Masonlar.org - Harici Forumu

Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: Prometheus - Ekim 19, 2011, 10:33:05 ös

Başlık: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Prometheus - Ekim 19, 2011, 10:33:05 ös
Aslında bu siteye yazı yazmayı düşünmüyordum ancak konunun önemi yüzünden üye olduğum her yere yazı yazmayı görev biliyorum. Doğru veya yanlış içimdekileri paylaşmak ve gelecekle ilgili kaygılarım da gün geçtikçe haklı olduğumu üzülerek göstermek istiyorum.

Sadece bu gün kaybettiğimiz 26 fidanımız için söylemiyorum bunu, dünde kaybettik, ondan önceki günde. Acılar, sinir krizleri ve psikolojik olarak çöken aileleri, anneleri, babaları, kardeşleri ve insanları gördüğüm için, böyle şeylerin olmaması gerektiğini düşündüğüm için yazıyorum.
Çok kişi beni sivri dilli, çok bilmiş, söylediklerinde aşırı ısrarcı olarak gördü. Evet öyleyim, zaten öyle olduğumu da defalarca söyledim, hatta olmam gerekir bile dedim. Çünkü bir çok insan öldü, bir çok aile mahvoldu. Bunları geçen yıl görmek çok zor değildi. Seçimler gelirken kapalı kapılar ardındaki kirli pazarlıklar yüzünden biraz ortalık durulmuştu. Zaten o pazarlıklarda internete de düştü. Bunları bilmek için şahit olmak veya müneccim olmak gerekmiyordu. Ben bir çok konuda sesimi duyurmaya çalıştım. Öncelik veya ayrıcalık bu gün için masonlukta olabilir, ancak yarın herkes bu günün cefasını çekecek.

Bu gün yaşananlar henüz iyi günlerimiz, gelecek daha karanlık. Cinayetler, katliamlar, şehirlere, köylere sıçrayacak, sokakta gözümüzün önünde bebekler dahil bir sürü cinayete, katliama, yağmalamaya şahit olacağız. Yaşamak artık çok daha zor olacak, nefes almak güçleşecek, etrafı dayanılmaz kötü kokular saracak. Çünkü, geleceği kararttıklarını ve olanlarında kendi suçu olduğunun farkına varmayan insanlar  tarafından yönetiliyoruz. Onlar aptalca ve boş hedeflerin peşinden koşarken, korkaklıkları yüzünden verdikleri tavizlerin nereye gittiğinin farkında olacak kapasitede insanlar değil. Bir sürü gencimizin ölümünden kendilerini sorumlu tutmuyorlar. Sıfır terörle aldıkları ülkeyi savaşın eşiğine getirdiler ve bu da olacak.

Bu sadece terör konusudur, aslında konu daha geniş ve derindir. Yarın mason olmak, dindar olmak, dinsiz olmak, köylü olmak şehirli olmak, okumuş olmak, konuşmak veya sessiz kalmak kimseyi olacaklardan kurtarmayacaktır. Kurşunun aklı olmaz, işkencecinin vicdanı olmaz.

Bu gün herkesin imkanları dahilinde eyleme geçmesi gerektiğini söylüyorum ve sessiz kalmamayı, uyumlu veya toleranslı olmaması gerektiğini söylüyorum. Mason olsa bile, kardeşiniz olsa bile, dindaşınız olsa bile , vatandaşınız, yoldaşınız olsa bile artık bağırmanın, savaşmanın zamanıdır. Bu sadece bu gün ölenler için değil, yarın ölecekler için, geleceğimiz için şarttır. Ulu önderimiz ATATÜRK ingilizlere anlayış göstermedi, fransızlara anlayış göstermedi, hacıya hocaya cahile anlayış göstermedi. İktidarı için herkese ağam paşam demedi, açılım yapmadı. Kendi cebini doldurmaya çalışmadı, itibarını düşünmedi. Tolerans var mıydı sizce? Kaç kişiyi astırdı.
Eşit şartlar altındaki insanlar demokrasiyi çoğulculuğu ve toleransı konuşabilir. Ben ancak benim kadar olan birisine toleransta bulunabilirim, kaldı ki gerçek hayatımda insanlara aşırı derecede toleranslı davranırım ve bu yüzden sürekli zarar görüyorum. Soruyorum, delilerin, geri zekalıların yanında yaşamak zorunda kalırsanız anlayışlı olmanız size ne kazandırır. Bir aslan kafesine atıldığınızda sizi anlayışlı olmanız değil savaşmanız kurtarabilir ancak.

Bu yüzden anlayış, tolerans, insan sevgisi, allah korkusu yada adına her ne derseniz deyin hiç bir işe yaramayacaktır. Eşit değilsiniz çünkü.

Yine söylemek zorundayım, sesimin yettiği kadar bağıracağım, gerekirse herkesle kavga edip ters düşeceğim ama söylediklerim doğru ve herkes artık savaşmak, eyleme geçmek zorundadır. Kimse bulunduğu yer, konum, ve mevki sayesinde rahat ve huzurda olamayacaktır.

Bazıları federansyonu konuşuyor, bazıları anadilin ingilizce olmasını söylüyor, bazılarınız liberalizm diyor, bazılarınız kürtler ezildi diyor, bazılarınız onlara eğitim götüremedik diyor, bazılarınız dinden uzaklaştık diyor.

Hayır beyler, burası TÜRKİYE, komünizm gelesiye kadar da TÜRKİYE kalacaktır. O güne kadar Ulu önder ATATÜRK'ün sisteminden başka kurtuluşumuz yok ve olamayacaktır. Bu kehanet değildir bu dialektiğin sonucudur.

Ya bağırıp çağırıp kavga edeceksiniz yada yarın ateş size kadar gelecek. O zaman da kimseyi bulamayacaksınız.

Çok mu karamsarım? Abartıyor muyum sizce? Peki öyle olsun, 24 şehit değil 24bin can gittiğinde konuşuruz, tabi onlardan biri olmazsak.


Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: agnusdei - Ekim 19, 2011, 11:22:10 ös
Aslında bu siteye yazı yazmayı düşünmüyordum ancak konunun önemi yüzünden üye olduğum her yere yazı yazmayı görev biliyorum. Doğru veya yanlış içimdekileri paylaşmak ve gelecekle ilgili kaygılarım da gün geçtikçe haklı olduğumu üzülerek göstermek istiyorum.

Sadece bu gün kaybettiğimiz 26 fidanımız için söylemiyorum bunu, dünde kaybettik, ondan önceki günde. Acılar, sinir krizleri ve psikolojik olarak çöken aileleri, anneleri, babaları, kardeşleri ve insanları gördüğüm için, böyle şeylerin olmaması gerektiğini düşündüğüm için yazıyorum.
Çok kişi beni sivri dilli, çok bilmiş, söylediklerinde aşırı ısrarcı olarak gördü. Evet öyleyim, zaten öyle olduğumu da defalarca söyledim, hatta olmam gerekir bile dedim. Çünkü bir çok insan öldü, bir çok aile mahvoldu. Bunları geçen yıl görmek çok zor değildi. Seçimler gelirken kapalı kapılar ardındaki kirli pazarlıklar yüzünden biraz ortalık durulmuştu. Zaten o pazarlıklarda internete de düştü. Bunları bilmek için şahit olmak veya müneccim olmak gerekmiyordu. Ben bir çok konuda sesimi duyurmaya çalıştım. Öncelik veya ayrıcalık bu gün için masonlukta olabilir, ancak yarın herkes bu günün cefasını çekecek.

Bu gün yaşananlar henüz iyi günlerimiz, gelecek daha karanlık. Cinayetler, katliamlar, şehirlere, köylere sıçrayacak, sokakta gözümüzün önünde bebekler dahil bir sürü cinayete, katliama, yağmalamaya şahit olacağız. Yaşamak artık çok daha zor olacak, nefes almak güçleşecek, etrafı dayanılmaz kötü kokular saracak. Çünkü, geleceği kararttıklarını ve olanlarında kendi suçu olduğunun farkına varmayan insanlar  tarafından yönetiliyoruz. Onlar aptalca ve boş hedeflerin peşinden koşarken, korkaklıkları yüzünden verdikleri tavizlerin nereye gittiğinin farkında olacak kapasitede insanlar değil. Bir sürü gencimizin ölümünden kendilerini sorumlu tutmuyorlar. Sıfır terörle aldıkları ülkeyi savaşın eşiğine getirdiler ve bu da olacak.

Bu sadece terör konusudur, aslında konu daha geniş ve derindir. Yarın mason olmak, dindar olmak, dinsiz olmak, köylü olmak şehirli olmak, okumuş olmak, konuşmak veya sessiz kalmak kimseyi olacaklardan kurtarmayacaktır. Kurşunun aklı olmaz, işkencecinin vicdanı olmaz.

Bu gün herkesin imkanları dahilinde eyleme geçmesi gerektiğini söylüyorum ve sessiz kalmamayı, uyumlu veya toleranslı olmaması gerektiğini söylüyorum. Mason olsa bile, kardeşiniz olsa bile, dindaşınız olsa bile , vatandaşınız, yoldaşınız olsa bile artık bağırmanın, savaşmanın zamanıdır. Bu sadece bu gün ölenler için değil, yarın ölecekler için, geleceğimiz için şarttır. Ulu önderimiz ATATÜRK ingilizlere anlayış göstermedi, fransızlara anlayış göstermedi, hacıya hocaya cahile anlayış göstermedi. İktidarı için herkese ağam paşam demedi, açılım yapmadı. Kendi cebini doldurmaya çalışmadı, itibarını düşünmedi. Tolerans var mıydı sizce? Kaç kişiyi astırdı.
Eşit şartlar altındaki insanlar demokrasiyi çoğulculuğu ve toleransı konuşabilir. Ben ancak benim kadar olan birisine toleransta bulunabilirim, kaldı ki gerçek hayatımda insanlara aşırı derecede toleranslı davranırım ve bu yüzden sürekli zarar görüyorum. Soruyorum, delilerin, geri zekalıların yanında yaşamak zorunda kalırsanız anlayışlı olmanız size ne kazandırır. Bir aslan kafesine atıldığınızda sizi anlayışlı olmanız değil savaşmanız kurtarabilir ancak.

Bu yüzden anlayış, tolerans, insan sevgisi, allah korkusu yada adına her ne derseniz deyin hiç bir işe yaramayacaktır. Eşit değilsiniz çünkü.

Yine söylemek zorundayım, sesimin yettiği kadar bağıracağım, gerekirse herkesle kavga edip ters düşeceğim ama söylediklerim doğru ve herkes artık savaşmak, eyleme geçmek zorundadır. Kimse bulunduğu yer, konum, ve mevki sayesinde rahat ve huzurda olamayacaktır.

Bazıları federansyonu konuşuyor, bazıları anadilin ingilizce olmasını söylüyor, bazılarınız liberalizm diyor, bazılarınız kürtler ezildi diyor, bazılarınız onlara eğitim götüremedik diyor, bazılarınız dinden uzaklaştık diyor.

Hayır beyler, burası TÜRKİYE, komünizm gelesiye kadar da TÜRKİYE kalacaktır. O güne kadar Ulu önder ATATÜRK'ün sisteminden başka kurtuluşumuz yok ve olamayacaktır. Bu kehanet değildir bu dialektiğin sonucudur.

Ya bağırıp çağırıp kavga edeceksiniz yada yarın ateş size kadar gelecek. O zaman da kimseyi bulamayacaksınız.

Çok mu karamsarım? Abartıyor muyum sizce? Peki öyle olsun, 24 şehit değil 24bin can gittiğinde konuşuruz, tabi onlardan biri olmazsak.


Saygılarımla...

Kaygılarınızda kesinlikle haklısınız. Polyanna zihniyetli toplum, yazdıklarınız için “hadi ordan canım sende.” Diyeceklerdir. Eminim, emin ol… “Bekleyin ve görün” De, geç…

Her ne kadar sevmesem de,
Türk halkının %60’ı Aptaldır. Aziz Nesin.

Geriye kalanlar da, çoluk-çocuk, yaşlı, ev hanımı, vb kesimi Kapsıyor.

Saygılarımla.



 



Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Barbaros - Ekim 19, 2011, 11:53:59 ös
Düşüncelerinize sonuna kadar katılıyorum. Bu düşüncem, siz bu konuyu aylar, seneler önce yazsaydınız da aynı olacaktı.
Senelerdir zihnimde dolaşan karmaşık düşüncelerim oturmaya başlıyor. Biraz bu düşüncelerimden kendim sorup kendim cevaplayarak bahsetmek isterim.

Ülkemizin ciddi sorunları bulunuyor. Terör de bunlardan bir tanesidir. Ben bu sorunun genel olduğu kanaatindeyim.

Sorunun kaynağı bu ülkede yaşayan herkesindir. Neden mi?
Çünkü uyuyan bir topluma sahibiz. Uyuyan bir toplumdan da milliyetçilik, sosyal sorumluluk, kamu yararı, etik değerler gibi temel duyguları sorgulama ve düşünme arzusu beklenemez. Bunları düşünmeyen bir insanın da kendisine bir yararı olmadığı gibi toplum adına da bir faydası olamaz.
Bu gün toplumun genelinin soluduğu şu atmosfer, ancak toplu halde "şehit" olduğu zamanlar da gündeme gelir ve aradan çok zaman geçmeden unutulur.
Ve bu atmosferde toplumun halini net olarak göstermektedir. Genç yaşlı demeden internet üzerinden anlık duygularını dillendirerek vatan kurtarıyorlar.
Beddua ediyorlar. Kitlesel olarak sokağa çıkıp içinde biriken nefreti laf ile dışa vuruyorlar. Ve bir çoğu iç güdüsel olarak bunu kendini iyi hissetmek için yapıyor.
Ve ne yazık ki, bunu bile algılayabilecek bir mantıkları bulunmuyor.

Peki bu insanları kitlesel olarak kimler uyutuyor?
Sistemi yöneten egemenler.

Peki uyutmak için ne tür araçlar kullanıyorlar?
Başta devlet olmak üzere, medya da yapay uyarıcılar, şişirme gündemler, diziler, futbol, müzik, bazı internet siteleri, gazeteler, radyolar, televizyon programları... diye bu liste uzar ve gider.

Peki amaçları nedir?
Toplumu modern köle yapmaktır. Kölenin bile bir iradesi olur bu sebeple robot demek daha isabetli olur.
Bunun oluşumu içinde halkın psikolojik gücünü yıkmaktır. Halkın öz duyguları olan, aile bağını zayıflatarak, aile, din, onur, milliyetçilik ve seksüel davranışları çökertmektir.

Başta gençler olmak üzere zihinlerini sürekli meşgul eden milliyetçilik, sosyal sorumluluk, kamu yararı, etik değerler dünyasından uzaklaştırılarak, bireyselliği öne çıkarmaktır. Akıl, bilim, çalışma gibi değerlerin yerine de şans, kader, hurafeyi yerleştirmek, kapitalist ekonomiyi beslemek ve ayakta tutmak için tüketimi teşvik etmektir.

Sonuç nedir?
İşte yaşadığımız hayat :)

Ne yapılabilir?
Bunu konuşmak bu yukarıda yazdıklarımdan daha zordur. Konuşacaklarımızı hayata geçirmek ise ...
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: popperist - Ekim 20, 2011, 12:09:28 öö
Sayın Prometheus,

Bugün 24 şehit verildikten sonra, şu an bu cevabı yazdığım yerin 100 metre gerisindeki pistten, birçok özel harekat komandosu, helikopterlere atlayıp o teröristlerin peşine düştü. Ve şu an ben bunları yazarken, onlar hala gecenin soğuğunda, dağda, zifiri karanlıkta terörist peşinde koşuyor.

Söyleyeceğim o ki, bizzat görüyorum; zaten Türkiye terörle savaşıyor.

Siz ne tür bir savaşı kastediyorsunuz? Ben meselenin bu yanını gerçekten anlamadım. Herkes savaşsın diyorsunuz. Halk mı silaha sarılsın? Yanlış anladığımı düşünüyorum. "Herkes savaşsın" derken mesela herhangi birinin, bu konuda ne yapması gerektiğine dair, konunun anlaşılması adına bir kaç somut örnek verebilir misiniz? Ali, Veli, Fatma ne yapmalı sizce?

Saygılar

Saygılar
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Alşah - Ekim 21, 2011, 12:52:56 öö
        Sayın prometheus,  öncelikle hoş geldiniz. Sizi ve  yazılarınızı çok özlemişim. Yine zevkle okudum. Zaten bir çok konuda hemfikir olduğumuz da bir gerçek. Ne var ki; bakıyorum yine konuyu saptırmaya çalışma gayreti içinde olanlar var. Sanırım sitenin büyük bölümün  ne dediğinizi çok iyi anlamasına karşın maalesef gene polimik konusu yapıp konuyu başka mecralara çekmeye çalışanlar olacaktır. Ben size katılıyorum. Sırf polimik için bir şeyler söylemek isteyenlere lütfen itibar etmeyiniz.
        Satgılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Masor1976 - Ekim 21, 2011, 04:44:13 öö
Sayın Prometheus hoşgeldiniz.

1993 lerde daha vahim olaylar olmuştu korkmaya gerek yok. Kısmetinde olan gidip şehit olur. Neticede her kez ölecek trafik kazasında ölmekten filan daha iyidir şehit gitmek. Teröristler 10 yılı aşkın bir ateşkes döneminde operasyonlarda teröristle karşılaşan mehmetçiğe ateş emri verilmediği için kurtarılmış bölge olarak kullandıkları bölgede rahatça hareket edebildiklerinden kaçak ürünlerle ticaret yaparak vb. adeta bir devlet düzeni kurdular. Doğal olarak palazlandılar kendilerine güvenleri had safhaya ulaştığından ötürü şehir yapılanması hatta TBMM de siyasi parti bile oluşturdular.

Daha az kayıp verelim diye yapılmayan operasyonların neticesidir bu yaşananlar. Bu operasyonları engelleyen askeri kadro soruşturmaya tabi tutulmalıdır. Banim dikkatimi çeken balyoz soruşturmasıyla askeri rütbelilerin ciddi bir soruşturmaya tabi tutulmasıyla pkk ateşkesi bozmuştur. Bu bende teröristlerin askeriye içindeki tutundukları dalları kaybetmenin endişesi gibi bir his uyandırıyor. Tabi ki iftira atmak istemiyorum soruşturma neticelensin görelim.

Teröristler komandolar da dahil pek çok askeri yapıdan daha iyi savaşıyorlar. Bu bir gerçek. Bunun nedeni de dağda hareket kaabiliyeti alışmayan açısından çok zordur. Asfalt zeminde koşmaya ve eğitim almaya hiç benzemiyor. Ben piyade taburundaydım bir dağda bağlı olduğumuz komando taburundaki askerlerin bahar operasyonunda döküldüklerini ayılanı bayılanı bizim piyade çocukların topladıklarını gördük. Biz komandoysak siz nesiniz diye şaşırmışlardı. Teröristler bizden bir kalem daha üstünler savaş konusunda. Düşmanı iyi tanımak gerekiyor.

Bu işin masa başında çözüleceğine inanmadığım için ve TSK nın terör konusundaki alt yapısı başarısız olduğu için yenilenmeli, yeni fikirler ve çözümler üretilmeye çaba sarfedilmelidir diye düşünüyorum.

Örneğin özellikle 1993 civarında çatışma yaşamış gönüllü kişilerden bir kontrgerilla timi yaratılıp üzerilerine salınabilir. Bu kişilerin parasız bile bu göreve gideceğini ve olağan üstü bir başarı göstereceklerini düşünüyorum.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: sahasrara - Ekim 21, 2011, 08:14:41 ös
Aziz Nesin'in lafının en önemli kısmı vurgusudur bana göre. Kendisi Türk halkının 60%ının aptal olduğunu değil, Türk halkının 60%ının aptal olduğunu söylemiş gibi yorumlayabiliriz. Yani manipüle edilebilir kesimin neredeyse heryerde benzer bir çoğunluğa sahip olduğunu söylemeye çalışıyorum.

Bence hepimiz milliyetçi kimliğimizi amaç edinmemeliyiz. Milliyetçilik hiç bir zaman amaç değildi ve Atatürk de amaç olarak bakmadı. Atatürkün vizyonunda milliyetçilik bir araçtır. Cihanda sulh'e giden bir araçtır.

Bir kişi "Vatandaşım öldü" diye ağlarken, diğer kişi "Açlıktan ölen insanlar var, her gün dünyada insanlar medeniyetin çıkardığı sorunlar yüzünden ölüyor" diye ağlayabilir. Bence bütün olay büyük resmi görebilmekte.

Sevgiler,
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Yücel - Ekim 21, 2011, 10:12:35 ös
Böylesine yakışıksız bir sözü telaffuz etmiş bir adam bizim yani bu milletin gerçek aydını olamaz!!!

Sayın dostlarım.. Biraz dikkat lütfen..
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Alşah - Ekim 21, 2011, 11:42:37 ös
        Sayın sahasrara, Mustafa Kemal'in milliyetçilik anlayışına lütfen dikkatli bakın. Mustafa Kemal veciz sözünde "ne mutlu Türküm diyene" diyor. Ne mutlu Türk olana demiyor. İkisi arasında çok büyük fark var. Mustafa Kemal'in farkıda işte burada.
        Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: agnusdei - Ekim 22, 2011, 12:14:52 öö
Sayın Prometheus,

Bugün 24 şehit verildikten sonra, şu an bu cevabı yazdığım yerin 100 metre gerisindeki pistten, birçok özel harekat komandosu, helikopterlere atlayıp o teröristlerin peşine düştü. Ve şu an ben bunları yazarken, onlar hala gecenin soğuğunda, dağda, zifiri karanlıkta terörist peşinde koşuyor.

Söyleyeceğim o ki, bizzat görüyorum; zaten Türkiye terörle savaşıyor.

Siz ne tür bir savaşı kastediyorsunuz? Ben meselenin bu yanını gerçekten anlamadım. Herkes savaşsın diyorsunuz. Halk mı silaha sarılsın? Yanlış anladığımı düşünüyorum. "Herkes savaşsın" derken mesela herhangi birinin, bu konuda ne yapması gerektiğine dair, konunun anlaşılması adına bir kaç somut örnek verebilir misiniz? Ali, Veli, Fatma ne yapmalı sizce?

Saygılar

Saygılar
Güzel bir yaklaşım Sayın Popperist.
Sizin yazdıklarınızı biraz açarsak daha anlaşılır olacağına inanıyorum. İzninizle…

Şimdiye kadar hep sonuçlar konuşuldu; Terör. Şehit. Savaş. Asit kuyuları. Toplu şekilde insan dışkısı yedirilen köylüler. Yakılan köyler. Yurtlarından edilen yüz binlerce Kürt. Kürtlerin Yaşadığı bölgelerin x politika kapsamında açlığa Mahkum edilmesi. Ve …………………….)

Birde kalıplaşmış sloganlar edinmişiz; beynimizi örten, sağlıklı düşünmemizi engelleyen sloganlar; “şehitler ölmez vatan bölünmez” “ya Allah bismillah allahu ekber” “biji apo, serok apo” “köprü altı cam cam,sevsin seni Abbas amcan” Vb...

Tabi biz bu zırvalıklarla uğraşırken, Uygar milletler sayısız projeler gerçekleştirdiler. Burada sıralasak, günlerce sürecek olan çok önemli işler başardılar… Biz sloganlar atıp birbirimize saldıracağız; Kürtçü, Türkçü, Komünist, Dinci, Tosuncu vb maskeler altında.
Eh, zaten öyle olması da isteniyordu, Ta… En başından beri. Sınırlar çizildiğinde Atılmıştı bunun temelleri;) “yesinler bir birilerini”

Yazsak, incitmeyecek şekilde dile getirmeye çalışsak, inanın ömrümüz yetmez. İyisi mi direkt anlatalım;
1: Kürtler ve Türkler bir arada yaşayamaz. (et, tırnak, dalak ciğer gibi lafları bırakalım)
2: Kürtler Türklerden ayrılırsa huzurlu olurlar(başlarında din belası varken…. Olurlar)
3. Türklerin Kürtlerden ayrılması, onlar için gerçekten de kurtuluş olur. Asıl “kurtuluş savaşı” sonrası hedeflediklerine ulaşacaklardır.
4: federasyon özerklik gibi saçmalıklar bir kenara bırakılmalı ve derhal yeni sınırlar çizilmelidir. Kürt belasını def eden sınırlar.(<<>>) (!)

Doğru anlaşılması dileğiyle…

Saygılarımla.


Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Prometheus - Ekim 22, 2011, 12:41:15 öö
mevlananın şemsi gibi
Yunsun taptuk emresi gibi,
şahinin alşahı gibi
Dostu çok özlemişim.

Sırf sizin için yazıyorum. Sırf sizin için seviniyor sizin için üzülüyorum.
Gerçekten büyüğüm diyebileceğim,
İleride inşallah onun gibi olurum diyebileceğim birisisiniz.
Sayın Alşah sizi görmek, sizi duymak ne güzel.
Böyle yumuşak bir yüreği hissetmek ne büyük haz.
Her kelimeniz altın değerinde.
Size şükranlarımı ve teşekkürlerimizi sunuyorum.

:) Sadece çok özlemişim.

Arkadaşlar, sırayla cevap vermek istiyorum(ister doğru olur ister yanlış)
Sayın agnusdei, haklısınız ama karamsar olmak gibi bir şansımız yok.
Sayın Barbaros, çok güzel sorgulamalarda bulunmuşsunuz. Ancak birilerini suçlamak insanlık tarihini ne kötüler ne yüceltir. Bu gün uygar dediğimiz avrupa, amerika(baş harflerini hep küçük yazarım)halkı, bizim ülkemiz insanından daha bilgili veya zeki değiller, hatta onlar bir kaç kere deneyimlemek zorunda kalan insanlar. 
Tabi ki çok haklısınız bu insanlar cahil, tabi ki haklısınız egemen sınıf istediği gibi yönetiyor. Ancak sapla samanı karıştırmayalım, egemen sınıf ile hükmedilen cahil sınıf arasında zerre kadar zeka farkı yok. Sistemin çarklarına kapılmış herkes, kendi rolünü oynamak zorunda. Çünkü sahneye konan oyuna çok inanınca hangi rolü üstlendiğinizin bir anlamı yok, oyuna kendinizi kaptırmışsınız ve inanıyorsunuz demektir. İster prens olun, ister korkuluk, hatta süpermen veya sevgilisi. Sistemin içindeyseniz nerede durduğunuzun veya adınızın bir anlamı yok. Aslında bu konu çok derin, size çok daha ilerisini anlatmayı çok  isterim.
Ben o yakıştırdığınız sıfatlara sadece bu toplumu layık görmüyorum. Hiç bir insanın diğerinden farkı yok, ne zeka nede yetenek açısından. Bizden daha berbat ortamda başarılı olmuş bir ulu liderimiz var. Onun aslında neyle savaştığını bilirsek, olayları daha güzel yorumlayabiliriz. O yedi düvele hakim ordularla savaşmadı. O kör bir inançla savaştı. başarılı olmayı değil, başarılı olmak için ölmeyi daha mukaddes saydı. Çok ufak ama çok önemli bir detay bu.
Ben bu halka düşman değilim, ben inançlara düşman değilim, ben ahlaka, kanunlara karşı değilim, çünkü bunların hepsi olmak zorunda. Sosyalizme, gelişme süreçlerine inanan, tarihi bir bütün olarak görebilen herkes komünisttir. Geleceği görmek budur. Bir derenin yatağını görmek gibi bir şeydir diyalektik. "Giriş, gelişme ve sonuç" Bu yüzden öyle düşünmemenizi arzu ediyorum. Koyu bir milliyetçi ile, koyu bir ATATÜRK çünün, koyu bir komünistin arasında hiç bir fark yoktur.
Düşüncelerine alternatif tanımayanlara fanatik denir. Ha milliyetçi olmuşsunuz, ha sosyalist olmuşsunuz, ha dinci olmuşsunuz fark etmez. Düşünce biçiminiz doğru ama, sonuçlara erken varıyorsunuz demek istiyorum haddim olmayarak.

Sayın Popperist, olayları bir yerlere çekip özelleştirme gibi bir sorununuz hala var. Bu zihniyetle ne yapacaksınız bilemiyorum. Size, evet Ali Veli, emine Ayşe dağa çıksın ve bu sisteme karşı gelsin demek en yerinde söz olur sanırım. Belinize silahı koyup hür yaşantınıza edilecek en küçük müdaheleye karşı savaş açın. Dağda bayırda veya mecliste silahınızı çekin ve ateş edin. Sokaklara çıkın ve herkesi öldürün. Düz mantığınız hala çalışmıyor. Size özellikle  ve inatla şunu söylüyorum(belki anlatmak istediğimi anlarsınız diye) Türkiye terörle savaşmıyor, yok öyle bir şey. Bu basının ve başbakanın uydurması. Türkiye dış politikalarındaki yalakalığı yüzünden başına olmadık işler geliyor. Ecevit zamanında pkk yok muydu? kürtler yok muydu? bu gün istediklerinin hangi biri o gün verilmişti? Neden terör bitmişti ve pkk kendini lağvetmek üzereydi? Savaşmak illa silahı beline koyup birilerini karşısına çıkmak değildir. Savaş her alanda vardır ve olması gerekir. Sizin oy verdiğiniz akp düne kadar suriye ile kankaydı, sizin oy verdiğiniz akp bütün komşular ile sıfır sorun demiyor muydu? (Azerbaycanı sırtından bıçaklamışken söylediler bunu, çünkü ermenistana kuyruk sallıyorlar ve yakınlaşıyorlardı). Süreci inceleyememek ve birbirleri arasındaki bağı kuramamak gibi bir sorunuz var maalesef. Sizi sevmiyorum ve sevebileceğimi de sanmıyorum. Çünkü akp ye oy vermenin mantıklı bir açıklamasını hala bulabilmiş değilim.
menderesin tayyipten farkı yoktu, özalın tayyipten farkı yoktu, demirelin, tansunun tayyipten farkı yoktu, sadece tayyip daha çok bağırıyor ve sizleri korkutuyor. Ama hepsi amerikancıydı.
menders=marshal ve 6. filo
kenan evren=our boys
özal= küçük amerikancı
tansu=zaten amerikalı
tek başına büyük çoğunluk sağlamış iktidarlar bunlar.
80 yıllık karanlığı sizin zihniyetiniz yarattı. ama çamuru bizlere attınız.
Liberalizmi savunursunuz ama güçlünün zayıfı yenmemesi gerektiğini insaniyete ve dine bırakırsınız. Neden kuramınız bu kadar büyük açık veriyor konuşmazsınız.
Sayın Masor1976 hoşbulduk. Ancak size de bir kaç lafım var. 1993 de sömürgecilerin hedeflediği tarih değil, genişlemeyi sürdürecekleri tarihti, 1993 de tayyip yoktu. Yani korkmamız için bir çok sebep var.
"Kısmetinde olan şehit olur" lafınıza söyleyecek bir şey bulamıyorum. Kısmetimi tayyip belirliyorsa ben şehit değil niyazi olurum. Bu ülkeyi 10 yıldır onlar ve zihniyeti yönetmiyor mu? Kurtuluş savaşında şehit olmakla, bu günkü pis siyasi tezgahlara kurban gitmek arasında sizce bir fark yok mu? 10 yılı aşkın ateş kesi kim ilan etti de kim kabul etti? Gümrük kapılarında ekonomik rant için kimler neyi kaçırttılar? Neden Ecevit döneminde o kaçakçılıkları yapamadılar?
Ecevit bağırmadı mı" O kadını oradan indirin" diye?
Siyasi palazlanmayı 10 yıl içinde mi yaptılar sizce? Hadi yaptılarsa 10 yıldır kim iktidar, hemde büyük çoğunluk ile?
Teröristlerin göbeklerini gördünüz mü? yaşlarını gördünüz mü? Bu nasıl yaklaşım böyle? Asla kabul etmeyeceğim şeyler bunlar, Peki askeriyedeki tanklar, helikopterler iletişim araçları ve disiplin teröristlerde var mı? Asla,
Sorun şu ki; terörizm dağda mücadele ile bitmez, arkasındaki kaynakları kurutmakla olur ve bunu da hükümet yapabilir. Dağdaki binlerce insanın yiyeceğini siz sadece bir hafta karşılayabilirmisiniz?
Ecevit dağa gitmedi, açılım yapmadı, amerikaya kırmızı çizgilerimiz var dedi, her ülkeye tek tek aba altından sopayı gösterdi. tayyip yapabildi mi? bop eşbaşkanıyım dedi, açılım dedi, hop hopladı zıp zıpladı, yalnız kaldı, her türlü saçmalığı yaptı, sonuçlarını zaten şimdi görüyoruz.

Sayın sahasrara, ulusalcılık bu çağda sığınabileceğimiz en büyü ve güvenli mağaradır. 50-60 yıl sonra bu mağaradan çıkabiliriz.
Ulusalcılığın içinde milliyetçilikte vardı sosyalistlikte. herşeyden biraz alır, çünkü insanlığın uyandığı çağlara henüz geçmedik. Hadi bu ülkeyi her insan için bölelim, boşnağı tanıyalım, lazı tanıyalım, ermeniyi tanıyalım, zazasını tanıyalım, çerkezini tanıyalım, gürcüsünü tanıyalım, efesini tanıyalım, türkmenini tanıyalım, göçebesini tanıyalım, abhazasını tanıyalım, azerisini tanıyalım, arabını tanıyalım, alevisini sünnisini tanıyalım, vs,vs.. nerye varacak bu tanımalar ve farklı dilleri konuşmalar? Bir tane dalı kırabilirsiniz, ama bir sürü dalı kıramazsınız, işte TÜRKİYE böyle bir dalların bütünüdür. Bu bağı açarsanız(açılım) hepsi dağılmaya başlar. Ortak bir dil getirilmeye çalışılmıştır, ortak bir tarih, ortak bir kültür. Bütün bunları ATATÜRK becermiştir. Üstelik bunun altını da boş bırakmamıştır. Çünkü nerden gelirseniz gelin Türklükte birleşebiliriz. Kürtlükte hangi boy veya soy birleşir sizce? Ancak ayrışır. Türklük kimseye özel değğildir, şiveniz, inancınız, doğduğunuz yer sizi bundan mahrum bırakmaz. İşte ortak reçete budur. Ya bunu kabul eder yada mikropların içine kendinizi atarsınız.

Sayın Yücel, Aziz nesin aydın değil ise, Nazım Hikmette aydın değildi, Aziz Nesin aydın değil ise Aşık Veysel de aydın değildi, Aziz nesin aydın değil ise, Metin Akpınar, İlyas Salman, Levent Kırca, Aziz Rutkay, Nihat Genç, Deniz Gezmiş, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Attila İlhan, Yılmaz Özdil, Yalçın Küçük, Turgut Özakman Abdi İpekçi ve bir çok kişi aydın değildi.
Peki sizin aydınınız kim? feto mu? nazlı ılıcak mı? yoksa şu içi boş teneke kütahyalı zibidisi mi? Kim sizin aydınınız?

Neyse çok laf ettim, sanırım sayın alşah'ı görmek beni çok memnun etti o yüzden.


Eh be dostum, nasılda unuttun beni(enelsır)

Hoşçakalın.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Yücel - Ekim 22, 2011, 12:55:21 öö
Aziz dostum şöyle ki; ben benim babama, kuzenime arkadaşımın, komşumun babasına salak diyen aptal diyen küçük gören her kimse ona "aydın" demem. Ben edebimi bilirim. Ne söylersem onu tutar, işlerim. Yakışıksız bir tutum, gerçi şaşırmıyorum dilinize.. "Feto" derken sizin duruşunuz yakışık mı sizce?? Önce "edep" aziz dostum.. Ben kimseye hakaret etmem öyle ki; neden aydın olarak görmediğimi gayet makul bir dille anlatıyorum. Yakıştırmalar, lakaplar ve buna benzer steriotyplar kullanmıyorum altını çizerim. Bir arguman kuracaksak, önce makul ve saygılı olmalıyız!

Saygılar..
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Prometheus - Ekim 22, 2011, 01:20:28 öö
Sayın Yücel sadece babanız diye cahil bir insanı profesör kabul edebilir misiniz? Babanız hayatı boyunca kaç kitap okudu? Benim babam da cahildi. Sırf babanız, anneniz kardeşiniz diye hiçbirine aptal olsa bile aptal dedirtmem mi diyorsunuz? O zaman sizi de %60 ın içine kouyarım. Bana adap öğretecekseniz adam gibi adamları örnek gösterin ve saygı bekleyin, feto gibi namussuzlara edep falan gösteremem, çünkü ben henüz açılım yapmadım. Ancak hak edene(mesela sayın enelsır, sayın alşah, sayın Eser, sayın ADAM, sayın oasis, sayın simirnaly, sayın AQUA) adil davranabilirim. Yok öyle tayyip misali ya konuşalım ne olacak havası. Ben yemiyorum.
Sizin gibilerin ilk yapacağı şey karşısındakini önce saygıya davettir. "Hayır hepsi akıllı okumuş, kültürlü ve bilge insandır" diye ortaya çıkamazsınız. Çünkü değiller.
İlk yapacağınız şey karşınızdaki insanı konuşmaya dahil etmektir. Dostum bi söylesene senin ülkendeki kitap okuma oranı kaç? kaç tane dünyaya malolmuş araştırmacın var?
Senden daha büyük kafa tasçı varmı arkadaşım?
Ananı bananı seçemezsin, kardeşini kuzenini seçemezsin, ama aklın yolunu ve dürüstlüğü seçme şansın hep vardır. Sırf abin olduğu için bir vahşiye sahip mi çıkacaksın? Sen ve sülalen, hatta komşun seçilmiş insan mı? bunlar hiçmi hata yapmaz.
Git biraz düşün, biraz oku sonra aydın insanı sorgula.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Yücel - Ekim 22, 2011, 01:52:23 öö
Senin ünvanın ne??? Bana oku deme cürretinde bulunuyorsun sen edepsiz ! Sen ne üzerine uzmansın ? 
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: popperist - Ekim 22, 2011, 02:04:15 öö
Sayın Prometheus,

Ne güzel söylemişsiniz "sizi sevmiyorum" diye. Sizi akp'ye oy verdiğiniz için sevmiyorum diyebilmişsiniz. Gerçekten esaslı biriymişsiniz, dürüstmüşsünüz. Bunda gerçekten bir abartma, kinaye, ima vb. yapmıyorum. Hayatta bir çok insanın sevgisini kazandığım gibi, birçoklarının da nefretini kazandım. Beni sevmeyenleri, beni sevenlerden daha haklı buluyorum, çünkü ben de sevimsiz biri olduğuma inanıyorum. Neyse.

Sevgiyi bir kenara bırakalım. Benim için şimdi önemli olan, benim yazdıklarımı onaylamamış olmanız. Bir şey yazdınız, ben de cevap yazdım ve beklediğim gibi yine onaylanmadım.

Aslında onaylanmamamın temelinde, öncüllerimizin yanlış olduğu gerçeği yatıyor. Sizinle ben, ön kabullerimiz, yani olayları değerlendirirken, onları doğru-yanlış diye ayırırken ölçek olarak kullandığımız kendimize has "doğrularımız" aynı kaldığı sürece, birçok konuda ayrı kalmaya, birbirimizi onaylamamaya devam edeceğz. Ve bence, iki insan anlaşamıyorsa, konuştukları konudan bir adım geriye gidip, sorunun özünü öne çıkarmakla bir takım şeyleri çözebilir. Böylece aynı olaylar tekrarlanmaz.

Ben, her şeyden önce, en güçlü silahın meşruiyet olduğuna inanıyorum. Bildiğimce, legal, meşru, hukuki yollardan ilerlemek, sorun çözümünde en etkili yöntemdir ve uzun vadede en iyi sonuçları getirecektir.

Türkiye, diyorsunuz, terörle savaşmıyor. Bu söylediğinizin gerçek dışı olduğunu, şu an Şırnak'ta askerlik yaparak, ordunun hareketlerini, duyarak, okuyarak değil, bizzat görerek biliyorum. Türkiye, terörle savaşıyor. Ama sizin demek istediğiniz bu değildi. "Türkiye terörle daha agresif bir şekilde, acımadan, radikal yöntemlerle ve gerektiğinde illegal yollara sapmaktan korkmayarak savaşmıyor" demek istiyorsunuz. Bu söylediğiniz doğrudur. Türkiye agresif bir terörle mücadele politikası izlemiyor. Geçmişte, özellikle 90'lı yılların sonuna doğru bu dediğiniz yöntem kullanılmıştı. Bir kontrgerilla kurulmuş, bölgedeki şüpheliler acımadan öldürülmüş, ohal altında, izlenemeyen, soruşturulamayan cinayetler işlenmişti. Yani Türkiye hükümeti, "baskı" ile, gerçekten de teröre anladığı dilden cevap vererek bir şeyler elde etmişti. Akp geldi, politikaları yumuşattı, ve pkk tekrar kendine rahat bir ortam buldu.

Ben ordu savaşıyor, helikopterler kalkıyor diyorum, ama siz terörle mücadelede, sadece ordunun ve sadece ateşe ateşle karşılık vererek "savunma savaşı" yapan ordunun, sorun çözümünde "yetmediğini" düşünüyorsunuz. 

Tespitinizde haklısınız. (Bakın polemik hala yaşamıyoruz.)

Ben (burası çok önemli) baskı ile, hukuksuzluk ile, illegalite ile, bana sorun çıkaran her türlü şeyi ortadan kaldırabilirim. Gerçekten de, Türjkiye, terör belasından,1 ayda kurtulabilir.  Ben sizin yöntemleriniz işe yaramaz demiyorum. Ben, sadece bu yöntemlerin doğru olmadığına inanıyorum. Ben bu yöntemlerle bir takım sorunları ortadan kaldırabilirim.

Ama bu yöntemler, bana ileride çok pahalıya mâl olabilir. Beni sevmediğinizi söylerkenki medeni cesaretinizi, (aslında benim gerçekten bilmek istediğim) bu yöntemleri açık açık yazmanızı, açıklamanızı, örnek vermenizi istediğimde malesef göremiyorum. Bir ihtimal, belki siz de, bu yöntemleri açık açık yazmaktan imtina ediyorsunuz.

Ben dediğiniz çözümü anlıyorum, fakat Türkiye'nin yeni bir İsrail, yeni bir Amerika olmasını istemiyorum. İstediğiniz şeyler doğru şeyler değil. Evet iş bitirici, sorunu ortadan kaldırıcı şeyler. Fakat başa daha sonra başka işler, başka sorunlar açacak türden şeyler. İsrail'in, Amerika'nın başına bir şey gelmeyebilir. Şu sıralar güçlüler.   Ama  bir şey kesindir; yanlış yaptıkları bariz bellidir. Yaptıkları şeyler bir gün üzerlerine yıkılacaktır.

Türkiye, şu anda, sağlıklı bir devletin verdiği tepkileri veriyor. Teröristi bulduğu yerde ordusuyla yok ediyor. Ve bundan başka bir şey yapmıyor. Saldırı savaşı vermiyor, savunma savaşı veriyor. Kuzey Irak'a, ancak teröristlerin izini sürerken giriyor. Başka zaman girmiyor. Ve Türkiye'yi hızlı bir şekilde bölünmekten bu yöntem koruyor. Türkiye'de 24 değil, 24 bin insanın bir günde ölmemesini, şu anki ihtiyatlı ve hukuki tutumu sağlıyor.

Pkk da, terörle, öldürmeyle bir yere varamayacağını çok iyi biliyor. Onların beklediği şey, Türk devletinin bir anda agresif bir tepki vermesi, neredeyse evet Ayşenin, Fatmanın, Mehmet'in eline silah alıp saldırmasını bekliyor. Türkiye'deki Kürt mahallelerine saldırılmasını bekliyor. Pkk, Türkiye'nin, sizin istediğiniz tarzda davranmasını istiyor. İstiyor, ve bunun için çalışıyor. Çünkü biliyor ki, Türkiye böyle davranırsa, istedikleri iktidarı daha hızlı elde edecekler. Ve kesinlikle Türkiye'yi bölecek bir iç savaş çıkaracak temeli bulacaklar.

İspanya, ETA'ya, İngiltere IRA'ya nasıl silah bıraktırdı? Yakarak yıkarak mı? :)

Ben işte bunları gördüğüm için böyleyim. Varsın bu sevimsizleştirsin. Ama en azından anlamaya çalışın.

Saygılar

Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: popperist - Ekim 22, 2011, 02:17:37 öö
Sayın Prometheus,

Bugün 24 şehit verildikten sonra, şu an bu cevabı yazdığım yerin 100 metre gerisindeki pistten, birçok özel harekat komandosu, helikopterlere atlayıp o teröristlerin peşine düştü. Ve şu an ben bunları yazarken, onlar hala gecenin soğuğunda, dağda, zifiri karanlıkta terörist peşinde koşuyor.

Söyleyeceğim o ki, bizzat görüyorum; zaten Türkiye terörle savaşıyor.

Siz ne tür bir savaşı kastediyorsunuz? Ben meselenin bu yanını gerçekten anlamadım. Herkes savaşsın diyorsunuz. Halk mı silaha sarılsın? Yanlış anladığımı düşünüyorum. "Herkes savaşsın" derken mesela herhangi birinin, bu konuda ne yapması gerektiğine dair, konunun anlaşılması adına bir kaç somut örnek verebilir misiniz? Ali, Veli, Fatma ne yapmalı sizce?

Saygılar

Saygılar
Güzel bir yaklaşım Sayın Popperist.
Sizin yazdıklarınızı biraz açarsak daha anlaşılır olacağına inanıyorum. İzninizle…

Şimdiye kadar hep sonuçlar konuşuldu; Terör. Şehit. Savaş. Asit kuyuları. Toplu şekilde insan dışkısı yedirilen köylüler. Yakılan köyler. Yurtlarından edilen yüz binlerce Kürt. Kürtlerin Yaşadığı bölgelerin x politika kapsamında açlığa Mahkum edilmesi. Ve …………………….)

Birde kalıplaşmış sloganlar edinmişiz; beynimizi örten, sağlıklı düşünmemizi engelleyen sloganlar; “şehitler ölmez vatan bölünmez” “ya Allah bismillah allahu ekber” “biji apo, serok apo” “köprü altı cam cam,sevsin seni Abbas amcan” Vb...

Tabi biz bu zırvalıklarla uğraşırken, Uygar milletler sayısız projeler gerçekleştirdiler. Burada sıralasak, günlerce sürecek olan çok önemli işler başardılar… Biz sloganlar atıp birbirimize saldıracağız; Kürtçü, Türkçü, Komünist, Dinci, Tosuncu vb maskeler altında.
Eh, zaten öyle olması da isteniyordu, Ta… En başından beri. Sınırlar çizildiğinde Atılmıştı bunun temelleri;) “yesinler bir birilerini”

Yazsak, incitmeyecek şekilde dile getirmeye çalışsak, inanın ömrümüz yetmez. İyisi mi direkt anlatalım;
1: Kürtler ve Türkler bir arada yaşayamaz. (et, tırnak, dalak ciğer gibi lafları bırakalım)
2: Kürtler Türklerden ayrılırsa huzurlu olurlar(başlarında din belası varken…. Olurlar)
3. Türklerin Kürtlerden ayrılması, onlar için gerçekten de kurtuluş olur. Asıl “kurtuluş savaşı” sonrası hedeflediklerine ulaşacaklardır.
4: federasyon özerklik gibi saçmalıklar bir kenara bırakılmalı ve derhal yeni sınırlar çizilmelidir. Kürt belasını def eden sınırlar.(<<>>) (!)

Doğru anlaşılması dileğiyle…

Saygılarımla.




Sayın Agnusdei,

O yazdığınız maddelere biraz daha modifiye edilmiş bir halde katılabilirim. Yazdığınız şeyler %51 doğru. Ama Kürt nüfusu içinde, henüz ulus devlet destekçisi olmayan büyük bir yüzdede Kürt var. Hoş, Türkiye, eğer milliyetçilikte ilerlerse, bu yüzde ilerde bir hayli düşecek. Belki o zaman tamamen ayrılma realist bir çözüm olabilir. Ama ben, şimdilik tamamen ayrılmanın gerçek bir çözüm olmayacağını düşünüyorum. Federasyonun daha iyi bir çözüm olduğunu düşünüyorum. Böylelikle karşılıklı fayda da sağlanabilir. Hoş, ulus devletçi bilinçaltı, her iki millette de olduğu için, bu federasyon da eğer yeni nesiller daha global düşünecek bir görüşe varmazlarsa -ki varmazlar- federasyondan sonra bölünme sadece bir zaman meselesi olur. Ama en önemlisi 3. madde. Çünkü asıl önemli olanın toprak değil, insan esenliği olduğunu hatırlatıyor.Aracı, amaç yerine koymuyor.

Saygılar
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Masor1976 - Ekim 22, 2011, 02:31:16 öö
Sayın Popperist, size ve Sayın Prometheus'a katılamadığım noktalar var.

Öncelikle Akp hükümetini başarılı bulsam da yaptığı açılım kavramına sıcak bakmıyorum. İslam şeriatının en mantıklı bulduğum yönü insan öldürebilen ve öldüren kişinin idam edilerek yok edilmesi gereğidir. Kısacası cani adamlarla masaya oturulması beşeri hukukla cezalandırlmaları çok mantıklı değil. Bu yüzden hükümetin ciddi eleştirilere maruz kalacağını bile bile açılım yapmasının tavizler vermesinin neticesi bıçak kemiğe dayandı lafı olmuştur. Ha bunda da bir hayır görmek lazım yani pkk lıların adam olma ihtimalleri olmadığını açılım vasıtasıyla görmüş olduk.

Saygılarımla.





Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: agnusdei - Ekim 22, 2011, 02:56:33 öö
Sayın popperist,


Hangi matematiksel denklemler kurdunuz da %51 gibi bir sonuç çıkardınız bilmiyorum. neyse...

Yaklaşık 40 Yıldır Türkiyenin Diyarbakırında yaşıyorum ve gerçekten inanılmaz bıktım. ne olacaksa bir an önce olsun artık. Türk-Kürt düşmanlığım azgın derecelere geldi. Dahası, İslam düşmalığım had safhaya ulaştı... İnsan gibi yaşamak istiyorum artık!..
Hayatımın geri kalanını  7/16 esasına göre televizyonlarda  siyasetçi zırvalığı dinleyerek geçirmek istemiyorum.

Ağıt dinlemek istemiyorum.Sloğan duymak istemiyorum. Silah sesi duymak istemiyorum. açılım duymak istemiyorum. PKK duymak istemiyorum. beynimin aptalca uğraşlarla meşgul edilmesini istemiyorum. İyi işler, faydalı işler yapmak istiyorum. Düşünmek, düşünebilmek istiyorum. Ülkeme faydalı bir insan olmak istiyorum. ...
Kim(ler) tarafından yönetildiği belli olmayan Gayrimeşru bir Ülkede yaşamak istemiyorum...
Ben, Kişiliği oturmuş bir Devlet istiyorum...

En azından bu defa, Anlaşılması umuduyla.



Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: popperist - Ekim 22, 2011, 02:57:31 öö
Sayın Masor,

Akp sütten çıkmış ak kaşık değildir. Özünde akp, benim savunduğum düşünceleri de savunmaz. Onların da aslında öncülleri farklı. Akp de ulus devletçi. Şu anki Türkiye ideolojisinde, Türkiye düşüncesinde, zaten ulus devletçi olmayan herhangi bir güç iktidar olamaz. Akp'yi ben diğer partilerden çok da farklı bulmuyorum. Onlar da toprakçı. Ama dediğim gibi, konjonktur onları böyle yapıyor. Türkiye, aslında ulus devletçiliğin ceremesini çekiyor. Çünkü tek bir ulustan oluşmuyor. Masaya istedikleri kadar otursunlar, kalksınlar zaten bunlar çözüm getirecek şeyler değil. Boşa çabalar.

Hem çok uluslu bir coğrafyada ulus devletçi olup, hem de bir ulusun daima iktidar olacağı bir yapıyı sürdüremezsiniz. Eşyanın tabiatı gereği illaki sorun çıkar.

Türkiye bence sorununu 3 şıktan birini uygulayarak çözebilir;

1. Eğer ulus devletçiliği savunuyorsa, başka bir ulusun da kendi iktidarını kurmasına izin verecektir.
2. Eğer ulus devletçi değilse, anayasasına "Türkiye, bir çok ulustan oluşan bir devlettir" diye yazdıracak, hatta ismini Türkiye değil "Anadolu" yapacak, diğer ulusların da ulus devletçi dürtülerini kaşımayacaktır. Kürt açılımı değil, kozmopolit ve daha evrensel bir açılım yapacaktır.
3. Eğitimi ve refah seviyesini arttıracak, kalkındıracak, adaletsizliğin önüne geçecek, insanlar zenginleşecek ve artık farklı ulustan insanların toprak, bayrak, devlet vb. gibi şeyleri düşünmeyeceği, kendi hayatına bakacağı bir şeyi "başaracak"tır. Bu üçüncü şık, en makul yoldur. Fakat aynı zamanda en zor yoldur da.

Aksi halde kan akmaya devam edecektir.

Saygılar
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Masor1976 - Ekim 22, 2011, 03:18:57 öö
Akp'nin arkasında birilerinin olduğunu Amerikanın Kurduğu Parti diye açılım yaparak komplo teorisi üretiliyor. Benzer iddiayı rahmetli Atatürk için de ingiliz ajanı olduğu iddiaları var. Her iddiayı ve komplo teorisine kapılmak doğru bir hareket değil. İnsanların pratikte ne yaptıklarına bakarak yargılamak daha mantıklı geliyor.

Neticede Kemalistim sıfatıyla memleket insanının kanını emenler olmadı mı. Her ne hikmetse insanların dini inancını istismar ettikleri iddiasıyla yaklaşılan muhafazakar siyasiler gücü elinde geçirince insanlar mükemmel olmasa da hizmet görüyorlar, özgürlükler artmaya başlıyor. Rahmetli Atatürk'ü istismar edenler de her seferinde gücü ellerine geçirdiklerinde insanları canından bezdiriyorlar. Ki bu gün yaşanan pkk sorununun zemini Kürt halkına yapılan baskılar nedeniyle oluşan bir çibandır. Çoğunluğu muhafazakar olan bir ülkede insanlar muhafazakar oldukları için baskı görmesine rağmen dağa çıkmıyor, aydınlarca aptal ve koyun diye lanse ediliyor. Üç beş tane marksist faşist yahudi kürt ve ermeni eline silah alıp dağa çıkıyor. Devrim şarkıları tüttürüyorlar. Malesef cahillere ve aptallara bu türküler etki bırakmıyor.

Saygılarımla.

Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: agnusdei - Ekim 22, 2011, 03:27:04 öö
Bundan size ne Sayın Masör? Kürt seninle birlikte yaşamak istemiyor! Zorlamı? Ermeni seninle yaşamak istemiyor! Zorlamı? Çekersin sınırını olur biter Allah Allah… Buda başka bir alem…
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Masor1976 - Ekim 22, 2011, 03:30:31 öö
Sayın Agnusdei, neticede şeriat isteyen irana arabistana göçebilir, Ermenistan diye bir vatan var ermeniler oraya gidebilir diyelen tabi ki, yahudiler için israil var, marksistler için küba var... T.C. de kalmak istemeyen her kez iltica edebilir.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: agnusdei - Ekim 22, 2011, 03:34:51 öö
Sayın Agnusdei, neticede şeriat isteyen irana arabistana göçebilir, Ermenistan diye bir vatan var ermeniler oraya gidebilir diyelen tabi ki, yahudiler için israil var, marksistler için küba var... T.C. de kalmak istemeyen her kez iltica edebilir.

Saygılar.

Dağdan gelmiş bağdakini kovuyor:) Tarih bilgini gözden geçirmeni tavsiye ediyorum Sayın Masör!

Saygılar.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Masor1976 - Ekim 22, 2011, 04:12:53 öö
Sayın Agnusdei, aslında rahmetli Atatürk'ün kurmaya çalıştığı laik sistem ve cumhuriyet, tüm inanış ve görüşlerin pozitif yanlarını almaya çalışan ve hepsini kucaklamaya çabalayan örnek bir sistem. Ki Türkiye coğrafyasında yaşayan insanların sosyolojik yapılarını kabataslak incelersek bu tarz bir sistem haricinde ülkenin uzun soluklu yaşama olasılığı da yoktur.

Fakat pek çok ideoloji bu sistemi kendilerini öldürecek bir katil olarak algılayıp inkılap sırasında başkaldırmışlar ve neticede de devrim şeklini almıştır gidişat. Bence asıl sorun burdan kaynaklanıyor. Devrim kavramının kısa sürede ve başkaldıranların bastırılması usulü olması bu günlere gelen sorunların doğmasına zemin hazırlamış ve bu doğumlarda yaşanan acılar ve akan kanlar, baskılar vb. Ben Atatürk'ün ortaya bir gül sunduğunu fakat insanların gülü koklamak yerine parçalamaya çalışıp dikenlerinin ellerini kanatarak canlarını yaktığını düşünüyorum.

Bence hala çok geç değil yani insanlar bu gülü koklamayı seçebilir ve dikenlerle boğuşmaktan kurtulabilirler. Eğer bu gülün dikenleri olmamış olsaydı şu ana kadar Türkiye diye bir ülke kalmazdı. Her ne kadar çirkin de olsa o zamanlar yaşanan baskıları eleştirirken bunu da göz ardı etmemek gerekiyor.

Son söz olarak eğer o bölgede Kürtlerin yaşadığı bir coğrafya çizgisi çekersek, israilin bu topraklarda gözü olduğu için ikinci bir filistin vakası yaşanacağı aşikar. T.C. egemenliği haricinde o topraklarda Kürt halkı rahata kavuşamaz. Ayrıca Türk ve Kürt halkı artık tek millet halini aldılar evliliklerden vb. dolayı. Kopartabilme ve farklı coğrafyalara sürgün edebilmek  gibi bir olanak da fiziksel olarak yoktur.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: popperist - Ekim 22, 2011, 04:38:52 öö
Sayin Masor biraz konudan sapmis gibi duruyorsunuz. Teror artik partiler ustu bir sorundur. Nedeni su veya bu parti degil, dogrudan ulus devletciliktir. Ulus devletlerde demografik yapi onemlidir. Orantisiz oldugunda sorun da ta bastan var dmektir. Saygilar
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Masor1976 - Ekim 22, 2011, 04:49:50 öö
Sayın Popperist, kısaca bir anımı yazmak istiyorum. Malatyada öğrenciyken bir köylü çocuğuyla kısa bir sohbetim olmuştu. Nereli olduğunu anımsayamadım. Köyündeki ağanın kızına aşık olmuş kızı vermemişler divane olmuş vb. Çocuk Türktü. onun bu depresif halinden yararlanmak isteyen pkk lılar ona klasik devrimci laflarla bu sistem yüzünden bu haldesin gel bu sistemi beraber yıkalım ailene 10bin dolar başlık parası ve her ay 3 bin dolar maaş bağlarız diye dağa davet etmişler. Bizzat yaşayan çocuktan dinledim. Terör örgütünden çok ciddi oranda büyük paraların döndüğü bir mafyalaşma söz konusu bence. Maselef ki paranın açamayacağı kapı da çok az dünyada. Bu toprakları almak için her şeyi yapacak çok zengin insanlar da yaşıyor malesef. Bir de bu şekilde bakmak lazım. O toprakları Kürtlere yar etmezler yani. Umuyorum bu zengin aileler çabuk ölürler ve doğan yeni nesilleri de deist ateist filan olurlar :) ve bu sevdadan vazgeçerler. Biz de çevre ülkeler de rahat bir nefes alma şansını yakalarız ülke olarak.

Bence ulus devletçiliğin nasıl doğduğunu gözlemlemek lazım. Yanılıyorsam lütfen düzeltin. Osmanlının fransız ihtilaliyle doğan milliyetçilik akımının etkisiyle milletlerden oluşan yapısının el bombası gibi patlaması sonucu kökeni itibariyle Türkçülük akımı da etkiye tepki olarak doğmuştur. Bazen bu tepkiyi vereceğimizi bildikleri için özellikle Türkçülük kavramını aynı karanlık güçlerin kullanarak Kürtlere baskı yapılmasına zemin hazırladıklarını düşündüğüm oluyor. Yani pkk ve Kürt sorunu çok eskiden planlanmış bir mevzu olabilir. Bunun yaratılması için de Türkçülük kavramını kullanan kişiler kiralanmış olabilirler. Yani bu arzulanan toprakları kurtuluş savası sırasında ele geçiren Fransa italya gibi ülkelerin işgali sırasında eğer bu ülkeler bu topraklara konuşlanırsa bu ülkelerden bu toprakları alabilmek zor olabileceğini düşündüklerinden masa başında bu toprakları bize geçici olarak vermiş olabilirler. Yani bizi kolay lokma olarak görüyor olabilirler.

Bu oldukça antisemitist ve antisiyonist bir yaklaşım yani kısacası komplo teorisi gibi duruyor. Fakat israilin bayrağındaki fırat nehrini simgeleleyen işaretin ülkemizde olması ve arzı mevudu dini bir dogma olarak radikal yahudilerce bir ideal olarak görülmesi, pkk lı teröristlerin mossad ajanlarınca yetiştirildiğinin tespit edilmesi, pkk nın kanlı eylemlerinin israille tartıştığımız dönemlerde alevlenmesi vb. bu kanaati uyandırmaya yetiyor.

Saygılarımla.

Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: BULGARIA - Ekim 22, 2011, 10:54:20 öö
Sayın popperist,


Hangi matematiksel denklemler kurdunuz da %51 gibi bir sonuç çıkardınız bilmiyorum. neyse...

Yaklaşık 40 Yıldır Türkiyenin Diyarbakırında yaşıyorum ve gerçekten inanılmaz bıktım. ne olacaksa bir an önce olsun artık. Türk-Kürt düşmanlığım azgın derecelere geldi. Dahası, İslam düşmalığım had safhaya ulaştı... İnsan gibi yaşamak istiyorum artık!..
Hayatımın geri kalanını  7/16 esasına göre televizyonlarda  siyasetçi zırvalığı dinleyerek geçirmek istemiyorum.

Ağıt dinlemek istemiyorum.Sloğan duymak istemiyorum. Silah sesi duymak istemiyorum. açılım duymak istemiyorum. PKK duymak istemiyorum. beynimin aptalca uğraşlarla meşgul edilmesini istemiyorum. İyi işler, faydalı işler yapmak istiyorum. Düşünmek, düşünebilmek istiyorum. Ülkeme faydalı bir insan olmak istiyorum. ...
Kim(ler) tarafından yönetildiği belli olmayan Gayrimeşru bir Ülkede yaşamak istemiyorum...
Ben, Kişiliği oturmuş bir Devlet istiyorum...

En azından bu defa, Anlaşılması umuduyla.


Ben bile bir bulgar vatandaşı olarak istanbul gibi bir yerde bunlardan bunalmış bıkmışken..Dine (aralarında iyileride vardır) kürt ırkına nefretim artmışken sizlerin durumunu az çok tahmin edebiliyorum..Biz bulgarlar kendi aramızda şöyle bir işaret dili geliştirdik..Buralarda kürt vatandaş bolcana olduğundan dolayı arkadaşlarımızla birbirimizi uyarırız bir kürt'ün ( yanlış anlaşılmasın eğitimsiz ve bir takım terör faaliyetlerine dahil kürtler) gözlerinme bakma deriz..Neden mi ? Baktığın anda --Ne bahıyon lan-- diye bir cevapla karşı karşıya kalarak kendinizi bir sokak kavgasının içinde bulmanız mümkün..


doğru anlaşılmak dileklerimle saygılar..
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Masor1976 - Ekim 22, 2011, 05:52:39 ös
Sayın Bulgaria, insanın bakışları insanı genelde ele veriyor. içinizdeki nefreti bakışlarınızdan farkeden Kürt kökenli vatandaşımızın tepkisini normal karşılamak lazım. Sorun bence sizden kaynaklanıyor olabilir. Şu ana kadar benzer kin ve söylemleri hiç bir Kürtte görmedim. Eğer hiç Kürt görmemiş Kürtlerle yaşamamış bir insan olsaydım bu sözlerinize hak verebilirdim belki. Çok büyük bir yanılgı içinde olduğunuzu düşünmeden edemiyorum.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: agnusdei - Ekim 22, 2011, 06:24:23 ös
Sayın Popperist, kısaca bir anımı yazmak istiyorum. Malatyada öğrenciyken bir köylü çocuğuyla kısa bir sohbetim olmuştu. Nereli olduğunu anımsayamadım. Köyündeki ağanın kızına aşık olmuş kızı vermemişler divane olmuş vb. Çocuk Türktü. onun bu depresif halinden yararlanmak isteyen pkk lılar ona klasik devrimci laflarla bu sistem yüzünden bu haldesin gel bu sistemi beraber yıkalım ailene 10bin dolar başlık parası ve her ay 3 bin dolar maaş bağlarız diye dağa davet etmişler. Bizzat yaşayan çocuktan dinledim. Terör örgütünden çok ciddi oranda büyük paraların döndüğü bir mafyalaşma söz konusu bence. Maselef ki paranın açamayacağı kapı da çok az dünyada. Bu toprakları almak için her şeyi yapacak çok zengin insanlar da yaşıyor malesef. Bir de bu şekilde bakmak lazım. O toprakları Kürtlere yar etmezler yani. Umuyorum bu zengin aileler çabuk ölürler ve doğan yeni nesilleri de deist ateist filan olurlar :) ve bu sevdadan vazgeçerler. Biz de çevre ülkeler de rahat bir nefes alma şansını yakalarız ülke olarak.

Bence ulus devletçiliğin nasıl doğduğunu gözlemlemek lazım. Yanılıyorsam lütfen düzeltin. Osmanlının fransız ihtilaliyle doğan milliyetçilik akımının etkisiyle milletlerden oluşan yapısının el bombası gibi patlaması sonucu kökeni itibariyle Türkçülük akımı da etkiye tepki olarak doğmuştur. Bazen bu tepkiyi vereceğimizi bildikleri için özellikle Türkçülük kavramını aynı karanlık güçlerin kullanarak Kürtlere baskı yapılmasına zemin hazırladıklarını düşündüğüm oluyor. Yani pkk ve Kürt sorunu çok eskiden planlanmış bir mevzu olabilir. Bunun yaratılması için de Türkçülük kavramını kullanan kişiler kiralanmış olabilirler. Yani bu arzulanan toprakları kurtuluş savası sırasında ele geçiren Fransa italya gibi ülkelerin işgali sırasında eğer bu ülkeler bu topraklara konuşlanırsa bu ülkelerden bu toprakları alabilmek zor olabileceğini düşündüklerinden masa başında bu toprakları bize geçici olarak vermiş olabilirler. Yani bizi kolay lokma olarak görüyor olabilirler.

Bu oldukça antisemitist ve antisiyonist bir yaklaşım yani kısacası komplo teorisi gibi duruyor. Fakat israilin bayrağındaki fırat nehrini simgeleleyen işaretin ülkemizde olması ve arzı mevudu dini bir dogma olarak radikal yahudilerce bir ideal olarak görülmesi, pkk lı teröristlerin mossad ajanlarınca yetiştirildiğinin tespit edilmesi, pkk nın kanlı eylemlerinin israille tartıştığımız dönemlerde alevlenmesi vb. bu kanaati uyandırmaya yetiyor.

Saygılarımla.




Sayın Masor, 

Yani işin açıkçası, Bu ülkenin haritası geçici olarak çizildi. Bu kadar basit...

Cumhuriyet'ten ta, şimdiye kadar faaliyet göstermiş ve hali hazırda faal olan tüm partileri kendileri kur(dur)du, kendileri yönetti...
Menşei, fikri, zikri her ne olursa olsun, tüm örgüt'leri onlar kur(dur)du, onlar yönetti.

Türkçü, Kürtçü, PKK Komünist, Dinci, Cemaatçi, Ülkücü,Hizbullahçı, Siyasetçi, Asker, Polis İstihbaratı, TEM daire başkanlığı, Polis istihbaratı, MİT, Görsel ve yazılı basın, film senaristleri,bir çok Kitap yazarı, Ünlü oyunculardan bir çoğu. vs vs. Herkes, ama herkes sadece onların istedikleri doğrultuda hareket etti/ediyor.  Ha, farkında değiller miydi? Hiç önemi yok! Ayrıca, fark eden herkesi de anında bitirdiler zaten. Tek tek isim yazıp uzatmak istemiyorum, birçoğumuz biliyoruz zaten.

Yani söylemek istediğim O ki,
Bu ülkede, Ne ci olursanız olun. Ne ye “Taraf” olursanız olun, tüm yollar onlara çıkar…

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Masor1976 - Ekim 22, 2011, 06:34:58 ös
Sayın Agnusdei, aslında size katılmıyorum dersem yalan söylemiş olurum. Fakat neticede bu yaklaşım bir komplo teorisyeni yaklaşımıdır. Mantıklı dursa da gerçeği yansıtmayabilir.

Her ne kadar insanlar yüzyıllarca sonrası için planlar yapsalar da gözden kaçırdıkları, çerez olarak gördükleri kavramlar onların planlarını alt üst edebilir. Buna biraz da kader demek lazım.

Bazen Allah insanları engellemeyerek onların gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasını isteyebilir. Yani palyaçonun gülümseyen surat ifadesinin aslında onun gerçek karakterini yansıtmadığını insanlar yaşamadan anlamayabilirler.

Bilimsel yaklaşanlar saçma bulabilirler fakat ben her şeyin bir kaderi olduğuna inanıyorum. Yani hiç bir olay Allahın izni olmadan yaşanmaz. İnsanların planları mucizevi bir şekilde Allah tarafından alt üst edilebilir.

Kurtuluş savaşı dönemini ele alırsak, bizim bir Türkiye gibi bir ülkeyi kurma olasılığımızı bırakalım bizim yaşama olasılığımız bile normal şartlar altında imkansızdı. Allah bazen Musa'yı Firavun'un elinde yetiştirir bunlar kaderin cilveleridir diye bakıyorum.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Prometheus - Ekim 23, 2011, 12:09:57 öö
Artık yazmaktan bıktık. Sayın popperist, inançlarınız tel tel dökülüyor. Müslümansınız ama libya liderini siz öldürttünüz farkında mısınız? Müslümansınız ama fikri tartışmak yerine beni ve/veya insanları konuştunuz. Sizden ve tavrınızdan artık bıktık. Düne kadar o taptığınız adam "nato libyaya niye girecek yahu" diyordu sonra darbecileree 200 milyon dolar gönderildiği açığa çıktı. Allahınız aşkına söyleyin, hangi öküz müslüman bunu anladı? Hiç biri. Sizle neyi tartışabilirim ki? Boşuna konuşmayın artık. akp ye oy verdiniz ve o bütün şehitlerin kanı üstünüze bulaştı. Bedelini ödeyeceksiniz.
Neyse, sizden daha çok önem verdiğim insanlar var burada, onlarla geyik yapmak, sizle yükek matematik konuşmaktan daha önemli benim için. Hadi yolunuz açık olsun ugurlar ola. Anladığınız veya snuç çıkardığınız şeyleri geçelim, ne dediğinizin bile bir böcekten daha çok önemi yok. Siz yolunuzda yürüyeceksiniz, ama biz ölürken mutlu olacağız. Sizin ne düşündüğünüzün zerre kadar önemi yok, olsa da yeni bir şey yok.
Ben artık başkaları ile tartışacağım. Lanet olsun inancınıza ki, kaç bin yıldır hiç bir işe yaramadı.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: agnusdei - Ekim 23, 2011, 12:26:50 öö
Sayın Agnusdei, aslında size katılmıyorum dersem yalan söylemiş olurum. Fakat neticede bu yaklaşım bir komplo teorisyeni yaklaşımıdır. Mantıklı dursa da gerçeği yansıtmayabilir.

Her ne kadar insanlar yüzyıllarca sonrası için planlar yapsalar da gözden kaçırdıkları, çerez olarak gördükleri kavramlar onların planlarını alt üst edebilir. Buna biraz da kader demek lazım.

Bazen Allah insanları engellemeyerek onların gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasını isteyebilir. Yani palyaçonun gülümseyen surat ifadesinin aslında onun gerçek karakterini yansıtmadığını insanlar yaşamadan anlamayabilirler.

Bilimsel yaklaşanlar saçma bulabilirler fakat ben her şeyin bir kaderi olduğuna inanıyorum. Yani hiç bir olay Allahın izni olmadan yaşanmaz. İnsanların planları mucizevi bir şekilde Allah tarafından alt üst edilebilir.

Kurtuluş savaşı dönemini ele alırsak, bizim bir Türkiye gibi bir ülkeyi kurma olasılığımızı bırakalım bizim yaşama olasılığımız bile normal şartlar altında imkansızdı. Allah bazen Musa'yı Firavun'un elinde yetiştirir bunlar kaderin cilveleridir diye bakıyorum.

Saygılarımla.

Sayın Masör,
Sizin Din konusundaki hassasiyetinizi bildiğim için, bu konuda yorum yapmaktan kaçınmayı daha doğru buluyorum:)

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Arais - Ekim 23, 2011, 02:59:37 ös


     Merhaba Sayın Dostlar

            Bir çok şey yazılmış çizilmiş.Olay ensonun da yine düşmanlığa dönüşmüş.İstenen olay burdada gerçekleşmiş maalesef birleştirici unsular yerine ayırıcı unsurlar bir bir ağzınızdan dökülüvermiş.Önemli olan o ne yapmıs bu ne yapmiş tabiki ama Neden bir hamle sonrası yada ıkı hamle sonrası santraç oyunu bu iş rakip saldırır ve istediği hamle yapması öngörülür tuzak kurulur bır piyon bazen bir kale verilir karşınızdaki oyuncuya ve kurğduğunuz tuzağa yada oyuna düşmesi beklenir.Jeo politik açıdan türkiyenin önemini bilmeyen yok sanırım.Herkezin gözü burda osmanlının yaptığı önemli dünya fetihlerinden dolayı da Gerek Hristiyan Kardeşlerimizin Gerek Yahudi kardeşlerimizin gerekse Diğer inançtaki Kardeşlerimizin dikkatini çekiyor.Keşke mevzu Akp ve Kürt kardeşlerimizle ilintili olsa.Kürdistanın kurulmak istediği bölge çok değerli bir bölgedir.Tarihi ipek yolunun üzerinde Tarihi Kral yolunun üzerinde Avrupa Amerika kaynaklarının çoğunu tüketmiş bi kısmınıda gelecekteki kıtlık yılları için saklamatadır. Oysa orta Asyada sömürülmemiş bir çok yer altı kayanağı bulunmakta ve  bu tarihi yolların kullanılması engellenmektedir.Türklerinde TURANCILIK ve İSLAM BİRLİĞİ gibi bir düşünceşi olduğunu ve bu liderliğinin Osmanlı tarafından gerçeklestirildiği düşünülürse Turancılık da RUS kardeşlerin tüm planlarını değiştimektedir.Dünya zenğinleri parasının buyuk kısmını petrol altın ve bilişime ayırmış bulunmaktadır.Orta Asyada böle iki birliğin ve gücün Oluşması onların uykularını kaçımaktadır.Saddamın ve Kaddafinin ölüm sebebi Petrolu altın olarak satalım demesi dir Çünkü su anda dünyada var olan paranın Büyük kısmının altın rezervi olarak merkez bankalırında karşığı yoktur.Çinin kapılarını açmasıyla dünyada nasıl bir deprem oldu hepimiz yakinen bunu yaşadık bu da hesap  edilmiş fakat bu gelişim değişimin ÇİN tarafından bir anda olacağı ön görülememiş bir durumdu.Ve bu kayışın birden bire olması beklenmiyordu. Hesaplarımızı ve tartışmalırmızı bu hesaplar üzerinden yaparsak daha başarılı oluruz bence KÜRDİSTAN haritasına dikkatimizi  çektiğimizde bilin bakaliım nerden yer alıyor soledım gerçi dahada dikkat çekmek istiyorum.Türkiyenin Türki devletlerle bağı tamamen koparılıyor izne tabii geçişler.Bi tanpon bölge federe bir hükümet kurulursa ya kürdütsana yada türkiyeye bu buyuk şirketlerin ana merkezleri kurulacak Muhtemelen türk tarafına daha yaşanilabilir çünkü daha demokratik ve eğitimli nufusun daha yoğun oldu bir bölge Neyse bi takım ip uçları vermeye çalıstım Sayın dostlarım tartişmayı yaparken bunları göz önünde bulundurmanızı tavsıye ederım.Allahın selamı üzerinizde olsun.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: popperist - Ekim 23, 2011, 03:10:28 ös
Artık yazmaktan bıktık. Sayın popperist, inançlarınız tel tel dökülüyor. Müslümansınız ama libya liderini siz öldürttünüz farkında mısınız? Müslümansınız ama fikri tartışmak yerine beni ve/veya insanları konuştunuz. Sizden ve tavrınızdan artık bıktık. Düne kadar o taptığınız adam "nato libyaya niye girecek yahu" diyordu sonra darbecileree 200 milyon dolar gönderildiği açığa çıktı. Allahınız aşkına söyleyin, hangi öküz müslüman bunu anladı? Hiç biri. Sizle neyi tartışabilirim ki? Boşuna konuşmayın artık. akp ye oy verdiniz ve o bütün şehitlerin kanı üstünüze bulaştı. Bedelini ödeyeceksiniz.
Neyse, sizden daha çok önem verdiğim insanlar var burada, onlarla geyik yapmak, sizle yükek matematik konuşmaktan daha önemli benim için. Hadi yolunuz açık olsun ugurlar ola. Anladığınız veya snuç çıkardığınız şeyleri geçelim, ne dediğinizin bile bir böcekten daha çok önemi yok. Siz yolunuzda yürüyeceksiniz, ama biz ölürken mutlu olacağız. Sizin ne düşündüğünüzün zerre kadar önemi yok, olsa da yeni bir şey yok.
Ben artık başkaları ile tartışacağım. Lanet olsun inancınıza ki, kaç bin yıldır hiç bir işe yaramadı.


Sayın Prometheus, ben de sizin şu sokak ağzı uslubunuzdan bıktım.

Özellikle size yazdığım o uzun cevabın neresini okudunuz merak ediyorum. Sanki yazdığımı hiç okumamış gibi duruyorsunuz. Konu Türkiye ve Pkk değil mi? Terör değil mi?

Bir anda nereden çıkıyor bu müslümanlık, libya lideri, verilen oylar vb. şeyler?

Durun başa sarayım. Siz farklı şeyler yapmaktan bahsettiniz terörle mücadele konusunda. Herkes mücadele etmeli dediniz. Ben de bunun tam olarak ne olduğunu anlamadığımı, mücadele ise, zaten Türkiyenin yetkili kurumlarının mücadeleyi yaptığını, bundan başka sivil olarak bizlerin ne yapması gerektiğini sordum size. Ve burada kesinlikle sizin şahsınızı konu etmedim. SİZİN SÖYLEDİKLERİNİZİ konu ettim. Sonra siz bir yanıt verdiniz. Ve bu yanıtın içinde "sizi sevmiyorum" gibi konuyu kişiselleştiren bir şey vardı. E ben de hem buna cevaben kendimi ve sizi konu yaptım, hem de agresif ve hukuksuz bir terörle mücadelenin sakıncalarından bahsettim.

Şimdi gelmiş bana, büyük bir hafıza kaybı yaşayarak "siz kişiselleştiriyorsunuz" diyorsunuz. Gelmişsiniz burada müslümanlıktan, müslümanların ne kadar öküz ve anlayışı kıt olduğundan, akp'ye oy verenlerin bedel ödeyeceğinden, ve de benden bahsediyorsunuz.

Kusura bakmayın, polemiği de siz çıkarıyorsunuz, saygısızlığı da siz ediyorsunuz, tartışmayı da siz bilmiyorsunuz. Verdiğim açıklayıcı ve iyi niyetli cevabımdan sonra yine böyle saldırgan ve edepsiz bir mesaj veriyorsunuz.

Okuyan anlayan neyin ne olduğunu görüyor Sayın Prometheus. Ben sizin belirsiz ve yanlış bulduğum düşüncelerinize karşı soru sormaya devam edeceğim. Ben size, "sorgulanmama rahatlığını" yaşatmayacağım Sayın Prometheus.  Varın siz bu sorulara cevap vermeyin. Başkaları okur, başkaları düşünür ve belki başkaları cevap verir. Burası "forum". Ben sizi önemsediğim için mi soru soruyorum sanıyorsunuz? Ben başkaları görsün diye sizin yazılarınızı kurcalıyorum. Ve sizin benimle muhatap olmamanız inanın umrumda bile değil.

Edep yahu.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Arais - Ekim 23, 2011, 03:31:55 ös

  Yukarda ki yazıma ek

                Adnan Menderesi de Türkiyedeki güçlerini kullanarak Bu arkadaşlar İdam etmişlerdir.Hatta Ergenekon olarak adlandırılan grubun bu arkadaşlara çalığtıgı ve ulusal bır hal aldıklarından yada Türkiyenin leyhıne çalışğtığı için tasfiye edıldığı solenıyor.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Masor1976 - Ekim 23, 2011, 07:12:44 ös
Öncelikle Sayın Prometheus'un fikirlerinin büyük bölümüne katılmadığım halde zeka ürünü fikirlerinden ve yaklaşımından ötürü sevdiğim bir forum sakiniydi fakat son zamanlarda sosyal yaşamında gergin bir dönem yaşıyor olabileceğini düşündüğüm için tavırlarının sertleşmesi ve tahrik edici yazılar yazmasını olağan karşılıyordum. Et faydalıdır fakat insanlara çiğ olarak sunarsanız kimse yemez. Fikirlerimizi saygı ve sevgi ateşiyle pişirerek sunmayı denersek insanlar tatmak durumunda kalırlar belki de beğenen de çıkabilir.

Sayın Arais, gerek benim gerekse sizin yazdıklarınız komplo teorileridir. Komplo teorilerini ispatlanmış bir gerçekmiş gibi sunmak ve inanmak büyük bir yanılgıdır. Fikirlerimizi sunarken bu yaklaşımı göz ardı etmemek faydamıza olacaktır diye düşünüyorum. Belki de iddia edilen örgütler, oluşumlar , her yaşanılan olayların  arkasında karanlık güçler olmayabilir. Hayatın akış şeklinden, insanların hırslarından vb. kaynaklı doğal neticeler de olabilir.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Arais - Ekim 24, 2011, 01:34:30 öö
Sayın Masor 1976

Komplo teorilerimi hiç araştımadan atmadım orataya fakat; evet benım sölediklerim teoriler. karanlık güçler varmı? sorusuna yanıt bulmak evet zor,Hatta imkansız ama önümdeki yemi yemektense o yem bana nasıl geliyor bunu araştırmak güzel bir duygu olsa gerek.Ben gerçek olduğuna inanmadığım bişey sunmadım.Bu tanrı varmıdır? Yok mu dur ? sorusuna benziyor biraz.Gerçekliği kanıtlanmadığı halde Tanrıya (AllahC.C.) ye inaniriz.Varlığı yokluğu hakkında kesin bir kanıtımız yoktur.Kanıt olmaması olmadığı anlamına gelmediği gibi Kanıt olmaması olduğu anlamınada gelmez.[Ben( AllahC.C.) inan bi ınsanım] Çokta savunmuyacağım kendımı konu uzayacak çünkü Tabiki arkadaşlar yazdıklarımı mantık süzgecinden geçirmelerinde fayda var.Onlarda aratırşın PKK nin mali desteksiz 40 sene gıbı uzun bır sure bu kadar ayakta kalması ımkansız.Kalın sağlıcakla Surcu lisan ettiysek affola.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Masor1976 - Ekim 24, 2011, 02:41:47 öö
Sayın Arais beni yanlış anlamış olabilirsiniz diye açıklama getirmekte yarar görüyorum. Sizi eleştirme gibi bir niyetim yoktu. Benzer hataya ben de düşüyorum genelde o yüzden komplo teorilerinin ilginç ve mantıklı duran yapısına kanmamak gerektiğini dile getirmeye çalıştım. İnsan beyni ileri derecede zeki olmalarına rağmen farklı ve zıt izmlere ölümcül derecede bağımlı hale gelebilecek kadar aciz ve kandırılabilir bir mekanizmadır.

Ben ilginç senaryoları seviyorum tarihte olsun film ve dizi sektöründe olsun. Klasik tarih bilgilerini ve tarih dersini ilginç yönleri olmadığı için  sevemeyen bir öğrenciydim. Bu nedenle ister istemez tarihi olayları alıp bağlantılar kurmaya çalışıp kafamda bir komplo teorisi senaryosu kurmayı seviyorum. Bunu bir ideolojiden çok hobi olarak beynim yapıyor. Fakat bu tarz senaryoları bir ideoloji gibi savunmak, her hangi bir ideolojinin arkasından koşmak bu ideoloji için adam dövmek veya dayak yemek bana akıllı bir hareket gibi durmuyor. Belki de insanların içlerinde olan fakat fark edemedikleri sado mozoşist cinsel dürtülerini tatmin etme yöntemi olarak kullandıkları bir mecra olabilir siyaset ve siyasi kavgalar.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: Arais - Ekim 25, 2011, 02:08:39 öö


                          Sayın Masor1976


         Açıklamanız için teşekkürler.Eleştiriniz olmasında yada bana karşı çıkmanızda benim için bi sakınca yok.Diğer konulardada herhangi bir yazımı görürseniz.Lütfen iki kelam etmeden geçmeyin samimiyetinize inanıyorum.İnsan Psikolojisi hakkındaki derin düşünceleriniz ve bilginiz beni size hayran birakti çok tesskur ederim.
Başlık: Ynt: Sanırım oldukça güncel bir konu.
Gönderen: sahasrara - Ekim 26, 2011, 03:06:54 ös
SORU: Aziz Nesin kime aptal demiştir niye demiştir.

Arkadaşlar bakın, ülke sınırlarının gerekliliğini varsayarken bile ÇOĞUNLUĞUN kaotik psikolojisi üzerinden konuşuyorsunuz.

Ben sözlerin görünüşüne değil ima ettiklerine bakıyorum. Söylediklerinizden hissettiklerinizi çıkartmaya çalışıyorum.

Hissettiğiniz şey, dünyanın büyük bi çoğunluğuna düşmanlık duymanızdır. Her an birinin size negatif bi enerji vermesini bekliyosunuz ki karşılık verebilesiniz. Dominantlığınızla ölçülen bi erkekliğiniz var. Yıkıma yönelik bi kavramcılığınız var. Ayrımcılığa yönelen tartışma tarzlarınız var. Altta kalmamak için düşmanlığa çevirdiğiniz dostluklarınız var.


Unuttuğunuz en büyük şey de, bizim buraya yaşamak için geldiğimizdir. Böyle boş tartışmalara girip ulusalcılığın önemini ve anlamını tartışarak TEKRAR VE TEKRAR SÖYLÜYORUM hayatın anlamını unutuyorsunuz.

Üstelik bunu her tekrarlayışınızda ortamdaki insanları da buna şartlıyosunuz. Bütün dünya bunu böyle biliyor. Bütün dünya diyor ki, bütün insanlar birbirlerine mesafe çizmelidir, devletin önünde evlenmelidir, SADECE ekonomik çıkar elde edebilme kabiliyetini geliştirebilecek yönde akademik eğitim almalıdır, şirketleri yüceltmelidir, vatanını ve sınırlarını korumalıdır, çocuk yapmalıdır VE çocuğunu da kendisi gibi yetiştirmelidir.

Biz böyle bi dünyada doğduk. Biz bize verilen değerleri bizden sonraki nesillere aktarmakla görevlendirildik. Biz savaşlara gönderildik, neyin uğruna savaşıldığının ayrıntısını bilmeden ağzımızda kalıplaşmış birkaç kelimeyle: "Vatan sana canım feda".

Aziz Nesin bu insanlara aptal demiştir. Bunu söylemek yerine çok daha yapıcı bi çözüm getirebilirken, kendisi insanlığa olan umudunu kesmiş ve yıkıcı çözüme gitmiştir. Ben yapıcı çözümün varlığına inanmıyorum, onun varolduğunu biliyorum. Ulusalcılık da kölecilik gibi eski bi kavram benim için.

Sizce kölecilik kötü bi kavram mıdır? Kölecilik ortaya çıkmadan önce savaş esirleri öldürülürdü. Kölecilik sayesinde insan hayatları iş gücü karşılığında bağışlanmaya başladı.


Yani olaylara duygusal olarak bakmayın. Hem analitik olarak inceleyin, hem de bütün insanlık adına inceleyin. Çünkü bir gün siz öleceksiniz, ve öldüğünüz zaman sizden sonraki jenerasyonlar sadece sizin vatanınızda değil, bütün dünyada varolacaklar.

Ulusalcılığı savunan arkadaşlar:
Arkanızda bırakmak istediğiniz dünya bu mu ?