Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: FİLOZOFLAR VE BİLİNMEYENLERİ  (Okunma sayısı 2643 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 21, 2017, 04:10:30 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 139
  • Cinsiyet: Bayan

Berthand Russel sıkı bir aktivisttir. Dünya barışı ve insanlık adına çalışmalarda ön sırada yer almıştır. Dört kere evlenmiştir. Pasifizm anlayışı nedeniyle hapse düşmüş, tüm emperyalist güçleri eleştirmiştir.


Eflatun’un asıl adı Aristokles’dir. Yunanca Platon unvanı onun vücudunun güçlü olması üzerine verilmiştir. Yunanca platus sözcüğü de geniş enli, yapılı anlamına gelir. Güreş müsabakalarına katıldığı ve dinç bir vücuda sahip olduğu söylenmektedir. Zengin bir aileden geldiği de bilinmektedir.


Seneca, Gilles Deleuze, Otto Weininger,Ignacy Witkiewicz, Walter Benjamin, Guy Debord, Charlotte Gillman, Nicos Poulantzas intihar eden bazı ünlü filozoflardır.


Marksist filozof Louis Althusser, akli melekeleri yerinde değilken karısını boğazlayarak öldürmüştür. Zihinsel rahatsızlık nedeniyle serbest bırakılmıştır. En son eşine masaj yaptığını hatırladığını söylemiştir.

Immanuel Kant çok hassas bir bünyeye sahipti. Doğup büyüdüğü Königsberg şehrinden hiç çıkmamıştır. Her gün bir rutin belirleyip ona uymuştur. Günlük yürüyüşüne hep aynı saatte çıkmış, disipline dikkat etmiştir. Königsberglilerin saatlerini Kant’a göre ayarladıkları yönünde bir rivayet vardır. Günlük hayattaki rutinini yalnızca bir kere bozduğu söylenegelmiştir. O da  Jean-Jacques Rousseau’nun Emile adlı romanı yüzündendir. Kitabı birkaç kere okuyarak günü geçirdiği söylenir.


Wittgenstein sinirli olmasıyla bilinir. Keynes’i dövdüğü bir dedikodudan ibaret olsa da Karl Popper’ı ocak demiri ile tehdit ettiği doğrudur. Hikayeyeye göre Russel, Popper ve Wittgenstein tartışırken W. çok sinirlenmiş. Russel’a: Beni hep yanlış anladın demiş. Russel: “Her zaman her şeyi karıştırıyorsun” demiş. W. yanan ocağın kızgın demirini alıp Popper’a işaret ederek bir örnek vermek istemiş. Her ne kadar felsefe için yapılsa da W. nin sinirli hali nedeniyle ortam gerilmiş. Russel’ın uyarısı sonucunda, W. kapıyı çarparak, demiriyle beraber çıkıp gitmiş. Aslında sadece Wittgenstein’ın ilginçlikleri ayrı bir yazı olur. Şimdilik, iki dünya savaşına da gönüllü katıldığını, Tractatus’u 1. Dünya Savaşı’nda cephede yazdığını, dünyanın en büyük miraslarından birini reddederek İngiltere’ye göçtüğünü, basit bir işçi olmak için Sovyetlere başvurup, kabul edilmediğini, kanser olunca tedavi olmadığını ve 62 yaşında öldüğünü söyleyelim.


Jean Jacques Rousseau spankofili(şaplakseverlik) denen bir alışkanlığa sahipti. İtiraflar adlı eserinde belirttiğine göre şaplak atmak, vücutta acı uyandırmak onu cinsel olarak uyarıyordu. Beş çocuk yapmış, beşini de sokağa bırakmıştır. Yokluktan değil, o zamanki sosyetenin tercihlerinden böyle yapmıştır. Çocuk yapıp yuvaya bırakmanın beğenildiği bir çevreye sahipmiş.
Hypatia, Ramus, Moritz Schlick, Mahatma Gandhi, Giovanni Gentile, Leon Troçki cinayete kurban giden bazı filozoflardır.
Diyojen topluma açık yerlerde mastrübasyon yapmaktaydı. Crates de eşiyle halk arasında cinsel ilişkide bulunmakla bilinirdi. Gilbert Ryle cinsel ilişkide kaçınmış, Immanuel Kant’ın da gönül işleriyle alakası olmamıştır.


William James, J.S.Mill, Kierkegaard, Foucault, Feyerabend, David Hume, Kurt Gödel, Adam Smith, Friedrich Nietzsche zihinsel rahatsızlıkları olan bazı filozoflardır. Rahatsızlık derken, pskiyatrik ve fizyolojik durumlardan söz ediyoruz. Kurt Gödel, öldürüleceği korkusuyla bir şey yememiş ve açlıktan ölmüştür. Friedrich Nietzsche zihinsel çöküş yaşamış,10 yıl boyunca bakıma muhtaç olmuş ve ardından ölmüştür.


R. Eucken (1908, edebiyat); H. Bergson (1927, edebiyat); J. Addams (1921; barış); T. Eliot (1948; edebiyat); B. Russell (1950, edebiyat); A. Camus (1957, edebiyat); A. Einstein (1921; fizik); S. Beckett (1969; edebiyat ) J.P Sartre (1964, edebiyat) Nobel ödülü alan filozoflardır. Sartre ödülü reddetmiştir.


Jean Paul Sarte’ın bir gözü kördür. Başka bir filozof olan Beauvoir ile evlenmeden yaşamıştır. Ancak ilişkileri açıktır. Yani beraberken başkaları ile de beraber olabilmektedirler. Sartre’ın onlarca kız arkadaşı olmuş, Beauvoir’in başkaca bir ilişkisine rastlanmamıştır.


Bertrand Russell – Aman (1967 Bollywood), Slavoj Žižek- The Pervert’s Guide to Ideology,  Alain de Botton- The Dead Matter, Jean Paul Sartre- Sartre par lui-même, Foucault- Philosophie et vérité   adlı filmlerde rol almıştır.

Epikuroscular'a göre ölüm bizim için hiçbir şeydir - bu görüşe rağmen çalışmanın bütünlüğü açısından aşağıdaki tuhaf felsefi ölüm listesini veriyoruz.

EMPEDOKLES: Empedokles'in ölümü hakkında iki görüş vardır. Birine göre kırık bir bacak nedeniyle öldü, diğerine göre bir tanrı olduğunu kanıtlamak için Etna yanardağının kraterine atladı. Bunun nasıl bir kanıt oluşturacağı ise kayıtlı değil.



HERAKLEİTOS:

İnsanlardan nefret ettiği için dağ başına kaçtı ve burada ot ve sebzeyle beslenmekten vücudu su topladı. Doktorlar bu durumun tedavi edilemez olduğunu söyleyince kendi tedavisini kendisi yapmya kalkışıp bütün vücudunu baştan aşağı gübreyle kapladı ve açık havaya çıktı (belki de kimsenin onu evine alamayacağı için). Tarihçi Diogenes Laertius'a göre, "üzerindeki gübreyi temizleyemedi ve böyle tanınmaz halde köpekler tarafından parçalandı". Köpekler tanısaydı belki de yapmazlardı.

Bir Atina hapishanesinde baldıran zehirinden ölen SOKRATES'ten bahsetmeye gerek yok çünkü herkes bilir bunu, ama eğer biri size bundan bahsedecek kadar talihsizseniz o zaman Plato'nun Paedon adlı yapıtında tanımladığı Sokrates'in ölümü ile baldıranın bilinen etkileri arasında bariz bir tutarsızlık kaydettiğinizi söyleyin: yani biri yalan söylüyor.

PYTHAGORAS:

 Kendi aşırı vejeteryanizminin kurbanıydı. Tatminsiz bir kaç müşterisinin kovalamasıyla bir fasulye tarlasına geldi, fasulyeleri ezip kaçacak yerde, durduğu noktada kaldı ve öldürüldü.

STOACI CRİNİS:

 (Stoacılık, dünya olaylarına karşı kayıtsızlık ve ağırbaşlılık sergilemesiyle belirlenir) bir farenin çığlığından korkarak öldü. Stoacı felsefe bunun üzerine hiç gitmedi.

Diğer yandan STOACI CHRYSİPPUS kendi korkunç şakalarından birine gülerken öldü. Hikayeye göre yaşlı bir kadının eşeği filozofun elbiselerini yemiş, filozof da kadına şarap verip, "Bari bir yudum şarap ver de elbiseleri yıkasın," demiş. Chrysippus bunu anlatmış, sonra gülmekten katılıp yere düşmüş. Sonra ölmüş. Böyle bir mizah duygusu karşısında 700 kitabından hiçbirinin kalmamış olmasının iyi bir şey olduğunu düşünmek affedilir bir suç sayılır.

DİOGENES:

Üç yoldan biriyle ölmüş olması gerekir.

1.) Nefes almaya tenezzül etmeyerek.
2.) Çiğ ahtapot yemekten ciddi hazımsızlık.
3.) Köpekleri arasında çiğ ahtapot bölüştürürken ayağından ısırılmaktan.

Antik dönemden sonra felsefi ölümlerin kalitesi önemli oranda düşüyor. Ama **UINAS'ın, kendinden önce Epicurus'un da öldüğü gibi, lavaboda öldüğünü söylemek belki iyi olur.

FRANCIS BACON:

Bir tavuğu karda dondurmaya çalışırken yakalandığı zatürreden öldü. Belki de şimdiye kadar, yiyip ölmek karşısında, uygun yiyecek ararken ölen tek adam.

Ve son olarak sabahları çok erken kalkmaktan ölen RENE DESCARTES'ın talihsizliği. İsveç kraliçesi Christina'nın sarayına davet alınma şerefine erişti, kraliçenin günlük eğitim istediğini dehşetle öğrendi, ancak kraliçenin tek boş vakti sabah 5'ti... Zorlanmak öldürdü onu.

http://www.dmy.info/filozoflar-hakkinda-ilginc-bilgiler/
http://filozofhikayeleri.blogspot.com.tr/
Ad majorem Dei gloriam
Ab uno disce omnes