Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Insan => Konuyu başlatan: Prenses Isabella - Mayıs 10, 2007, 02:25:40 ös

Başlık: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 10, 2007, 02:25:40 ös
İzninizle haddimi aşmayarak yaşam konusunda sahip olduğum fikirleri siz saygıdeğer arkadaşlarımla paylaşmayı istiyorum, öncelikle bana hoşgeldin diyen bütün arkadaşlara sonsuz saygılarımı ve selamlarımı bildiriyorum,
Yaşamımızın ne yazık ki gelip geçici dünyevi zevklerin üzerine temellendirdiğimiz, daha çok kendimizi dışsal dünyaya kaptırdığımız ki burada kastettiğim şey maddiyata kapıldığımız kadar maalesef üzülerek söylüyorum ki manevi güzelliklerden, manevi zenginliklerden yoksun kaldığımızı belirtmek durumundayım.
Bu dünyada giderek Sevginin ve Saygının azaldığı haliyle Erdemli ve Bilgili Kimselerin azlığından dılayıdır ki sanırım bana göre tabiki yaşamı felce uğratıyor, yerini kin, nefret ve düşmanlığa bıraktığından dolayıdır ki en yakınımızdaki insanara dahi güvenemez olduk.
Oysa gönül isterdi ki siz sevgili kardeşlerim demeyi çok istiyorum ama çekindiğimden dolayı lütfen beni mazur görün, dostlarım olarak ifademi düzelteyim, sizlerin de benim gibi sevgi ve kardeşliğin mükemmelleştirildiği bir toplumda yaşamayı arzuladığınızdan kendim kadar eminim!
İnsanoğlu olarak ben yaşam felsefemi varoluşumun üzerine temellendirdim ve bunu kendi yaşamıma uygulamayı başarırsam ne mutlu!
Dışsallıktan çok değerlere önem veren İnsanlık Sevgisi çerçevesinde hareket etmeye çalışan bir insanım,
Hayat bana çok şey öğretti, en önemlisi de İnsan olmayı....
Başlık: Re: Yaþam
Gönderen: MASON - Mayıs 11, 2007, 08:40:15 öö
Konu, "Insan" bolumune tasindi.
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Fraternis - Mayıs 15, 2007, 09:06:54 öö
Alıntı
İnsanoğlu olarak ben yaşam felsefemi varoluşumun üzerine temellendirdim ve bunu kendi yaşamıma uygulamayı başarırsam ne mutlu!


Bu cümlede anlatmak istediğiniz ''varoluş felsefesi'' ile ilgili mi?
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 15, 2007, 01:42:32 ös
Sayın Fraternis, öncelikle sorunuzu zamanında yanıtlayamadığım için çok özür diliyorum ve kendimle ilgili olarak zorlandığım birkaç husustan dolayıdır ki size şuan cevap verme fırsatını yakalayabildim.
Tam olarak varoluş felsefesi değil tabiki çünkü sanırım birkaç filozofun bu konuyla bağlantılı olarak değişik görüşlerinin olduğu kanısındayım, bu nedenle de varoluş derken insan olmamın kaynağına inerek neden insan olduğumu anlamayı ve bunun altında çok büyük bir neden olduğunu farketmek bilincine varma kuramından bahsetmek istemiştim, belki de varoluş felsefesi de çok farklı anlamları ifade etmekte fakat bu benim kişisel görüşlerim yani bilgiler üzerine kurulmuş şeyler değil yalnız bunu söylerken de bilgiye çok fazlasıyla değer verdiğimi belirtmek isterim çünkü unutulmaması gereken bir nokta varki o da Tanrı'ya bilgi ve sevgiyle yaklaşılır ve bu çok önemli olan iki faktörü birleştirmemiz halinde erdemliliği yakalayabilme düşüncesindeyim!
Yaşamımda tek şey öğrendim Sayın Fraternis, o da Evreni yaratan Yüce Yaratıcının inanılmaz bilgi kapasitesi ve bilgi düzeyi, ne mutludur ki Tanrı, bu fırsatı biz insanlara sunmuştur, ama önemli olan Yüce Tanrı'mızın bizlere sunduğu herşeyi iyiniyetli olarak kullanmaktır!
Konuma gösterdiğiniz büyük hassasiyetinizden dolayı çok teşekkür ederim,
SAYGILARIMLA       
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: HAMLET - Mayıs 15, 2007, 02:04:25 ös
Neden insaniz? guzel soru. hemde bayagi guzel bir soru.

Neden bir hayvan degiliz yada bir bitki? neden onlardan farkliyiz ve dusunebiliyoruz?

Bunun bircok ihtimali olabilir.

1- Bizim ruhumuz var onlarin yok.
2- Bizlere odul ve ceza lar vaadedilmistir onlara bir hic.
3- Onlar coktan  allaha tapmis ve gereken odullerini almislardir. oysa bizim daha akillanmamiz lazim. yani onlar bizden daha erdemler. bizler daha onlar kadar gelisemedik.
4- hayvan ve bitkiler bizlerin hizmetine yaratilmistir. yani esas olarak yaratilmis tek sey insandir. ve diger hersey onun hizmetine yaratilmistir.

bu ihtimalleri tartismak isterim. ilginc bir soru bu cunku ben bayagi takildim.

Neden "Ol" dugunu farketmek bilinci?
vaybe ben sadece benim gibi anormallerin bu tarz seylerle ilgilendigini dusunurdum. bir bayandan boyle bir soru yada dusunce hic beklemezdim acikcasi. neyse isi fazla kisisellestirmeden dusuncemi soyliyim.
Neden "Ol" dugunu farkedebilmek, seni erdem yapar. ve bence o zaman sadece susarsin. cunku seni anlayabielcek tek bir kisi yoktur. yanliz kalirsin. yanlizlikla yasarsin. inandiklarinla, elindekilere bakarak, mutlu olursun. bu bilinc aslinda cok tehlikelidir bana gore. neden OL dugunu farketmen demek, bu bilincini kotu ye kullanadabilirsin demektir. hem kendin hem disarisi icin.

karisik ama guzel bir konu.

erdemlige giden yol, bilgi ve sevgiden gecer dusuncesini savunuyorsun, aslinda biark haklisin ama bence bunlar yetersiz. erdemlige giden yok, kendi karakterinden ve susabilmektende gecer. sabir, bilgi, ahlak gibi seylerinin son derecede olmasi lazim. ki bende sadece bunlardan biri var. hangisi oldugunu siz dusunun artik :D


gelelim son cumlene. tanri tabiki bilgi seviyesi yuksektir. onda hersyin en ust derecesi bulunur. zaten normal insanin ulasamayacagi seyler ondan oldugu icin o tanridir biz insan.
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 15, 2007, 02:25:17 ös
Ondan hiç şüphem yok zaten bizlerle Tanrı arasındaki en büyük fark da bu değil midir?  O bir Yaratıcı, bizler ise Yaratık!Yani Kul olduğumuzun bilincine varmamız gerketiğini kastetmiştim.
Ayrıca Sayın Hamlet, sizce da canlılarla cansızlar arasındaki en büyük fark canlılarda olan ruhun cansızlarda olmayışı değil mi?Yani bu durumda hayvanlarda ve bitkilerde ruhun olmadığını iddia edemezsiniz değil mi?
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: HAMLET - Mayıs 15, 2007, 02:40:04 ös
iste burda bende tikaniyorum. onlarda ruh olup olmadigini bilemeyiz ama bence yok.

allahin ruhsuzlari iste nolcak :P

saka bi yana, ruh = bilinc  degilmi? onlarda bilinc ve mantik olmadigina gore bence ruhlarida yoktur.
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 15, 2007, 04:40:54 ös
Zaten bu umursamaz tavrımızla çoğunluğumuz ölü gibi yaşadık, gerçekten de yeryüzünde yaşayan insanların çoğu yönetilmeye mahkumdur, bireysel olarak onların düşünmeye hakkı yoktur ve topluluk bilinciyle hareket etmek zorundadırlar, demek istediğim duyarlılık yok, eğer insanoğlu olarak senin hizmetine verildiğini düşündüğün hayvanlardan her türlü faydalandın ama bununla kalmayarak onları hayven olarak aşağılarsan sen de aşağılanırsın, çünkü burada hepimiz yaratığız ve birbirimizden üstünlüğümüz yoktur, hepimiz Yaratıcının eseriyiz, Hayvanlar insanların hizmetine sunulmuştur neden çünkü onların etinden sütünden faydalanmamız için ama bu demek değildir ki onları hayvan diye aşağılama hakkına sahip olarak onlara her türlü kötü muamelede bulunma hakkı asla bize verilmemiştir.
Yeri geldiğinde biz de aynı durumla karşı karşıya kalacağız, bakın çok korkunç bir gerçekten bahsetmek istiyorum;
İnsanların çoğu uykuda ve bu korkunç gerçeğin bilincinde olmadıkları için serbest davranıyorlar, oysa denenme sürecinde olduğumuz ve şimdiye kadar yaptığımız bütün herşeyin bir hesabının olduğunu ve başkalarına davrandığımız gibi aynı şekilde davranıldığımız ve neyle yargılarsak onunla yargılandığımızı aynı zamanda tarafımızca gerçekleştirilen en küçük birşeyin bedelini gene bizler ödeyeceğiz!
Hiç tahmin etmediniz mi İnsanoğlu doğaya bağımlıdır ve şimdiye dek ne yaptıysa doğaya hakim olamadı, gerek fiziksel gerekse ruhsal olarak bir dengede olduğuve bu dengenin bozulması durumundan insan organizmasının yok olduğunu deyim yerindeyse ölüm olayının gerçekleştiğini söylemek istiyorum, her ne kadar ölüm olayı bize basit bir olay gibi gelse de, ölüm olayından sonra biz insanoğlunu neleri beklediğini hiç düşündük mü, ya da bu dünyada gerçek mutluluğu yakalayamadıysak diğer dünyada mı bulacağımızı sanıyoruz!Bununla beraber evrenin de belirli bir dengeden oluştuğunu ve günün birinde bu dengenin bozulmasıyla beraber yeryüzünün yaşanılamaz hale geleceğini hiç mi aklımıza getirmeyeceğiz?
Daha ne kadar vurdumduymazlıkla hareket edeceğimizi sanıyoruz, Artık uyanmanın zamanı geldi ve insanoğlu gerçeği öğrenmek zorunda!UYAN....
Yaşamın profilini ortaya çıkardığımızda insan yaşamları hangi durumda olursa olsun birbirinden ne kadar farklı olursa olsun sonuç itibariyle aynı kapıya çıkmakta bu da ÖLÜM!
Ölüm bir kurtuluş değildir, sana sunulan yaşamsal fırsatını kaybetmen demektir, öldükten sonra da geriye dönüşün yok ve herrşeyi sadece ölüm anında öğrenirsin; Yaşamının sınama sınavı olduğunu....
İnsanoğlu ölümü anında ne olup bittiğini anlamz ve bir anda ölüm olayı gerçekleşmiştir, büyük bir hayret ve şaşkınlıkla gerçeği öğrenir o da; dünyanın bir oyun olduğunu, şimdiye kadar boş işlerle uğraştığını, gerçeği bulması gerekirken sahte dünyanın hayallerine kapıldığını anlar ve Gazap Melekleri tarafından alıkonur, hayattayken başkalarına yaptığı bütün olumsuz herşey kendisine yaşatılmaktadır, ta ki doğum anına kadar gerisin geri yaşamaktadır, tabi acı çekerek, üstelik Cehennem Hayatı daha başlamadıyken, bu dünyanın günün birinde son bulacağını hepimiz çok iyi bir şekilde idrak ediyoruz ama şu bilinçle hareket edersek bence çok daha iyi olacaktır, o da; yeryüzünün belirli bir tarihte cehenneme dönüşeceği!
Tabi buna gülenler çok olacaktır sonunda da ağlayacak olanlar da onlar olacaktır hiç kuşkusuz!Çünkü insanoğlu bu dünyaya gelirken beyni yıkanmış bir biçimde gelir ve şuan size ne zaman öleceğinizi söylesem dalga geçeceksiniz belki de hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamınıza devam edeceksiniz çünkü bu şekilde programlandınız!
Yaşamınızı hep başkalarını izleyerek geçirdiniz, ya da başkalarının hakimiyetinde yaşayarak bu yüzden bireysel bilinç yerine toplumsal bilinç oluşmuştur!Yalnız birşeyi daha vurgulamak istiyorum,
bizler yaşarken aynı zamanda yaşam derslerini almamız gerektiğini ve varoluşumuzun nedenine inerek bizi Yaratan Yüce Yaratıcı'ya dönmemiz gerektiği ve yaşamımızı Gerçek üzerine temellendirmemiz bizim için en önemli amaç olmalıydı!
Hayat acılarla doludur ve hiç kimse bu dünyada asla mutlu olamaz çünkü Tanrı tarafından lanetlenen bu dünya coğrafik bilgimle de bunu pekiştiriyorum batıdan doğuya doğru döndüğünden dolayıdır terstir yani Tanrı'mızla doğru değil!Bunun için ölüm bir felaketin başlangıcıdır ve bizler henüz hayattayken gerçeği öğrenip Tanrı'ya dönmemiz gerekir diye düşünüyorum!...             
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Fraternis - Mayıs 15, 2007, 06:38:43 ös
İnsanoğlu bencilliğini bırakabilse hırslar ve bilginin çekiçiliğini birbiriyle karıştırmadan , ilkel saflık ile modern dünyaya bakabilse belkide sorun çözülmüş olacaktı. Herşey söz ile başladı biz sözü yazılara döktük ordan çoğalttık bildiğimiz dillere çevirdik , son olarak nesilden nesile aktardık ancak Sözün manevi içeriğini ve o içeriğin gereği bir ahlak ve yaşam sistemini yeni nesillere geçiremedik. Bizlere erdemli yaşayan bir toplumdan miras kalmadı bildiklerimiz bizden önceki neslin hatalarınıda yansıtır. Adem ve Havva günahkar ise merakına ve nefsine hakim olamadı ise bu insanın yaratılış prensipleri içinde taşıdığı doğal bir kusur mudur? yoksa kendi öz doğasına aykırı bir his sonucu mudur? Hikayeyi hepimiz biliriz Şeytan gelir ve ilk insanları kandırır! İşler biraz karıştı değil mi? Şimdi bir daha ele alalım İnsan meraklı ve saf bir varlık , Şeytan ise kurnaz ve bilgisini başka varlıkları kandırmak için kullanıyor. İnsanın öğrenmemesi gereken şeylerde vardır sonucu çıktı! İnsan doğası gereği merak etmiş bulmak için ise türlü acılara katlanmış ancak bu arayış bilinçli bir arayışın sonucu değil elindeki ile yetinememe sebebidir. Bugünde yaşadığımız Dünya 'nın güzelliklerini muhafaza etmek yerine hırsımıza yenik düşüp tahribat yapıyoruz. '' Nasılsa bir gün yeni bir gezegen bulup oraya yerleşiriz'' anlayışı mı? oysa elimizde olanın kıymetini bilsek Doğanın kendi dengesini bulmasına müsade etsek belki bu derece yıkıcı sonuçlar ile karşılaşmayacak dengeyi bozan taraf olmayacağız. Tanrı sevgisi kendini ve tüm evreni bir tutarak her varlığa saygılı olup düzenini bozmadan yaşamakla gösterilir.
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 16, 2007, 08:58:36 öö
Çok haklısınız Sayın Fraternis, ilk insnaoğlunu ayartan sizce de gerçekten şeytan mı ve şeytanın varlığına çoğunluk gibi sizin de inandığınızı sanmıyorum, açıklamanızlardan gayet bilgili ve ince bir anlayışa sahip olduğunuzu düşünüyorum fakat burada dikkat edilmesi gereken çok küçük bir husus vardır;
O da ilk insanoğlunu ayartan şeytanın olmadığı ve şimdiye şeytanın varlğının uydurulmuş bir masal olduğunu iddia ediyorum, çünkü Tanrı, insanoğlunu yarattıktan sonra ona bilinç yani özgür irade vererek gerekircilik yani bir şekilde deterministlik kuralı çerçevesinde hareket ederek bunu gerçekleştirmek zorundaydı, fakat insanoğlunu asıl ayartan ve onu tuzağa düşüren asıl neden sahip olduğu aklıyla hareket etmesiydi ve uyarılmasına rağmen kendi seçimini kendisi yaptı haliyle dünyaya kötülük egemen oldu ve Tanrı, insanları kendi iradelerine terkederek onları serbest bıraktı!
Bu şekilde söylediğiniz gibi kötülük nesilden nesile yayıldı zaten kötülüğün son bulması için yüzyıllardır insan nesli günümüze dek süregelmiştir, sonuç itibariyle dünyamızın yaşlanma dönemi olan bu son safhada kötülüğün ortadan kalkması gerekiyor ki dünyanın yok olma olayı denilen Kıyamet Olayı gerçekleşsin!
Ki bizim insanoğlu olarak yapmamız gereken tek şey kötülük bir bulaşıcı hastalık gibi insandan insan geçmiştir ve onları etkisi altına almıştır, önemli olan Kötülükle mücadele ederek Öz'ümüzü kaybetmemektir sizce de öyle değil mi?   
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 31, 2007, 10:03:38 öö
İnsanoğlunun bu dünyada maddi şeyleri elde etmek için sahip olduğu manevi değerlerini kaybetmek zorundadır_
Nasıl ki bir erkek zengin olmak istiyorsa haram para yoluyla bunu elde ediyorsa o zaman sahip olduğu en büyük değerini yitirmeye mahkum olacaktır! (Genelleme yapmıyorum çünkü her zengin olan yolunu haram parayla elde etmemiştir; örnek olarak vermek istedim)
Yine bir bayan kariyer sahibi olmak için ya da şöhret olmak için kendisine bu fırsatı tanıyacak kişiyle yani bir erkekle beraber olarak hayatında sahip olduğu en büyük değerini kaybetmeye mahkum olacaktır;
Bu dünyanın kuralı bu ve eğer insan olarak maddi şeylere düşkünsen bu bedeli de ödemek zorundasın_ Eğer kendi onurunla yaşayacaksan rahata kaçmayı rededdeceksin ve sende mevcut olan manevi değerlerini hayatın pahasına koruyacaksın_
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 31, 2007, 10:10:37 öö
Bu kadar kirlilik yetmez mi? Artık birşeyleri anlama zamanımız gelmedi mi? Biraz düşünün lütfen ve herşeyi gözden geçirin; kaybettiğimiz temizliği, onurluluğu kirleterek iğrençleştiğimiz bu dünyayı da beraberimizde çirkefleştirdik_
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 31, 2007, 10:40:24 öö
Aydınlık bir gelecek için Temiz Toplum'un en kısa sürede oluşturulması dileğiyle_
SAYGILARIMLA_
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: GölGe - Ağustos 31, 2007, 12:48:26 ös
o zaman bayanlar içinde genelleme yapmıyorsunuz değilmi her bayan bir değildir  ;)
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 31, 2007, 01:56:06 ös
Tabiki Sevgili GölGe; eksik bilgimi düzeltmeme yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederim_
Bayanlar konusunda da genelleme yapmadığımı düzeltiyorum_
SAYGILARIMLA_
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 31, 2007, 04:29:10 ös
Mademki bu dünyada bunun gerçeğiyle yaşamayı biliyorsak o zaman iyi ve temiz bir yaşama sahip olabiliriz; bu şu demek değidir iyi bir yaşam derken kastettiğim şey asla maddi açıdan rahatlık değildir! Önemli olan Tanrı'ya yaraşır bir şekilde Yaşamak_
Başkalarına göre yaşam biçimimizi belirlersek doğrusunu söylemek gerekirse hiçbirşey elde edemeyiz_
Saygın bir yaşama biçimidir esas olan_
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 31, 2007, 04:46:05 ös
Bakın günümüz gençliğinden (genelleme yapmıyorum) bir örnek verecem: bayan; yeme, içme, gezme, hediye vs. için erkekle flört eder; erkekse, bayanla beraber olmak için! Şimdi gittikçe artan bu çirkeflik tablosunu oluşturan gençlerin sırf karşılık ve menfaat için Yüce Sevgiyi bile göz göre göre nasıl kirlettiklerine birebir şahit oluyoruz! gerçekler bu_
Halbuki sırf menfaat için karşılığında verilen o masum değerlerin kaybedilmesi hiç kimsenin farkında olmadığı ve kendilerini nasıl bir şekle sokacağını bilmeden buna devam etmeleri gerçekten çok üzücü bir durumdur_
Bir başka örnek ise;  Eşlerini aldatan bayan ve erkekler; bunlara verilen aile olma şansını ne yazıkki haketmeyen zavallı insanlar_
Yine konunun sırf bu yönde yoğunlaşmaması için bir başka örnek daha vermek istiyorum;
Günümüzde herkesin belirli bir işi, görevi ve sorumluluğu bulunmaktadır ve bazıları gerçek sorumluluklarını yerine getirmeyip görevlerine ki bu ne olursa olsun sözüm ona bir çöpçü dahi olsa bu da bir iştir ve bunu onuruyla yapan herkesin ki bunun bilincine varmış bir insan için daha güzel bir olay söz konusu değildir; sadık kalmayan ve işini gerektiği gibi yapmaktan kaçınan sorumsuz kişiler için de aynı durum söylenilebilir_
Küçük ya da büyük iş; sonuçta ekmeğini kazandığın bir iş ve onun da hakkını vermek lazım_
Çalışmaktan kaçınan tembellerin oluşturduğu çoğunluğun parlak zekalara ihtiyacı vardır ve ancak bu sayede toplumsal gelişim söz konusu olur_   
 
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 31, 2007, 05:02:33 ös
Birinin diğerini menfaati için kullandığı bu dünyada acaba kendisinin de bir şekilde kullanıldığını farkediyor mu? Tabi bunu zamanla anlayacaktır; İş işten geçtikten sonra!!
Bazıları için anlattığım şeyler önemli değildir ya da bir şekilde hiçbir değer taşımaz ve bir erkek sözüm ona karşısına çıktığı her kızla beraber olmanın zevkini çıkarırken bir yandan ne kadar çok değer kaybettiğini bir anlasa!
Bir başka deyişle bir bayan için artık belirli bir aşamadan sonra kendisi için bir erkek ya da erkeklerle yaşamın kolay yolunu seçmek pahasına beraber oluyorsa maalesef çok acı bir gerçekle karşı karşıyayız_ 
Önemli olan kısa ve öz olarak önüne çıkan ve senin mutlu sandığın şeylerin arkasında hangi büyük gerçeklerin yattığını bilmektir_
Bunları söylerken bile çok acı çekerek ve büyük bir üzüntü yaşayarak anlatmak benim için çok zor bir olay ve dilerim ki bundan sonra Tanrı'nın İzni'yle hakettiğimiz Temiz ve Sonsuz Yaşama sahip olmak!!!
Herşeyin son bulması ve bütün güzelliklerin en kısa sürede başlaması dileğiyle!!!   
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 05, 2007, 04:43:24 ös
Acılar yaşamın vazgeçilmez duyguları! İnsanoğlunun Kaderindeki yaşamak zorunda olduğu acılar, her birinin yaşamış olduğu ve birbirinden farklı olan acılar....
Kimine göre çok ağır kimilerine göre ise çok hafif karşılanagelen acılar, kimilerinin bir diğerinin yaşamış olduğu acıyı önemsemezken kendi yaşadığı acının çok ağır olduğu sanılan acıların türleri bireyleri başkalaşıma mı sürüklüyor?
Yoksa Tanrı'ya gerçekten yakınlaşmamızı sağlayan bir tür manevi duygusal araçlar mı?
Yoksa bizleri kendi yaşamımızda yerden yere vuran ve içimizdeki yaşama sevincini yok eden olumsuz silahlar mı?
Hangisi?
Neden acı çekiyoruz? Neden acı çekmeye mahkumuz? Neden yaşamımızda mutluluğu yakaladık derken canevinden vuruluyoruz? Hiç kimse ben acı çekmedim diyemez hepimiz bu acılardan geçmek zorundayız aksi taktirde olgunlaşamayız.
İnsan olmak adına acıların en derinini yaşamak ve her defasında bunların üstesinden gelmeye çalışmak hangimiz için kolaydır? Değildir tabi bugün birinin yaşamış olduğu acının ne denli ağır olduğunu bilemeyiz ki ancak başımıza geldiği zaman direkt olarak yaşadığımız esnada anlarız. O zaman aklımız başımıza gelir belki de çünkü çoğumuzun düştüğü bir yanılgıya zaman zaman düşmekten kendimizi bir türlü alamadığımız gibi....
Can evinden vurulan birtakım İnsanlar vardır: Bunlardan kimileri bu acıya katlanamayıp bir şekilde hayatlarına son verirler, kimileri ise bunun üstesinden gelmeye çalışarak hayatlarını devam ettirmeye çalışırlar peki neye dayanarak? Onları bu acının üstesinden gelmelerini sağlayan en önemli sebep ne? Peki yaşamlarını çok zorlu bir şekilde de olsa devam ettirmelerini sağlayan şey?
Ama ben şuna inanıyorum, İnsan ne olursa olsun ben asla pes etmem dememeli çünkü başına neyin gelebileceğini tahmin edemez etse bile onun üstesinden gelebilecek kadar direnç sağlayabilecek mi? Peki bu direnci sağlayan şey ne olabilir?
İnsanın ayakta tutan gerçekten sahip olduğu Manevi Değerlerdir.   
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 05, 2007, 04:51:25 ös
Zafere çiçekli yollardan geçilemez. Güzel bir söz ama bu denli zorlukları yaşayarak ulaşılmak istenen amacın ne olduğu bilinmediği zaman ne için çabalayıp duracağını doğal olarak bilemez tabiki, bireyin yaşamının temelini sağlaştırması gerekmekte diye düşünüyorum. Çünkü çürük temel üzerine oturtulan hayatların sonu er ya da geç yıkım olacaktır, bu kaçınılmazdır.
Varoluşun altındaki temel sebeple bağdaştırdığımız an o zaman gerçeği bir şekilde idrak edebiliriz. Aksi taktirde yaşanan hayatlar bir hayal gibi gözlerimizin önünden gelip geçecektir.
Yaşamını en iyi şekilde değerlendirmenin yolu bizce nasıl olabilir ve şunu anladım ki yaşam bir İnsana verilen en büyük hediyeymiş, ancak değerlendirmesini bilenler için, zamanını olumsuz şeyler yaparak geçirenler için değil ya da boşu boşuna akıp gitmesine izin verenler için hiç değil!....
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Ekim 05, 2007, 04:59:29 ös
Alıntı
Varoluşun altındaki temel sebeple bağdaştırdığımız an o zaman gerçeği bir şekilde idrak edebiliriz.

Bunun önkoşullarından birisi ölümlü olan hiçbirşeye vazgecemeyecek derecede bağlanmamaktır Sevil hnm.Bu özgürleşmeninde en önemli koşuludur.

Saygılar
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 05, 2007, 07:00:28 ös
Çok doğru söylüyorsunuz Sayın Mystic; ki zaten yaşamımızın temelini oluştururken bizleri ayakta tutan tek şeyin Sonsuz Güç'ün olduğunu bilerek hareket etmek değil midir? Öyleki yaşamımızı şekillendiren ve bizleri şekilden şekle sokan başkalaşım yaşamamıza neden olan olumsuz diye nitelendirdiğimiz duygular değil midir? Öyleyse bir an düşünüp kendi kendimizi neyin ayakta tutabileceğini nelerin ise geçici ve sonlu olan değerleri kastediyorum bizleri yıkacak ve hayatla bağlantımızı kesecektir diye bir tür yaşam analizi yapmak gerekir diye düşünüyorum.
Çünkü gelip geçici şeylere bağlandığın an onları kayebettiğin takdirde ki bu kaçınılmaz gerçektir hayatta sürekli hüsrana uğramak da haliyle kaçınılmaz olacaktır.
İnsanoğlunun Özgürleşmesi; çok güzel bir noktaya temas ettiniz Sayın Mystic, bunu yaparken tabiki inandığı kalıplaşmış duygulardan, inançlardan ve tutum hatta değerlerinden arınması gerekiyor ve akılcı bir yaklaşımla kendi varoluşunu buna dayanarak tespit edebilirse etrafındaki kabuklarından da ancak bu sayede kurtulabilir. Yaşadığımız Dünya'nın bizlere çok güzel dersler veren Eğitim Yuvası olarak nitelendireceğim ancak bu sayede almış olduğumuz dersler sayesinde giderek kendimizi geliştirme çabasına girdiğimiz ve bu yolla da mükemmeliyeti yakalayabilmek Tanrı Katı'nda bizlere verilen şans sayesinde büyük bir fırsat olarak nitelendiriyorum.
Özgürleşmekle kişinin bireysel olarak tamamen arınmasıgereken şeylerin ne olduğunu ve nasıl ne şekilde bunlardan kurtulma yollarını bulup ona göre hareket etmesi elbetteki kişinin yararına olacak bir olaydır.
Bu arada Sizinle konu paylaşımı gerçekten çok güzel, sağolun.... 
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 05, 2007, 07:11:13 ös
İnsanın özgürleşmesi için o zaman Hayatla olan bütün bağlarını koparması mı gerekiyor Sayın Mystic, bunu mu demek istiyorsunuz?   
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 05, 2007, 07:19:23 ös
Gerçi söylediğiniz şeyde haklısınız çünkü bir şeye bağlandığın zaman onu kaybetmek tabiki sonsuz değilse kaçınılmaz olacaktır ve bu sayede ise daima acı çekmeye mahkumsun demektir. Peki yaşamımızı tamamen buna göre ayarlayabildiğimiz taktirde acılardan bir şekilde kurtulmanın yolunu mu bulmuş oluyoruz. Ya da bahsı geçen yaşamsal acılar İnsanoğlunun gerçek kaderi değil midir? Gerçeklerle yüzleşmek adına onları olduğu gibi kabullenmek çok daha mantıklı değil midir? Belki de bizlere düşen yaşamımızdaki varolan acılardan kaçmak yerine onlarla yüz yüze gelme cesaretini gösterip acıyı en derininden yaşayarak onun üstesnden gelebilme yöntemiyle hareket ederek acıyı yenmemiz gerekmiyor mu?
Gerçekten söylenildiği gibi Hayatta bize acı veren şeyler gelip geçici olan bütün herşeye kendimizi bağlamamız ve onlardan bir türlü kopamayışımızdır. Ancak bunları bireyin doğuştan bilmesi imkansız ve ancak yaşayarak öğrenme metodu ile mümkün kılınabilir. Öyle değil mi?
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 05, 2007, 07:25:13 ös
Yaşamda nelerin bize neleri kaybettirdiğini ne yazık ki yaşayarak öğrenmekle mümkün olunabiliyor. Bu yüzden de yaşanılan son pişmanlıklar hiçbir fayda vermez. İş işten geçtikten sonra tabi!....
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 05, 2007, 07:27:41 ös
Hazır yeri gelmişken Sayın Mystic, bu konuyla ilgili olarak Sizinle tartışmak isterim. Ne de olsa hemen hemen aynı perspektiften bakıyoruz hayata ne dersiniz?
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 06, 2007, 11:24:23 öö
Sanırım Sayın Mystic, hiç oralı bile değil benimkisi sadece bir fikirdi.
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 06, 2007, 11:26:42 öö
Bir sorum olacak ama lütfen bilen bir kişi varsa ve bana bu konuda yardımcı olursa çok sevinecem; Şuan bizim içinde bulunduğumuz Çağ'ın Balık Burcu mu yoksa Kova Burcu mu olduğu konusunda ben tam olarak Kova Burcuna geçip geçmediğimizi bilemediğim için yardım ihtiyacını hissettim.
SAYGILAR_
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 06, 2007, 11:54:36 öö
Sayın Mystic, umarım yanlış anlaşılma olmamıştır, kullanmış olduğumuz bazı kelimelerin yanlış bir anlamaya vesile olmamasına çok dikkat ettiğim için bu şekilde üzerinde duruyorum ve en ufak bir dikkatsizlikte yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermek istemem doğrusu, özür dilerim. Sadece iyiniyetimden dolayı biraz esprili olsun istedim ama sanırım pek de öyle gözükmüyor bunu farkedince hemen yazmak istedim.
SAYGILARIMLA
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 06, 2007, 12:14:52 ös
Genel olarak şu kanıya vardım yaşadığım ve gördüğüm birtakım olaylar karşısında edindiğim bilgilere göre tabi, birey olarak bazılarımız birtakım şeylerden çok çekiniriz örneğin ben kendi özelliklerimden birini söylemek istiyorum; Yanlış anlaşılmak ama bunun tam olarak nedenlerini düşünmedim değil bazan üzerinde çoğunlukla düşündüğüm bana göre en önemli konularımdan birini teşkil etmektedir. Ki bunu zaten günlük hayatımızda çoğunlukla bireylerarası ilişkilerimizde yaşıyoruz. Acaba bunun bir başka şekli ya da türü var mıdır, yani ilişkilerin yanlış anlamalara sebebiyet vermenin bir kez olsun önüne geçilebilir mi? Belki de bazılarımız içimizden aman ne önemi var beni hangi şekilde anlarlarsa anlasınlar diyoruzdur fakat yanılıyoruzdur da....
İkinci bir diğer konum ise şu ve İnsanlar üzerinde sürekli bu olguyu düşünüp dururum hep; neden bazılarımız bizlere davranılma şeklini önceden belirliyoruz Sevgili Paragon sen dersin bu işe sence de insanların bizlere davranılma biçimlerini kendimiz mi belirlemeliyiz yoksa olduğu gibi mi karşılamalıyız?     
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 06, 2007, 12:20:22 ös
Bana göre bana gelen her tülü davranış biçimine açık olurum eğer ki olumlu eğer ki olumsuz! Yani birey olarak kendimizi geliştirme yönünde sağlam adımlar atmışsak ya da atabiliyorsak bu gibi olumsuz durumlardan da asla çekinmemeliyiz. Çünkü bana göre her İnsana Saygı duymak benim en önemli prensiplerimden biridir. Tabi bu kişiden kişiye değişen bir durumdur. Elbetteki bu gibi tarzlarda bulunan İnsan sayısı ne yazıkki çok az ama bu demek değildir sadece bana Saygı duyan kişilerle diyalog kurayım yalnızca bana karşı saygısız bir şekilde hareket eden İnsanlar da olabilir bu çok normaldir ama onları da kabullenmem gereklidir. Öyle değil mi Sevgili Alpacino?
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 06, 2007, 12:21:51 ös
Bakın sakın birilerine taş attığım gibi bir şey düşünülmesin sadece ortak fikir alma yönünde hareket ettiğim bilinsin, lütfen!...
 
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 06, 2007, 12:27:07 ös
Mesela gördüğüm şey gerçekten İnsanları tanımayı çok seven biriyim ve tabiki Kişilikleri değer yargıları vs... ve bunun üzerine İnsanoğlunun Anotomisi üzerinde fikirler yürütürüm gerçekten bunu yapıyorum belki de çok tuhaf karşılanacak ama herkesle kısa bir süreliğine de olsa bir diyaolog mutlaka kurarım ve herkesten bir pay almak gibi birşey diyelim güzel etkileşimlerde bulunmak adına çok güzel ve değerli şeyler kaparım. Gerçekten güzel bir durum oluyor ve her İnsan gerçekten çok güzel, hatta okumamış ve hiç kültür görmeyen İnsanlarla da yeri gelmiş bir diyalog kurmuşumdur ama inanın çok güzel şeyler de kaptım Onlar'dan ve sonra şu sonuca vardım;
Tanrı; İnsanoğlunu bunun için yarattı_
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 06, 2007, 12:31:20 ös
Sonra da şu sonuçlara vardım; Her İnsanı olduğu gibi kabul etmeyi ve hiç kimseyi hiçbirşeyden ötürü yargılamak, yadırgamak ve hele hele kendimden uzaklaştırmak için hiçbir sebep göremedim. Yadırgamak gibi şeylerin gerçekten de asılsız olduğunu farkettim, İyi'ye; Doğru'ya ve Güzel'e yakınlaşmak adına!....
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 06, 2007, 12:32:07 ös
Gerçek Işığ'ı Farkedip, Yakalayanlar için....
SAYGILARIMLA_
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: alpacino - Ekim 06, 2007, 01:06:07 ös
Bana göre bana gelen her tülü davranış biçimine açık olurum eğer ki olumlu eğer ki olumsuz! Yani birey olarak kendimizi geliştirme yönünde sağlam adımlar atmışsak ya da atabiliyorsak bu gibi olumsuz durumlardan da asla çekinmemeliyiz. Çünkü bana göre her İnsana Saygı duymak benim en önemli prensiplerimden biridir. Tabi bu kişiden kişiye değişen bir durumdur. Elbetteki bu gibi tarzlarda bulunan İnsan sayısı ne yazıkki çok az ama bu demek değildir sadece bana Saygı duyan kişilerle diyalog kurayım yalnızca bana karşı saygısız bir şekilde hareket eden İnsanlar da olabilir bu çok normaldir ama onları da kabullenmem gereklidir. Öyle değil mi Sevgili Alpacino?

İlk olarak tebrik edeyim güzel bir şekilde mesaj kasıyorsunuz flood üstüne flood. {Güzel}
Yazdıklarınız o kadar uzun ki okumaya üşendim ve bu mesajınızda ismim geçtiği için okuyup cevap veriyorum,

{Çok haklısınız.}
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: paragon - Ekim 06, 2007, 05:45:34 ös
İkinci bir diğer konum ise şu ve İnsanlar üzerinde sürekli bu olguyu düşünüp dururum hep; neden bazılarımız bizlere davranılma şeklini önceden belirliyoruz Sevgili Paragon sen dersin bu işe sence de insanların bizlere davranılma biçimlerini kendimiz mi belirlemeliyiz yoksa olduğu gibi mi karşılamalıyız?     
Normalde sorunun cevabı klişedir ama ''ya oldugun gibi görün yada göründüğün gibi oldur'' ...Ama bazı korkakların  bu dünyadaki felsefesi ''ya görmek istedikleri gibi görün yada hiç görünme oldu günümüzde ''.....
 
   Kendi adıma konuşmam gerekirse kanatimce  ben ne Mevlananın ögüdündeki sadeliğe erişebildim nede bazılarının aşşagalık durumundayım ...  ilk  bakışta oldugun şey gibi görünmede ne olursan ol  ama iyi tarafta ol........
Başlık: Re: Yaşam
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 09, 2007, 07:16:02 ös
Çok doğru söylüyorsun Sevgili Paragon; sana katılıyorum. Ama herşeyden önce benim görüşüme göre tabi ''Olduğun Gibi Görün''dür.
SEVGİLER_