Masonlar.org - Harici Forumu

Sanat => Edebiyat => Siirler ve Sairler => Konuyu başlatan: Einsof - Haziran 16, 2007, 07:02:32 ös

Başlık: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Einsof - Haziran 16, 2007, 07:02:32 ös
Şüphesiz ki Türk edebiyatının en önemli isimleri arasında yer alan,şahsen tek geçeceğim müthiş bir edebiyat  yeteneğine sahip olan fikir,ilim,sanat,dava adamı büyük dahi Üstad Necip Fazıl'ı saygıyla anıyorum..

ALLAH DERİM

Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;

Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!

İsterseniz hayat aşını verin;

Sayılı nimetler bal olsa yemem!

Ey akıl,  nasıl da delinmez küfen?

Ebedi oluşun urbası kefen!

Kursa da boşluğa asma köprü, fen,

Allah derim, başka hiçbir şey demem!

                                                                                                --------------

ÖLÜNÜN ODASI

Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş;

Yerde çıplak bir gömlek, korkusundan dirilmiş.

Sütbeyaz duvarlarda, çivilerin gölgesi;

Artık ne bir çıtırtı, ne de bir ayak sesi...

Yatıyor yatağında, dimdik, upuzun, ölü;

Üstü, boynuna kadar bir çarsafla örtülü.

Bezin üstünde, ayak parmaklarının izi;

Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi.

Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana;

Gözleri renkli bir cam, mıhlı ahşap tavana.

Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var;

Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir ân kadar.

Sarkık dudaklarında asılı titrek bir ân;

Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan.

Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm;

Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm…
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: SublimePrince - Haziran 16, 2007, 07:10:15 ös
Necip Fazil Kisakurek
Cok guzel siirleri vardir.
Zindandan Mehmed'e mektup beni en cok etkileyen siirlerinden biridir:
Zindandan Mehmed'e Mektup

Zindan iki hece. Mehmed'im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı?.. Belki... Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!

Bir alem ki, gökler boru içinde.
Akıl, olmazların zoru içinde
Üstüste sorular soru içinde.
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...

Müdür bey dert dinler, bugün "maruzat"!
Çatık kaş... Hükümet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem...
Anlamaz! ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekün içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.

Somurtuş ki bıçak, nara ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yönünde şefkat
Beni kimsecikler okşamaz madem
Öp beni alnımdan, sen öp seccadem!

Çaycı getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan
Karıştır çayını zaman erisin
Köpük köpük, duman duman erisin!

Peykeler, duvara mıhlı peykeler
Duvarda, başlardan yağlı lekeler
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...
Duvar, katil duvar yolumu biçtin
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin

Sükut... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar
Tek nokta seçemez dünyadan nazar
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?

Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir.
Ne gelir ki elden, kader bu, emir...
Garip pencerecik, küçük daracık;
Dünyaya kapalı, Allah'a açık

Dua, dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu
İplik ki incecik, örer boşluğu

Ana rahmi zahir, şu bizim koğuş
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım; Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

1961



Bir de beklenen:
Beklenen

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar,
Ne de şeytan bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?

Ulkemizin kose yazarlarindan Hincal Uluc'un ilginc bir hikayesi vardir bu beklenen siiri ile ilgili. Bulabilirsem paylasirim.
Konuyu actiginiz icin tesekkurler.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Einsof - Haziran 16, 2007, 07:16:15 ös
Sn.Sublime..
Üstad hakkında yazdığınız şeyler çok hoşuma gitti, şaşırdım..
Teşekkürler..
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: SublimePrince - Haziran 16, 2007, 07:19:43 ös
Necip Fazil Kisakurek ulkemize gelmis gecmis en degerli sair ve dusunurlerden biridir. Bunu inkar edecek biri olacagini sanmiyorum.

Allah ve İnsan

Seni aramam için beni uzağa attın!
Alemi benim, beni kendin için yarattın!

1972

Iki satirda bile derin dusuncelerini aciklayabilecek buyuk bir yetenek.  Rahmetle aniyoruz. Ruhu sad olsun.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Einsof - Haziran 16, 2007, 07:21:13 ös
Aman efenim siz de etmediyseniz kimse etmez zaten :D
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: SublimePrince - Haziran 16, 2007, 07:24:10 ös
Aman efenim siz de etmediyseniz kimse etmez zaten :D
Bunu anlayamadim diyecegim, ama anladim ;)
Keske siz de her seyin sizin bakis acinizdan farkli olabilecegi ihtimalini anlayabilseniz ;)

Yarın elbet bizim, elbet bizimdir;
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!..

Sevgiler, saygilar.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Einsof - Haziran 16, 2007, 07:25:11 ös
YATTIĞIM KAYA


Bu akşam o kadar durgun ki sular

Gömül benim gibi kedere diyor.

İçimde maziden kalma duygular

Ağla geri gelmez günlere diyor.

 

Ey gönül, gidenden ümidini kes!

Kaçan bir hayale benziyor herkes,

Sanki kulağıma gaipten bir ses

Buluşmalar kaldı mahşere diyor.

 

Enginden engine koşarken rüzgâr,

Bende bir yolculuk heyecanı var...

Yattığım kayaya çarpan dalgalar

Çıkıver bir sonsuz sefere diyor.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: SublimePrince - Haziran 16, 2007, 07:26:05 ös
Basligi Siir bolumune tasiyorum.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Einsof - Haziran 16, 2007, 07:27:08 ös
Bugünü bi yere not ettim her sene kutlamayı düşünüyorum :)
Sevgiler..
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: SublimePrince - Haziran 16, 2007, 07:30:44 ös
Hep beraber kutlariz :)
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: LEON COMANDANTE - Eylül 27, 2007, 01:59:03 ös
Necip Fazıl çapulcunun tekidir. Okunacak biride değildir. Kendisi ayrıca aşırı Amerikancı biriydide.

"Amerikan politikasını korumakla mükellefiz... Amerikan siyasetini tutmak biricik yol... Amerika'dan nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalı. Yoksa bir Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadından ileri geçemeyiz. Dış siyasetimizde Amerikan siyaseti ve iç bünyemizde Amerikanizm politikasını kendimize tecezzi etmez (birbirinden ayrılmaz) bir siyaset vahidine (tekliğine) göre ayarlamakta büyük ve her işe hâkim bir mânâ gizlidir."

7 Temmuz 1959
Büyük Doğu dergisi

Necip Fazıl KISAKÜREK

İslami Büyük Doğu Akıncı Cephesi(İbda-c)'yi de başımıza bela eden bu adamdır. Bu teröristler kendileride Necip Fazıl'ın izinden gittiklerini söylemektedirler. Recep Tayyip ve ABDullah Gül'ün bu adamın öğretileriyle yetiştiğini bilirim. Bu adamı okuyana kadar Hüseyin Nihal Atsız'ı tavsiye ederim.


NECİP FAZIL'IN TUTUKLANMA NEDENLERİNDEN BİRKAÇI:

Türklüğe Hakaret: 9.6.1947–5.8.1947 (1 ay, 27 gün)

*Türklüğe Hakaret Davası Bitti, Son Posta, 6 Ağustos 1947

Türklüğe Hakaret: 21.4.1950–15.7.1950 (3 ay, 25 gün)

*Tevkif Müzekkeresi, C. Savcı No:950 / 5191

Atatürk'e Hakaret: 15.10.1960–18.12.1961 (1 yıl, 65 gün)

*1960 / 3349 numaralı Mahkûmlar için müddetnâme


''Destân'' adlı şiirinde Cumhuriyet devrimlerine ve Başbuğ Atatürk'e dolaylı yoldan hakaret vardır.


İŞTE MİLLÎ DEVLET VE LAİK REJİME MUHALEFETİNİ İSPATLAYAN BİR MISRASI…


"Ah küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp!"

NECİP FAZIL VE İBDA/CTERÖR ÖRGÜTÜ İLİŞKİLERİ

İBDA/C (İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi)

"İBDA fikriyatı, İslamcı edebiyatçı Necip Fazıl Kısakürek ve onun Şeyhi Seyyid Abdülhakim Arvasi yanlısı akıncı gençler tarafından 15 Kasım 1975 tarihinde, Salih Mirzabeyoğlu öncülüğünde çıkarılan Gölge Dergisi çerçevesinde oluştu."

"Necip Fazıl Kısakürek'in "BÜYÜK DOĞU" fikriyatından etkilenerek ortaya çıktığı iddia edilen, Osmanlı Devleti modelinde federatif yapılı bir İslam Devleti kurulması amacını güden ve bu amaç doğrultusunda silahlı mücadele yöntemini benimseyen terör örgütüdür."

http://www.yesil.org/teror/ibdac.htm

"İslami Büyük Doğu" Necip Fazıl Kısakürek'in düşüncelerini yansıtan bir dernektir. Akıncılar Birliği de 80 öncesinin MSP Gençlik Kolları'nın kurduğu dernektir. Bu iki dernek birleşmiştir, İBDA- C'yi oluşturmuşlardır."

http://www.sabah.com.tr/2003/12/14/yaz33-10-107-20031205.html


"Necip Fazil Kisakurek, the IBDA-C's ideologue, published 130 books on Islamic thought, Islamic arts and other issues. His thought continues to influence the IBDA-C."

http://www.intelligence.org.il/Eng/var/yf_12_03.htm


"Necip Fazıl Kısakürek için yürüyüş yapan İBDA/C'ciler"

http://www.milliyet.com.tr/2006/05/25/son/sontur34.asp


Necip Fazıl "Son Devrin Din Mazlumları" isimli kitabında Dersim İsyânı'nı, Şeyh Said'i, Said'i Kürdî'yi vs. öve öve bitiremez. 1937'de Tunceli isyanında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin katliam yapıp bilmem kaç yüz bin kürt'ün öldürdüğünü iddia eder.


Necip Fazıl, 1946'da İstanbul'da verdiği bir konferansta Atatürk'ü sâhte kahraman ilan etmiştir.


ABDULLAH ÖCALAN denen Allah'ın insan ziyânı olan aşağılık Necip Fazıl ile ilgili bir soruya aynen şöyle cevap vermiştir…

"20 YAŞLARINDA YA VARDIM, YA YOKTUM. NECİP FAZIL KISAKÜREK'İN KONFERANSLARINA GİDER, BAYAĞI DA ETKİLENİRDİM..." (APO VE PKK ADLI KİTAPTAN)


Tayip Erdoğan'ın başdanışmanı olan, Amerikalılara ''bizi delikten aşağı süpürmeyin diyen'' yahudi kürt Cüneyt Zapsu'nun dedesi Abdürrahim Zapsu, Necip Fazıl'ın yazdığı haftalık "Ehli Sünnet" dergisinin yayıncısıdır.


Bu sahtekârın meşhur şiiri "Kadın Bacakları"nı okuyalım da, nasıl bir Müslüman (!) olduğunu da görelim…

Her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,
Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.
Ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.

Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,
Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.

İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe,
Bacakların ruhudur şekil veren diyorum.
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye,
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.

Boynuma doladığın güzel putu görseler,
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.
Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler,
İsa'nın eli diye, bir kadın bacağını.

(NECİP FAZIL KISAKÜREK)


 Necip Fazıl, 1934 yılına dek kadınların bacaklarına şiirler yazacak kadar nefis düşkünü bir adamdı. Eğlence ve kadınlar onun hayatının baş unsuruydu. Daha sonra da bu pislik hayatını devam ettirmediğini iddia etse de ''döneklerden, dönenlerden'' hayır gelmez.


Devam edelim…


Bu müfteri ayrıca Türkçe düşmanıdır. Türkçe'ye ağır hakaretler içeren yazısını aktarıyorum…

• KISA HECELER... Aşağıdaki cümleyi, ona hususî bir mâna biçmeden, onda ayrı bir mâna murad edildiğini hesaba katmadan, sadece Türkçe olarak okuyunuz:

• "Ciğerimi delici, yüreğimi yakıcı, kafamı kemirici soru şu ki, gericiliğe mi, ilericiliğe mi, ne tarafa döneceğini bilemeyene, ne diyeceğini, ne edeceğini bulamayana, baba izini görmeyene, anadilini yitirene, yolunu şaşırana, ya kuzu gibi boyuna budalaca acı acı meleyene, ya da kısa heceli ölü kelimeleri dizi dizi boşuna sıralayana, şu yeni kuşağa ne demeli; acımalı mı, acımamalı mı?"

İçinde 50 kelime ve 162 hece bulunan bu cümlede tek bir uzun hece yoktur ve böyle bir lisan yeryüzünde mevcut değildir.

• Bu hâl, tarihin ilk çağlarında, henüz hançeresi gelişmemiş bir millete işarettir.

• TEK HECELER... Dilimiz umumiyetle tek, hiç değilse az heceli kelimelerden örülü:

al, kal, çal, dal, ol, sol, dol, yol, ser, ver, ger, yer, yar, ban, kan, san, at, kat, tat, çat, kap, sap, tap, yap, say, yay, kay, cay, sil, bil, ek, çek, şiş, piş, ye, de, filân, falan, sayısıza kadar giden bir dizi...

Askerî kumanda sesine benzeyen ve sonlarına birer "mak" veya "mek" edatı eklenince ancak iki heceli masdarlığa çıkabilen "emr-i hâzır"lardan ibaret bu tek veya az heceli kelimeler kalabalığı içinde yabancı dillerden devşirilmiş dolgun heceler de Türk hançeresine uymadığı için bölünmüştür:

Psomi (rumca ekmek)-İpsomi...

Fikr-Fikir... Spor-Sipor... Film-Film... Nefs-Nefis... Remz-Remiz...

Vesaire...

• Başka dillerde tek hecede 4-5 sese kadar çıkabilen (rast, drops) dolgun heceler Türkçede 2-3 sesi aşamaz ve ancak kültürlü insanların hançeresinde yer bulabilir.

• Bir dilde uzun, dolgun ve çok heceli kelimeler, tefekküriyet ve medeniyet işaretidir.

• Türk Milleti'nin, ruhunu dayayacağı üstün bir medeniyet mihrakı buluncaya kadar sürdüğü hayat içinde dili, kısa heceler bahsinde olduğu gibi, konuşmaya ve dolayısıyla düşünmeye vakti olmayan bir topluluğu ifade eder.

• MÜCERRET MEFHUM... Türkçede, kendi öz anlamı olarak tek bir mücerret mefhum yoktur. Aşağıdaki, hemen her lisanda mevcut mücerret mefhumların Türkçe karşılığını arayınız:

Zaman, mekân, mesafe, zevk, şevk, mevzuu, merkez, mihrak, gaye, mefkûre, din, Allah; ve nâmütenâhîye kadar sayabiliriz. Mücerret mefhumların hattâ basitlerinden olan bu kelimelerden bir tanesini bile Türkçede bulamazsınız. "Allah" adının hiçbir lisanda eşi bulunmaz hâs ve âlem ismi olması bir tarafa, ilâh mânasına her dilde mevcut kelime bile Türkçede yoktur. "Tanrı" kelimesi "tanyeri"nden gelir ve mücerretlikle alâkasız, putperestlikten kalma bir madde ismi olmaktan ileriye geçemez. "Mevzuu" kelimesine uydurulan "konu" ise "koymak" gibi kaba ve maddî bir fiile dayanır. "Vazetmek" fiili "koymak" değildir ve onun üstünde bir mânayı (nüans-gamiza) belirticidir.

• Neticede, sade ve mahdut madde isimlerine mahsus, beşerî tefekkür malzemesinden mahrum bir lisan karşısında kalıyoruz. Hattâ "dil" bile "lisan" kelimesine uymuyor ve ağızdaki et parçasından ibaret kalıyor.

• Cedlerimiz İslâmı kabul edip kâinat çapında bir tefekkür ve tahassüs hazinesini yüklendikleri ân, takdir ettiler ki, kumanda seslerinden ibaret tek ve kısa heceli, âhenksiz sadece yalçın madde plânına bağlı, mücerret mefhumdan sıfır derecesinde bir dille ne insan, ne cemiyet, ne de devlet teşkil edilebilir. Artık Türk, madde fatihliğinden, onunla beraber mâna fâtihliğine geçmiştir; bunun için de maddî kılıcına eş bir mâna kılıcı lâzımdır. Hâlbuki elinde, mânevî kılıç adına, çelik değil, bir saman parçası bile yoktur? Ne yapsın?

• Türk, İslâmiyeti kabul ettikten sonra düşünmeye başlamıştır. (?) Bu, anlayan ve insafı olan için riyazî bir hakikattir. İşte bu Türk, yani İslamiyet’i kabul ettikten sonra gerçek Türk’ü bulan Türk, ilk iş olarak, kaba müşahhaslardan ileriye geçemeyen dilini zenginleştirmek zaruretini idrak etmiştir. Bunun için de, Batılının, Yunan ve Lâtin kaynaklarına uzanışı gibi, öz kültür kaynağının iki örnek diline el uzatmış ve Türkçenin çarşafı üzerine Arap ve Fars ağaçlarının meyvelerini silkelemeyi tek yol kabul etmiştir.


Necip Fazıl Kısakürek, İdeolocya Örgüsü, Büyük Doğu Yay. İstanbul

Bu yazıda Necip Fazıl, Türk diline hakaret ederek, Arap dilini kutsadığı gibi ''Türkler Müslüman olduktan sonra düşünmeye başlamıştır'' diyerek de koskoca İslâm öncesi Türk tarihine ve Türklerine bile sövmüştür.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: sun - Eylül 27, 2007, 02:22:39 ös
Senin kadar olmasın da...
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: LEON COMANDANTE - Eylül 27, 2007, 02:25:53 ös
Desene aynı sen...
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Eylül 27, 2007, 02:42:53 ös
Sn Üyeler,

Lütfen gene başlamayalım.Her konu sürekli kişisel hakarete dönüşüyor.Farklı düşüncelerde olan kişiler tezlerini karşı tarafa hakaret etmeden tartışıp mat edebilirlerse bunun adı entellektüel ve seviyeli tartışma olur.Öbür türlüsünün Ulus halindeki esnafın 3 kilo patates 2 kilo domates tartışmasından bir farkı kalmıyor.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: sun - Eylül 27, 2007, 02:48:40 ös
Sn.Mysticprovocateur ne demişim ? Hakaret ederken hangi kelimeyi kullanmışım ? Çirkin kelimeler kullanan ben değilim.

İyi peki siz de diyorsunuz ki, kimi hakaret edersen et ama sitedeki üyelere etme. Yanlış mı düşünüyorum ?
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: LEON COMANDANTE - Eylül 27, 2007, 02:51:34 ös
Sayın Provakatör;

Ben hep onca yazıyorum ediyorum kişi anlamadıktan sonra ben daha ne edeyim. Sadece yazacak kadar vaktim var birde ayriyetten öğretmenlikte yapacak kadar zamanım yok. Benim kanıtlarıyla yazdıklarıma bakın, kişinin cevap olarak yazdığına bakın.

Sevgiler, saygılar
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: sun - Eylül 27, 2007, 02:54:09 ös
Meydan boş yazan yazıyor.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: LEON COMANDANTE - Eylül 27, 2007, 02:56:05 ös
Kafa boş anlamayan anlamıyor.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: sun - Eylül 27, 2007, 02:57:52 ös
Malesef.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: paragon - Eylül 27, 2007, 03:00:23 ös
:Efendim siz ATatürkün bütün devrimlerine karşımısınız
;''bütün  devrimleriyle karşı karşıyayım,şimdi sen karar ver karşımıyım degilmiyim evlat''.......
(''Necip fazıl kısakürek ''kafa kagıdı)  kader insanları başka cepelere taşır . Şimdi siz kararverin karşımıydı karşıkarşayamıydı.Yoksa karşıkarşıya olmak zorundamıydı..Kimisi olaylara sadece tek boyutda bakar biri kendine karşıysa yanlış ve hatta vatan haiinidir...Fakat Atatürkün  bile bu devrimleri yaparken en bütyük üzüntüsü ve kaygısı deger verdiği bazı kişilerin kendinden uzaklaşacagı korkusuydu...
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Eylül 27, 2007, 03:06:18 ös
Alıntı
Sn.Mysticprovocateur ne demişim ? Hakaret ederken hangi kelimeyi kullanmışım ? Çirkin kelimeler kullanan ben değilim.

İyi peki siz de diyorsunuz ki, kimi hakaret edersen et ama sitedeki üyelere etme. Yanlış mı düşünüyorum ?

Sn.alaaddin ,

Sn LEON COMANDANTE  nin şahsınıza yapmış olduğu bir hakeret yok.Necip Fazıl ın bir çapulcu olduğunu düşünebilir.Buna katılmadığınızı karşı tarafa hakaret ederek dile getirirseniz bunun size zararı olacaktır.

Sn LEON COMANDANTE  ,

Sitemize tekrar iştirak etmenizden şahsen memnunum ancak sizdende ne olursa olsun işi kişsel boyuta taşımamanızı rica ediyorum.Yazılanlar dikkatlice takip ediliyor ve her üyenin hakkının eşit şekilde korunacağından emin olunuz ve hakarete hakaretle karşılık vermeyiniz.

Saygılarımla
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: LEON COMANDANTE - Eylül 27, 2007, 03:20:51 ös
Sayın Provakatör teşekkür ederim. Olayları kişisel boyuta taşımıyorum ve taşımaycağım evet geçmişte karşılıklı birkaç defa olmuştu ve gerçekten gereksizdi.

Necip Fazıl bugünkü Fetullah Gülen gibi Amerika'nın beslediği bir kişi idi. Ümmetçi olduğu, Atatürk düşmanı ve Amerika'nın düşmanı Komünizme özelliklede Rus Komünizmine karşı durduğu açısından çapulcular tarafından üstad ilan edilen tamamen silik bir şahsiyettir.

Necip Fazıl, ahlaksız bir yaşam sürerken, içki içerken kadın bacaklarına şiir yazarken, Abdülhakim Arvasi'yi tanımasıyla birlikte, Arap tarzı ahlaksız yaşama yatay geçiş yapmıştır. Necip Fazıl'ı derinden etkileyen şeyhi olan Abdülhakim Arvasi, kürt Teali Cemiyeti kurularından olan Şefik Arvasi'nin yeğeni, Türk-İslam sentezinin yaratıcısı ve ülkücülerin fikir babası olan Seyyit Ahmet Arvasi'nin babasıdır. Sözkonusu kişilerin birbirleriyle olan bu bağlantıları bile Necip Fazıl'ın kim, hatta ümmetçilerin amaçlarının ne olduğunu anlamaya yetmektedir.

Necip Fazıl denen Atatürk düşmanı adam, Atatürk'ten esinlenerek yazdığı "Gençliğe daha doğrusu Ümmet çapulcularına hitabesinde" şöyle der:

"Son yarım asır!.. İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde planında kurtarıldıktan sonra ruh planında ebedi helake mahkumiyet."

Necip Fazıl, burada üst örtülü bir biçimde Atatürk'e, Laik Cumhuriyet'e söz söylemektedir. Ruh dediği de, temeli İbrani efsanelerine ve hurafelerine dayanan, doğmatik ilkel Arap ideolojisine uygun yaşam biçimidir.

Amerikan İslamcısı Necip Fazıl, Türklüğü kavanoza, İslamiyet'i de bala benzetmiş ve "Türklük bir kavanozsa, İslamiyet baldır. İslamiyet olmasaydı Türklük içi boş bir kavanoza benzerdi" demiştir.

Necip Türklüğe bu şekilde hakaret ederse Türkçülerde der ki: "Türklük, ipek kumaştan yapılmış değerli bir elbiseyse, İslamiyet de bu değerli elbiseyi yiyip kemiren bir güvedir."
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Veritas - Eylül 27, 2007, 03:52:34 ös
Çok başarılı bir şairdir kendisi fakat siyasi görüşlerine katılmıyorum. "Beklenen" adlı şiirini özellikle severim.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: LEON COMANDANTE - Eylül 27, 2007, 03:55:49 ös
Ben şairliğinide başarılı bulmam. Hüseyin Nihal Atsız çok daha iyi bir şairdir. Mesela Geri Gelen Mektup...

Saygılarımla
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Veritas - Eylül 27, 2007, 04:02:49 ös
Bence biçim olarak ikisi arasında çok fark yoktur, özellikle de "Geri Gelen Mektup" şiirini konuşuyorsak. Ben Nihal Atsız'ın edebi eserlerinden çok düzenlemesini çok iyi yaptığı Aşıkpaşazade Tarihi'ni takdir ederim. Bunun haricinde oğlu Yağmur'a bıraktığı o meşhur düşman listesini siz de biliyorsunuzdur muhtemelen, bu sebepten Nihal Atsız'ın da fikirleriyle çok çatışıyorum.

Fakat bana kalırsa bir adam iyi şairse iyi şairdir, siyasi görüşü sebebiyle onun dil cambazlığına laf söylememek gerekir. Tabi gerçekten beğenmiyorsanız başka...
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: LEON COMANDANTE - Eylül 27, 2007, 04:13:56 ös
Evet Hüseyin Nihal Atsız'ın bıraktığı düşman listesi çokta iyi birşey değildir ancak şu yönden bakarsak o listedeki yazılanların hangisi Türklerin dostudur acaba? Yada zaten Türk'ün düşmanı çok değilmidir?

Bahsettiğiniz gibi bir adam iyi şairse iyi şairdir. Siyasi düşüncesi benide pek ilgilendirmez. Ancak bu Necip Fazıl gibi birisi ise tarafsız bakabilmek imkansız. :)
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Veritas - Eylül 27, 2007, 04:35:00 ös
Sayın Commandante ben Kafkas kökenli bir Türk'üm ve orada yazıldığı kadarıyla bizim düşman olmamız gerekiyor. Oysa benim Çerkesliğim, İstanbul'luluğumdan öteye geçemeyecek bir kültür birikimidir sadece. Kendimi Türk olarak ifade ediyorum ve aksini düşünmüyorum bile. Kaldı ki devletlerin, milletlerin dostları olmaz; çıkarları olur. Türk Türk'e kapkaç yapıyor, öldürüyor, dolandırıyor. İnsanları "bak bu adam Fransız, kesin iyidir", "bak bu adam Papua Yeni Gineli kesin koltuk altından gıdıklanır" şeklinde kategorize etmenin başarısız olduğuna inanıyorum sadece.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Genius Loci - Eylül 28, 2007, 12:36:51 ös
n.fazıl'ın siyasetine karşı olunabilir, dünya görüşünün çarpıklığı dile getirilebilir. buna eyvallah...

ama türk şiirinin son dönem en büyük isimlerinden birisine yok efendim şiirleri de iyi değil demek ancak türk şiirine hakaret etmekten öte bir şey değildir. Nazım Usta'ya da tıpkı aynı şey yapılır. Nazım Hikmet mi? Ha şu komünist, beş para etmez şiiri, ne o öyle... ama deyin bana kurtuluş savaşını Kuvay-ı Milliye Destanından daha canlı anlatan başka bir Destanımız var mıdır? H. Nihal Atsız namlı faşistin şiirlerini incelediğinizde N. fazıl şiirlerindeki derinliği bulabilir misiniz?

Atsız - Kısakürek karşılştırması yapmayı bile gereksiz buluyorum. N. Atsız'ın türk edebiyatı açısından tek değerliliği RUH ADAMI romanıdır, onu da başlayıp bitirebilirsen tabi.

anafikir; kişilerin dünya görüşlerini benimsemeyebiliriz, ama bunu benimsememek onları toptan görmezden gelmek olmamalıdır. 1980'de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'nü alan Türk Edebiyatı Vakfı'nca 1980'de verilen beratla 'Sultan-üş Şuara' (Şairlerin Sultanı) unvanına layık görülen birisine "Şairliğini başarılı bulmuyorum" diyene senin yazdıklarını görelim denir veya yahu sen necisin ki?
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 28, 2007, 12:49:04 ös
Evet bu konuda ilk defa Sayın SkullG'a katılıyorum gerçekten çok doğru yani bir İnsanın Sanatını eleştirirken Sanatçı'nın sadece  Sanatsal yönü bizleri ilgilendirir aksi taktirde Onun taşıdığı değer yargıları dahil hiçbirşeyi bizleri ilgilendirmez. Eğer bilgimiz varsa O'nu Sanatsal Boyutu çerçevesinde ele alabilir veyahut da eleştirebiliriz.
SAYGILAR_   
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: LEON COMANDANTE - Eylül 28, 2007, 03:49:07 ös
Nihal Atsız'ın görüşüne karşı olabilirsiniz sizin bileceğiniz iştir. Eyvallah... Ancak Nihal Atsız sadece büyük bir şair değil büyük bir Türkolog'tur da.

Arkadaşlar bana görede Necip Fazıl ile Nihal Atsız'ı aynı cümlede anmak abesle iştigaldir. Necip Fazıl, ahlaksız bir yaşam sürerken, içki içerken kadın bacaklarına şiir yazmış sefil bir adamdır. Siz Nihal Atsız'a faşist dersiniz başkasıda Necip'e Atatürk ve Türklük düşmanı der.

Sayın Skull yorumlarınızın büyük çoğunluğunu üzülerek okudum. Atsız'ı okumadan, anlamadan suçluyorsunuz. Okuyanlarda görmek istedikleri gibi bakarak okumuşlar. Eğer hakikaten tarafsız olarak okusaydınız onun bir ırkçı olmadığını anlardınız. Lütfen bütün eserlerini okuyunuz. Göreceksinizki ırkçılığın ötesinde Türk, Türkçü ve Atatürkçüdür. Bugüne kadar söylediklerinin hiçbiride yalan değildir. Yıllar önceki makalalerini okuyun hala bugün uğraştığımız sorunlardan bahsediyor. Uyarıyor, önlem alın diyor. Ama birde Necip'in makalelerini okuyun ya Amerikanizm'i ve Dinciliği savunuyor yada Türklük ve Atatürk düşmanı yazılar döşüyor.

Bahsi geçen sitede yer alan bazı saçmalıklar Atsız'ın linç sebebi olarak gösterilemez. Atsız büyük bir Türkolog, Türkçü ve Atatürkçüdür. Bir şaire ve Türkolog'a bıraktığı bir vasiyet ve adına açılan sitede yazılanlar yüzünden nefret etmek birazda gafilliktir.

Nihal Atsız önemli bir Türkolog, fikir ve edebiyat adamıdır. Kendisine olağanüstü bir hayranlık duyduğumdan filan değil ama saygı duyulması gereken bir insan olduğunu düşünüyorum.

Dostlar birşey sormak isterim ırkçılığa ve faşistliğe karşısınız ancak Türkçülüğe karşımısınız?

Dostlar Türk milleti, Türk kökünden gelenlerle Türk kökünden gelmiş olanlar kadar Türkleşmiş kimselerden meydana gelen topluluktur."

Ben bir Türkçü ve Atatürkçüyüm. Bahsi geçen sitedekilerde Türkçü ve Atatürkçüdür. Aslında ırkçı değillerdir ırkçılık başkadır. Türkçülerden kimse Bilge Tonyukuk, Kür-Şad, Alp Er Tunga sülalesinden gelen kişileri aramıyor. Böyle bir kıstasları yok yani.

Aman ha banada faşist yakıştırması yapmayın :) zira toplu katliam yaparak şunu bunu yok etme hayalleri kuran Hitler özentisi bir kişi değilim. İddia edildiği gibi kafatası ölçüm işleriyle de kesinlikle uğraşmıyoruz. Anlayışımız Türk soyunun safiyeti ile Türklük şuurunun korunmasını ve millî kaynaklarımızın gayri Türklerce sömürüldüğü bu çarpık düzene son verilip Türk Yurdu'nun kayıtsız şartsız biçimde öz Türkler tarafından yönetilmesi suretiyle Türk milletinin hak ettiği refah ile güç seviyesine ulaşmasını ve ilerlemisini hedefleyen bir fikirdir. Bu fikrin adı da Türkçülüktür. Türkçülere kısaca ilerici milliyetçilerde denilebilir.

Sevgiler, saygılar
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: LEON COMANDANTE - Eylül 28, 2007, 04:21:53 ös
Necip Fazıl'ın içindeki niyet dışınada vurmuştur. Yahu bir Hüseyin Nihal Atsız'a bakın bide Necip'e bakın...

(http://www.biyografi.net/biyografi/resim/kisi/254.jpg)

NİHAL ATSIZ

(http://www.biyografi.net/biyografi/resim/kisi/249.jpg)

NECİP FAZIL
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 28, 2007, 04:22:57 ös
Ama birşey söylicem yani şiirlerine ırkçılık, dini vs. duygularını yansıtan kişilere açıkçası ben Şair demem ve Sanatçı da olamaz zaten! Fakat bir önceki mesajlarımda Sanatını gerçekten adam gibi icra eden Sanatçıların sahip oldukları ideolojileri gözönüne alınmamalıdır demek istedim.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Genius Loci - Eylül 28, 2007, 04:23:25 ös
leon soruyorsun ırkçılığa karşısınız türkçülüğe de karşımısınız diye... evet kardeşim türkçülüğe de karşıyım. senin şu üstte söylediğin her söz ırkçı bir yaklaşımdır. ırkçılık için illa toplu katliam yapılması gerekmez. hoş türkçülerin tarihinde o toplu katliamlarda vardır. Maraş'ı unutmadık mesela... 6. Filo defol diyenlere saldıran komünist düşmanı türkçüleri ve şeriatçıları yani ez cümle gericileri de unutmadık. öz türkler tarafından yönetilecek bir ülke hayal ediyorsun sonra da ırkçı değilim türkçüyüm diyorsun.

leon, türkçülük bal gibi ırkçılıktır. Atsızın mezarındaki yazı nedir onu söyle bize TÜRK IRKI SAĞOLSUN yazıyor nal gibi harflerle. bu başlık altında site ismi filan verilmedi ama ben ziyadesiyle site ismi verebilirim daha güzel ORKUN dergisini okuyunuz görünüz ırkçılığın daniskası nasıl yapılırmış. Bir de bu propagandanızda ATATÜRK'ü kullanmayın. IRKÇI_ TÜRKÇÜlerin hedefleriyle ATATÜRK'ün hedefleri örtüşmez. IRKÇILAR HAYALİ TURANLARINDA YAŞAMAYA ÇALIŞSINLAR.

Atatürk Milliyetçiliği bir kültür milliyetçiliğidir. bu yüzden türkiye cumhuriyeti vatandaşları arasında ırksal etnik hiçbir ayrım gütmeksizin hepisini türk olarak isimlendirir. yoksa türklerin ayrıcalıklı, üstün bir kurucu ulus olarak kabulü ve diğerlerinin iç düşman hain ikinci sınıf yurttaş statüsünde yaşamaları ve onlara öyle davranılmalarına salık vermez ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ...

sizin ove ove bitiremediğiniz ATSIZ'ınızla Atatürk arasındaki fark en başta burada başlar...

ATSIZ da N. FAZIL da edebiyatçıdırlar ve aynı cümlede yer alabilirler. Ayrıca Atsız'ı okumadığımı filan düşünüyorsunuz galiba. Ruh Adamınıda Bozkurtlarını da şiirlerini de okudum. evet haklısınız türkologdur ama Irkçı-Türkçü bir Türkologdur. Diğer açtığınız başlıkta bunu belirttim de. her neyse... Yanlış anlamayınız N. Fazılseverlik felan yapmıyorum. hani yapacak olsam anca Nazımseverlik yapabilirim. Ama Türk şiirinden bahsedecekseniz N. Fazıl'ı görmezden gelemezsiniz. Muhsin Erturulla dünya görüşleri örtüşüyor muyduki Bir adam Yaratmak piyesini M. Ertuğrul sahneye koydu?

ama ATSIZ ile ATATÜRK aynı cümlede bulunmaları abesle iştigal olur.

sadece saygıyla...
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Genius Loci - Eylül 28, 2007, 04:25:43 ös
hani söyleyeyim iki resim arasındaki farkı birinde karizma var birinde içine kapanık şizofren hitler benzetmesi bir tip duruyor.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Eylül 28, 2007, 04:39:26 ös
Sn. skullG ve  Sn.LEON COMANDANTE ,

Karşıt fikirlerinizi birbirinize hakaret etmeden bilgilerinizi çarpıştırarak yapmanız gerçekten takdire şayan.Bu tartışmanın diğer üyelerede örnek olmasını diliyorum.

Saygılarımla,
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: LEON COMANDANTE - Eylül 28, 2007, 04:41:48 ös
Sayın Skull kardeşim ben ne yaptığımı iyi biliyorum. Türkçülük ile ırkçılığı karıştıran adama söyleyecek birşeyim zaten yoktur. Belliki birşeylerden dolayı rahatsızdır. Ancak Maraş Katliamından bahsetmişsiniz bahsi geçen ırkçı dediğiniz kişiler Maraş Katliamını en aşırı şekilde eleştiren öldürülenlerin sırf alevi olduğundan çapulcu ülkücüler tarafından katledildiğini defalarca belirtmişlerdir. Ülkücülerin Türklükle ve Türkçülükle hiçbir alakası olmadıkları aslında ümmetçi olduklarını defalarca belirtmişlerdir. Şimdi siz kalkıpta çapulcuların yaptığı yüzünden Türkleri katliamcı olarak gösterirseniz buda gafilliktir.

Mezarda nal gibi harflerle Türk ırkı sağolsun yazdırılabilir. Bunu vatanını, milletini seven her Türk yaptırabilir. Sizin tabirinize göre vatan sevmek ırkçılıktır.

Atatürk öldükten sonra yüce önderin birçok düşüncesi saklanmış ve geçiştirilmiştir. Bunda İnönü büyük pay sahibidir. Atatürk bahsettiğim Türkçü düşüncededir ancak ırkçı değildir. Nasıl olurda her iki cümlesinden biri Türk olan bir önderin Türkçü olmadığını söyleyebiliriz? İsterseniz ATATÜRK'ün Türklük hakkında söylediği sözlere bakınız.

Kanımca Atatürk ile kimse aynı cümlede geçmeye yada bulunmaya layık değildir. Ancak Atatürk ve Türklük düşmanı bir Necip Fazıl'dansa, bir Türkçü ve Türkolog olan H. Nihal Atsız aynı cümlede geçmeye daha layıktır.


Saygılar

Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 28, 2007, 04:54:59 ös
Evet Sayın Leon son derece haklı; Ülkücülük= Ümmetçilik_
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Genius Loci - Eylül 28, 2007, 04:58:50 ös
sn leon,

çok farklı bakıyoruz. ancak ben yine de Atatürk milliyetçiği ile türkçülük arasında fark olduğunu iddia ediyorum.

sizin türkçüler ırkçı değildir önermenize de katılmıyorum. diğer başlıkta (Hüseyin Nihal Atsız - Geriye Dönen Şiir) Atsızın kendi ifadelerine yer verdim. Atsızın kendisi dahi ırkçı olduğunu kabul ediyor siz niye illa ki Atsız ırkçı değildi türkçüler ırkçı olamaz diyorsunuz.

Türkçülük ile türk Irkçılığı tabirleri arasındaki fark var mıdır sizce? bence ikisi de aynı kapıya çıkar

en derin saygılarımla
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: LEON COMANDANTE - Eylül 28, 2007, 05:07:56 ös
Sayın Skull,

Atatürk milliyetçiliği =Türkçülüktür. Zaten bu düşüncenin önderleri Atatürk, Ziya Gökalp, Yusuf Akçura vs.'dir.

Atatürk milliyetçiliğini eski tüfek komünist, anarşist ve değişik zevatlar hiçbir alakaları olmamasına rağmen sahiplenip yıllardır yanlış tanıtmaktadırlar. Hatta Yüce Önder Atatürk ile Deniz Gezmiş ve Che isimli serserilerin resimlerini yanyana koyacak kadar küçülmüşlerdir(!)

Düşüncelerimiz farklı olsada sizinle anlaşıyoruz. Yazdıklarınıza katılmadığım noktalar yok değil ancak Türkçülük ile Türk ırkçılığı dediğim gibi başkadır.

Saygılarımla
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Genius Loci - Eylül 28, 2007, 05:19:42 ös
sn leon,

bahse konu derginin ismi TÜRK SOLU dergisidir ve Faşizmin en dik alalığını bu dergide görebilirsiniz
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: LEON COMANDANTE - Eylül 28, 2007, 05:39:37 ös
Sayın SkullG

TÜRK SOLU'nu bahsi geçen resimler açısından pek tasvip etmesemde sola yeni ve güzel bir kimlik getirdiği kabul edilmelidir. ;)
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: paragon - Eylül 28, 2007, 07:11:45 ös
Hatta Yüce Önder Atatürk ile Deniz Gezmiş ve Che isimli serserilerin resimlerini yanyana koyacak kadar küçülmüşlerdir(!)

  Size göre Atatürk Nihal atsızın yanına yakışır, başkasına göre CHE nin, bir başkasına sorarsanızdaNazım hikmetin.....Mesele yakıştırma meslelesi mi?Bu gün Atatürk her davaya yamanır oldu, her durumda öne sürülecek ender kozlardan biri haline geldi .İyiki söylediklerinin çogu kayda geçirilmiş.Birileri bi yöne dönüyor, beraberinde Atatürküde çeviriyor.Aslında ben Atatürk ismini fazla ziktretmeyi sevmem(bunuda yanlış anlamayın benim ilk okuldan kalma  lakabım kemaldir) herkez düşüncesiyle vardır, bir başkasını örnek alırsınız onu seversiniz ama onu sevmek ayrı onun ismini  her düştüğünüz yola beraberinizde  düşürmek ayrıdır ....Belki davanızda haklısınızdır ve hatta Atatürk ismini rant elde etmek için degil gerçekten bu yönde biri olduguna inandıgınız için samimi duygularla yanınızda taşıyorsunuzdur;fakat bu durmunun tekrarı suistimale elverişlidir .Onun için bırakalım  Atatürk'ü her giddiğimiz yere taşımayı.O zaten kendisine bi yol çizmiş ve bu yolda muassır medeniyet seviyesine milletiyle beraber ilerlemiştir..
 
  Aramızda yol ayrımına düştüğümüz  her vakit onu binbir parçaya bölüp hepimiz yanımızda taşıyoruz...Bırakalım o öldüğü yerde kalsın ,ondan sonraki yol ayrımlarında, girdiğimiz yolda onun isimini agzımızda taşıyacagımıza;fikrini aklımızda gizleyip taşıyalım.....
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: paragon - Eylül 28, 2007, 07:20:17 ös
Yazının ilk cümlesi haricindekiler şahsa yönelik ithamklar degildir....bende sonradan fark ettim yanlış anlamay müsait olmuş ....SAYGILAR
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 28, 2007, 07:24:49 ös
Sayın Leon; demin çok güzel bir tanımlamanıza şahit olmuşken Che ve diğerlerine atfen iletmiş olduğunuz olumsuz durum için gerçekten üzüldüm. Sonuçta onların da bir İnsan olduğunu hangi ideolojiye sahip olursa olsun unutmamamız gereken bir durumdu.
Başlık: Re: Necip Fazıl Edebiyatı!
Gönderen: zarathustra - Ekim 22, 2007, 08:33:36 öö
Gurbet 

Dağda dolaşırken yakma kandili,
Fersiz gözlerimi dağlama gurbet!
Ne söylemez, akan suların dili,
Sessizlik içinde çağlama gurbet!

Titrek parmağınla tutup tığını.
Alnıma işleme kırışığını
Duvarda, emerek mum ışığını,
Bir veremli rengi bağlama gurbet

Gül büyütenlere mahsus hevesle,
Renk renk dertlerimi gözümde besle!
Yalnız, annem gibi, o ılık sesle,
İçimde dövünüp ağlama gurbet!..

Çile, 1923
 

Necip Fazıl Kısakürek