Sayın Kaan
Profesyonel ordu ile ilgili söylediklerinizde haklısınız. Profesyonel askerliği şu an savunmamak geri kalmışlık demektir. Ama profesyonel ordusu olan ülkelerin bazılarında da zorunlu askerlik hizmeti mevcuttur. Yani zorunlu askerlikle prosfesyonel ordu aslında iki farklı kavramdır. Profesyonel askerliğe tam olarak geçildikten sonra, zorunlu hizmet kaldırılabilir veya kısaltılabilir, tamamen stratejik bir karardır. Bu kararı almak çok kolay değildir. Bir önceki yorumumda bahsettiğim gibi, Türkiye'nin savunma stratejisinde yerel direnişin yani halk ordusunun önemli yeri vardır. Acaba bu doğru mu yanlış mı tartışılabilir. Kronolojik olarak, Türkiye'nin girdiği savaşlara bakacak olursak; (pkk ile olan gayrinizami harp sayılmazsa)
1- 1974 Kıbrıs Harekatı, Kıbrıs'a çıkan asker sayısından fazla asker Yunanistan sınırına, Ege ve Trakya yığınak yapılmıştır.
2- Kore Savaşı, Doğu Andolu ve Kuzeydoğu Anadolu'ya yığınak yapılmıştır.
3- 2. Dünya Savaşı, o zamanki asker sayımız 3-5 milyon arasında değişmekteydi çünkü savaşa girersek en az 3 cepheden girecektik
4- Kurtuluş Savaşı, her ne kadar sadece Batı Cephesi anlatılsa da, Doğuda koskoca bir kolordu olası Ermeni veya Rus saldırısını önlemek için bırakılmıştı. Ayrıca birçok da saltanat yanlısı isyan vardı onlar bastırıldı.
5- 1. Dünya Savaşı, gerçekte Osmanlı Devleti girmiştir savaşa ama sonuçları yeni oluşan Türk Devletini de etkilediği için belirtmek lazım. 4-5 cephede savaşa girilmiştir.
Kısacası tarihimizde ya hep birden fazla cephede savaştık ya da savaşma ihtimalimiz yüksekti. Bu yüzden Türküye'nin RESMİ savunma stratejisinde halk savunmasının yeri vardır. Bu savunmanın yerine daha farklı stratejiler alamaz mı? Tartışılabilir, belki cidden güzel alternatifler vardır. Veya profesyonel ordu kurulur, ama askerlik süresi 1-3 aya falan kısaltılır ama daha yoğun bir eğitim süreci olur. Vicdani olarak yapmak istemeyenler veya vatana askerlikten daha fazla katkısı bulunacağı düşünülenlere farklı hizmetler verilebilir.
Saygılarımla