımartmaya davet eder. Bu zevkler bizi durgunluktan çıkarır, yaşamı devam ettirir. Bu kürenin aşırı kullanılması kibir, ahlaksızlık ve yapmacılığa sebep olur.
HOD- TİTREŞİM: Edilgin ve sınırlayan tarafın sıfatı Hod, Titreşim’dir.( İhtişam). Sekizinci küredir ve Ağacın adalet sütununda bulunur. İletişim ve habercinin enerjisi olarak karşımıza çıkar. Tanrı’nın anlayış enerjisinin ev sahipleri adı olan Elohim Tzevaot adı ile anılır. Elohim ordular veya kalabalıklar anlamına gelir. Tanrı’nın anlayış adı olan Elohim sol yarı küreyi, mantığı, lisanı, zaman ve mekan içindeki sorunların maddeleşmelerini yönetir. Lisan ve iletişim yoluyla materyal şeylerin yaratılışını beslemek için Elohim’in askerlerini çağırır. İnsan vücudunda sol ayak ve sol kalçaya karşılık gelir. Tüm iletişimlerin hepsi, İhtişam küresinden doğar. İyi bir iletişim hayatımıza ışık ve netlik katar. Evrendeki her olayla ilgili sonsuz sayıdaki olasılığı net bir resme döküp başkalarının da anlamasını sağlar. Hayat Ağacı’nın üzerinden aşağıya indikçe enerji daha pratik ve yoğun bir hal alır. İhtişam, dıştan hareketleri, güçleri, kalıpları, sağlamlaştırılmış düşünceleri ve duyguları yükseklerden alan ve gerçek fiziksel maddelerin içine koyan mimardır. Sihrin ve kehanetin küresidir. Tanrı dünyayı tek bir kelime ile yarattı ‘’Işık Olsun’’ dedi ve Oldu. İhtişam küresi, dünyada ilahi bir parlaklık üretme arayışıyla Tanrı’nın sırlarını kelimelere döker. Bu küre Astrolojide Merkür gezegeni ile ifade edilir. Merkür gezegenin kabalistik sembolü Bet harfidir. İbranicede Bet düşüncenin oturduğu yerin kabalistik kodu olan ‘ev’ anlamına gelir. Düşüncelerimizi kelimeler ile ifade ederiz.
YESOD- TEMEL: Denge sütununda bulunan Yesod yani Temel küresi bilinçaltı ile ilişkilidir. Dokuzuncu küredir. Cinsellik, ölüm ve dönüşüm temaları ile karşımıza çıkar. Kişiliğimizin temelini oluşturur. Üretkendir ve yansıtıcıdır. Güzellik küresinin altında bulunur. Yaşam ağacında hayatın temeli ölüm ve dönüşümdür. İmgelerin imgesi (tasarımların tasarımı) olarak idrak edilir ve Ağaç kendini görür. Yesod yani Temel küresi aynanın içindeki aynadır. Cinsel saflığın içsel anlamını taşır. Bu kürenin gücü bağımsızlığıdır, hiçbir şeye bağımlı değildir. Bu öyle bir bağımsızlıktır ki, diğerlerine fiziksel, ruhsal ya da tinsel hiçbir yardıma ihtiyaç duymaz. Bu durum yalnızca bizim, bizim kendimizin içine gidebileceği ve ancak kendi kendimizi geliştirebileceğimizi anlatır. Tanrı’nın, Tanrı canlıdır adı olan Shaddai el Hai adı ile anılır. ‘’Benim gölgem, Tanrı hayattadır’’ anlamını taşır. Astrolojide Ay ile karşılık bulur. Temel kabı, üst kısımlardaki kürelerdeki imgelerin, madde düzleminin bilincine yansımasını sağlar. Ay bu küreye hükmeder çünkü Güneş ışınlarını dünyaya geri yansıtır. Işığı bize yansıtır ve ışımaya devam eder.
MALKUT- KRALLIK: İrade sütununda bulunan Malkut (Egemenlik), Krallık küresidir. 10. küredir. Birinci küre olan Taç yani Keter’i tamamlar. Bütün kapların özelliklerinin aktığını ve fiziksel dünyaya iletildiği huniye benzetilir. Tanrı’nın Ruhu olarak anılır. Son küredir. Tanrı’nın Dünyanın Efendisi adı olan Adonai Ha’aretz adı ile anılır. Fiziksel elementleri kontrol eden ilahi kuvveti yüceltir denir. Tanrı’nın en alçakgönüllü ismidir.
Tanrısal şimşek (zimzum) onunla topraklanır. Kendi doğasında dört evreden oluşur ve bu evreler Ağacın içinde bir bütün olarak vardır. Ağacın kökleri, gövdesi, dalları ve meyvesi ve ya Tanrısalın İradesi, Zihni, Kalbi ve Vücudu var oluşun içine ve aşağıya doğru büyürler. Bizde ise bu dört evre birbirleriyle etkileşimleriyle bizi yaşamda tutan dört element olan ateş, toprak, hava, su ile anlatılır. Bu küre ile sonunda sadece bizim hayatımızın hikayesi olan Krallığa varırız. Bizim maddesel dünyamızı, dünyevi bedenimizi barındırır. Maddesel dünyadaki deneyimimizi ve yaşamımızı anlatır. Kendisinden önce gelen tüm kürelerin enerjilerinin tümünü dahil eder ve uygulamaya sunar. Krallık burada olma sebebimizdir. Astrolojide gezegeni Dünya’dır. Vücudumuzda ayaklar ve kök çarka ya karşılık gelir.