Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MASONLUK TARİ'NDE ANLATILMAYANLAR - 7  (Okunma sayısı 5617 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 21, 2009, 12:42:03 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Altı bölümü geride bıraktık. Bundan bir önceki bölümü "6" yazmayı unutmuşum; özür dilerim.

İşte şimdi asıl konuya giriyoruz…



Soru: Robert Boyle adlı birini duydunuz mu?

Belleğinizi zorlamanıza gerek yok. Ben anımsatayım.

17. yüzyılın dünya çapında ünlü çehrelerinden biridir. Ansiklopedilerde bir matematikçi bilim adamı olarak tanıtılır ama sadece o kadar.

Oysa Robert Boyle, her şeyden önce ünlü bir alşimist yani simyacıydı. Bir bilim adamı olmaktan önce, mistik hatta metafizik eğilimli bir düşünür sayılır. Bu bağlamda o kadar çok yapıtı var ki…

Robert Boyle Rozkrua Tarikatı’nın üyesiydi. (İngilizcede Order of the Rosy Cross ya da Rosicrucian Order; Fransızcada Ordre de Rose-Croix; Almancada Rosenkreuzerorden; Türkçe’de Gül-haç Tarikatı da deniyor. Rozkura yerine Rosae Crucis yazıldığı da olur. Ben Fransızcadan Türkçeye dönüştürme Rozkrua terimini yeğliyorum. Gül-haç da diyebilirdim ama o bence pek iyi tutmuyor.)

Elbette bilmeyenler şöyle bir soru sorabilir: Rozkrua Tarikatı nedir?

Bu soruya uzatmadan, tek bir tümceyle nasıl yanıt verebileceğimi doğrusu bilemiyorum. Şöyle desem acaba yeterli olur mu: “17. yüzyıl başlarında Batı Avrupa’da ortaya çıkmış ama asıl kökeninin çok daha eski tarihlere uzandığı ileri sürülen bir gizemci (mistik), özellikle alşimi (simya) üzerine yoğunlaşmış bir tarikat”

Bunu daha çok anlatmaya girişsem konunun dışına çıkmak zorunda kalırım. Ancak bu forum alanında sanırım daha önce doğrudan bu tarikat ile bağlantılı yazılar çıkmıştır. Üstelik birçok katılımcı zaten biliyordur bunun ne olduğunu.

Robert Boyle bir Rozkruacı (Rozikrusiyen) oluşunun ötesinde ayrıca genelde “Prieuré de Sion” olarak anılan Siyon Örgütü’nün de üyesiydi.

Soru: Nedir bu “Prieuré de Sion” ya da Siyon Örgütü?

İşte yine yanıtı uzun anlatımları gerektiren bir soru… Bu da yine bu forum alanında hayli irdelenmiş durumda. Bilmeyenler lütfen arasın; bulacaklardır. Bu bağlamda gerek internette gerek yayınlanmış kitap olarak sayısız kaynakça var. Ancak spekülasyona çok açık bir konu olduğunu belirtmeliyim.

Çok kısa bir tanım vereyim: “1188 yılında Tapınak Şövalyeleri Tarikatı’ndan kopmuş ve etkinliklerini gizli kapaklı bir biçimde sürdürmüş, Avrupa çapında politik amaçlı bir gizli örgüttür.”

Gizli örgüt idi demek daha doğru… Artık gizliliği falan kalmadı.

Sorunun içinden bir başka soru çıkıyor: Tapınak Şövalyeleri Tarikatı nedir?

Buna masonik yazında kimileri Tampliye Şövalyeleri Örgütü diyor. Kısa anlatımı belki daha kolay: “1118 yılında Kudüs’te kurulmuş, önce Kudüs’ü ve hac yollarını korumak amaçlı bir askeri tarikat niteliği taşımış, sonra Avrupa çapında dehşetli bir ekonomik-politik güce dönüşmüş, 1307 yılında Fransa Kralı 4. Philippe ile Papa 5. Clementhus’un iş birliği ile ortadan kaldırılmış, buna karşı varlığını yitirmemiş olduğu ileri sürülen bir örgüt.”

Bilmem yetti mi… Yetmediyse sorun, ayrıntılara girelim. Masonları da pek yakından ilgilendiren bir konudur bu.

Robert Boyle, 1654 yılında Siyon Örgütü’nün büyük üstadı olmuştu. (Bu örgütün başkanına “büyük üstat” denirdi.) Ondan önceki büyük üstat ise, Rozkrua Tarikatı’nın 17. yüzyıl başlarında yeniden kuruluşunu sağladığı benimsenen ünlü teolog ve düşünür-yazar Johann Valentin Andreä idi.

Demek ki 17. yüzyılda Siyon Örgütü ile Rozkruacılar arasında sıkı bir ilişki, bir bağlantı vardı. Şöyle desem acaba doğru olur mu: Siyon Örgütü bir gizli örgüt niteliğindeydi ve hep başka kurumları kendisine bir paravan olarak kullanırdı. 17. yüzyılda bu paravan, Rozkrua Tarikatı olmuştu.

Robert Boyle’un yaşamının büyük bir bölümü İtalya ve Fransa’da geçmişti. İngiltere’ye döndüğü zaman ilk işi, Rozkrua Tarikatı ile bağlantılı birtakım girişimleri başlatmak olmuştu. “Görünmeyen Kolej” (Invisible Colledge) adlı bir kurumdan söz edip duruyordu. Bunun Rozkrua Tarikatı’ndan başka bir şey olmadığını anlamak zor değil.

Oliver Cromwell’in yönetimindeki cumhuriyet döneminin ilk yıllarında, politik eğilimi bakımından hiçbir sezdirmede bulunmamıştı. Siyon Örgütü’nün büyük üstadı olduktan sonra ise, açıkça Stuartları destekleyenlerin yanında yer aldı. Açıkça dediysem bireysel olarak; örgütü açığa çıkarır bir biçimde değil.

Gerek Robert Boyle gerekse onunla birlikte aynı ülküyü paylaşanlar yani hem gizli Siyon Örgütü hem onun kadar gizli olmasa da en azından ezoterik nitelik taşıyan Rozkrua Tarikatı üyeleri, Kral 2. Charles’ın tahta çıkabilmesi için ona destek verdi; elbette ondan kopardıkları birtakım ödünlerin karşılığında…

Stuartlar tahtı yeniden ele geçirmeyi başardığında, Kral 2. Charles, Robert Boyle’un sözünü ettiği o kurumu etkinliğe geçirmesi için ona izin verdi. Ancak bir koşulla: Bu kurum onun dediği gibi “görünmez” değil, görünür olacaktı. Üstelik bundan böyle doğrudan kendi koruması altında çalışacaktı. Bu nedenle de “Royal Society” (Krallık Kurumu) adıyla anılacaktı.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 21, 2009, 04:56:32 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

bukadar cok konu acmasaymısınız keske 0,1,2,3 hepsini bir konu ıcınde verebılırdınız .


Eylül 21, 2009, 05:56:08 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Waldow,

Özür dilerim ama bunun yanıtı şöyle:

1. Hepsi tek bir bölüm olursa, çok uzun olacağı için herkes bunu baştan sona okuyamayabilir. (Ben okuyamam.)

2. Çok uzun bir bölümün üzerinde tartışma yapılması da zor olur. Belki şu aşamaya kadar doğrudan tarihsel tonu üzerinde pek görüş belirten olmadı ama ben her birinin irdelenmesini beklerim. Sanırım bundan sonrası daha sıcak olmaya başlayacak.

3.  Bunların hepsi birden hazır bir metin değil. Biren birir hazırlayıp gönderiyorum.

Bu arada konu ilginizi çekmişse benim kıvancımdır.

Sevgiler,

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 21, 2009, 06:26:43 ös
Yanıtla #3

1. Hepsi tek bir bölüm olursa, çok uzun olacağı için herkes bunu baştan sona okuyamayabilir. (Ben okuyamam.)


Ben de..
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 13, 2009, 03:53:59 ös
Yanıtla #4
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 100

Sayin ADAM,

Belli ki bolca zaman harcamis, üzerine arastirmalar yapmissiniz Masonluk tarihi hakkinda. Bu yazi dizisinde yazdiklarinizi ilgiyle takip ettim, bazimizin hafizasi tazelendi, bazilarimiz yeni seyler ögrendi. Ellerinize saglik.

Aktarmis oldugunuz ingiliz tahti etrafinda dönen entrikalar ve oyunlar tarihi dogru yansitiyor. Kurumlarin bazi hegemonyal arzu ve politikalar dogrultusunda sekillendirilmeye calisilmasini da dogru bir gözleminiz olarak görüyorum, bu tür eylemler olmustur, tarihi kaynaklar da bunu gösteriyor.

Fakat ben sizin veya sizin gibi arastirmalar yaptiktan sonra sözde Prieuré de Sion diye bir gizli örgütün varligina kanaat getirenleri  anlamakta güclük cekiyorum.  Bu örgüt hic bir zaman olmadi. Bu bir hurafedir. Pierre Plantard’in semasini ve sözüm ona bazi evraklarini düzmece olarak yayimladigi, kendisinin sonrasinda defalarca yalan söyledigini kabul ettigi bir hurafedir bu.
Merovenlerin varligi hepimizin malumu, bu bir gercek. Onlarin Hz. Isa ve Maria Magdelena’nin soyundan gelen bir hanedan oldugu ise tartisilir, tarihciler de hala bir sonuca varamadi. Kanitimiz yok elimizde. Bu tartismayi bir kenara birakiyorum.  Merovenlerin bazi kilise ve tahtlar üstünde yeniden güc sahibi olmasini emelleyen gruplar da olmustur, bu da dogru. Fakat bu emelleri koruyan, gözeten, sizin tabirinizle zamaninda masonlugu sekillendiren ve yönlerdiren Prieuré de Sion denen bir örgüt hic bir zaman olmadi. Masonluk tarihinde Prieuré de Sion veya „bilinmeyenler“ denen sözüm ona yüksek bir gruba ait oldugunu iddia ve hatta onlardan dereceler, rütbeler aldigini iddia eden, yeni derece sistemleri gelistirmek isteyen, bir cok sarlatan olmustur. Bu neye hizmet ettikleri belli olmayan düzmece eylemler er yada gec aciga cikmistir. Hem zamaninda hem de günümüzde Büyük Localarca bu sahislara, olusumlarina ve efsanelere gereken mesafe zaten defalarca konmustur. Son 30 yil icerisinde Henry Lincoln, Richard Leigh ve Michael Baigent bu örgütün varligini savunan kitaplar yazdi, yayinlar yaptilar. Malesef hem kendileri, hem hariciler hem de bazi masonlar bu yazilanlara inanmak istiyor. Artik hoslarina gittiklerinden midir, bir nevi kendi tarihlerinden gurur duymak icin midir, böyle „olasi“ bir ögrütün kendilerine katacagi yine sözümona fazladan bir gizem yüzünden midir bilemiyorum. Sebebini siz bana cevaplayin. Saydigim „hobi“ arastirmacilari bazi izlerden gidip benim gözümde sadece bir hipotez ortaya cikarabilmisterdir, daha ötesi degil.

Tekrar ediyorum, bu hipotezi destekleyen, Prieuré de Sion’a dair hic bir kanit yok elimizde. Günümüzde hem mason localarina bagli hem de onlara bagimsiz, tarih biliminin standartlari icerisinde arastirmalar ve yayinlar yapan bir cok vakif, dernek ve hatta üniversite kürsüsü bile var. Tarih anlayisimizda cigir acacak, kanitlandiginda bence san ve söhret getirecek bu örgüt nasil oluyor da bu kadar akademisyenin ve ciddi arastirmacinin gözünden kaciyor? Herkes mi bir sir bilip, bu Prieuré de Sion sirrini koruyor? Gizli servislerin protokellerine 20-30 yil olsa da ulastigimiz, kamuoyunun dünyayi yönetenler diye tabir ettigi olusumlarin/toplantilarinin yerini ve hatta katilimcilarinin tam listesini bir gün sonrasinda medyada bulabileceginiz bir devirde yasiyoruz artik. Siz böyle bir bilgi caginda Prieuré de Sion’un gercekten gizli kalabilecegini mi saniyorsunuz?

Yine günümüzde Prieuré de Sion’un emellerine uyan (yada uyusabilecek diyeyim) idealleri olan bir cok dernek, kurum, loca, tarikat veya rit/kültler var. Neden bunlarin bir tanesi cikip da, evet biz bu örgütün mirascisiyiz demiyor? Tapinak Sövalyelerini sahiplenen veya onlarin devami oldugunu iddia eden sayisiz örgüt var, bunlarin birisi de mi Prieuré de Sion’a atifta bulunmuyor? Neden? Cünkü Prieuré de Sion bir hurafe sayin ADAM. Prieuré de Sion üzerinden yapilan her cikarim kafalari karistirmak disinda bir ise yaramaz.

Saygimlarima


Ekim 18, 2009, 01:25:49 ös
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Bugün 18 Ekim… Sayın amerbach’ın benim bu başlık altında yazdıklarıma ilişkin eleştirisinin tarihi ise 13 Ekim. Sanmayın ki bu 5 gün boyunca ne yazacağımı düşündüm, tasarladım. Burada yoktum; dün döndüm, bugün yazıyorum.

Ben Masonluğun resmi tarihinde anlatılmayanları aktarırken asıl amacım şunu vurgulamaktı:

ÇAĞDAŞ MASONLUK, OPERATİF MASONLUK DENİLEN ESKİ İNŞAATÇI MASON ÖRGÜTLERİNİN DEVAMI DEĞİLDİR.

 MASONLUKTA OPERATİFLİKTEN SPEKÜLATİFLİĞE GEÇİŞ DİYE BİR ŞEY YOKTUR. (Varsa bile bunun tarihi çok daha sonra 1750’li yıllardadır.)

ÇAĞDAŞ MASONLUĞUN İLK ÖRGÜTÜ OLAN LONDRA BÜYÜK LOCASI BAMBAŞKA AMAÇLARLA KURULMUŞTUR.

Sayın amerbach acaba buna katılır mı?... Ona bir kolaylık olmak üzere şöyle bir öneri getiriyorum:

Bu başlık altında ben tam 23 bölüm yazdım. Sayın amerbach’ın eleştirisi 7. bölüm üzerine. Ancak bu eleştiri sadece 7. bölüm ile sınırlı değil. Çünkü asıl takıldığı nokta Priéure de Sion ile bağlantı kurmuş olmam…

Sayın amerbach’ın eleştirisinin katıldığım bir noktası var ki, o da Pierre Plantard ile ilgili. O adamın bir şarlatan olduğu ortaya çıktı. Nitekim bundan ötürü yargılanarak hapis cezası da yedi. Ancak bu arada onunla bağlantılı olarak ortaya çıkarılmış “Dossiers Secrets” içinde yer alan belgeler bilirkişi incelemesinden geçirildi ve bunların hangilerinin düzmece hangilerinin özgün olduğu da belirlendi. Dolayısıyla Leigh, Baigent, Lincoln üçlüsünün hangi noktalarda yanıltılmış olduğu da ortaya çıktı.

Ancak bütün bunlar konumuzun dışında. Zaten Leigh, Baigent & Lincoln, kitaplarında benim anlattıklarımı anlatmış değildi. Gerçi yer yer örtüşmeler var çünkü bu bağlamdaki kitapları benim kaynakçam arasında yer alıyor. Ancak tek kaynakça onların kitaplarından oluşmuyor.

Şimdi şu öneriye geleyim:

Benim yazdıklarımın içinden Priéure de Sion ve Siyon Örgütü sözlerini çıkarın. Bunlarla doğrudan bağlantılı tüm ayrıntıları da çıkarın. Sonuca bakın.

Örneğin, 1654 yılında Henrietta Marie’nin Paris yakınlarındaki şatoda yapılan toplantısını alın ama aynı tarihte Robert Boyle’un bu örgütün büyük üstadı oluşuyla ilgili anlatımın üzerini çizin. Bundan hiç söz etmemiş olayım. Konuyu Rozkrua Tarikatı ve Royal Society oluşumuyla sürdürelim.

Bir diğer örnek olarak 1691 yılında Sir Christopher Wren kabul edilmiş mason olurken aynı tarihte Sir Isaac Newton’un bu örgütün büyük üstadı oluşuna ilişkin anlatımın da üzerini çizin. Fakat Newton ortalıkta kalsın çünkü onun ritüellerin düzenlenişi bakımından hiç de göz ardı edilemeyecek bir etkisi var. (Bu etkinin nasıl olduğunu anlatamam çünkü Forum Kurallları'nın 17. maddesine aykırı düşaer.)

Dahası, Merovenjlere ilişkin anlatmış olduklarımın da hepsini silip atın.

Her ne kadar Priéure de Sion konusunun bir hurafe ya da komplo teorisi olduğuna katılmıyorsam da, o konu farklı bir konudur. Benim bu aşamaya kadar anlatmış olduklarımın içine Tapınak Şövalyeleri’nin katılmasının da bir anlamı yoktur çünkü o da apayrı bir konudur. (Bir ara onlardan da söz etmiştim; onun da üzerini çizin.)

Bütün bunların sonucunda bir şey değişmiyor ki… Ön yargılı ve art niyetli Batı tarihçilerinin ortaya koyduğu “resmi tarih” hâlâ yanlış. Londra Büyük Locası’nın kuruluşu onların anlatmış olduğu gibi değil.

Sonraki bölümlerde sert iddialarda bulundum. Örneğin Londra Büyük Locası’nın oluşturan locaların hiç de denildiği gibi eski operatif mason locaları olmadığını, ilk büyük üstatlarının geleneksel Masonluk ile hiçbir ilgileri bulunmadığını ileri sürdüm. Yanlışsa, buyurun meydan sizindir: YANLIŞLIĞI KANITLAYIN. Fakat bunun için lütfen mason tarihçilerin yazmış olduklarını kaynakça olarak göstermeyin çünkü onlar ön yargılı ve kendi eğilimlerini gerçekmiş gibi anlatmışlar.

Ben bu konuda ortaya bir tez koydum. Ancak size bir belge göstermedim. Sadece yok olduğunu söyledim. Buyurun, tezimi belgelerle çürütün. Yanlışımı kabul etmeye hazırım.

İsterseniz tüm o bölümleri yeniden elden geçireyim ve şu üzeri çizilecekleri çıkarıp hepsini topluca yeni baştan aktarayım. Sayın forum yöneticilerinden de rica edelim, o 23 bölümün phepsini çıkarsınlar; yeni baştan yazmış olayım.

İster misiniz?

Sevgiler.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 21, 2009, 03:05:23 ös
Yanıtla #6
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 100

Sayin ADAM,

Hepimiz vakit buldukca foruma istirak etmeye calisiyoruz. Varsin olsun bir ay sonra cevap yazin yada hic yazmayin, önemli degil. Bu konuda iciniz rahat olsun.

Yazdiklarinizi budama önerinizi kabul etmiyorum. Forumun Kullarina bagli kaldigimiz müddetce görüslerimizi burada paylasabiliriz. Saglikli bir tartisma, fikir ve bilgi alisverisinin olabilmesi icin farkli görüslerin de temsil edilmesi lazim. Bu yüzden sirf ben bir kismina katilmadigim ve itiraz ettigim icin yazdiklarinizi silmenizi yada tümünün forumdan cikarilmasini istemem.  Ben size bir yaptirimda bulunmak icin itiraz etmedim. Diger okuyucularin veya forum üyelerinin sizin düstügünüz hataya düsmemeleri icin uyariyi uygun gördüm.

Direk sorular sormussunuz bana, hemen cevapliyayim. Belirttigim gibi kurumlar üzerinde yapilmis olan hegemonyal ve politik sekillendirme eylerimlerinin varligina itiraz etmiyorum. Fakat her ne kadar elimizdeki veriler tüm detaylari nesnel bir halde aydinlatamiyor ise de ben operatif ve spekülatif arasinda bir gecis olduguna inaniyorum. Bu gecisin varligini tartismak, belgelerle kanitlamak yada cürütmek  ve sonunda dogru bir kanaata varmak cok zor sayin Adam. Sebebini yazimin sonunda Sir Christopher Wren’in masonlugu hakkinda elimizde bulunan bulgularin bir degerlendirmesini yaparak anlatmaya calisacagim. Bu sebeple gecis dönemine dair aktardiklariniza girmedim, girmeyecegim de.  Ama hurafe oldugunu iddia ettigim “Prieuré de Sion” ve sizin ona bagladiginiz anlamda kullandiginiz “Siyonizm” sözlerini/ithaflarini su assagida bir kac cümlesini örnek olarak verecegim, yazmis oldugunuz "gizli tarih"den cikarinca emin olun ki bahsettiklerinizin iceriginin, anlaminin ve elbet sonucunun (Sonuca bakin diyorsunuz ya) cok ama cok degisecegini düsünmekteyim:

- "İngiltere’nin iç politikasında olup bitenler bir yana dursun, Royal Society adlı kurumun Siyon Örgütü’nün amaçları doğrultusunda kullanılabilmesi için.."
-  "...Sir Isaac Newton, Sir Christopher Wren’i şuna ikna etmişti: Siyonizm’in amaçları doğrultusunda bir paravana olarak Royal Society’nin kullanılması umutsuzdur; olacak iş değildir...."
- "...Kale içten nasıl fethedilecekti? “Kabul edilmiş masonlar” kullanılarak...."

Takdir sizin

O döneme ait elimizdeki belgelerin yetersizligi ve dogruluklarina dair olan süpheleriniz sizi bir cok cikarima yöneltmis. Prieuré de Sion ve onun etrafinda dönen hikaye disinda diger tezlerinize pek girmek istemiyorum. Neden girmek istemiyorum? Prieuré de Sion’a acikca itiraz edebiliyorum, cünkü böyle bir örgüt yok. Olmadi hic bir zaman. O dönemlere ait ne bir belgede, ne bir günlükte, ne de baska gizli bir tutanakta adi geciyor.  Diger tezlerinizi tartismaya girmiyorum cünkü o konular hakkinda elimizde birbirine zit epeyce bulgu ve belge var. Bu celiskili verilere en iyi örnek bence Sir Christopher Wren’in masonluguna atifta bulunan belgeler ve onlarin etrafinda dönen tartismadir.

Anderson Yasalarinin ilk baskisinda Wren “ingenious Architect”(1723) olarak geciyor. Ikinci ve ondan sonraki basimlarda Wren’in masonlugu  daha detayli anlatiliyor. Cogu tarih bilimcisine göre (zaten mason kurallari da böyle) yasalarin hazirlandigi dönemde Wren’in hala hayatta olmasi Anderson’un Wren’i mason olarak göstermesini engelliyor. Fakat Anderson’un Wren’i mason olarak ilk basima almamasinin cevabi hala bir netlige kavusmamistir. Anderson’un kurallara bagli kaldigindan dolayi mi böyle hareket etti yoksa bunun bir hayal ürünü olmasindan dolayi mi Wren’in vefaatindan sonra yayinladi bilemiyoruz.

Wren 1723’de öldügünde mesela bütün gazetelerin Wren’in ölüm ilaninda mason oldugunu yazdigi aktarilir hep, fakat bu dogru degildir. Sadece “The Postboy” gazetesindeki ilanda “that worthy Freemason” kelimeleri gecmektedir. Anderson Yasalarinin da (yayinin) ilk bu gazetede, ayni redaktör tarafindan tanitildigini belirtmek gerek. Büyük olasilikla The Postboy’un, Wren’nin mason olduguna kanaat getirmesine sebep budur. Diger gazetelerde Wren’in ölüm ilaninda veya ölüm haberinde Wren’in mason olduguna dair hic bir sey yazilmamistir.

Royal Society üyesi arkelog John Aubreys’in bir notundan yola cikarak Wren’in 18 mayis 1691’da mason oldugu kabul görülür. Burada ama kafalari kurcalayan bir sey var. Aubrey’in el yazmasinin 72. sayfasinda,  18 mayis günü St. Paul kiliseninde “accepted mason”larin yapacagi bir toplantida Sir Christopher Wren icin “is to be adopted a Brother” notu düsülmüstür. Buradan törenin gerceklestigine dair bir kanit cikaramiyoruz, Aubreys sadece o gün icin “planlanan” bir eylemi yazmistir. Ayrica ayni notta “accepted mason” taniminin ilk “free mason” yazildigi ve Aubrey’in sonradan “free” kelimesinin üzerini cizip “accepted” yazdigi görülmektedir.

Goose and Gridiron locasina ait protokoller ve o yillara ait diger locanin üyeleri hakkinda gecen yazismalarda bir cok kez Wren’in adi gecer. Wren’le ilgili aktarilan olaylar zaten ne foruma ait ne de konumuzla ilgili degil. Büyük locanin kütüphanecisi ingiliz mason E. M. Wonnacott ise bu konuda ilginc bir kesif yapti. 1768’de Wren’nin de isminin gectigi kaybolan (bahsi gecen yanginda yanmis olan) bazi protokeller, o günleri hatirlayan masonlarin veya o günlerde yasamis masonlari taniyan ve onlarin aktardiklarini hatirlayan  masonlarin hafizalarindan anlattiklariyla yeniden yazimilmisti! Yani kisaca Wren’le ilgili Goose and Gridiron protokelleri orjinal degillerdir.

Tarih biliminin metodlariyla masonluk tarihini ilk kez elestirisel bir sekilde aydinlatmaya calisan ünlü mason R. F. Gould da “the History of Freemasonry” adli eserinin 3. Bölümünde 55 sayfayi Wren’in hayatina ve onun masonluk iddialarina ayirmistir. Gould da Wren’in mason oldugunu kanitlayan hic bir bulguya ulasamamis, onun hakkinda anlatilan masonlukla olan anilari hayali bulmus fakat o dönemde yasayip, sahsen Wren’i tanimadigi icin de Wren’in masonlugu tamamen yanlistir sonucuna varamayiz demistir. Buraya ufak bir not düsmem lazim. Bana batili tarihcilerin yazdiklarina inanmayin bu yanlis diyorsunuz. Ingiltere büyük locasinin tarihini nereden ögrenecegim ben? Elbet yazilan tarihe her zaman ihtiyatla yaklasacagiz, bu dogru.Ama bütün bu bati tarih kaynaklarini töhmet altinda birakmak uygun degil bence. Yukarida saydigim ve daha nice bir cok tarihci masonluk tarihine ve masonlara gerekli  elestiriyi getirip konuyu ele alabilmistir.

Wren'in masonlugunun kanitina ulasabildik mi, ulasamadik mi, yine takdir sizin. Ama düsünün ki mesela Wren mason degildi, o zaman sizin teziniz  zincirleme bir sekilde cogu yönden zayiflayacaktir. Bu demek degil ki, Wren'in mason oldugunu kabul edersek, sizin teziniz dogrudur. Ama benim isaret etmek istedigim sey farkli. Gördügünüz gibi Wren hakkinda daha o dönemden izi sürülebilen, objektif yada subjektif belgelenmis kaynaklar üzerinden tarihciler ve biz bir tartisma yürütülebiliyoruz.  Bu durum hurafe örgüt Prieuré de Sion icin gecerli degil. O yüzden ben yüksek sesle Prieuré de Sion hurafedir diyebiliyorum. Wren’in masonluguyla ilgili olan tartismayi örnek verme sebebim, sizin ne kadar muammali bir konu hakkinda bir o kadar kesin cikarimlar yaptiginizi ve bunun tehlikeli oldugunu göstermektir. Ben elimizdeki masonik bulgulara bakarak sizin tezinize kesin kanaat getiremiyorum, bu yüzden de Prieuré de Sion disinda olan konulara ne giriyorum ne itiraz ediyorum ne onayliyorum, ne de yanlisligini kanitlayabiliyorum. Sizin ve diger üyerlerimizin de kendi bu baslik altinda incelediginiz konu hakkinda olan cikarimlariniza ayni süphe ile yaklasmanizi ve bir daha gözden gecirmenizi tavsiye ediyorum. Bu baslik altina yazmaya devam etmeyecegim, itirazimin ve Prieuré de Sion hakkinda olan uyarimin yeterli oldugunu düsünüyorum.

Saygilarimla
« Son Düzenleme: Ekim 21, 2009, 03:17:04 ös Gönderen: amerbach »


Ekim 21, 2009, 03:49:12 ös
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın amerbach, bu konu üzerine başka bir şey yazmayacak; tamam.

Bu durumda benim ne kadar yazmam gerekir; kuşkulu.

Zaten istenirse "Priéure de Sion" bağlantısını silelim demiştim; sildik varsayalım. (Ancak başka yerlerden silemeyiz; hele iş Siyon Protokolleri'ne gelince...)

Bunun dışında sayın amerbach ile anlaşamadığımız bir nokta yok. Sir Christopher Wren'in büyük üstat oluşuna karşın sonradan locaya (Goose and Gridiron = St. Paul) üye oluşunda da uyuşmazlığımız da yok.

Elbette birçok tarihçinin yanılgısı, kendi varsayımlarını kesin ve tam doğru tarih bilgisi olarak aktarmalarında. Ben aynı yanılgıya düşmekten elimden geldiğince kaçnıyorum. Daha önce söylememişsem şimdi söyleyeyim:

SAKIN BENİM ANLATTIKLARIMA KESİN VE DOĞRU BİLGİLER GÖZÜYLE BAKMAYIN. YANILMIŞ OLABİLİRİM. ARAŞTIRIN, İNCELEYİN, KARŞILAŞTIRIN VE KENDİ YARGINIZI KENDİNİZ VERİN.

Sorun şurada ki, Çağdaş Masonluğun Operatif Masonluğun bir devamı olduğuna ilişkin tez İngiliz masonların işine geliyor.  Diğer hemen her alanda olduğu gibi bu alanda da bir hegemonya yaratıyorlar. Masonluğun bütününe sahip çıkıyor ve "Onu tarihte biz yarattık. Dolayısıyla günümüzde Masonlukta bizim dediğimiz olur." diye bir iddia koyuyorlar ortaya... Üstelik bu hakbıs iddiayı kabul ettirmede hayli başarı da elde ediyorlar.

Bu yüzden ben diyorum ki, İngiliz ya  da Amerikan kaynaklı mason tarihçilerin yazdıklarını okurken,  bu bağlamda dikkatli olunuz, çünkü konuya ön yargılarla bakmış olabilirler.

Bu bir savunma değildi. Sayın amerbach'ın isteği üzerine bu tartışmayı sonlandırmış olduk.


 
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
6 Yanıt
5811 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 05, 2019, 07:00:39 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2940 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 17, 2009, 02:53:45 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2767 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 18, 2009, 11:05:42 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2778 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 19, 2009, 09:51:56 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
3427 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 20, 2009, 10:05:46 ös
Gönderen: ozak1977
0 Yanıt
2909 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 21, 2009, 08:46:51 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2520 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 23, 2009, 03:38:33 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2965 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 24, 2009, 10:48:02 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2504 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 25, 2009, 08:21:13 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3385 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 25, 2009, 04:12:50 ös
Gönderen: ADAM