Sn. Veritas, aynı saygıyı ve hatta sevgiyi benim de size duyduğumu bilmenizi isterim.
Evet Masonluk, melamilikten, mevlevilikten, bektaşilikten farklıdır. En azından farklı olduğu hususunda mutabık olduğumuzu düşünüyorum. Elbetteki bektaşi deyişlerinde, mesnevide, divan-ı kebirde ve benzeri eserlerde kendimizin ayırdına varmamız için pek çok güzel deyiş, anlatış, duyuş vardır. Hacı Bektaş-ı Veli'nin "ne ararsan kendi içinde ara" ifadesiyle benim kastettiğim "ne ararsa kendisinde araması" ifadesinde bence farklar mevcuttur. Sözler benzeşebilir ama anlamlar farklılaşabilir.
Aklın rehber edinilmesi bu farkında temel noktasıdır. Kişiler elbetteki akılla açıklanamayan hususlara ihtiyaç duyabilirler. Bir Mason'un mevlevi, bektaşi olmasına da bir engel yoktur. Ama şu mümkün değildir diye düşünüyorum; tasavvufun Masonluğun içine sokulması. Evliya'dan muradım da tam budur. Mevlevilik, Bektaşilik, vesairelik birer tarikattır. bunlar acaba aklı mı kendilerine rehber bilirler? eğer evet aklı rehber bilirler denirse söylediğim herşey boşuna demektir. Ama yok aklı rehber bilmezler ise o zaman daha en temel argümanda bir farklılık söz konusu demektir ki dediğim sözün doğruluğu ortaya çıkar.
Masonluk acaba taleplisine bir şeyhe, ermişe, dervişe mutlak bağlanmasını mı ister? Yoksa kendisinin günlük işlerden uzaklaşıp aa sıra düşünceye dalmasını, her yerde aklı hakim kılmasını mı?
1990'da Ebedi Maşrık'a intikal eden Prof. Dr. Ziya Umur Üstad (ruhu şad olsun) "Masonlukta çok şey var ama, hiç birisi Masonluğun kendisi değil" der.
Böyle bakınca a Mevlevilikte şu var Bektaşilikte bu var e bunlar Masonlukta da var o zaman aynı şeyler diyemeyiz diye düşünüyorum.
Saygılarımla.
----
Hamiş: Daha önce de aktardığım ve çok hoşuma giden bir söz var. bir Üstad şöyle diyor "Masonluk nasıl zevkedersen oyledir"... bu sözle bağlantılı olarak ifadelerim benim zevk edişimle alakalıdır. Yoksa başkasının Masonluğu başka türlü olarak görmesi de mümkündür.
Mimar Sinan, yapımına başladığı Süleymaniye'nin inşaat sahasında dolaşıp işçileri tanımak istemiş. İşçilerden birinin yanına yaklaşıp sormuş
-burada ne yapıyorsunuz?
- temel çukuru kazıyorum demiş birisi.
Bir diğeri "Çoluk çocuğun nafakasını çıkarıyorum".
Bir üçüncüsüne de sormuş. O ise "Görmüyor musun? Bir mabed yapıyorum" cevabını vermiş.