05 Mart 2008 Çarşamba 10:28
Prof. Topuz, öyle şeyler söyledi ki; göz göre göre kanser oluyoruz...
Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi ekran başına kilitleyen
açıklamalar yaptı...
İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi
ekran başına kilitleyen açıklamalar yaptı.
Topuz, kanserle mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekerek
hamile kadınların ve bebek sahibi insanların evde dikkat etmeleri
gereken noktaları anlattı.
Erkan Topuz, bulaşık deterjanlarından, halıların temizliğine kadar çok
önemli ayrıntılardan bahsetti. 'Benim mücadelem bu yaştan sonra
halkımızı kanserden korumaktır. Kanser tedavisi sonra geliyor. Bir
korunma bin tedaviden evladır. Bunları ilk defa duyuyorsunuz ama
gerçek bunlar. Ben bunları kendimi bu işe adadığım için anlatıyorum.
Bu anlattıklarımı Türkiye ilk defa duyuyor. Belki dünyada da çok az
duyan vardır' diyen Prof. Dr. Erkan Topuz, herkesi şaşırtan
açıklamalar yaptı.
'Ben gerçekleri anlatıyorum. Ama çok fazla anlatmıyorum çünkü her şey
sarsılabilir Türkiye'de' diyen Topuz'un sarsıcı açıklamaları şöyle:
-Evde sokakta giydiğimiz ayakkabılarla dolaşmamalılar. Eğer evde
ayakkabı ile geziyorsak dışarıdan geldiğimiz ayakkabıları çıkartıp
başka bir ayakkabı giymeliler. Çünkü dışarıdan giydiğimiz ayakkabı ile
eve soktuğumuz pestisitler kanserin en önemli sebeplerinden bir
tanesidir. (Pestisit: Tarım ürünleri, kimyasallar, egzozdan çıkan
gazlar vs)
-Kanserle mücadele anne karnında başlıyor. Anne adayları aşırı
miktarda vitamin almaktan kaçınsınlar. Çünkü bilinçsizce alınınca
vitaminin içindeki kobalt, bazı aşırı miktarda minareller... Doktor
bir tane yut diyordur ama çocuk gelişsin diye bir kaç tane yutuyorlar.
Bu çocukta birikime sebep olabilir ve kansere neden olabilir.
-Gökkuşağının 7 rengini, ne buluyorlarsa, hepsinden günde en azından
3-5 tane yesinler. Her bir renkte bir şeyler var.
-Kırmızı et alsınlar gebeler haftada 2 kere. Özellikle balıkla
beslensinler. Sağlıklı bir insanın kansere yakalanmaması için, bebeğin
daha anne rahmindeyken vücudunun direncinin artması ve zehirleri
alarak bağışıklık sisteminin bozulmaması lazım.
-En tehlikeli yer halıdır. Halı bütün pestisitleri tutar. Bu nedenle
halıların temizliğine dikkat ediniz. Kesinlikle deterjanla
temizlemeyin. Sirkeli su ile silin.
-Deterjan kullanınca muhakkak eldiven kullanın. Plastik eldiven
kullanmayın, içine izci eldiveni giyin. Çünkü deterjanlar alerjiktir
ve ufak dozlarda alındığı takdirde kronik olarak kanserojendir. (İzci
eldiveni: Pamuk eldiven)
-Bulaşık makinasında kullandığınız deterjan da petrol ürünüdür,
kanserojendir. Ne kadar yıkarsa yıkansın kalıntılar kalabilir. Eğer
sağlığınızı düşünüyorsanız çıkardığınız bulaşıkları sirkeli suyla ya
da limonlu suyla silin.
-Her türlü deterjandan kaçınız. Devamlı olarak zeytinyağı ve defne
sabununu seçiniz. Ellerinizi, vücudunuzu hakiki zeytinyağ, defne veya
fıstık yağından yapılan hakiki sabunlar da seçilebilir. Bunları örnek
olarak söylüyorum. Deterjandan kaçıyoruz ve çok aşırı miktarda suyla
duruluyoruz.
-Beyaz olan her türlü iç çamaşırınızı muhakkak yeni aldığınızda en az
2 kere kaynatınız. Çünkü bunlar beyazlatılmak için kanserojen
maddelerle yıkanıyor.
-Oda spreyleri doğrudan doğruya petrol menşeli. Zehiri soluyorsunuz.
Akciğerinize geçiyor ve dolaylı olarak bağışıklık sisteminizi bozuyor.
-Sebzeleri mevsiminde dondurup saklamakta fayda var. Yalnız bir kez
çözülünce onu muhakkak pişirin. Mikro dalgada bir kere ısıtın. Ateşte
ısıttıklarımızda ise bir kere ısıtınız. Çünkü bir dahaki sefere değeri
ölür. DNA'yı bozar. DNA kırılması da kanserojene yol açar.
-Radyasyon kronik olarak kansere en çok yaklaştıran faktörlerden
biridir.. Televizyondan çok uzak duralım.
-Çocuklarınıza haftada 2 kez balık çorbası içirin ama içine zerdeçal
koymak suretiyle. Soğan, sarımsak ve o mevsimin sebzesiyle yapmalısız.
Çocuk anne karnındayken bu terbiyeyi almaya başlamalı.
-Gebeler haftada 1 kilo balık tüketmeli. Bu miktarın üzerinde balık
tüketilmesine karşıyız. Çünkü en steril balıkta bile az civarda civa
vardır. Bu balıklar dip balıkları olmamalı. Somon veya yüzey balığı,
Akdeniz, Ege balığı olmalı. Marmara'nın dip balıklarını lütfen
tüketmeyiniz.
-Kanola yağı kızartma için en uygun yağdır. Onun dışında birinci
seçeneğimiz zeytinyağdır. Memleketimizin iftihar edebileceği yağdır.
Fındıkyağı da tercih edilebilir.
-Çocuklarımız fastfood türü yiyecekleri 15 günde bir yiyebilirler. Ama
haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde, lenfomalarda ve
lösemilerde 3 kat artış gözükecektir. Çocuklarımıza arada bir
verebiliriz. Ama dışarıdaki yiyeceklerin nasıl kızartıldığını
bilmiyorsunuz. Ona göre hareket edin..
-Çocuklara meyve ve yoğurdu bol yedirelim. Ancak yoğurdu prebiyotik ve
ev yoğurdu olarak kullanalım. Yoğurdunuzu evde yapın. Peynir ve
çökelek fazla miktarda yiyin. Keçi peyniri çok faydalıdır.
-Çocuklarımızı beyaz un, beyaz şeker ve tuzdan koruyalım.
-Belki tuzcular üzülecekler ama Konya'ya akan kanalizasyonlar ve
kirletici sularla, Türkiye'nin en büyük tuzunu karşılayan Tuz Gölü'müz
maalesef torbaların içinde çok iyi steril edilmedikleri takdirde bize
kanseri ufak ufak taşıyorlar. Bu nedenle kaya tuzunu tercih edin. Yani
turşu kurduğunuz tuzu çekin ve çok az miktarda kullanın. Çünkü tuz da
kanserojendir.
-Amerika'daki çocukların tombul olmasının sebebi her şeye şeker
katmalarıdır. Ucuz beslenmedir.
-En faydalı gıdalardan birisi cevizdir. Daha sonra fındık ve bademdir.
Ayçiçeği açık alın. İşlemden geçmemiş olacak, kavurup yiyebilirsiniz.
Ama fındık, ceviz gibi yiyecekleri kabuklu alın. Çünkü içine
böceklenmesin diye ilaç sıkılmaktadır. Sonsuz faydaları olan
yiyeceklerdir. Günde bir avuç muhakkak tüketiniz..
-Elma dünyanın en faydalı gıdalarından birisidir.
-Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalı. Porselen, cam ve çelik
kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda yıkayın. Bunların içine
litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım
saat bekletin. Sonra tekrar yıkamayın. Tekrar mikrop alır.
-Meyvelerin üzerine parlak görünmesi için mum sürülüyor. Bunları
hakiki zeytinyağlı sabundan geçirdikten sonra elma sirkeli sudan
geçirin. Ya da elma sirkesi ile ovun. Meyveyi kabuğuyla tüketin eğer
sterilse.
-Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğunu çöpe atın.
İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pestisitleri
temizleyemezsiniz. Çaresi yok.
-3 ayda bir suyunuzu değiştirin. Çok muhteşem sularımız var ama ne
olursa olsun tabiatı rezil ediyoruz. Satın aldığımız sularda az
miktarda da olsa kanserojen dozlar karışabilir. Bunlar kontrollü sular
ama 3 ayda bir değiştirmek gerekiyor.
-Plastik her yerde zehir. Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi
bir şey... Ben ona girmiyorum bu lafı söylersem yer yerinden oynar. Bu
plastikler ev yapımına girdiler. Doğrudan doğruya inşaat malzemesi
olarak kullanıyorlar. Çok bilinçli olun, çok iyi markalar kullanın.
Bunları söylemem demek Türk ekonomisiyle oynamam demek. Ben insanlara
kendimi adadım, onun için kimseden korkmuyorum açık açık söylüyorum.
-Meyva suyu yerine posasıyla tüketin. Biz kanserli hastalara suyunu
veriyoruz. Meyve suyuna geçmeyen çok madde posada kalıyor. Bu şekilde
kolon ve miğde kanserinden korunmuş oluyorsunuz.
-Bakır, özellikle beyin tümörlerinde ön plana çıkıyor. Çok iyi kalaylı
olursa bu etki azalıyor. Ama kulağınıza bakır küpe bile takmayın.
-Çocuklarımızı yeşil plastik sahalarda oynatmayınız. Plastik çimenler
sentetiktir ve kanserojen madde alabilirler.
-Havuzların iyi temizlenmesine dikkat ediniz. Ozonla temizlemek en
fazladır. Aşırı klorluysa yine kansere hazırlık yapıyorsunuz spor
yerine.
-Bütün beyazlatıcılardan kaçınız. Çocuklarımızın kullandığı o pırıl
pırıl bembeyaz defterler klorla temizleniyorlar. Bunlarla
temizlenmemiş defter kullansınlar. Kullandıkları boyalarda da
kanserojen etkisi vardır.
KANSER DALGA DALGA GELİYOR
Prof. Dr. Erkan Topuz, verdiği şu çarpıcı bilgi ise kanserin
boyutlarını açıkça ortaya koymaktaydı: 'Kanser dalga dalga geliyor..
2020 yılında 20 milyon insan kansere yakalanacak. Ama eğer bunları
yaparsak belki bunu 15 milyona indirebiliriz. O yüzden gözümüzü
açalım. Bu iş çocukluktan başlıyor. Çocuklarımıza bu terbiyeyi vermek
zorundayız. Ailedeki çocuk annesini taklit eder. Anne ne yiyorsa çocuk
da onu yer.'
Erkan Topuz, yaptığı açıklamalar nedeniyle bir takım sektörleri zor
duruma soktuğu eleştirileri için ise, 'Benim için insan sağlığı
birinci plandadır. Ekonomi ikinci plandadır. Bir insanın kanser olması
durumunda devlete ve millete verdiği zarar milyarlarca dolardır. O
yüzden dikkatli olduğunuz takdirde ekonomiye de katkınız olur. Aslında
ben bunları anlatarak Türkiye'nin ekonomisini de kurtarıyorum farkında
değiller' diye konuştu.