Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonluğun evrensel amacına ulaşabilmesi olanağı var mı?  (Okunma sayısı 7310 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 28, 2009, 07:04:56 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



İnsanlığın tarihsel geçmişi ve günümüzdeki görünümü, Masonluğun evrensel amacının yani tüm insanların barış ve mutluluk içinde bir arada olmalarının gerçekleşebilmesi bakımından umut kırıcıdır. Bu âdeta “olanaksız” gibi görünmektedir. Fakat insanlığın tarihsel geçmişi, insanın evrim yeteneğinin belirgin bir sınırı olmadığını da göstermektedir.

Bundan iki bin yıl öncesinin insanı ve toplumu ile bin yıl öncesinin insanı ve toplumu aynı olmadığı gibi, bugün iki yüz yıl öncesinin insanı ve toplumu ile günümüzün insanı ve toplumu arasında büyük fark vardır. Böyle bir evrensel amacın gerçekleşme süresini, bizim ya da bizden hemen sonraki kuşakların yaşam süresi içinde düşünecek olursak yanılırız. Böyle bir ülkünün, ancak gelecekteki bir zaman diliminde gerçekleşeceği umudu beslenebilir.

Elbette sorulacak olan şu: «Masonlar bu amaçlara ulaşılabileceğine inanıyorlar mı?»

Kimisi inanır, kimisi inanmaz. Bir şey değişmez. Zaten bugün için belirtilen amaca ulaşmak söz konusu değildir. Masonlar, kendi yaşam süreleri içinde bu amaçların gerçekleştiğini göremeyeceklerini bilmeli, boş hayallere kapılmamalıdırlar. Fakat bu, amaçları doğrultusunda çalışmalarını sürdürmelerini de engellememelidir. Eğer gelecekte bu amaçlara ulaşılabileceği umudunu yitirirlerse, Masonluğun bir kurum olarak varlığını sürdürmesinin pek bir anlamı kalmaz.

Şu halde şunu soralım: «Masonluğun daha gerçekçi, daha güncel amaçları yok mu?»

Masonluğun amaçları aşamalı olarak belirlenmiştir. Evrensel boyutta barış, mutluluk ve esenliğin sağlanması, aşamaların sonuncusudur. Bundan önce ise, insanları ve toplumları birbirlerinden uzaklaştırıp birbirleriyle çatışmalarına neden olan ayrılıkların giderilmesi amaç edinilmiş, bunun için hedefler saptanmıştır. Bu hedefler insanlığın güncel sorunlarıyla bağdaşır. İşte Masonluğun güncel uygulamadaki bu hedefleri pratik ya da gerçekçi amaçlar olarak nitelendirilebilir.

Şimdi elbette «Bu ayrılıklar nelerdir?» diye sorulacak.

Çağımızın görünümü ve koşulları altında, söz konusu ayrılıkların en önemlileri olarak şunlar gösterilebilir: Din, mezhep, ulus, ırk, soy, dil, cinsiyet, politik görüş, sosyal sınıf, ekonomik düzey, aile, gelenek, görenek ve töre farklılıkları nedeniyle oluşturulan ayrılıklar. Dikkat: Burada söz konusu edilen farklar değildir; ayrılıklardır.

Ayrılıkların giderilmesi, yalnızca “insanların ve toplumların çeşitli farklılıklarına karşın, aralarındaki karşıtlıkların ve çatışmaların giderilmesi” anlamına gelir. Bunun sonucu, bireylerin, aralarındaki farkları bilerek, fakat “insanlık” adına bunları önemsemeyerek, her zaman ve her yerde birbirlerini sevgiyle kucaklamalarıdır.

Böyle bir amaç bağnaz insanlarca benimsenemez; hatta anlaşılamaz. Çünkü onlara göre, birbirlerinden farklı insanlar hiçbir zaman bir araya gelemez ve kucaklaşamazlar.

Dolayısıyla, ayrılıkların giderilmesi için yapılan bir çalışma “bağnazlıkla savaşmak” olarak da nitelenebilir. Bunun için, önce insanların yeterince olgunlaşması gerekir. Nitekim Masonluğun uygulamadaki amaçlarının ilk aşaması bireysel niteliklerin geliştirilmesi olarak belirlenmiştir.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 28, 2009, 07:16:45 ös
Yanıtla #1


Ayrılıkların giderilmesi, yalnızca “insanların ve toplumların çeşitli farklılıklarına karşın, aralarındaki karşıtlıkların ve çatışmaların giderilmesi” anlamına gelir. Bunun sonucu, bireylerin, aralarındaki farkları bilerek, fakat “insanlık” adına bunları önemsemeyerek, her zaman ve her yerde birbirlerini sevgiyle kucaklamalarıdır.


Zaten amaç bu değil midir? Insanlığın Mutlak huzura ve barışa bu sayede varılabilineceği bilinmiyor mu?


Dolayısıyla, ayrılıkların giderilmesi için yapılan bir çalışma “bağnazlıkla savaşmak” olarak da nitelenebilir. Bunun için, önce insanların yeterince olgunlaşması gerekir. Nitekim Masonluğun uygulamadaki amaçlarının ilk aşaması bireysel niteliklerin geliştirilmesi olarak belirlenmiştir.


İşte bu yüzden Masonluğun dünya yüzeyinde önemli bir işlevinin olduğu kanısındayım. Bilmiyorum bu düşüncem belki garip gelebilir ama işin açıkçası Insanlığın gelişimi tamamen buna bağlı olduğu içindir ki, yeryüzündeki bağnazlığın tamamen körelmesi ve Sizin de bahsettiğiniz gibi bireysel niteliklerin olabildiğince geliştirilmesi zorunludur. Ama birşey vardık ki, Masonluğa sadece belirli kıstaslar çerçevesinde kabul olunacağı için bunun yeryüzüne eşit bir dağılımı elbetteki düşünülemez. Bunun için de Masounluk maalesef bu hususta biraz yetersiz kalacaktır. Tamamlanması ise başka kurum ya da kuruluşlara düşmektedir. Yani demek istediğim şudur ki, yeryüzünde bu amacı taşıyan hiçbir kurum ya da kuruluşun Insanlık adına belirli bir amaç seyrettiğini ve aksi durumda bulundukları asla beyan edilemez.

Saygılarımla, 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 29, 2009, 07:51:04 öö
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

18. yüzyıl sonlarına doğru Adam Weishaupt'un Almanya'da kurmuş olduğu Illuminati tarikatının yöhtemi bu bağlamda geçerlidir.

Şöyle bir senaryo tasarlayalım: Locada bir mason eğitim görür. Yeterli düzeye gelince, çevresinde bilgisizlik ve bağnazlığın giderilebilmesi bakımından beş kişiyi usul usul eğitir. Bunlardan birinin Masonluğa girmesini sağlar. Geri kalan dört kişi başka iki kişiyi Masonluk dışında ama aynı yöntemle eğitir. O iki kişi de kendinden sonra diğer iki kişiyi... Derken sıra sonradan mason olana gelir ve o da kendi çevresinde beş kişiyi eğitmeye başlar.   Bu böyle zincirleme olarak gider. Elbette bu iş öyle hemen, kısa süre içinde sonuç verecek bir eylem değildir. Zaman ister, gönül ister, sabır ister, tolerans ister, direnç ister, daha birçok şey ister.

Ancak dönüp başa, o bu işi başlatacağını varsaydığımız masonun ne yaptığına bakalım. Ortalama olarak en iyi olasılıkla sadece iki kişiye eğitim veriyor ve bunlardan birini Masonluğa getiriyor. İkinci kişide zincir kopuyor. Masonluğa getirilmiş olan diğer kişi ise aynı misyonu yürütmüyor. Dolayısıyla böyle bir senaryo kağıt üzerindeki bir tatlı düşten ileri gidemiyor. Sorun burada: Masonlar görevlerini yerine getirmiyor. O zaman da olması beklenen, istenen umut edilen olmuyor.

Sevgiler.
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 29, 2009, 11:21:54 öö
Yanıtla #3

Evet, açıklamanız gayet makul ve yerinde Size katlıyorum Sayın Adam; işte bu gibi sebeplerden ötürü - bakın benimkisi sadece bir fikir- elbetteki burnumu bu gibi önemli sayılan işlere sokmak istemem- sanırım çizgimi aşmamak için uğraşsam da açıkçası fikir belirttiğim durumlarda dahi kendimi çok huzursuz hissediyorum- ama lütfen sadece görüş belirtme olarak beni tanımlarsanız - öyle algılanmayı isterim- aksi halde kendimi sanki haddini aşan ya da seviyesini bilmeyen bir durumda görecem bu da benim ilerleyen süreçte neredeyse fikir belirtemeyecek duruma getireceği için, kendimi bi şekilde buna hazırlamak adına bir ön tedbir olarak almaktayım- ben de daha önceki konuda belirttiğim gibi eğer Masonluk, Insanlığın bilinç seviyesinin yükseltilmesinde aktif ve etken bir rol almak istiyorsa ki en önemli amaçlarından birinin de bunun olduğunun düşüncesindeyim- Size göre yanlış olabilir- yanlışımın düzeltilmesi yararımadır- Devletin üst konumunda yer alarak Ülkeler arası Barışı Huzuru ve Güvenliği sağlamak hem de Halkın Bilinç seviyesinin yükseltilme yolunda hep bir ön ayak olma vasfına haiz gişirimlerde bulunulur hem de Egemen güç olma vesilesiyle de daha iyi ileriye dönük Insani boyutlarda yatırımları yapılabilinir düşüncesindeyim.

Rahatsız olduğum bir diğer konu ise Masonluk hakkında derinlemesine bilgi sahibi olamadığım içindir ki, benim de önem verdiğim hususlardan birinin, daha çok bilgi sahibi olunan mevzularda fikir belirtme olayının her zaman için daha sağlıklı olacağını düşündüğümden, direkt fikir belirtirken bu sayede daha az hata yapılabilinir, daha az yanlışlıklara veya yanlış anlamalara mahal vermiş bulunurum. Böylelikle de seviyesizlik ve haddini aşma gibi görülen olumsuzlukların da en aza indirgenmesi sağlanılmış olunur:)

Saygı ve Sevgilerimle 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 29, 2009, 12:08:24 ös
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Ben, öteden beri  forum ortamında tartışmaların bireyselliğe yöneltilmesini, özellikle eleştiri yapılırken edilen söze dikkat edilmesini savunuyorum.

Ancak burada, bağışlarsa, Sayın Isabell'in tutumunu eleştireceğim.

Bence çok önemli noktalara parmak basıyor ama tüm bunları yaparken de bir "haddini aşma" tasasını dile getiriyor.

Niçin haddini aşmakmış? O bildiği noktalarda, kendi eğilimini, görüşlerini dile getiriyor. Bunun neresi haddini aşmak?

Asıl bilmeyen bir kişi biliyormuş gibi davranırsa haddini aşmış olur. SayınIsabell ise kendi görüşlerini dile getirirken bu konuyu bilmediğini de açıkça belirtiyor.

Bence bunun hiçbir sakıncası yok; olmamalı. Burası bir forum alanı. Burada her katılımcı, bir diğerini incitmeden, ona olur olmaz saldırıda bulunmadan, bildiklerini de belirtebilir, görüşlerini de.

Bu nedenle Sayın Isabell kaygılarından sıyrılmalı.

Bence asıl mason örgütleri kaygılanmalı. Çünkü asal işlevlerini yerine getirmekte çok yetersiz kalıyorlar. Zaman boşu boşuna harcanıyor. Kuşaklar gelip geçiyor. Masonluk "insanlık" adına bir kuşak boyunca hemen hiçbir şey başaramadan, önceku kuşak masonların yerini yenileri alıyor; onlrın etkin olduğu dönem de hiçbir şey gerçekleştirilemeden geçip gidiyor.

Dolayısıyla ya Masonluğun amaçları değiştirilmeli; böyle kocaman lakirdilar edilmesinden vaz geçilmeli, ya da mason örgütleri silkinip kendilerine bir çeki düzen vermeli.

Teorik olarak her şey güzel görünüyor ama pratikte doğru dürüst hiçbir şey yok.

Kuşkusuz Masonluğun yapısı ve çalışma ilkeleri bakımından mason örgütlerinden eylemsel girişimlerde bulunmalarını bekleyemeyiz. Bu işleri masonlar, bireysel olarak yapacak. Ancak mason örgütlerinin, üyeleri olan masonları bu yönde daha iyi yetiştirmelerini, onları daha güçlü bir tarzda yönlendirmelerini, etkinliğe geçmelerini sağlamalarını isteriz.

Sevgiler.







 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 29, 2009, 12:23:26 ös
Yanıtla #5

Ancak burada, bağışlarsa, Sayın Isabell'in tutumunu eleştireceğim.

Estağfurullah Sayın Adam; keşke Sizin gibi Düşünceleri ve önemli derecede dikte etmeyi başarabilenler tarafından bu şekilde eleştirilebilinsem, ne mutlu bana.. ki zaten benim de başından beri savunduğum eleştiri biçimi bu şekildeydi. Ancak bazı yapılan olumsuz eleştiri biçimlerine kızmam maalesef eleştrilmekten hiç hoşlanmadığım kanısına varıldı ne yazıkki.. Oysaki eleştirilmek benim için her zaman yararlı bir durumdur, nedeni ise: zayıf yönlerimi ve kusurlarımı bularak ortaya çıkarmam, telafi etmem mümkünse bu sadede haksız yönlerimi gideriyor ve böylelikle de olumsuzlukların yerini Sizlerin Sayesinde daha olumlu özellikleri kazanmama yardımcı olunmaktadır.

 
Bu nedenle Sayın Isabell kaygılarından sıyrılmalı.

Çok doğru tahmin ettiniz Sayın Adam; birtakım kaygılarım mevcut ama bunları dile getirirken elbetteki kaygıları da beraberinde sürüklemektedir. Bu yüzden tam bir muhakeme henüz yapabilme seviyesine gelemediğim için bu yönden çok zorlandığımı ifade etmeliyim. Belirli bir seviyede hareket etmek her zaman için seviyeyi korumak ve ne olduğumu, nerede olduğumu, kim olduğumu, haddimi bilerek bu sayede kendimi frenlemeye çalışıyorum. Deyim yerindeyse, bunun acısını geçmişte bazı bilinçsizce yaptığım bazı hareketlerden dolayı acını çektiğimden her ne kadar zorluklarla karşılaşmak bana cesaret verse de aynı yönden acı çekmek ise bazan beni önemli derecede sarsabiliyor. Bundan dolayı temkinli davranmaya çalışıyorum, büyük lokma ye ama büyük söz konuşma misalinden anlaşılacağı üzere.. :) bunu kendime uygulamaya çalışıyorum.

 

  

Zaman boşu boşuna harcanıyor. Kuşaklar gelip geçiyor. Masonluk "insanlık" adına bir kuşak boyunca hemen hiçbir şey başaramadan, önceku kuşak masonların yerini yenileri alıyor; onlrın etkin olduğu dönem de hiçbir şey gerçekleştirilemeden geçip gidiyor.


Dolaysıyla da benim de aklımdan geçen ama bir türlü ifade etmekte yetersiz olduğum en önemli mevzulardan biriydi bu Sayın Adam; maalesef.

Çünkü halkımız çoğunlukla bilinçsiz ve bir sürü misali sürülmeye muhtaç. Yanlış anlaşılmasın lütfen.. bir koyun sürüsü gibi ama yanlış yöne gidilmektense doğru yöne gidilmesi hepimizce de iyi bir durum sağlanılamaz mı? Bunun acısını hepimiz çekiyoruz, öyle ya da böyle.. Neden herkes kendi kafasının dikine giderek ortamı daha da bulandırsın ki.. En azından başımızda - devlet yönetiminde yeralanları kastediyorum- bizleri daha uygun ve demokrasi anlayışı çerçevesinde yönetirlerse bizlere daha yararlı, daha huzurlu  bir yaşama olanağını da sunmuş olurlar.  Yineliyorum geçmişten günümüze dek toplumların gidişat şeklini gözönünde bulundurduğumuzda bunun acısının çok çekildiği- çektirildiğine hepimiz birebir tanığız- şahidiz. Bunların tekrarlanmaması adına Dünyamız için, Insanlık için, hepimizin iyiliği için egemen durumunda olan güçlerin bizlere daha sağlıklı ve mutlu yarınları hazırlamaları, en önemlisi de bunu sağlayabilecek vasıfta bulunan Kişilerin sadece Türkiye'de değil tüm Dünyanın bütün Ülkelerinin idari kısmında yer almalarını temenni ediyorum. Doğrusu aklıma Masonluktan başka hiçbir Kurum ya da Kuruluş gelmiyor. Özür diliyorum- bu benim kişisel fikrimdir ve Masonluktan ya da Masonlardan daha iyi Ülkeleri yönetebilecek başka bir Kuruluş olarak yetkin göremememden kaynaklandığını belirtmek istiyorum. Haddimi aşmamak adına..

Böylelikle Ülkeler arası savaş denilen durumun oluşması neredeyse imkansız hale gelinir ve Dünya yüzeyinde yer alan az gelişmişlik- çok gelişmişlik arasındaki farklar en aza indirgenir ve haliyle de hep beraber bir bütünlük dahilinde beraberce Kardeşlik duygusuyla hareket edilir, bu sayede Mutlu Yarınlara el birliğince kavuşabiliriz diye düşünüyorum. Masonlukta da en önemli ilke; Kardeşlik 'tir bildiğim kadarıyla.. Ve Ülkelerin yönetiminde bulunan Masonların da birbirlerine olan güvenleri bu gibi arzulanan şeylerin daha çabuk olmasını da gerektirecek ve böylelikle sistem rayına oturmuş olacaktır.  Sanırım bu hususta düşüncelerim bundan ibaret, daha fazlasına giderek ölçümü aşmak istemediğimden, uygun olmayan şeylerle de karşılaşmamak adına burada noktalamayı yeğliyorum.


Saygılarımla      
« Son Düzenleme: Ekim 29, 2009, 12:37:06 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 29, 2009, 12:39:22 ös
Yanıtla #6
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Elbette bu bağlamda bana da şöyle bir soru yöneltilebilir: «Bir yandan Masonluğu savunup yüceltiyorsun, diğer yandan eleştiriyorsun. Bu ne perhiz ne lahana turşusu?»

Masonluğu savunup yücelttiğim doğrudur. Eleştirdiğim ise, bir kurum olarak Masonluk değil, mason örgütleri ve masonlardırd; özellikle de mason örgütlerinden sorumlu olan yönetici ya da ileri gelen pozisyonundaki masonlar...

Gerek dünyada gerekse yurdumuzda Masonluğa, mason örgütlerine ve masonlara saldırıda bulunuluyor, suçlamalar yapılıyor. Ben saldırmıyor, suçlamıyorum; eleştiriyorum. Keşke bundan yararlanabilseler...

Peki neden onları eleştiriyorum da başkalarını değil?

Bu bağlamda her şeyden önce başka ülkelerdeki Masonluk ile Türkiye'deki Masonluğu birbirinden ayırıyorum. Başka ülkelerde (hepsinde olmasa bile en azından birtakım gelişmiş ülkelerde) Masonluğun amaçlarına pek benzer, pek yakın amaçlar peşinde koşan kurumlar var. Türkiye'de ise yok. Bu nedenle Masonluk, eleştirebileceğim tek kurum.

Yoksa yanılıyor muyum?... Bir başka kurum var mı bu ülkede Masonluğun amaçlarına benzer, onunla örtüşen amaçlar peşinde koşan?

Bilen varsa yütfen böylesin; ben bilmiyorum.

Sevgiler.
 



 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 29, 2009, 12:47:17 ös
Yanıtla #7

Bir örneklem vermek istiyorum Sayın Adam; izninizle,

Eğer bana verilen görevi gerektiği gibi yapamadığım ve beraberinde üzerime düşen sorumlukları gerektiği gibi yerine getirmediğim durumlarda hep bir tepkiyle karşılaştığım ve kendi adıma bir çekidüzen verip, olması gerekeni yapıp, olması gerektiği gibi davranıp bu sayede Insanlığın gelişimine daha olumlu katkılar sağlayabilecek bir birey haline gelmem- dolaysıyla getirilmem için gördüğüm, görmek zorunda olduğum saldırılardan kaynaklanmaktadır. Demekki kendi gidişatıma bir yön vermek ve bana verilen rolü sorumluluk dahilinde yerine getirmem içindir. İşte o zaman Insanlar gösterdiğim tavırlar karşısında yanıldıklarını anlayacaklar ve benim de bir birey olarak Insanlığın gelişimine olumlu katkılar sağlayacak ya da sağlayabilecek bir yetkinlikte olduğumu farketmeleriyle birlikte bana olan güvenleri artacak, böylelikle de hakettiğim saygıyı görebileceğim demektir. Bazı şeyler kapalı kutu olduğu sürece bu gibi saldırı ve yanlış anlamaların hedefi artık o kapalılığın açılması ve içinde- bünyesinde taşıdığı cevherin, mükemmelliğin farkedilmesi için de yaşatıldığı bir yönden haklılık payını doğrulamakta hatta yükseltmektedir. Doğru olarak anlaşılabilinmesi için kendimizi ifade etme- edebilme imkanını sağlamalı ve Insanların yanıldıklarını onlara bir şekilde göstermek mecburiyetindeyiz. Kendimize doğru çekildikçe daha da anlaşılamayacak ve böylelikle de üzerimize gelen tepkiler daha da çoğalacak hatta ters tepki yapıp maalesef kendi sonumuzu kendimizin hazırladığı bir duruma düşmekten kendimizi alıkoyamayacağız. Bunları kendi adıma bir kişisellik dahilinde söylüyorum.   

Burada asla bir yöne taraf tenkitte bulunmuyorum, lütfen yanlış anlaşılmak istemem ama gördüğüm durumlarda kendimden yola çıkarak sadece fikir beyanında bulunmak istedim ama her halukarda mesajlarım, yazılarım rahatsız edici bir unsur niteliği taşıyorsa silinir, ben de anlayışla ve saygıyla karşılarım:) Görüş bildirmek zorunda hissettiğim için kendimi son olarak yazdığımı da belirtmeliyim.  

Saygılar,        
« Son Düzenleme: Ekim 29, 2009, 12:53:30 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 29, 2009, 01:16:30 ös
Yanıtla #8
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Önceki yazımı paldır küldür yazmışım ve tapaj yanlışları yapmışım; sonra gözden geçirmediğim için öylece kalmış, özür dilerim.

Sayın Isabell'in bir deyişinden sanki Masonluğun bu amaca yönelmesinde ezoterikliğin dışına çıkması gerekir gibi bir önerisi olduğu izlenemine vardım. Bu izlenmi yanlışsa, ondan ötürü de özür delerim. Ancak eğer doğru izlenim edinmişsem, ezoterikliğin zorunlu olduğunu söylemek zorundayım. Masonların ezoterik ortamda yetiştirilmeleri söz konusu olamaz, çünkü Masbonluk bir okul mudur ki ezoterik olmasın. (Bu ayrı bir konu; ona da değinelim.) Ancak belki ezoterikliğin çağımıza göre yeniden gözden geçirilerek bir başka tarzda biçimlendirilmesi gerekebilir.  Ancak bir kurum ezoterik olduğu sürece şimşekleri üzerine çekecektir; bundan kaçış yok. Masonluğun masonlara yüklediği görev ise ezoterik ortamda değil, dışarıda yerine getirilmesi gereken bir görevdir. Zaten masonluğu diğer çoğu ezoterik kurumlardan farklı kılan da bu özelliğidir.

Sevgiler.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 29, 2009, 03:13:12 ös
Yanıtla #9


Sayın Isabell'in bir deyişinden sanki Masonluğun bu amaca yönelmesinde ezoterikliğin dışına çıkması gerekir gibi bir önerisi olduğu izlenemine vardım.

Hayır buna bir öneri getirme olarak lütfen bakmayalım Sayın Adam; öneri getirmek için hepimizin bildiği gibi bu konuya vakıf olmak ve yeterince bilgi sahibi olmak gereklidir. Şimdi işin açıkçası kendimi Masonluğun karşısında bir birey olarak görünce değil kendi adıma konuşmak fikir belirtme beyanında bile bulunamam. Gerçek bu ve yadsınamaz. Ayrıca Masonluğun doğru ya da yanlışlarını belirtme gibi bir durumum da asla söz konusu olamaz. Yetkili bir mercii olamadığım gibi bunları söylerken bile fazlasıyla çekincede bulunmamın sebebini sanıyorum anlıyorsunuzdur. Masonluğun yanlışlıklarını ya da doğrularını irdelemek haliyle bana düşmez. Bunu geçelim, geçtikten sonra maalesef düşüncemi yanlış algıladığınız için böyle bir algılamaya mahal vermemden ötürü asıl ben Sizden özür diliyorum Sayın Adam; çünkü asla Masonluğun kendi alanının dışına çıkması gibi bir görüşte değilim. Yeryüzünde her Kurum ve Kuruluşun ayrı görevleri vardır ve Ezoterik denilince akla hemen Masonluk gelmektedir ve yüzyıllardır bu Kurum ezoterik bağlamında şimdiye kadar aykata kalmayı başarabilmiş tek Kurum ve Kuruluştur, bilemiyorum başkaları var mıdır, ben açıkçası yaşadığım bölgemden dolayı ne yazıkki daha önceleri Masonluk hakkında hiçbir bilgiye sahip değildim. Bazı ezoterik çalışmalarım esnasında bu kanıya vardığımı hemen belirteyim.

Masonluğun kendi çizgisinin dışına çıkması demek, kendini değiştirmek ve farklılaştırmak anlamına geleceği için bence en çok da dikkat edilmesi gerekli hususlardan biri olarak düşünmekteyim ancak söylediğiniz gibi Ezoterik çerçevesinde fakat daha ileriye dönük değişimler arzedebilir.

Ben, bu hususta noktalamaya çalışırken maalesef yanlış anlaşılmak istenmediğim için bazı vurgulara açıklık yapmak zorunda hissettiğim için kendimi beni de mazur görmenizi rica ediyorum.

Saygı ve Sevgilerimle  
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2950 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 07, 2007, 02:15:14 ös
Gönderen: Kaan
6 Yanıt
14968 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 06, 2014, 01:10:05 öö
Gönderen: davut
4 Yanıt
5256 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 19, 2007, 08:15:49 ös
Gönderen: Mozart
0 Yanıt
3783 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2008, 02:21:56 ös
Gönderen: Prenses Isabella
30 Yanıt
19102 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 04, 2014, 02:54:22 öö
Gönderen: propulsion
2 Yanıt
4061 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 26, 2013, 08:35:57 öö
Gönderen: ruzber
1 Yanıt
21910 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2009, 10:55:22 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2493 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 28, 2009, 03:47:36 ös
Gönderen: rigormortis
3 Yanıt
3187 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 25, 2013, 11:57:52 öö
Gönderen: karahan
0 Yanıt
3353 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 11, 2013, 11:20:22 ös
Gönderen: Melina