Elbette geleceğe dönük kaygı insanın loca faaliyetlerine odaklanmasına engel olur... Kafası başka bir yerde olan kişi, masonluğun gerektirdiği düşünsel çalışmalara kendini veremez. Peki buraya kadar anlaşıldı. Ama ülkemizde özellikle iş durumu ile ilgili kaygısı olmayan kişi var mıdır acaba diye sormak gerekir.
Özel sektör çalışanıysanız, işinizin garantisi var mıdır? Yoktur. Sizinle kafası uyuşmayan bir patron sizi işten çıkarabilir mi? Evet. Hatta yeni bir işi hemen bulamayıp bir süre işsiz kalabilir misiniz? Evet. Hatta ülkemiz şartlarında bu işsiz kalma süresi biraz uzayabilir mi? Evet.
Özel sektörde iş yeri (özellikle KOBİ) sahibiyseniz, işinizin batmaması gibi bir garanti var mıdır? Hayır. Ekonomik ve/veya siyasi dalgalanmalara bağlı olarak kapıya kilit vurma ihtimaliniz var mıdır? Evet. Şirketin kendini geliştirememesi sonucu önce durağan sonra gerileyen bir duruma girebilir misiniz? Evet.
Sadece üst dereceli memurlar ve doçent ve üzeri öğretim üyeleri bu konuda biraz şanslı. Onların işten atılması çok kolay değil... Gelirlerinin kesintiye uğraması riski minimal düzeylerde. Doçent altı öğretim görevlileri de risk altında. Her an kadro çıkmaması sonucu kendilerini kapının önünde bulabilirler. Bir sürü oyun dönüyor üniversitelerde, birçok kişi de bundan nasibini alıyor.
O zaman ne olacak? Kendini geliştirmiş ama kusura bakma kadro yok denilen doktoralı işsizler tanıyorum. Kurum içi çekişmelerin kurbanı olmuşlar. Üst düzey, belli bir yaşa gelmiş ama kendini kapı önünde bulmuş kurumsal ara yöneticiler tanıyorum. ABD'de bilmem kaç yıl Dünya Bankası'nda çalışıp da burada yüzüne bakılmayan kişiler tanıyorum. ABD'de uluslararası uzay istasyonunda mekikten istasyona mal aktarımı yapan vincin ucundaki robotik eli yapan kişinin Türkiye'ye gelip, güzide bir savunma sanayi kurumunun üst düzey bürokrat yöneticisi tarafından alaya alındığını biliyorum.
Şimdi bu kişiler eğer bu olumsuz şartlar başlarına gelmeden önce masonluğa girmiş iseler ne olacak? Eskiden sürekli bir gelirleri olduğu halde, bir anda kendilerini geçim kaygısı içinde bulan bu kişiler... Var mı bunun garantisi? Yok... O halde masonluk daha en başta sadece bu riski taşımayan adayları mı tercih etmeli? Yani;
1. Orta/üst düzey memurlar/bürokratlar
2. Doçent ve üzeri öğretim üyeleri
3. İş yeri sahibi olup da batma riski taşımadığına inanılan kişiler
Eğer varsa böyle bir durum, değerli mason forum üyeleri buyursunlar söylesinler. Söylesinler ki insanlar bunu bilsinler ve boşuna ümitlenmesinler. Hatta açık soru; acaba mevcut durum zaten bu mudur? Bu üç gruba mı ağırlık verilmektedir? Eğer öyleyse, Masonluğun toplumda niçin yanlış bir şekilde "masonluk zenginler klübüdür" diye tanımlandığı da açıklanmış olur.
Sn. ADAM'ın sorularına gelelim. "Arkadaşım, sen birtakım kaygıların olduğu için dert etme. Hele para meselesini hiç dert etme; biz senin ödentini karşılarız. Yeter ki sen gel."
Sn. ADAM sanırım bunu sadece hipotetik anlamda sordu. Çünkü gerçekte masonlukta böyle bir yaklaşım yok zannedersem. Ama bu soruyu ben de hipotetik olarak cevaplayacak olursam, şöyle derim... Hayır, böyle bir teklif kabul edilmemelidir. Çünkü bunu kabul eden kişi, masonluğa girdiğinde kendini diğerlerinin arasında izole hissedecektir ve bu da zaten var olan kaygılarını psikolojik olarak daha da artıracaktır. Ham taş yontulacağına daha da eğrilip bükülecektir. Bu nedenle bu kişi loca/dernek üyesi olmuş olabilir ama masonluk yolunda doğru bir şekilde ilerlediği söylenebilir mi?