Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: TANRIMIZA HAMD OLSUN ... DİKKAT  (Okunma sayısı 1106 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 01, 2017, 04:02:22 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Bir Yılmaz Özdil Klasiği ! Yine Lafı Gediğine Oturtmuş
Yemek duası!...
Askerin yemek duası değiştirilmiş, bundan böyle “Tanrımıza hamdolsun, milletimiz varolsun, afiyet olsun” denmeyecekmiş, “Allahımıza hamdolsun” denecekmiş…
http://cdn00.vidyomani.com/c/1/8/0/bir-yilmaz-ozdil-klasigi-yine-lafi-gedigine-oturtmus-1/bir-yilmaz-ozdil-klasigi-yine-lafi-gedigine-oturtmus-1-b.jpg
Türk askerinin kafasına çuval geçirtebilirsin, peygamber ocağı’na kumpas kurdurabilirsin, PKK’yı tanık TSK’yı sanık yapabilirsin, genelkurmay başkanını “terörist” ilan edebilirsin, Türkiye bağırsaklarını temizliyor diyerek, Türk ordusuna “bok” muamelesi yapabilirsin, madalyalı subaylar kahrından canına kıyarken “mermiye kafa atmış” diye alay edebilirsin, tarikatçıların cemaatçilerin ordudan ihraç edilmesine şerh koyarken, Atatürkçü subaylarımızı “fuhuşçu casus” damgasıyla ihraç edebilirsin, asrın iftirasına uğrayan subaylarımıza Akp gazetelerinde “rezil, ahlaksız, tecavüzcü, kepaze, iğrenç, pislik, kafatasçı, namussuz, vatan haini, lekeli, onursuz, katil, dinsiz” diyebilirsin, 30 Ağustos Zafer Bayramı pastasını Akp marşıyla kesebilirsin, Apo posteri taşımayı suç olmaktan çıkarırken Atatürk anıtlarına çelenk koymayı yasaklayabilirsin, dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen’i “soykırımcı” ilan edebilirsin, takvimde başka gün yokmuş gibi Kürdistan ordusuna tam 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Türkiye topraklarında resmi geçit yaptırabilirsin, Kürdistan ordusunu THY uçaklarıyla taşıyıp, bunların yediği lahmacunun parasını bile ödeyebilirsin, “Kobani’deki kardeşlerimin alnından öpüyorum” diyebilirsin, NATO brifinginde Türkiye’nin yarısını Kürdistan olarak gösteren haritaya hiç ses çıkarmayabilirsin, Apo’yla masaya oturabilirsin, Kandil’le müzakere yapabilirsin, Murat Karayılan’ın Kandil’deki basın toplantısını Anadolu Ajansı’yla canlı olarak yayınlatabilirsin, askeri birliklere “sakın operasyon yapma” talimatı verebilirsin, Şivan Perver’e AKP mitinginde şarkı söyletebilirsin, cephanelik patladığında 25 şehit morgda yatarken “şehrin reklamı olur” diye genelkurmay başkanına sucuk hediye edebilirsin, üstüne “ne var bunda, lokum bile ikram edilir” diyebilirsin, “Hindistan’da Pakistan’da olur böyle şeyler” diyebilirsin, 15 şehit varken Akp milletvekilinin oğluna stadyumda düğün yaptırabilirsin, askeri üssümüzden bayrağımızı indirtebilirsin, şehit babasını hükümeti eleştirdi diye hapse mahkum ettirebilirsin, gazilerimizin protezlerine haciz gönderebilirsin, şehitlerimizin tabutlarını portakal sandığı gibi kamyonet kasasında taşıtabilirsin, Suriyeli Libyalı Mısırlı yaralıları ambulans uçaklarla getirip, eskortlar eşliğinde özel hastanelerde tedavi ettirirken, kendi gazilerimizi evlerine şehirlerarası otobüslerle gönderebilirsin, otobüs biletlerini gazilerimize ödetebilirsin, bedelli askerliği kışlaya bile uğramadan dekontlu askerlik haline getirebilirsin, ensesi kalınsa canı sağolsun, garibansa vatan sağolsun diyebilirsin, kendi çocuklarına askerlik yaptırmayabilirsin, vatan toprağını terkedebilirsin, Süleyman Şah türbesi’ndeki boş sandukaları sırtlayıp tırıs tırıs kaçabilirsin, Kardak kahramanlarımızı hapse tıkarken Ege adalarımızı Yunanistan’a peşkeş çekebilirsin, memleket topraklarını yabancı ordulara emanet edebilirsin, Adana’ya Hollanda, Gaziantep’e Amerikan, Kahramanmaraş’a Alman patriotları kurdurup, Türk milletini siz koruyun diyebilirsin, kanunu değiştirip şehit ve gazi tanımını silebilirsin, şehidi vazife ölümü, gaziyi vazife malülü yapabilirsin, koğuşta ranzasından düşüp ölenle çatışmada hayatını kaybedeni bir tutabilirsin, 50 defa ameliyat olan, organlarını kaybeden gazilerimizden ilaç katkı payı alabilirsin, CHP milletvekilleriyle tesadüfen denk gelip fotoğraf çektiren gazilerimizi işten attırabilirsin, şehit cenazesinde “teröristleri Habur’da karşılayanlar nerede” diye isyan eden kadını, vay sen bizim hükümetimize nasıl laf söylersin diye bayıltana kadar dövebilirsin, şehit tabutuna dolmuş şoförü gibi kolunu yaslayıp “ne mutlu şehit ailelerine” diyebilirsin, Ecyad Kalesi’ni yıkan bedeviye, hem de 10 Kasım’da devlet şeref madalyası takabilirsin, genelkurmay başkanını kamuflajlı asker kıyafeti giydirilmiş sünnet çocuğu gibi bedevinin yanına oturtabilirsin, 30 Ağustos törenlerini yasaklayabilirsin, Atatürk tarafından kurulan TBMM’den Atatürk’ün mareşal üniformalı tablosunu kaldırtabilirsin, Dolmabahçe Sarayı’nda Atatürk’ün yatağının başucunda saygı nöbeti tutan ve her 10 Kasım’da gözlerinden yaşlar süzülen askerlere bile tahammül etmeyip, yasaklayabilirsin, Kürdistan bayrağını Ankara’da göndere çektirebilirsin, Türkiye’de askerlik çağında 425 bin Suriyeli yaşıyorken, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mevcudundan daha fazla sayıda eli silah tutacak Suriyeli varken, bunlar plajlarda nargile içip götünü gezdirirken, ceplerine para konurken, Mehmetçik’i Suriye’de şehit ettirebilirsin, devlet kurumlarında ağırlama bedeli olarak milyarlarca liralık pasta kek kurabiye parası harcanırken, askerlerimizin karavanasından böcek çıkartabilirsin, Suriyelilere 30 milyar dolar harcanırken, askerlerimizi merdivenaltı yandaş yemek şirketlerinin bayat tavuklarıyla zehirletebilirsin.
*
“Tanrımıza” dersen olmaz!
*
Din’i dil zannediyorsun ama…
Rabbim de affetmez, Allah da affetmez, Tanrı da!
Yılmaz Özdil
SÖZCÜ
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Aralık 01, 2017, 04:05:21 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Yılmaz Özdil MAN adası gerçeklerini yazdı...Mutlaka okuyup,paylaşalım!
http://cdn00.vidyomani.com/c/3/2/3/yilmaz-ozdil-man-adasi-gerceklerini-yazdi-mutlaka-okuyup-paylasalim/b93627ae15790a35800f9da82b8e270904e6af2e5292a992d3d7763052b3f3fe.jpg
Milli man’evi
Birinci Dünya Savaşı'nda Sina-Filistin cephesinde İngilizlere esir düşen 20 bin askerimiz, köle gibi çalıştırılmak üzere Myanmar'a Hindistan'a Mısır'a götürülmüştü, 110 talihsiz evladımız da, İrlanda Denizi'ndeki Man Adası'na, Knockaloe kampına tıkılmıştı.

Aslında Man Adası'na Alman esirler getiriliyordu, bizimkiler sivil'di, İngiltere'de yaşayan Osmanlı vatandaşlarıydı. Savaş patlak verince “düşman” sıfatıyla, potansiyel “casus” suçlamasıyla tutuklanmışlar, Man Adası'na atılmışlardı.
*
Barındıkları ahşap kulübeler sardalya konservesi gibiydi, her kulübede bin esir kalıyordu, 23 kulübe vardı, üç sınıfa ayrılmıştı, ayrıcalıklılar, Yahudiler ve sıradanlar'dı… Bizimkiler sıradan'dı. Ayrıcalıklı bölüme daha fazla yiyecek veriliyordu.
*
Kamp altı metre yüksekliğinde dikenli tellerle çevriliydi. Ranza yoktu, saman doldurulmuş döşeklerde, yerde yatıyorlardı. Her esire iki battaniye, bir tabak, bir kaşık, bir de fincan zimmetliyorlardı. Yemek pişirmek ve temizlik işleri güya sırayla yapılıyordu ama, yüksek rütbeli ve zengin esirler, gariban esirleri adeta hizmetçi gibi kullanıyordu. Bizimkiler, iş güç sahibi ve eğitimli olmalarına rağmen, sahipsiz ve kimsesiz oldukları için, en alt tabakadaydılar.
*
Firar etsen, nereye kaçacaksın… Denizin ortasında, esir kampından başka yerleşimi olmayan, dımdızlak adadaydın.
*
Padişahımız efendimizin bu çekilen çilelerden haberi bile yoktu.
Amerikalılardan öğrendi!
İstanbul'daki Amerikan sefareti tek tek isim listesi verdi, böylece insanlarımızın Man Adası'nda esir tutulduğu anlaşıldı.
*
Mustafa İbrahim, Dursun İsmail, Mustafa Şevket, Mahmud Tevfik, Ahmed Refik, Osman İbrahim, Mustafa Mehmed diye sıralanıyordu… Cohen David, Ariel Moise, Halewa Thelebi, Onnig Ekezian, Vahan Frenkjan, Varakian Armenak, Bisensio Joseph gibi, gayrimüslim yurttaşlarımız da vardı.
*
Hilal-i Ahmer Cemiyeti, İsveç'in Londra elçiliği vasıtasıyla esirlerimize para yardımı göndermeye çalışıyordu. Adam başı 10 sterlin veriliyor, parayı elden teslim aldığına dair imza attırılıyordu.
*
Hastalandılar, hemen hepsi zatürree oldu, romatizma oldu, dayanabilen dayandı. Dört yıldan fazla bu şekilde yaşadılar.
Ramazan Mehmet
Hüseyin Halid İbrahim
Hüseyin Ali
Hasan Derviş
Mehmet Ali
Kalan Yeğen
Ahmed Hasan, vefat ettiler.
*
Esir kampının yanındaki Aziz Patrick Kilisesi'nin bahçesinde toprağa verildiler.
*
Arap çöllerine yollanan evlatlarımız haritadaki yerini bilmediğimiz Asya ücralarında, Myanmarlarda sönüp giderken, casus muamelesi gören eğitimli sivil evlatlarımız, Man Adası'nda İngiliz esaretinde şehit düşerken… Padişahımız halifemiz Vahdettin efendimiz, milli mücadeleyi engellemek için İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin kurucu üyesi oluyordu!
Mustafa Kemal hakkındaki idam fetvasını kaleme alan ve şimdi utanmadan imam hatip lisesine ismi verilen şeyhülislam Mustafa Sabri şerefsizi de, İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin şeref üyesiydi.
*
Man Adası'nda kaç can verdik, savaştan sonra kaçı sağ salim dönebildi, muamma olarak kaldı. 1972 yılına kadar ne arayan oldu, ne soran… 1972'de Birleşik Krallık Savaş Mezarları Komisyonu tarafından tespit edildi, Londra Büyükelçiliğimiz tarafından sembolik mezar taşları yaptırıldı, sembolik kabir alanı zincirle çevrildi, Türk Bayrağı işlenmiş mermer levha konuldu, “Burada Birinci Dünya Harbi'nde şehid olan yedi Türk yatıyor, ruhlarına fatiha” yazıldı. 2002'de Bülent Ecevit Hükümeti tarafından “şehitlik” statüsü verildi.
*
Kader böyle istemişti, kilisenin bahçesi şehitliğimiz olmuştu.
*
Ve şimdi bakıyoruz…
“Türk cehennemi” Man Adası, bazı dindar arkadaşlar için vergi “cennet”i olmuş!
*
Bir sterlinlik tabela şirketleri kurulmuş, milyon dolarlar gelmiş, milyon dolarlar gitmiş, faizsiz finans sistemi içinde “helal” kabul edilen alengirli havaleler havalarda uçuşmuş!
*
Bazen şöyle bi düşünüyorum da…
Man Adası'nın hükümdarı Britanya Kraliçesi'nin bile bu olan bitenleri görünce içi acıyordur, “vah zavallı Türkiye, vah” diyordur.
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Aralık 01, 2017, 08:15:44 ös
Yanıtla #2
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 277
  • Cinsiyet: Bay

Allah, Tanrı, God, Rab ya da bir başka lisanda.. Sadece Türkiye'de değil tüm dünya'da bu dua kaldırılmalıdır. Bu tamamen bağnazlıktır. Bilmilyorum ABD askeri ya da farklı bir ülke askeri aynı duayı yapıyor mu yapmıyor mu? Fakat orada da varsa tamamen kaldırılmalı. Bu en büyük bağnazlıktır. İnsanlar tanrı'ya hamd etmek zorunda kılınmamalı, bundan ayrıştırıcı yöntemler uygulanmalıdır.

Saygılarımla.
“Bize verilen sırları, kalbimizin en derin köşelerinde saklamalıyız. Bir ölü kadar sessiz, bir mezar kadar ketum olmalıyız.”


Aralık 02, 2017, 05:44:05 ös
Yanıtla #3
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 107
  • Cinsiyet: Bay

Tanrı en doğru kelimedir çünkü öz Türkçe. Rab İbranice, Allah Arapça. Biz hangi ulustanız? Başka söze gerek yok kendini ne hissediyorsan onu söyle.
Öldükten sonra yaşamak istiyorsanız;
Ya okumaya değer şeyler yazın ya da yazılmaya değer şeyler yaşayın!