Amerikan ekonomisi üzerindeki tartışmalar artık tartışma boyutunu aşıp dramatik bir "çöküş hikayesi"ne dönüştü. Tabii bu "durgunluk", "gerileme", "çöküş" ya da "Armageddon", sadece ekonomik değil, dünyanın en büyük gücünün günden göne erimesi, çaresizleşmesi anlamına da geliyor. Böyle olunca da, ekonomik sonuçları kadar siyasi ve toplumsal sonuçlarını da dikkatle izlemek gerekiyor
Olayın başka anlamları da var: İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyayı yöneten ABD, ilk kez bu kadar büyük bir kriz yaşıyor. Bugünkü durumu 2. Dünya Savaşı öncesi şatlara benzetenler yeni bir dünya savaşı korkularını da açıkça ifade edi-yor. Bence bu dünya savaşı şu an zaten yaşanıyor.
Hemen not edelim: Olayı sadece ekonomik verilerle görenlerin öngörüleri hiç de gerçekçi olmayacaktır. Nitekim olmuyor da. Sadece ekonomik çerçeveden bakanların, "kesin kabuller"in dışına çıkmaları mümkün olmuyor. Onlar; istatistiki verilerin ötesine geçip dünyanın nasıl bir geçiş süreci içinde bulunduğunun resmini iyi çizmiyorlar.
Pazar günü, ABD'nin en güçlü finans kuruluşlarından Lehman Brothers iflasını istedi. Yani battı. Ülkelerin ekonomisini yönetenlerin aslında kendilerine bile yönetemediğini görüyoruz şimdi.
158 yıllık bir şirket, 25 bin çalışanı var, yüz milyarlarca dolar paraya hükmediyor, 2008'yılı için "en iyi yönetilen 50 şirket" arasında sayılan Lehman Brthers batarken, bir başka benzer kuruluş olan Merill Linch ise 50 milyar dolara satıldı. Yani batmaktan kurtarıldı. Tabii şimdilik…
Bunlar, dünya ekonomilerine yön veren, özellikle gelişmekte olan ülkeleri ip üzerinde oynatan şirketlerdi. Ama kendilerini bile yönetemediklerini nasıl da görüyoruz şimdi, değil mi? O zaman, dünya ekonomisinin nasıl da zayıf göstergelere göre şekillendiğini, finans kuruluşlarının bütün insanlığı nasıl da rehin aldıklarını bir daha görmek zorundayız.
Lehman Brothers ve Merill Linch gibi kuruluşların batmak üzere olduğu daha Mart ayında ortaya çıkmıştı. Biz de bu köşede iddialara yer vermiştik. Mart 2008 itibariyle Lehman Borethers, JP(Pierpont) Morgan Case, Morgan Stanley hatta Citigoup'un batma ihtimaline ilişkin tartışmaları aktarmıştık.
Bankalara el oyma, iflas, batışlar… Bunlar ABD yönetiminin kaldıramayacağı bir büyüklüğe ulaşacaktır. Mortgage krizinden bu yana olanları hatırlayalım. ABD, Avrupa ve G-7 ülkeleri merkez bankaları, çöküşü engellemek için bankalara yüz milyarlarca dolar aktardı. Ama yetmedi, yetmeyecek. Buna rağmen iflaslar ardı ardına gelecek. Çok sayıda banka batağı gibi, dev finans kuruluşların batışı ülkeleri de batıracak tehlikeler içerebilecek.
Mesele bu ayrıntıları, teknik bilgileri aktarmak değil. Mesele, olayın niteliğini, dünyanın nasıl bir çatışmanın içinde bulunduğunu, ne tür bir geçiş dönemi yaşandığını, finans sisteminin neden tıkandığını, bundan sonra nasıl bir dünya ekonomisinin şekilleneceğini algılamakla ilgili.
Bütçe açığını kapatmak için yüz milyarlarca dolara, ekonomisini ayağa kaldırmak için trilyonlarca dolara ihtiyaç duyan, bu yüzden kaynak ve fonlar için savaşlar, işgaller planlayan bir ülkeden söz ediyoruz. Ekonomisini dengede tutmak için yıllardır dünyadan çektiği devasa fonlar artık başka adreslere gidiyor. Asya ve petrol bölgelerinden akan dolarlar iç piyasayı dengeliyordu. Artık yete-rince gelmiyor. Gelmezse ABD'nin devasa dış borcunu finanse etme şansı bile kalmayacak.
Yani; büyü bozuldu. Mekanizma işlemiyor, tezgah çöktü. Dünyanın kaynaklarına el koyarak, yeryüzünün bütün imkanlarını ele geçirerek güvenceye aldıkları refah artık çöküyor. ABD'de başlayıp Avrupa kıyılarına gelen bu çöküş, bazıları tarafından küçümsense, yok gibi algılansa, yalanlarla üstü örtülmeye çalışılsa da bir gerçek. Hem de dünyayı çok korkutan bir gerçek.
Merill Linch'i 50 milyar dolara satın alan Bank of America bile tehlikede. Dolayısıyla bu alış verişler kimseyi kandırmasın. Şu anki duruma Küresel Titanik diyorlar! Düşünün; sadece Bush yönetiminin yanlış uygulamalarının ABD'ye maliyeti 3 trilyon dolar! Ekonomi otoriteleri, ABD ekonomisinin artık sürekli düşüş eğilimine girdiğini söylüyor. Daha net ifadeyle çöküşe geçtiğini.
Hatırlıyorum; Aralık 2004'te bu köşede yayınlanan yazının başlığı şöyleydi: "Büyük çöküş: Amerika için kıyamet kapıda" Bu, ideolojik bir karşıtlık değildi. ABD ekonomisi hakkında yayınlanan bir raporuydu söz konusu olan. Şöyle diyordu: "Amerika'nın topyekün ekonomik çöküşten kurtulma şansı sadece onda bir. Bu çöküşten sonra kendini vuracak ekonomik gerilemeden kurtulma şansı onda üç. Ardından (üçüncü aşama) gelecek karmaşadan sonra nihai anlamda ekonomik kıyametten (Armageddon) kurtulma şansı ise onda altı." O günden sonra bu köşede yayınladığım çok sayıda yazı, altı ay ya da bir yıl sonra doğrulandı.
Sadece 8.2 trilyon dolarlık emlak piyasasındaki krizin ardından gelen krizin ABD'ye ve dünyaya maliyeti 8 trilyon doları çoktan aştı. Hiçbir ülke bugünkü sistemde, finans kuruluşlarını merkez bankalarından para aktararak kurtaramaz. Bu, banka iflası değil, sistem iflasıdır. Borsanın ve paranın zayıfladığı, kaynakların güç kazandığı bir noktaya doğru ilerliyoruz.
Dahası krizin dünyayı hızla savaşlara sürükleyebileceği, devletleri hırçınlaştıracağı, otoriter rejimlerin ve faşizmin güç kazanacağını söyleyenler var.
Yeni dünya düzenini kurmaya çalışanlar, işe önce kendilerinden başlamak zorunda kalacaklar. Öngördükleri düzen başlamadan çöktü!