Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Talat Paşa'nın ermeni terörist tarafından katledilmesi  (Okunma sayısı 16610 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 26, 2007, 03:49:25 ös
Yanıtla #10
  • Ziyaretçi

Atatürk'ün Talat Paşa ile  olan karşılıklı mektuplaşmaları kesinlikle okunmalıdır. Bu mektuplarda Atatürk'ün Talat ve Enver Paşa'ya karşı olan sevgi, saygı ve aşırı güveni şaşırtıcı boyutlardadır.

Hepsinin mekanı Cennet olsun!..


Nisan 26, 2007, 03:51:34 ös
Yanıtla #11

Atatürk'ün Talat Paşa ile  olan karşılıklı mektuplaşmaları kesinlikle okunmalıdır. Bu mektuplarda Atatürk'ün Talat ve Enver Paşa'ya karşı olan sevgi, saygı ve aşırı güveni şaşırtıcı boyutlardadır.

Hepsinin mekanı Cennet olsun!..

İnternet ortamından bu mektupları bulup okuyabilir miyiz?
Kaynak olarak İnternet sitesi var mı?


Nisan 26, 2007, 04:02:19 ös
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi



Nisan 27, 2007, 03:15:21 öö
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

Talat Paşa, yurt dışına çıkmadan önce, yerine getirilen kendisinden yaşça büyük Sadrazam Ahmet İzzet Paşa'ya şu mektubu göndermişti:

"Pek muhterem ve mübarek tanıdığım İzzet Paşa Hazretlerine,

Memleketin bir müddet ecnebi nüfuz ve tesiri altında kalacağını anladım. Buna rağmen memlekette kalmak ve millet muvacehesinde muhakeme olmak fikrinde idim. Bütün dostlarım bunu atiye talik etmek için ısrar ettiler. Zat-ı fahimtaneleriyle istişare edemedim. Müşkül mevkide kalacağınızdan çok düşündükten sonra sarfı nazar ettim. Bütün hayat-ı siyasiyemde hedefim, memleket namuskârane ve fedakârane hizmet etmek idi. Şahsen buna muvaffak oldum. Bütün servetim, zat-ı şahanenin ihsan ettiği otomobil esmanıyla (değer, kıymet) her ay artırdığım yirmişer liradan müterakim bin altı yüz liralık istikraz-ı dahili bedelinden ve bir de dört arkadaşımla birlikte isticar (kiralamak) ettiğimiz çiftliğin devri icarından hasıl olan paradan ibarettir. Bunun bir kısmını aileme terk ederek bir kısmını yanıma aldım. Bundan başka bir nesneye malik değilim. Millete karşı hesap vermek ve muhakeme olarak tayin edilecek cezayı kemal-i cesaretle çekmek isterim, işte zat-ı fahimanelerine söz veriyorum. Memleketim ecnebi nüfuz ve tesirinden azade kaldığı gün, ilk telgrafınıza itaat edeceğim. Baki kemal-i hürmetle ellerinizden öperim muhterem Paşa Hazretleri.

2 Teşrinisani 1334 (2 Kasım 1918)

Mehmet Talat"


Nisan 28, 2007, 06:19:22 ös
Yanıtla #14
  • Ziyaretçi

Talat Bey'in eşi Hayriye hanım, kocasının ölümünden yıllar sonra, Talat Paşa'nın öldürülmesi konusunda şunları söylüyordu:

"Çok cesurdu. Tehlike nedir bilmezdi. Etrafında kimbilir, ne maksatla kimler dolaşıyor, dikkat et, dedikleri zamanlarda bile aldırmaz, çantasını koluna alınca, fırlar tek başına giderdi. Berlin'de -en sonunda kanına giren- katil daha önce iki kere karşısına çıkmış, Paşa'yla göz göze gelmiş. Fakat Paşa o kadar pervasız, sakin, hatta gülümseyerek bakıyormuş ki, adam avuçladığı silahını çıkarmaya cesaret edememiş ve nihayet: Ben Talat Paşa'ya baka baka silahımı çekemeyeceğim, ancak arkasından vurabilirim, demiş."


Nisan 29, 2007, 06:16:22 ös
Yanıtla #15
  • Ziyaretçi

Talat Paşa Berlin'deyken, bir dostuna yurt hasreti içinde şunları söylemişti:

"Selanik'teyken ikide bir sürgün cezasına çarpılan Bulgar komitacılarıyla karşılaşırdık. Bunlar vatanlarından ayrılmadan evvel, jandarma nezaretinde bulundukları halde merasimle rıhtımın üzerinde toplanır ve içlerinden birisinin verdiği işaretle hep birden eğilip toprağı öperlerdi.

Bu, onlar için vatana dönüş umudunun bir ifadesiydi: Öptüğümüz toprak bizimdir, buraya yine geleceğiz... demek istiyorlardı. Bir gün ben de vatana dönersem, bilir misiniz ne yapacağım?"

Dostu: "Her halde siz de onlar gibi toprağı öpeceksiniz..." deyince, Talat Paşa ağlayarak şu karşılığı vermişti:

"Ne dersin sen? Ne dersin sen? Ben öpmekle doyamam ki... Yiyeceğim vatan toprağını, yiyeceğim..."


Nisan 30, 2007, 03:46:04 ös
Yanıtla #16
  • Ziyaretçi

2 Kasım 1918 cumartesi gecesi, saat 11'e yaklaştığı sırada, karanlıklar arasında iki kişi hızlı hızlı rıhtıma doğru yürüyordu. Bunlardan biri Talat Paşa, öteki de İhsan Namık Bey'di. Rıhtıma yaklaştıklarında üç kişinin daha orada beklediğini gördüler. Talat Paşa, İhsan Bey'e dönerek:

"Bir kadınla iki erkek dolaşıyor, bunlar kimdir İhsan?" diye sordu.

"Bilemiyorum belki de pokerden dönüyorlardır. Paşam..."

Bekleyen üç kişiden biri onlara doğru ilerleyince, tanımakta gecikmediler: Bu Enver Paşa'ydı.

Yanaşan Enver Paşa, Talat Paşa'nın elini sıktıktan sonra:

"Tam zamanıdır Talat, motor da neredeyse gelir..." dedi.

Gerçekten de az sonra, burnunda cansız bir ışıkla yol alan bir motor Amerikan Koleji yönünden gelerek rıhtıma yanaştı. Enver Paşa, kendisini uğurlamaya gelen kız kardeşini kucakladıktan sonra motora atladı. Onu ötekiler izlediler. Biraz sonra bütün yolcularını alan motor, açıkta kendilerini bekleyen Alman torpitobotuna yanaşıyordu!..


Mayıs 01, 2007, 03:21:31 öö
Yanıtla #17
  • Ziyaretçi

Talat Paşa Berlin'e yerleşmişti. Anılarını yazıyor, karısıyla birlikte yoksul sayılabilecek bir hayat yaşıyordu. Sık sık karısı Hayriye hanıma:

"Beni bir gün sokakta vuracaklar. Alnımdan kanlar akarak yere serileceğim. Yatakta ölmek nasip olmayacak. Ama ziyanı yok, varsın vursunlar, vatan benim ölümümle bir şey kaybetmez. Bir Talat gider, bin Talat gelir!.." derdi.

Bir gün ya Ermeni Komitacılarının ya da bir başka düşmanının kurşunlarıyla can vereceğini biliyordu. Özellikle Ermeni Komitacılarının...


Mayıs 01, 2007, 07:01:53 ös
Yanıtla #18
  • Ziyaretçi

Dürüstlük ve fedakârlık simgesi...

Talat Paşa ilerici-milliyetçi tarihimizin en müstesna adamlarındandır. Tarihin onun hakkındaki yargısı, emperyalistlerin ve Nemrut Mustafalarınkinden(Kürt Mustafa) çok farklı olmuştur. Atatürk'ün Talat Paşa'nın katlini duyduğunda gözleri dolarak "Memleket büyük bir evladını kaybetti" demesi bu yüzdendir. Dürüstlüğü ve fedakarlığı herkesin dilindeydi. Sadrazam olduğunda bile mahalle fırınından vesikayla ekmek almaya devam etti. Öldürüleceğini bilmesine rağmen aklına ne korkmayı ne de kaçmayı getirdi. İşgalcilerin İstanbul'daki mahkemesi onu mahkum etmişti. Yetmediğini gördüler. Berlin'deki mahkeme ise katilini serbest bıraktı. Bugün ne Nemrut Mustafa'yı ne de İngilizlerin emriyle tetiği çeken katili hatırlayan var. Ama Talat Paşa, Hüseyin Cahit Yalçın deyişiyle, memleketini seven vatan evlatları arasındaki yüksek ve muhterem mevkisini hala koruyor. Bu yüzden onun hatıralarını okumak aslında bizler için bir borcun gecikerek olsa da ödenmesidir!..


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
27 Yanıt
20016 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2007, 11:23:53 öö
Gönderen: Ittihatci
5 Yanıt
9545 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 29, 2007, 06:08:04 ös
Gönderen: Ittihatci
3 Yanıt
7566 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 27, 2007, 06:47:10 ös
Gönderen: Ittihatci
1 Yanıt
4244 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2009, 11:14:39 ös
Gönderen: hewal73
0 Yanıt
3488 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 27, 2009, 01:04:58 ös
Gönderen: asoraman
0 Yanıt
4146 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 30, 2011, 07:11:28 ös
Gönderen: oasis
Arkadaşım Kürt Talat

Başlatan Özer Baysaling Guncel Konular

3 Yanıt
4549 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2012, 09:10:35 ös
Gönderen: NOSAM33
1 Yanıt
3807 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2012, 12:34:09 ös
Gönderen: ruzber
0 Yanıt
3773 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2012, 08:55:26 ös
Gönderen: neumann
0 Yanıt
4067 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2015, 09:59:21 ös
Gönderen: Risus