Sn. Masor1976,
Değişik bir yaklaşımda bulunmuş. Tarihi bilgiler vermiş. Doğru Overdose Türkiye (2004, İletişim Yayınları) isimli kitapta Türkiye'deki eroin ticareti, tarihi anlatılırken 1926- 1933 arası çalışmış bu 3 eroin fabrikasına değinilir. Hatta 30ların başında Türk gemilerinin uluslararası camia tarafından uyuşturucu ticareti sebebiyle damgalandığı da anlatılır. Ama şu da söylenir. Mustafa Kemal, 31'de Cenevre konferansına heyet gönderir ve 15 milyon TL gibi yüksek bir kâra sahip olan bu fabrikalar tüm karşı durmalara karşı 33'te Mustafa Kemal tarafından kapattırılır.
İkinci Dünya Savaşına da Türkiye girmemiştir ama asker beslemek zorunda kalmıştır. Doğru. Ama işte burada bir es vermek gerekiyor. Tarihi yüzü koyun ve üstün körü okursak böyle bir cümle kurabiliriz. Girmediğimiz bir savaşta niye o kadar asker beslemişiz ki? Niçin sınırlara o kadar insan yığmışız ki?
Almanların Yunanistanı işgali ile birlikte türkiye'yi başından beridir Mihver Devletleri arasına (güzellikle ya da zorlukla) çekme girişimi, Nazi yöneticilerinin bir kısmında var olan Türkiyeyi işgal düşüncesi (41'de Göbbels Askerleri için Türkiye Rehberi diye bir kitap bastırmıştır mesela) diğer tarafta Doğu'da Rusya endişesi Alamanların Tayfun Harekatının başarısız olması sonrası 1942'de Kafkas Petrollerine Türkiye üzerinden erişim düşüncesinin yeniden ortaya çıkması üzerine oluşan tereddüt, Stalin'in Türkiyeye yerleşme düşünesi, Stalingrad sonrası değşen dengeler ve alman korkusu yerine ortaya çıkan Sovyet korkusu bunun bpş bir korku olmadığı da gerçektir. Türk-Sovyet saldırmazlık anlaşmasının yenilenmesi talebine Sovyetler 45'te 'Kars ve Ardahanı bize bırakın, Boğazda da Sovyet üssüne izin verin neden olmasın' diye karşılık vermiştir mesela), kısacası Doğu Cephesi, Türkiye'nin izlediği denge politikası vs. bunları enine boyuna konuşmadan boşu boşuna asker yığdık sınırlara demenin bence tarih önünde tutarlılığı yoktur.
Gelelim gerilla olayına. BANA GÖRE; 84'te Eruh Baskınıyla başlayan süreçte, devletin pek çok yanlış tavrı oldu. Buna TSKnın yaptıkları da dahil. Che Askeri Yazılar'da bir gerillanın bin düzenli ordu askerine denk olduğunu söyler. gerilla savaşının avantajıdır bu. çünkü gerilla, mobilizedir, bölgeyi bilmektedir, bu tip bir savaş ve saldırı için eğitimlidir, buna karşı düzenli ordu askeri, mobilize olamaz, bölgeyi tam olarak bilmez, böylesi bir savaş iin eğitilmemişti, ayrıca acemidir, gerilla bir hedef ugruna ölüme yürür, düzenli ordunun askeri ise geçicidir, o bu cehennemden kurtulup evine dönmek ister vs. vs. Dolayısıyla gerilla, düzenli ordunun savaş stratejileriyle sona ermez. Boş dağlar bombalanır, terk edilmiş kamplar talan edilir belki. Şunu da hafife almayalım, 30 yıllık savaşta öldürülen gerilla sayısı da fazladır. Ama örgüt, ölen silahlı güçlerinin yerine yenilerini bulmakta zorlanmamıştır. örgüt, bölgede görece bir üstünlük sağlamış, halk ile bağlantı kurmuş, lojistik destek sağlamıştır. bir gerilla hareketi, bölge ile ilişkilerin sağlamlaştırır ve halktan destek alırsa o gerillayı ortadan kaldırmak imkansızlaşmaya başlar. Yerleşik kampları ya da boşaltılmış arazileri bombalayarak, devamlı çatışmaya girerek gerillaya karşı zafer elde edilemez. 90lardaki yanlış devlet politikası sonucu evrilen ve gelişen pkk olayında hata sadece yanlış askeri strateji değildir, tümden yanlışlıklar silsilesi vardır. Halkı gerillanın kucagına atan bu politikalar sonucu olay daha karmaşık, çözülemez bir hale dönüşmüştür.
saygılarımla.