Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Karsi Tarafi Yanlis Anlayabilme Nasil bir Psikolojidir?  (Okunma sayısı 17154 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 12, 2008, 10:37:17 ös
Yanıtla #20
  • Ziyaretçi

Açıkçası sevgili Kırlangıç'ın yanlış anlama konusunda anlattıklarına en iyi örneklerden biri gelin-kayınvalide ilişkisi olabilir. Ben çok iyi anlaşan böyle bir "çift" çok az gördüm açıkçası :) Sanki birbirlerini yanlış anlamaya endeksli iki insan var ortada. Çok fazla arkadaşım var, kayınvalidesi ile anlaşamayan hatta anlaşmamak için çaba gösterenler bile var :) Eee tabii kayınvalideler de var gelinleri ile anlaşmamak için üstün çaba gösteren :) Gözlemlemek yeterli oluyor bazen sevgili shemuel...


Ocak 12, 2008, 10:45:23 ös
Yanıtla #21
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

en guzelini soyleyim,bekar kizlar kayinvalideli kocaya varmayin,ben oyle yaptim,esimle annesi yok diye evlendim,cok rahat oluyo inanin :)


Ocak 12, 2008, 10:51:15 ös
Yanıtla #22
  • Ziyaretçi

Ben öyle yapmayı planlıyorum :) Ayrıca sadece erkek çocukları olan kayınvalidelerde kız çocuk özlemi içinde oldukları için pek iyi oluyor :) Neden ben sevdiğimin peşinden bu kadar gidiyorum sanıyorsunuz :) Ayrıca sizin kayınvalideniz yok muydu sevgili Kırlangıç? :)


Ocak 13, 2008, 07:25:38 ös
Yanıtla #23
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Ben öyle yapmayı planlıyorum :) Ayrıca sadece erkek çocukları olan kayınvalidelerde kız çocuk özlemi içinde oldukları için pek iyi oluyor :)
Bir açıdan doğru söylüyorsun ama işin aslı göründüğü gibi değil

Hayat, koruyucu meleğin kanatları altında öyle rahattır ki cicivler bir süre sonra alışırlar. Bu konfor alır götürür onları... Terli sırttaki bezler, gurur okşayan sözler, "Bak senin için bu börekler", "aman ne zahmet­ler"le hepten şımarırlar. Zamanla kart bir horoza  dönüştüklerinde bile "analarının biricik civcivi" muame­lesi görmenin tadından vazgeçe­mezler.

Günlerden bir gün öteki kadın çıkagelir ve aşk tanrısı Eros'un oku­nu fırlatarak ana-oğul arasındaki gö­nüllü tutsaklığın prangalarını çözer. Sonra da evcil civcivin tüylerini yolup, ona aslında Horoz  olduğunu hatırlatır.

Ancak oğul için annesi, ilk ka­dındır. Ondan sevgiyi, şefkati, feda­karlığı öğrenmiştir. O yüzden de, her yeni kadını, ilk kadını ile kıyaslar. Bu kıyaslama, üçgenin her üç ucu için de daimi bir mutsuzluk kaynağı olmaya adaydır. Bundan böyle oğulun tanıştırdığı her kız, annenin ba­kışlarında test edilecek, oradaki bir ışıltıyla kabul görecek ya da bir bulut kümesiyle geri çevrilecektir. Annesi­ni seven bir evlat için hayat, o adanmışlığı geri ödeyebilmek uğruna adanmış bir başka hayata dönüşe­cektir.

Hayat, üç bilinmeyenli bir denk­lemdir artık...


Fedakarlıkta sınır tanımayan bir anne, geceyarısı Civcivmin  sırtı açılmıştır, gidip örteyim dedi mi, iş biter.

Bu durum karşısında kimi civcivler dilleri döndüğünce artık bir Horoz  ol­duklarını anlatmaya çalışırlar. Kimi­leri ise "öteki kadın"dan hiçbir za­man göremeyecekleri bu ilgiden giz­li bir haz duyarak sırtlarını uzatırlar, kartlaşan tüylerini sevdirmek için...

Öteki kadına, sinirle o tüyleri yolmak düşer genellikle... Yolamayan ise, bunun intikamını kendi oğluna aynısını uygulayarak alır. Nasıl olsa şimdi onun da bir civcivi  vardır; sırtını örtebileceği, eş seçebileceği... Her öteki kadın, potansiyel bir ilk kadındır çünkü... ve kendi öteki kadınlarını yaratır.

Sevgiyle ipotek konulmuş hayatlar silsilesi böylece kuşaktan kuşağa sürer.

Bir evlada bırakılacak en büyük miras,  özgürlüktür.  Ona özgürlük devredebilmek için de önce sizin özgür olmanız gerekir.
Bırakın sırtını kendisi örtsün. Bu hem sizi, hem civcivinizi  özgürleştirecektir. Böylece kişiler arasında her hangi bir kıskançlık ve çekememezlik ortamına zemin hazırlamamış olursunuz





« Son Düzenleme: Ocak 13, 2008, 07:29:25 ös Gönderen: shemuel »


Ocak 14, 2008, 12:52:58 öö
Yanıtla #24
  • Ziyaretçi

Çok güzel özetlemişsin gelin-kayınvalide çekişmesini. Temeli annenin çocuklarını, özellikle erkek çocuklarını kanatlarının altına alıp oradan çıkmaması için elinden gelenini yapmasına dayanan bir çekişme... Peki gelinler ne yapar bu arada? Ya anne ile oğul arasındaki bu aşkı asla engelleyemeyeceğini anlar ve durumu kabullenir (ağzı var dili yok gelinler) ya da dediğin gibi horozunun yani eşinin tüylerini çin işkencesi gibi tek tek yolar... Sonrasında kendisi erkek çocuk sahibi olduğunda artık kocasının tüylerini yolmayı bırakır ve sadece oğlunu kanatlarının arasında nasıl tutacağının hesabını yapmaya başlar... Peki acaba bu kayınvalidesinden gördüğü hareketin bir tepkimesi midir yoksa her erkek çocuk sahibi olan annenin yaptığı bir hareket midir? Bence genlerinede aşılanmış, annelik iç güdüsüdür... Nasıl bir baba, kızının hayatına giren erkeği bir rakip gibi görüp kızının hayatından onu çıkarmak için bir düşman gibi çalışıyorsa bu da öyledir...Sevgili Şemo, doğru söylüyorsun çocukları özgür bırakmak lazım... Bir anne olduğum vakit yapmaya çabalayacağım şey bu... Ama sende baba olduğunda bunu denemelisin... Çünkü anne ve babaların çocukları mutsuz olduğunda evliliklerinde yada birlikteliklerinde, hep çocuklarının birlikte oldukları şahsı suçlarlar... Ama halbuki suçlular kendileridir... Ben okadar çok ailesi yüzünden ilişkisi biten kişiler gördümki... Birey olmayı beceremedikleri için ailelerinin dediklerini dinlemekte kendilerini zorunlu görüyorlar... Evlilik yaparlarsa da bu genetik mirası devam ettirip kendi çocuklarınada empoze ediyorlar...

Sonuç olarak sorun, hür birey olamamaktan kaynaklanıyor. Kendim için temennim, özgür iradesine inanan hür evlatların annesi olabilmektedir...

Bu güzel paylaşımın için de sana teşekkürü bir borç bilirim sevgili shemuel...
« Son Düzenleme: Ocak 14, 2008, 12:55:53 öö Gönderen: blossom »


Ocak 14, 2008, 04:08:55 ös
Yanıtla #25
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Ben öyle yapmayı planlıyorum :) Ayrıca sadece erkek çocukları olan kayınvalidelerde kız çocuk özlemi içinde oldukları için pek iyi oluyor :)
Bir açıdan doğru söylüyorsun ama işin aslı göründüğü gibi değil

Hayat, koruyucu meleğin kanatları altında öyle rahattır ki cicivler bir süre sonra alışırlar. Bu konfor alır götürür onları... Terli sırttaki bezler, gurur okşayan sözler, "Bak senin için bu börekler", "aman ne zahmet­ler"le hepten şımarırlar. Zamanla kart bir horoza  dönüştüklerinde bile "analarının biricik civcivi" muame­lesi görmenin tadından vazgeçe­mezler.

Günlerden bir gün öteki kadın çıkagelir ve aşk tanrısı Eros'un oku­nu fırlatarak ana-oğul arasındaki gö­nüllü tutsaklığın prangalarını çözer. Sonra da evcil civcivin tüylerini yolup, ona aslında Horoz  olduğunu hatırlatır.

Ancak oğul için annesi, ilk ka­dındır. Ondan sevgiyi, şefkati, feda­karlığı öğrenmiştir. O yüzden de, her yeni kadını, ilk kadını ile kıyaslar. Bu kıyaslama, üçgenin her üç ucu için de daimi bir mutsuzluk kaynağı olmaya adaydır. Bundan böyle oğulun tanıştırdığı her kız, annenin ba­kışlarında test edilecek, oradaki bir ışıltıyla kabul görecek ya da bir bulut kümesiyle geri çevrilecektir. Annesi­ni seven bir evlat için hayat, o adanmışlığı geri ödeyebilmek uğruna adanmış bir başka hayata dönüşe­cektir.

Hayat, üç bilinmeyenli bir denk­lemdir artık...


Fedakarlıkta sınır tanımayan bir anne, geceyarısı Civcivmin  sırtı açılmıştır, gidip örteyim dedi mi, iş biter.

Bu durum karşısında kimi civcivler dilleri döndüğünce artık bir Horoz  ol­duklarını anlatmaya çalışırlar. Kimi­leri ise "öteki kadın"dan hiçbir za­man göremeyecekleri bu ilgiden giz­li bir haz duyarak sırtlarını uzatırlar, kartlaşan tüylerini sevdirmek için...

Öteki kadına, sinirle o tüyleri yolmak düşer genellikle... Yolamayan ise, bunun intikamını kendi oğluna aynısını uygulayarak alır. Nasıl olsa şimdi onun da bir civcivi  vardır; sırtını örtebileceği, eş seçebileceği... Her öteki kadın, potansiyel bir ilk kadındır çünkü... ve kendi öteki kadınlarını yaratır.

Sevgiyle ipotek konulmuş hayatlar silsilesi böylece kuşaktan kuşağa sürer.

Bir evlada bırakılacak en büyük miras,  özgürlüktür.  Ona özgürlük devredebilmek için de önce sizin özgür olmanız gerekir.
Bırakın sırtını kendisi örtsün. Bu hem sizi, hem civcivinizi  özgürleştirecektir. Böylece kişiler arasında her hangi bir kıskançlık ve çekememezlik ortamına zemin hazırlamamış olursunuz







Anne cok kutsal bir varlik suphesiz ancak oteki diye dislanilan kadinin da bir gun anne olma potansiyeli oldugu icin, kendi evladina olan sefkatinden cok farkli bir boyutta esine karsi sevgi ve sefkat doludur. "Anne kendi yavrusunu sadece civcivi. evladi mahiyetinde severken, "oteki kadin" esini, kendi babasi, agbisi, kardesi, oglu, esi, efendisi, padisahi, patronu gibi her boyutta sever ve besler. Nice oteki kadinlar vardir ki, esi ikinci oteki kadini sevdiginde, yuregine tas basarak bu her boyutuyla sevdigi adamin hatasindan dolayi yuzune vurmadan, esini evden kovmadan veya kendi terketmeden, obur kadina da eziyet etmeden her ikisini de anlamaya calisarak durumu kabullenmeye calisir. Anne evladini gelininden bile kiskanirken ve eziyetler ederken, "oteki kadin" ikinci otekiyi bile kabullenerek anneden bir adim one gecmis ve ilklige yarasir sekilde bir kere daha buyuklugunu gostermistir...!


Muhabbetle


Ocak 14, 2008, 04:18:03 ös
Yanıtla #26
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Benim öteki kadına hiç bir lafım yok dikkat edersen anne ile oğul arasındaki ilişkiden söz ediyoruz.
Ayrıca burada hiç kimse senin ne demek istediğini benim kadar iyi anlayamaz ;) :)


Ocak 14, 2008, 04:20:55 ös
Yanıtla #27
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Anne kendi yavrusunu sadece civcivi. evladi mahiyetinde severken, "oteki kadin" esini, kendi babasi, agbisi, kardesi, oglu, esi, efendisi, padisahi, patronu gibi her boyutta sever ve besler.
Acaba dediğin türden  öyeki kadın kaldımı merak ediyorum ;) :D


Ocak 14, 2008, 04:33:35 ös
Yanıtla #28
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Etraf kocasini sadece onun parasi icin (parasizlik durumunda onu acizlikle suclayan, destek olmayan), sadece kendisini sevdigi icin (baska bir kadini sevince nefret ettigini soyleyen), hep kendisini ovdugu ve guzel iltifatlar ettigi icin (kendisine kizdigi zaman veya bagirdigi zaman gunlerce konusmayan, veya buyuk kavgalar eden) kadinlarla dolu maalesef..!Aksini bulunca kacirmamak lazim, malum hint kumasi kolay bulunmaz  :D


muhabbetle
« Son Düzenleme: Ocak 14, 2008, 04:39:55 ös Gönderen: Kirlangic »


Ocak 14, 2008, 04:41:35 ös
Yanıtla #29
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Kocasini sadece onun parasi icin (parasizlik durumunda onu acizlikle suclayan, destek olmayan), sadece kendisini sevdigi icin (baska bir kadini sevince nefret ettigini soyleyen), hep kendisini ovdugu ve guzel iltifatlar ettigi icin (kendisine kizdigi zaman veya bagirdigi zaman gunlerce konusmayan, veya buyuk kavgalar eden) kadinlara yaziklar olsun!
muhabbetle
Helal sana konuş kim tutar seni...Bunlar hoşuma gitti  ;)


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
15 Yanıt
13194 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 29, 2007, 04:10:28 ös
Gönderen: nietzsche
O NASIL BAŞARDI?

Başlatan Ittihatci « 1 2 3 » Mustafa Kemal Ataturk

22 Yanıt
13342 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2007, 01:58:35 ös
Gönderen: Ittihatci
23 Yanıt
22937 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 03, 2010, 06:23:12 ös
Gönderen: shaGrot
21 Yanıt
9256 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 12, 2008, 09:01:21 ös
Gönderen: blossom
17 Yanıt
10245 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 10, 2009, 01:49:44 öö
Gönderen: ERDEM
0 Yanıt
2978 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 01, 2008, 03:13:35 ös
Gönderen: poyraz06
1 Yanıt
3397 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 16, 2009, 10:17:19 öö
Gönderen: poyraz06
2 Yanıt
3764 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 13, 2009, 06:58:31 ös
Gönderen: MASON
0 Yanıt
4126 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 31, 2009, 06:13:01 ös
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
5630 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 01, 2018, 09:06:12 öö
Gönderen: Farmakoloji