Tanrı var mıdır?
Merhabalar ben MysticMind. Bu makalemde tamamen kendi fikirlerimi paylaşmak istiyorum. Hiç bir bilimsel kanıt veyahut gerçeklik iddia etmiyorum. Her türlü yorum için teşekkür ederim. Bugün aslında Tanrı'nın varlığı ve yokluğu üzerinde durmak istiyorum. Tarih boyunca insan yapısı inanmaya ve yönetilmeye ihtiyaç duymuştur. Çok çeşitli tanrılar,tek ilah,şekil,baba,ruh,doğa,evren vb. bir çok yaratan icat etmiştir. Fakat gerçek Tanrı'nın isteği hiç bir zaman bu yönde olmamıştır. Çünkü gerçek Tanrı'ya göre insan zaten kamil bir varlıktır. Yönetilme değil yönetim vasıflı yaratılmıştır. Bir nebze yaratma ve yönetme kudretine sahiptir. Ancak olaya Tanrısal gözle bakarsak bunların hiç bir anlamı olmadığını görürüz.
Tanrı dediğimiz kavramın tanımını insanlar; 'Var olan,yaratan,yöneten,kızan,seven,bağışlayan,cezalandıran vs.' olarak değerlendirir. Ancak bu son derece yanlış bir tanım olduğu kadar doğrudur da. Peki Tanrı gerçekten var mı? Olaya biraz tasavvufi boyuttan bakacak olursak Tanrı diye birşey yoktur. Çünkü Tanrı dediğimiz kavram 'HERŞEYİ' yaratandır. Yani akla gelen/gelmeyen herşeyi. Bunun için varlık ve yokluk algısı da dahildir. Yani Tanrı ismini bile takamayacağımız şey, varlığın ve yokluğunda yaratıcısıdır ve O'nun özü hiç bir zaman var veya yok değildir. İşte tasavvuf bu noktada varlık ve yokluk için O'nun tezahürüdür açıklamasını yapar. Mevlana'nın bu konuda ki sözü: Ey makamı var ile yok'un üstünde olan'dır.
Peki Tanrı nedir? Bunu asla ama asla bilemeyeceğiz çünkü eğer bir yaratıcıyı kabul ediyorsak aklımıza gelen herşeyi O'nun yarattığını bilmek gerekir. Yani kızmak,üzülmek,bağışlamak,yaratmak,var etmek,yok etmek O'nun yarattığı birer mahluktur. Asla O'nun özünün bir parçası değildir. Detaylı İslam ve tasavvuf kaynaklarında Tanrı'ya has olayları anlatırken hiç bir zaman 'kızdı,bağışladı,yarattı' demez. Detay her zaman; 'O'nun kızma tezahürü meydana geldi,O'nun yaratma tezahürü meydana geldi vs.' şeklinde geçer. Bu yüzden hiç bir zaman Tanrı için bir şekil,imaj biçilemez.
Peki Tanrı nasıl var oldu? Elbette bu sorunun bir nebze cevabını önce ki paraflarda verdim. Ancak biraz daha detaya inersek, öncelikle sizlere bir soru sormak istiyorum. Tanrı dediğimiz kavram herşeyi yaratandır değil mi? Akla gelen gelmeyen herşeyi. Bunun içine 'ZAMAN' kavramı ve algısıda dahildir. Yani Tanrı, zamanı da var edendir. Peki şimdi kendinizi bir kaç saniyeliğine Tanrı yerine koymanızı istiyorum. Siz, zamanı var etseydiniz, özünüzü zaman içerisinde var eder miydiniz? Elbette etmezdiniz. Özünüz her zaman mahlukunuzdan bağımsız olacak ancak tezahürleriniz zaman içerisinde var olacaktır. Peki bir de var olma,yaratılma kavramına bakalım. Var olmak denen olay zaman içerisinde gerçekleşir. Var olan/Yaratılan herşeyin bir başlangıç zamanı vardır. Başlangıç noktası mevcuttur. Tanrı ise özü itibariyle zamandan münezzehtir. Zaman dışı kalan şey ise ya hiç yoktur ya da hep vardır. Bu da bize sonsuzluk kavramını açıklamaktadır. İslam ve kuran bu konuda ihlas suresi'nde: 'De ki; O Allah bir tektir. Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir). Doğurmadı ve doğurulmadı. O 'na bir denk de olmadı. ' şeklinde açıklama yapar.
Peki Tanrı'yı anlamamız mümkün müdür? Maalesef bunu anlamak mümkün değildir. Çünkü yapı itibariyle akla gelen gelmeyen herşeyi var edenin özünü,yine yarattıklarıyla anlamak imkansızdır. Fakat bu bir nebze insanda görmek mümkündür. Kendinizi uzaktan seyrederseniz ortada bir bilinç görürsünüz. Karar vermek,düşünmek,plan yapmak,özgür irade,bir yargı ve sistem var etmek ve hatta biraz daha uçuk örnek verecek olursak maddeyi var etmek ( kuantum fiziği ) görürsünüz. Bunu sağlayan insandır çünkü Tanrı kendi satırlarında 'Biz insana kendi nefesimizden üfledik ve ona bir irade verdik.' demektedir. Tanrı'nın insandan istediği hiç bir zaman kendisi için kızan,üzülen,affeden,bağışlayan bir yaratan imajı çizmesi değildir. İnsan-ı kamil olmanın gereği YOK olmayı bilmekten geçer. Dikkat ederseniz tarihin kamilleri oldukça cesaretlidir. Örneğin Hallac'ın BEN HAKKIM sözü ya da Mevlana ve Yunus'un yaratana dair sevgili,dost,aşk sesleniş ve imaj cürretinde bulunmaları aslında onların zaten yokluğu çoktan idrak ettiklerinin bir göstergesidir. O'nlar yaratanın her tezahürüyle var olmayı ve her tezahürünün üstünde olup,YOK olmayı kavramışlardır. Bu konu biraz daha tasavvufi konulara girdiği için makaleyi burada sonlandırmak istiyorum. Teşekkür ederim.
MysticMind