Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Toplumsal Bilinç  (Okunma sayısı 3950 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 19, 2007, 11:56:09 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Toplumsal bilinç “toplum yaşamındaki görüşleri, kavramları, düşünceleri, siyasa, sanat, töre vb. kurumları oluşturan bilinç biçimlerinin tümü” dür (Ozankaya, l984: 118). Toplumun ortak algısı ve duyarlılık biçimi olarak formalize edildiğinde toplumsal bilincin bireylerin gündelik yaşamında ve onların ortaya koyduğu kurumsal örgütlenmelerde yansımasını bulduğu söylenebilir. Kuşkusuz kurumsal yapılar ve toplumsal yaşam biçimlerini üreten ve fonksiyonelliğini belirleyen büyük ölçüde toplumdaki egemen ortak yargılar (bilinç)dır denebilir.
Toplumsal (ortak) bilinç; “belirli bir toplumun ortak mirasından kaynaklanan davranış, düşünme, duyma biçimlerinin bir sonucudur. Bu biçimler, söz konusu toplumun çoğunluğu tarafından kabul edilmiş ve uygulanmış olmalıdır. Ortak bilinç kişinin dışındadır, ondan önce vardır, onu aşar ve ondan sonra yaşamına devam eder. Bu bilinç topluma ayırıcı ve özel niteliğini verir: Bu bilinç Fransız’ı Belçikalı’dan Türk’ü Arap’dan ayırır” (Sayın, l985: 8).
Toplumsal bilincin baskısı, toplum üyeleri tarafından çoğu kez hissedilmez. Toplum üyeleri, “ortak bilinci özümsemişlerdir. Genellikle herkes bireysel davranışlarının kendi öz davranışları olduğunu varsayar. Bireysel davranışların toplumsal bilinç tarafından belirlendiğinin bilincine varan çok az kişi vardır. Ortak bilincin özümsenmesi toplumsallaşma aracılığıyla gerçekleşir. Zamanla ortak bilincin uyguladığı baskı yerini alışkanlıklarla, gelişmiş ahlaksal bilince bırakır” (Sayın, l985: 8-9).
Toplumsal bilinç, içinde oluştuğu sosyal yapıların imkanları ölçüsünde gelişir. Toplum üyelerinin durdukları sosyal zemin, onlara belli tutum ve hareket kodları kazandırır. Bir başka deyişle, toplumsal koşullar, bireylere ortak bir bakış açısı, düşünce ve zihniyet formu, benzer bir eylem ve yaşama biçimi kazandırır. Tüm bunlar tek tek bireylerce edinilmiş bulunan toplumsal bilinç bileşenleri olarak görülebilir.
Toplumsal bilinç kavramı analiz edildiğinde birbirinden çok farklı oluşumlar ve etkinliklerle karşılaşırız. Örneğin, dünya görüşü, kanılar, siyasal ve moral anlayışlar, dini ve dünyevi algılamalar, bireyin çevresine ve olaylara ilişkin geliştirdiği yargılar, coşku, heyecan ve korkularla yüzleşiriz. Toplumsal bilinç bir bakıma tüm bu öğelerin bir bileşimi ve bütünlüklü bir formülasyonudur denebilir.
Coulson ve Riddell (l970: 87-98)’a göre, bireyin sosyal varlığının bir ürünü olan bilinci, içinde bulunduğu toplumun, toplumsal koşullanma içinde kendisine aktardığı ve “toplumsal bilinç” olarak tanımlayabileceğimiz bölüm ile kendi özdeneyimlerinden oluşan bilinç bölümünün bütünleşmesinden oluşmaktadır.
Toplumsal bilinç toplumsal varoluşla yakından ilgilidir. Toplumsal koşulların biçimlediği ve yön verdiği ortak bir bileşimler bütünüdür. Toplumsal bilinç bir bakıma toplum üyelerinin ortak duyuş, düşünüş ve davranışta bulunma yönelimlerinin belirleyicisi ve hazırlayıcısıdır. Bireyin toplumsal varoluş biçimlerine ilişkin algısı ve kavramalarından çıkarsadığı ortak yargılar ve anlam bütünleri toplumsal bilinci oluşturur. Birey algıladığı bu bütünsel kavrayış evreninden yola çıkarak yaşamına yön verir. Kişinin nerde nasıl, ne şekilde hareket edeceğine ilişkin tasarımları büyük ölçüde toplumsal varlık formülasyonlarına ilişkin geliştirdiği bütünlüklü anlam çerçevesini referans alır.
İnsanların ilişki biçimleri ve katılımlarını yalnızca kendi kişisel seçimleri belirlemez. İnsanların kendi toplumsal yaşamlarına ilişkin oluşturdukları tasarımlar, anlayışlar, deneyimler, kuramlar ya da kanılar, son kertede, bireysel bilinçlerin görece üzerinde olan toplumsal bilinç evrenini referans alır.

(Arkadaşlar bu sosyoloji konusudur. Fakat forumda sosyoloji ile ilgili bölüm olmadığı için buraya yazdım)


Mart 06, 2013, 08:19:00 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 856
  • Cinsiyet: Bayan

İletişim imkanlarının çokluğu ve teknolojinin giderek büyümesi ile ( taşra-metropol ayrımı yapmak doğru olmayacaktır tabi ama takdir edersiniz ki gelişen imkanlar metropollerde daha fazladır ) toplumsal bilinçte bir azalma olduğunu söyleyebiliriz. Toplum bilinci ise, temelinde insan haklarını barındıran ve ' sürü psikolojisinden ' apayrı bilinç türü olmakla birlikte, artan şiddet olayları karşısında kendini sürekli düşündürtüyor ve aratıyor bana..
Adequatio intellectus et rei


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2842 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2007, 11:10:50 ös
Gönderen: shemuel
1 Yanıt
3950 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2007, 11:17:37 ös
Gönderen: shemuel
2 Yanıt
3078 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 17, 2008, 11:44:57 öö
Gönderen: akasya
0 Yanıt
2148 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 29, 2007, 01:42:29 öö
Gönderen: shemuel
6 Yanıt
6420 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 15, 2008, 06:29:11 ös
Gönderen: Anatolic
Ezoterik bilinç ile yasamak

Başlatan semih_tatar « 1 2 » Ezoterizm

17 Yanıt
14296 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2012, 01:04:00 öö
Gönderen: ruzber
1 Yanıt
5442 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 09, 2010, 09:09:18 ös
Gönderen: Texan
1 Yanıt
2045 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 23, 2012, 03:59:30 ös
Gönderen: NOSAM33
3 Yanıt
2862 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 11, 2014, 01:45:08 öö
Gönderen: Melina
0 Yanıt
1580 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 19, 2015, 12:50:47 ös
Gönderen: Risus