Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: Mozart - Ağustos 16, 2011, 02:16:39 öö
-
Bir kişi:hem siyasetçi hem cepci, hem ekonomist hem faşist, hem takiyyeci hem padişah, hem kutsal hem ruhsal, hem evangelist hem islamist, hem hatip hem katip, hem promter yıldızı, hem medya maymunu, hem botoxlu hem de koruma ordulu olursa adı ne olur?
-
Sayın Mozart, siyasi bir lider olup saydığınız özellikleri taşımayan bir örnek verebilir misiniz?
Saygılarımla.
-
Sayın Masor1976,
Vladimir Vladimiroviç Putin.
Sevgiyle
-
Sayın Mozart, nefs taşıyan her insan siyasi bir güç eline geçtiğinde hem hatalar yapar hem de saydığınız özelliklere doğru kayar. Patronunu müdürünü gerçekten seven ve taktir eden personel bulmanız zordur. Eğer müdürünü eleştiren bir personeli müdür yaparsanız o insanın karakteri ve personel arkadaşlarına yaklaşımı otomatikman değişir. Siyasi liderlerin toplumca eleştirilmesinin nedeni budur. Fakat eleştiri yapan insanların bu koltuğa geçmesi durumunda karakter analizinde pek bir değişme göremezsiniz. Ben bu noktaya değinmek istemiştim.
Nefs mücadelesi yapan insanlar zaten siyasetten ve insan kavramından mümkün olduğunca kaçmayı seçerler.
Siyaset iki ucu da pislenmiş çubuk gibi yani nereden tutarsanız tutun temiz olduğunu iddia ederseniz edin değildir.
Saygılarımla.
-
Sn. Mozart'ın açtığı bu konuyu hiç elimi sürmek istemedim doğrusu. Şimdi soruya cevap vereceğim olmayacak. Cevabın yanından geçeceğim olmayacak. İma edeceğim, bu sefer kendime yakıştıramayacağım.
En iyisi karışmamak dedim. Ama Sn. Masor1976'nın dediği de beni bir hayli şaşırtmadı değil. Çünkü Sn. Mozart'ın paylaştığı yazıda hem islamist hem evangelist ifadesi var, koruma ordulu ifadesi var. Bunlar önemli ve belirgin ifadeler. Asıl soru kaç tane böyle lider var olmalı? Hangi siyaset adamı siyasete girince bunlara yakınlaşıyor ki? Evet, cepçilik diyebiliriz. Veya medya maymunluğu. Bunlar olabilir. Peki hem islamist hem evangelist? Hem koruma ordulu, hem faşist?
Bana kalırsa Sn. Mozart forumda paylaşılmaması gereken bir konu paylaşmış. Ama madem paylaşmış, o halde katılıyorum.
Saygılarımla...
MMT
-
Sayın MMT, siyaset yapmak gerçekten zordur. Özellikle ülkemizde. Örnek vermek istiyorum rahmetli Özal zamanında başörtüsü üniversitelerde serbest bırakıldı. Yönetmeliğe aykırı da olsa insanlar arasında bu tarz bir çekişme oluşmadı yani. Özal ile ilk kez bir devlet lideri cuma namazına gitti vb. Bu dönemde rahmetli Erbakan'ın partisinin bir videosunu izlemiştim. Adamlar Özal için mason, kafir, amerikan uşağı vb. saydırıyorlardı. Daha sonra rahmetli Erbakan lider oldu ve gelir gelmez başörtüsü sorunu patladı. Onlara sordular Özala kafir diyordunuz fakat Özal zamannda müslümanlar daha rahattı diye. Adamların lafı şuydu: Bizim bilmediğimiz şeyler varmış...
Şimdi de Erdoğanın benzer bir lafı var: Konuşacağım ama milletim henüz kaldıramaz...
Neler dönüyor bilmiyorum yani. Ezoterizm siyasette de var sanırım.
Saygılarımla.
-
Sayin Masor1976 yazinizda bahsi gecen Erdogan"in lafinin bir benzerini bundan yilllar önce pek sayin"büyügümüz" Fehtullah Gülen 28 Subat postmodern darbesine nezihler dizerken söylemisti" Bu konuda daha cok söylenecek söz var, ama toplumun bazi kesimleri bunlari hazmetmeye henüz hazir degildir" Daha dün 12 Eylül fasist darbesinin actigi ve suladigi alanlarda yeseren Gülen ve hareketi bugün askerle hesaplasmaya girisiyor. Daha dün 17 yasindaki Erdal Eren"i asan Kenan Evrene saygida ve sevgide kusur etmeyen Erdogan bugun 12 Eylülle hesaplasmaktan dem vuruyor ve Erdal Erenin adini agzina alip timsah gözyaslari dökebiliyor. Iste bunlar tamda sayin Mozart"in yazisinda cizdigi resme nekadarda güzel uyum sagliyorlar
-
Sayın Tij, gerek size gerekse Sayın Mozart'ın yaklaşımına katılıyorum fakat bir bebegin istemsiz olarak altına kaçırmasına anlam verememek ve çözüm aramaktan farksızdır siyaseti güllük gülistanlık bir değer olabilme ihtimali üzerinde durmak. Fethullah Gülen hareketi hakkındaki tespitleriniz de mantıklıdır. Darbe zamanında ülkücüler de dahil her grup yüzbinlerce insan işkence görürken, nurcuların Demirel tarafından içeride kollandıkları kanaatini nurculardan duymuştum. Bu nedenle yıllarca Demirel'e oy sağlamışlardır. Siyaset çok garip bir yöntemler ve denklemler topluluğu gerçekten de anlamakta ve çözmekte insan çok zorlanıyor.
Benim kanaatimce ordunun hatası, yapılan darbe planlarında hedef kitlenin nurcular olmasıydı. Yani nurcuların gücü orduyu silahsız ve kansız bir şekilde alabora edebilecek düzeyde olduğunu görmüş olduk. Eğer yapılan gizli planların içeriğinde hedef kitle nur cemaati olmasaydı belki de darbe gerçekleşmiş olacaktı. Ben 2001 yılında askerdeyken televizyonda bir haber programında bir haber dikkatimi çekmişti. Fakat bu konuda google de araştırma yapmama rağmen haber sitelerinde bulamadım. Bu haberde flash haber diye geçilen konu şuydu. ABD ordusu bir askeri tatbikat yapıyor. Bu tatbikatın konusu ilginç. 3 tarafı denizlerle çevrili bir x ülke. Bu x ülkede askeri darbe oluyor, ABD ordusu bu x ülkenin halkını darbecilerin zulmünden kurtarmak için x ülkeye giriyor. Ve benim o haberi gördüğüm yıllarda darbe yapılma ihtimali su yüzüne çıktı.
Tabi ki ordunun üst düzey komutanlarının bu planlar nedeniyle yargılanıyor olması gerginlik yaratsa da bu darbenin faaliyete geçirilmesi durumunda ülkemizdeki kaosu ve ölü sayısını düşününce de insanın kanı donuyor.
Saygılarımla.
-
Sayin Masor1976 bilmiyorum ama sanirim siz benim yazdiklarimdan benim askeri veya askeri darbeleri savundugum veya sahiplendigim kanisina vardiniz. Eger öyleyse bunun dogru olmadigi söyleyebilirim, ülkemizin basina gelen en büyük felaketler zaten fasist darbelerin kendileridir ve bizim askerimizde ABD"nin "iyi cocuklari"oldugunu bende herkes kadar biliyorum,tabi düne kadar askerin arkasinda olan ABD"nin bugünde Gülenin arkasinda oldugunuda unutmadan.
-
Sayın Tij, tam bir teslimiyet insan karakterinde yoktur. Anne baba bile insandaki bu karakter nedeniyle çocuğuna söz geçirmekte çok zorlanırlar. İnsanların oluşturduğu dini veya siyasi guruplarda da bu yoktur. Yani orduyu, Erdoganı, nurcuları vb. amerikalılara teslim bir kukla olarak görmek hatalı olabilir. Şartlar gereği mecbur kalmak olabilir. Yani örneğin ordu amerikalıların elindeyse neden yapılması için planlanan darbeye karşı amarikan ordusu tarafından bir askeri harekat tehdidiyle durduruluyorlar. Yani bir sözle de bu durdurulabilirdi, ki durmadıkları için bir askeri harekat düzenleme tehdidi ortaya konuyor olabilir. Hani darbeciler amerikalılar tarafından yönetiliyordu. Yani bence tüm guruplar birbirinden bağımsız hareket ediyor fakat şartlar menfaatler kesişiyor diye bakmak daha mantıklı duruyor.
Örneğin amerikan ordusu Türkiyede çıkabilecek bir darbe ve iç savaş neticesinde ortadoğuyu içinden çıkılamayacak bir dünya savaşına sürükleyebileceği ihtimalinin çok yüksek olması nedeniyle engellemiş olabilir. Yani nurculara aşık veya nurcuları yönettiklerinden dolayı olmayabilir. Ki Türkiye'de çıkabilecek ciddi bir kargaşa israil devletinin sonu bile olabilir. Türkiyedeki istikrar dengesi her kezin menfaatine gibi duruyor.
Yani mevzu bir satranç oyunu gibi ....
-
[color=navy] ( Yani bence tüm guruplar birbirinden bağımsız hareket ediyor fakat şartlar menfaatler kesişiyor diye bakmak daha mantıklı duruyor.)[/color]
Sayin Masor1976 eger guruplardan kastiniz gelismis, sanayilesmis veya diger bir deyimle Emperyalist diye adlandirdigimiz ülkeler ve bunlarin ülkemizdeki menfaatlerinin kesismesi ise katilirim ama kastiniz ülkemizdeki guruplar ise bunlar göbek bagindan disariya bagimli olan ülkemizin disinda seyler olmadiklari icin onlarda genelde arkalarinda bir dayilari olmadan fazla dallanip budaklanamazlar ancak belli birsüre hareket gösterip daha sonra marjinellesirler ve öylede kalirlar.
Ha birde sorun amerikan ordusu filan degil sorun dünyanin yeralti ve yerüstü kaynaklarini ellerinde tutan uluslar arasi karteller sorunudur amerikan ordusu bile bu kartellerin istegi olmadan bir savasa kalkacagini sanmiyorum ve bugün ABD bizim askerin arkasinda degilse bu onlari yönetmedigi anlamina gelmez tam tersi onlara artik ihtiyaci kalmadigi icin( ki soguk savas dönemi artik bitti ve türkordusu simdilik misyonunu doldurmus durumda ve yedekte bekletilmek üzere kislasina gönderildi) karsilarina yeni döneme daha uygun bir güc olan islamcilar cikarildi ve kendileri kislaya birazda "zor"kullanilarak gönderildiler. Genelde ülkemizde özelde Gülen hareketi olmak üzere islamcilarin 1953 ten beri Ilim Yayma Cemiyeti basta olmak üzere gelisimini izledigimizde kendilerinin bugünler icin hep elaltinda tutulduklarini görecegiz.
Demin bahsi gecen kartellerin gücü konusunda bir örnek vermek isterim size, yasadigim ülkeden bir örnek vereyim. Yasadigim ülkenin enbüyük özel bankasinin baskani yunanistan hakkinda bir cümle söyledi diye ülke nerdeyse iflas ediyordu ve PASOK genel baskani vede ülkenin basbakani kalkip" ne istiyorsunuz bizden, adalarimizimi satalim yani" diye tepki gösterdi.Tabiki yunanistanin iflasina izin vermeyecekler cünkü bu simdilik islerine gelmez ama acik acikta diyolarki "biz sizi donunuza kadar soyacagiz"
Saygilar
-
Sayın Tij, yazdıklarınız çok mantıklı. Ben bu konularda fikir yürütecek kadar bilgi birikimim yok merakım ve heyecanım da yok o nedenle hayatım boyunca her siyasi grupla tanışma kaynaşma fırsatım olmasına rağmen hiç birine katılmadım. Siyasetle ilgili her görüşten haber kaynağına facebook gruplarına filan internetten bakıyorum. Özellikle haberden çok ziyaretçi yorumlarına bakıyorum. Fakat görüşlerin tamamı gerçekten çok kafalarında oluşturdukları teoriden oluşuyor. Gerçeği bulmak samanlıkta iğne aramak gibi insanın bu konularla ilgilenip zaman kaybı yaşadığı hissine kapılmasına neden oluyor. Fakat ister istemez gündem sürekli sarsıcı haberlerle dolu olduğundan dolayı siyaset insanın dikkatini çekiyor.
Bana en mantıklı gelen teori sizin de değindiğiniz gibi paranın dikdatörlüğü, bazı şirketlerce yönetilmeye çalışılan bir dünya düzeni.. Gerektiğinde tüm ülke, siyasi grup ve kadroları kullanıyor ve posası çıkınca çöpe yolluyor. Örneğin uyuşturucu ticaretinin ve eroinin doğuş gelişme ve günümüzdeki haline bakınca bunu daha net görebiliyorum. Türkiye'de oluşan bir kriz vardı. Rahmetli Ecevit'in zamanında 2001 krizi. Bence bu krizin nedeni Saadettin Tantan idi. Onlarca yıl uyuşturucu baronlarıyla yılmaz bir mücadele sergiledi. Bu mücadelenin neticesinde de kara para yurtdışına kaçtı. Anayasa kitapçığının cumhurbaşkanınca atılması bir neden gibi gösterildi. Bence irtica gelecek diye gerek siyasi güç gerekse askeri güç bakımından muhafazakar insanların uzak tutulmasının nedeni bu kara para sahiplerinin endişeleridir. Çünkü muhafazakar bir insan bunlara göz yumamayacaktır. Erdoğana neden göz yumdular derseniz muhtemelen kara para kolay paradan zor paraya geçiş yapma zamanı geldi diye düşünüyor olabilir.
Farkettiyseniz Türkiye dengesiz bir ekonomiye sahip. Aniden parayla boğulan, aniden kuraklaşan bir çizgide gidiyor. Ülkede üç kağıt ve kara para örf halini almış durumda. Tüm dünyada böyle midir bilemiyorum.
Saygılarımla.
-
Ben daha fazla birsey söylemeiyecem, ama sonolarak Türkmenistan ve Gülen okullari ile ilgili haberi yazdiklarima bir kanit olarak gördügümü yazip simdilik burda birakalim diyorum.
-
Farkettiyseniz Türkiye dengesiz bir ekonomiye sahip. Aniden parayla boğulan, aniden kuraklaşan bir çizgide gidiyor. Ülkede üç kağıt ve kara para örf halini almış durumda. Tüm dünyada böyle midir bilemiyorum.
Sayın Masor1976;
Tespitleriniz güzel.Nacizane fikrimi sorarsanız; bizdeki sorun emekleyen çocuğu zamanı gelmeden yürütmeye zorlama ya benziyor .Hadi BABA de misali zorlamayla, konuşturacağımızı zannetmek gibi. :o Saygılar
Not: Bizde her zaman bazı çevreler her zaman bir DÜŞMAN korkusu yaratarak İnsanlarımızı Paranoyak hale getirdiler. Dünyadaki insanların bizi çok umursadıklarına ,hele ABD vatandaşlarının bizden haberdar olduğuna İNANMIYORUM... >:(