Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Üniversitenin görevi “Atatürkçü yetiştirmek” değildir  (Okunma sayısı 29058 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 19, 2009, 07:20:32 ös
Yanıtla #30

Sevgili Popperist; bakınız şuanki Ülkesel gelişmeleri, hatta gerisini ortaya koymamız elbette imkansız, hem buna da gerek yok.. Aydın Insanların öldürülme olayın aslında tahmin etmediğiniz kadar içsel bir bağlantısı bulunmaktadır. Atatürkçü kriterleriyle düşünülüp de sağlam bir demokrasi anlayışının Ülkemizin başta Hukuku olmak üzere her alanına uygulanabilinseydi zaten pek bir sorun söz konusu olmayacaktı. Ancak gelgelelim, Atatürkçü anlayış, tamamiyle çarpıtılıp başta CHP gibi önemsiz ve çatlak düşüncelerinden ötürü tamamiyle yerle bir edildi. Resmen kullanıldı ve haliyle iş çığırdan çıkmış olundu. Zaten bu duruma gelmemizin en önemli sebebi de bu gibi çatlaklardan oluşmuş kimselerin yanlış tutumları, düşünceleri ve davranışlarıdır. Şimdi ben bunların üzerinde pek durmayı sevmiyorum. Ama sonuçta ben de bir birey olarak gelişen toplumsal felaketlere sessiz kalamıyorum. Nereye doğru götürülmek isteniliyor, yanlış bir yönlendirme hakim. ve haliyle de bazı amacından saptırılmış şeyler yüzünden Ülke günden güne çalkalanıp duruyor, peki bunun sonuçlarını, daha ileride neler olabileceğini şimdiden kestirebiliyor musunuz? Eğer bunlardan bahsetmek yerine sessiz kalmayı tercih edenler varsa yapılan en büyük fenalığı gerçekleştirdiklerinin acaba farkındadırlar mı?

Bakınız, sizin hoşunuza gideyim diye sessiz kalmayı beceremiyorsam, üzerime tepkileri bile bile almaktan çekinmeyip belirtmekte diretiyorsam, hatta gelişen bu sürecin tüm olumsuzluklarıyla birlikte değerlendirme yapmaktan geri kalıp sizinle aynı fikirde bile olabilirim ama bunun ne bana ne de şuanki gelişen sürece bir katkısı olur? Tabiki bunda kendimi bişey sandığım değil, aksine yaptmış olduğum bazı kişisel araştırmalar beni bu yönde düşünmeye itti ve ben de doğal olarak başka türlü düşünüp, sonuçları hakkında bir yargıya sahip oldum. Bunu düşünen her beyin rahatlıkla yapabilir. Yalnız bazı hususlarda temkinli davranmam gerektiği için bazı açılmayan hususları dile getirmek isteyişim tamamiyle bir polemik yaratmak değil, böylesi basit işlerle hiç işim olmaz. Elbette sessiz çoğunluğun bildiklerinin yanında benim bildiklerim adeta bir hiç kalır ama olayın başka türlü düşünülüp, belirtilmesi gerekenlerin açıklığa kavuşturulması taraftarıyım, o kadar..

Özür dilerim, belki bazı hususlarda kırıcı olabildim ama söylediğim gibi amacım hiçbirbiçimde hiçbirinizi hedefl almak değil, hele de kişiselleştirmeden uzak salt düşünce bazında hareket edip herşeyin ılımlı bir yöntemle yaklaşılıp değerlendirilebilineceğinin kanısındayım.

Saygılar, bu arada sanırım bu kadar görüş belirtmem yeterli, daha ileri gitmek ve bu hususta konuşmak istemiyorum.          
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Aralık 19, 2009, 10:27:09 ös
Yanıtla #31

sn. popperist,
bazı meçhul olaylardan bu kadar "emin" söz ediyor olmanız "popperist" olmanızın bir sonucu mu? yoksa olayları 1.el bir kaynaktan mı öğrendiniz? ( sözde gazetelerden ve basın kuruluşlarından örnek vermeyin ama lütfen )

kendiniz rumuz olarak "...ist" gibi bir sıfat kullanırken, "Kemalist" ya da "Atatürkçü" olarak kendini tanımlayan herkes ( TSK mensupları da dahil ) darbeci ya da tek adamcı mı ?
Bilgi , en kutsal güçtür !


Aralık 19, 2009, 10:36:33 ös
Yanıtla #32
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Isabell, öncelikle sizin spiritüel ya da dini görüşlerinizin (kaç kez dünyaya gelmek, kaç aşamadan geçmek gibi) diğer insanlar tarafından benimsenmesi ve bu benimseme zemini üzerinde tartışma yapılması gibi bir zorunluluk yoktur. Bu inancınız göz önünde bulundurularak "hmm Atatürk gibi olmam için x kere daha dünyaya gelmem lazım, iyisi mi ben eleştirmeyeyim bu durumu" denilmeyecektir, denilmesini de beklememelisiniz. Bu inanışınıza saygı duymakla birlikte, bana veya bir başkasına bu şekilde mutlak doğruymuş gibi dayatılmasına karşı çıkarım. Bu temelde tartışmayı da doğru bulmama hakkım mahfuzdur.

"Atatürk'ü takdir edebilecek seviyeye bile gelememek" hali Atatürk'ü ve fikirlerini dogmatikleştirmek ve ona kutsallık atfetmektir. Yine buna da inanabilirsiniz ama buna inanmayan kişilerin bilinç seviyesi hakkında "otomotikman" bir yorum yapma hakkını size kazandırmaz.

Sizin söyledikleriniz tam olarak söylediğiniz şekillerde anlaşılıyor. İnsanların başka yönlere çekmesi paranoyasını bir kenara bırakıp; naçizane bir şekilde kendi düşüncelerinizi ne derece yetkinlikte ifade edebildiğinizi veya ifade ettikleriniz tepkiyle karşılandığında onların arkasında durup, duramadığınızı sorgulamanızı tavsiye ediyorum.

"Bir bilinç seviyesi ölçü birimi olarak Atatürkçülük" kullanımı hangi standartlara göre belirleniyor onu da çok merak ediyorum. Üniversitelerin görevinin Atatürkçü yetiştirmek olduğu fikrine en çok sahip çıkan CHP ve kendisine merkez sol adı veren partilerken, siz aynı CHP'yi "önemsiz ve çatlak düşünce" olarak nitelendiriyorsunuz. Hangi kıstaslara göre alıyorsunuz Atatürkçülüğü? İnsanlara yakında "hmm sen 78 Atatürkçü seviyesinde bir bilince sahipsin, siz aşağı yukarı 55 Atatürkçü seviyesinde seyrediyorsunuz biraz daha fosfor alın" denilmesi korkusu içerisindeyim zira...

Sapla samanı o kadar karıştırıyorsunuz ki üniversitelerin belli bir ideoloji doğrultusunda öğretim vermesini eleştirmekle Atatürkçülüğü eleştirmenin ve hatta Atatürk'ü eleştirmenin aynı şey olduğunu zannediyorsunuz. Bu başlıkta eleştirilen şey ilk söylediğim olan "üniversitelerin belli bir ideoloji doğrultusunda öğretim vermesidir." Oysa üniversiteler özgürce bilim üretilen alanlar olmalıdır. Çünkü özgürlük olmadan bilgiye ulaşamazsınız. Ha bunlarla beraber Atatürkçülüğü veya Atatürk'ü eleştirmek için de Atatürk seviyesine gelinmesine ihtiyaç yoktur. Bunu siz belirleyemezsiniz. Her şeyden önce bilinç, ölçülebilen bir olgu değildir. İnsanlar peygamberleri de, siyasi ve askeri liderleri de, ailelerini de, müzik gruplarını da, herhangi bir bireyi de hakarete başvurmadan eleştirebilirler. Eleştiri yanlış veya muhatabına zarar veren bir eylem değildir. Özgür zihinlerin bireysel yorumlarıdır.

En akılsız, mantıksız birine de söz hakkı tanınmalı. Söz hakkı tanınıp diyaloğa girilmeli. Böyle birine de fikirler özgürce anlatılmaya çalışılmalı. Ona cevap verecek saygı gösterilmeli. O akılsız ve mantıksız birine tanınan söz hakkı sonucunda söylenen şeyler muhatabının aklına ve mantığına uyuyorsa kabul edilebilmeli. Eğer akılsız ve mantıksız kişinin sözleri de üstün bir bilinç tarafından bakıldığında akılsız ve mantıksızsa onları benimseyecek kadar akılsız ve mantıksız olmak gerekir veya akıllı ve mantıklı kişiler bu akılsız ve mantıksız fikirlere karşı yeteri kadar akıllı ve mantıklı fikirler ortaya koyamıyor demektir. Bunun adı da ifade özgürlüğüdür.

Sizin Atatürk'ü yüceltmeye hakkınız var ancak kişilerin de yüceltmemeye hakkı var. Ve bu hususta elinde kolluk gücü bulunduran bir kurum (devlet) insanlara herhangi bir şekilde baskı kurmamalıdır. Bazı şeyleri söylemek zorunda bırakmamalıdır. İnsanlar özgür iradeleriyle kişiyi yüceltip yüceltmeyeceklerine, saygı duyup duymayacaklarına karar vermelidirler. Bunun anlaşılması gerekir.
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Aralık 19, 2009, 10:44:50 ös
Yanıtla #33

Tamam güzel kardeşim, siz nasıl biliyorsanız öyle yapın.. özür dilerim sanırım haddimi bir hayli aştım, lütfen kusuruma bakmayınız. Bende sorun var. Anlaşılamama gerekçemden dolayı ki bu tamamiyle benden kaynaklanıyor, bir daha görüş, fikir belirtmeme kararını aldım. Size güzel ve mutlu ortamlarla birlikte anlamlı paylaşımlar dileyerek sanırım ortamdan çekilmem kendim için de başkaları için de ( kafa karışıklığına sebep olup, zihinleri bulandıran bir virüs olduğumdan ) iyi olacağını düşünüyorum.

Umarım Mutlu Yarınlara doğru yol almanız dileklerimle..

 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Aralık 19, 2009, 11:26:25 ös
Yanıtla #34
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Estağfirullah benim zihnimi bulandırmanız mümkün değil, haddinizi aştığınızı da düşünmüyorum. Herkesin fikrini belirtme hakkına saygı duyarak, kendi fikrimi belirttim sadece. Sizin kararınızdır, güzel temennileriniz için teşekkür ederim. Saygılarımla...
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Aralık 20, 2009, 10:47:04 öö
Yanıtla #35
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Neredeyse polemiğe dönüşmüş bu tartışmanın biraz soğutulması gerektiğini düşünüyorum.

Ünüversitelerin Atatürkçü yetiştirme misyonu,12 eylül mantığının bir ürünü gibi görünüyor,dolayısıyla kimi kesimlerce yadsınması doğal...

Bunun yanısıra,sayın İsabel kendi inançları doğrultusunda Atatürk'ümüze özgün bir anlam yüklemiş.İnancının ışığında O nu farklı bir seviyede görüyor,buna da saygı duymak gerekir.Taraflar,aynı başlık altında farklı konuları tartıştıkları için,tartışma sonuçlandırılamıyor.

Aslında herkesin inandıklarını destekleyici makul sebepleri var.Böyle kabul etmek gerekir,diye düşünüyorum.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Mart 17, 2015, 01:42:15 ös
Yanıtla #36
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 24

      Üniversitelerin görevi elbette sadece Atatürkçü yetiştirmek değildir. Üniversite doktor, mühendis, mimar, öğretmen, hukukçu, ekonomist, sanatkar, din adamı, gazeteci, bilim adamı vs. yetiştirir. Ama ne yetiştirirse yetiştirsin  Çağın dehasının , “Ben size manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, cemiyet- lerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telâkkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur,"  düsturuna uygun olarak yetişirse adam gibi yetişir.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
4438 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 17, 2007, 07:39:41 ös
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
5897 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 17, 2007, 07:43:49 ös
Gönderen: shemuel
48 Yanıt
34371 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2007, 08:23:33 ös
Gönderen: shemuel
28 Yanıt
70319 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2017, 08:24:27 ös
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
11856 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2014, 07:54:45 ös
Gönderen: Tace
0 Yanıt
14680 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 05, 2008, 02:15:26 öö
Gönderen: bugfree
0 Yanıt
5086 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 13, 2009, 10:01:36 öö
Gönderen: karahan
1 Yanıt
30886 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 20, 2009, 09:20:22 ös
Gönderen: Mozart
32 Yanıt
21927 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 19, 2009, 09:29:05 ös
Gönderen: sun
53 Yanıt
39213 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2017, 08:16:44 ös
Gönderen: ADAM