Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Cennet  (Okunma sayısı 5289 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 10, 2009, 04:01:11 ös
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Zaman: Efsanevi
Mekân: Bir olasılıkla Güney Irak

Cennet, yeryüzünde eşi bulunmayan bir yerdir, ancak kesin yerini hiçbir insanın bilmesine izin verilemez. Gelecekte bir zaman... Tanrı Cennet'in yolunu açıklayacaktır. BİR HAHAM MESELİ

Ortasından büyük, hayat veren ırmağın aktığı Cennet'in nerede olduğunu kimse öğrenememiştir. Kitabı Mukaddes'in Tekvin kitabı ;söyle der: "Ve Rab Allah şarka doğru Aden'de bir bahçe dikti" (Tekvin 2:8). Bu tarifin Güney Irak'ta eskiden Sümer ve Akadlar Ülkesi denilen yer olduğu anlamı çıkarılmaktadır. Yüzyıllar boyunca pek çok insan bu efsanevi İrem bahçesini aramışsa da, asla bulunmuş değildir.

İbrani hikâyesinde yer alan günah ve cezalandırılma anlamından yoksun olmalarına rağmen benzer efsaneler Sümerler zamanında da bilinmekteydi. Aziz Paulus'tan sonraki ilahiyatçılar Cennet'i bir yeryüzü cennetinden çok tanrısal bir ödül yeri olarak düşünmüşlerdir. (Korintoslulara II. Mektup 12:3)



Baba ve Kral olan Tanrı, Âdem ile Havva'yı gökyüzünden kutsarken, cennetin bir yeryüzü cenneti ya da Zevk Bahçesi olarak resmedilişi. Küreleri içinde gezegenler göğü yeryüzünden ayırıyor.



(Solda) Bir 16. yüzyıl İran elyazmasında, bir bahçede yapılan piknik. İranlılar, "park" anlamına gelen bir kelimeden dünyaya Cennet (Paradise) fikrini vermişlerdir. (Sağda) Masolino ve Masaccio tarafından 15. yüzyılda yapılmış Âdem ile Havva tablosu. Yılanın kafası, kadın başı biçiminde resmedilmiş.



Asur kralı Asurbanipal saray bahçesinde yemek yiyor. Ninive sarayındaki röliyef, İÖ 7. yüzyıl.

Mısır ve Yakındoğu'daki Cennet Bahçeleri

Bir Cennet bahçesi fikrinin Sami ruhunda kök salmış olmasının nedeni, herhalde insanların yaşadıkları ekili alanları çevreleyen çöllere bir antitez oluşturmasındandır. Yakındoğu'nun pek çok yerinde, direnen toprakta yiyecek bir şey yetiştirmek çok güç bir iştir. Bu çok geniş bölge her zaman büyük çelişkiler alanı olmuştur: İyi sulanmış, kupkuru çöllerin ortasında sakinlerinin özenle geliştirdikleri yüksek derecede verimli vahalar vardır.

Fırat ve Dicle gibi Türkiye, Suriye ve Irak'tan geçen nehirlerin zengin vadileri ve Mısır'daki Nil vadisi çevredeki kuru ovalar ve çöllerle tam bir zıtlık oluşturur. Su olmadığı takdirde ne bitki ne de hayvan ve insan yaşayamaz. Ve deniz kıyılarında tatlı su ırmakları ya da kaynaklar olmadığı takdirde toprak işlenemez. Yağmur yağacağı zamanlar önceden kestirilemez, sulamalı tarım ise tümüyle suya bağlıdır. Nil vadisinde Firavun'un yedi yıllık bolluk ve ardından yedi yıllık kuraklık rüyası (Tekvin 41:1-4) Mısır'da Assuan Barajı'nın yapıldığı 20. yüzyıl ortalarına kadar gayet gerçekçi bir durumu yansıtmaktaydı.

Böylece bir Cennet bahçesi fikri, Yakındoğu'da binlerce yıldır çok değerli bir olgudur. İngilizce'deki "Eden" [Cennet] adı ya Akadça "ova" anlamına gelen "edinu"dan ya da "zevk" anlamına gelen İbrânice kökten gelmektedir ve ta ilk çağlardan beri Cennet fikriyle ilişkilendirilmiştir. İngilizce'deki "Paradise" (cennet) sözcüğü önce eski Farsça'daki "apiri-da-eza"dan (park) gelmiştir. Bu kelime İbranice'de "pardes" ve sonra Yunanca'da "paradeisos" olmuştur.

Kitabı Mukaddes'in Yunanca çevirilerinde kelime ilk olarak Cennet için kullanılmış ama sonra Kral Hirodes'in İÖ 1. yüzyılda Eriha'da yarattığı yüzme havuzlu ve fıskiyeli, iyi sulanan, bahçeler arasındaki saray kompleksi gibi büyük bahçeler için kullanılmıştır.

Firavunlar'ın Mısır'ında kralların ve soyluların evlerini, sulanan ve meyve ve sebze yetişen bahçeler çevrelerdi. Sofralarına balık, insanların günün sıcağında kenarında serinledikleri havuzlardan gelirdi. Böyle bir bahçenin Kudüs'ü saran çifte surun arasında bulunduğu Tevrat'ta yazmaktadır (Ve şehrin duvarında gedik açıldı ve bütün cenk adamları, kral bahçesinin yanında olan iki duvar arasındaki kapı yolundan geceleyin kaçtılar,- Krallar 2, 25:4) Bu bahçe, Krallar 2, 21:18'de sözü edilen Kral Uziyah'ın bahçesi olabilir. Eski Yakındoğu'da kral aileleri her tarafta tıpkı Asur ve Babil saraylarında olduğu gibi Cennet bahçeleri yaratmışlardır.

Bazı krallar avlanmak için başka ülkelerden getirtilmiş ve özellikle yetiştirilmiş vahşi hayvanlar için çok büyük parklar da kurmuşlardır. Bunlardan en ünlüsü Ninive'deki sarayının röliyeflerinde de belirtildiği gibi Asurbanipal'in (İÖ 668-627) avladığı aslanlardır. Bir başka röliyefte aynı kral ile karısının saray bahçelerinin büyük ağaçları arasında bir asma bahçede yemek yedikleri görülmektedir. Bir olasılıkla Sinahheriba'nın (İÖ 704-681) inşa ettiği bir bahçe, başka bir Ninive röliyefinde yer almaktadır. Bu Cennet'te kralın doğuda 80 kilometre ileride Zagros Dağları'ndan su kemerleriyle getirttiği suyla parklar ve meyve ve sebze bahçeleri sulanmaktadır.



(Solda) Nabukadnezar'ın Babil'deki taht odasının yeniden inşa edilmiş cephesi, palmiye ağaçları ve diğer bitkilerle, İÖ 6. yüzyıl. (Sağda) 18. hanedan Mısır lahdinden Nebamun'un bahçesinde bir havuz. Havuz gölge veren ağaçlarla çevrilidir.

Babil'in Asma Bahçeleri

Babil'in Asma Bahçeleri eski çağlarda bile çok ünlüydü. Bu "keyif bahçeleri" eski dünyanın yedi harikasından biriydi. Efsaneye göre bunlar Babil Kralı Nabukadnezar (İÖ 604-562) tarafından yurdunun ormanlık dağlarını özleyen Med prensesi karısı Amitis için yaptırılmıştır.

Alman arkeologu Robert Koldewey, 20. yüzyılın başlarında çeşit çeşit bitkiyle örtülü bir tür teraslı ziggurat olarak düşündüğü bu yapının temellerini bulduğunu düşünmüştür. Daha yakın zamanlardaki arkeolojik araştırmalar, kral sarayının kuzeyinde bir bölgedeki çok geniş sulama kanallı terasların kral ve maiyetinin kullanımı için ağaçlar ve çiçeklerle donatılmış olabileceğini belirlemiştir.

İlginç olan, bu sulak alanın Babil'in kuzeybatı köşesindeki saray duvarlarıyla kuzeydeki kent surları arasında bulunmasıdır. O zaman bir kral bahçesi için klasik yerin, tıpkı Kudüs'te olduğu gibi, kentin surları arasında, saraya yakın olmuş olması akla yatkındır.

Cennet Fikri

Eski Yakındoğu'daki kral bahçeleri efsanevi bir düşün uygulanması olduğunu akla getirmektedir. Kitabı Mukaddes'teki Aden Bahçesi, insanların dinlenme yeri olarak hayal ettikleri bir yeryüzü ya da gökyüzü cennetidir. Batı uygarlığında bu "Altın Çağ", "Mutlu Adalar", "Kutsanmışların Adaları", "Elysian Bahçeleri" ve bunlar gibi diğerleriyle ilişkilendirilir.

Kitabı Mukaddes'te Cennet, bir masumiyet mekânıdır ve insanların Tanrı ile bir dostmuş gibi konuşabildikleri bir masumiyet çağına aittir. Ondan sonra bizler büyüdük. Bilgi Ağacı meyvesi durumumuzun gerçeğini görmemizi sağladığında tam birer insan olduk. Yaşamak için çalışmak zorunda olduğumuzu, hastalığın ve kötülüğün, yoksulluk ile ölümün dünyaya hâkim olduğunu öğrendik. Bu meselin doğruluğu çok derinlere işler ve doğrudan insan yüreğini etkiler. İslamiyet'e göreyse Cennet, inananların Allah'ın iradesiyle girebileceği zevk ve mutluluk yeridir.

Günümüzde cennetin yerinin, simgesel bir mitin anlamının herhangi bir somut gerçekten güçlü olduğu ruhlarımızda bulunduğunu kabule hazırız.



Bir Mezopotamya mühür silindiri. Kutsal ağacın iki yanında oturmuş figürler: Sağda boynuzlu başlığıyla bir tanrıça. Her ikisinin ardındaki yılan Cennet Bahçesi hikâyesinin öncüsü.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Mayıs 21, 2009, 01:12:09 öö
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 886
  • Cinsiyet: Bay

Mu uygarlığına ev sahipliği eden batık kıtadaki Aden bahçeleri ile Tevrat ta geçen Aden bahçeleri arasında
bir bağlantı var mıdır?
Kuran da Adem in cennetten kovulması ayette şöyle geçiyor.
"Derken şeytan onlar( ın ayağın) ı oradan kaydırdı, içinde bulundukları ( nimet yurdu) ndan çıkardı. ( Biz de) dedik ki: Birbirinize düşman olarak inin"
Kovulunan cennet batık kıtada mıdır?
Fikirlerinizi almak isterim.

Saygılarımla





Mayıs 21, 2009, 04:24:04 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Cennet sadece bir betimlemedir.Cennet bir mekan değil bir boyuttur,o yüzden bunu batık kıtada,yer altında dünya üstünde gizlenmiş bir yerde aramak boş çabadır inancındayım.


Mayıs 21, 2009, 05:08:23 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Allah'tan başka birşeyden korktuğu zaman,Allah'tan utanacağından emin olan insan,bu dünyada girdiği "cennette olma halini"sonsuzluğa kadar sürdürebilecektir....


Saygılarımla..
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Mayıs 21, 2009, 05:16:54 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Tevrat'ta bahsedilen aden bahçelerinin;Mu kıtasındaki ile aynı olduğu,cenneti tasvir için kullanıldığı,hatta Adem ile Havva kovulduktan sonra,yok edildiği iddia edilen aden bahçelerinin Mu kıtasının yok oluşu ile anlatılmaya çalışıldığı söylenmektedir.Doğruluk olasılığı yüksektir.Çünkü;kadim dinlerin tamamının,Mu kökenli olduğu,dolayısı ile Hz.Musa'nın bu tasviri kullanmış olma ihtimalinin yüksek olduğu inancı yaygındır.


Saygılarımla...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Temmuz 27, 2009, 01:33:17 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

Benim görüşüme göre ;
Bizler iki alemdede var olan canlılarız ( bizim bakış açımızdan yoksa bir çok alem var ) . Ölümden sonra bu alem ile bağlantımız olan bedenimizi kaybederiz. Diğer aleme geçiş yaparız. O alemde her şey anında şekillenir. Dünyada bu biraz zaman alıyor. O yüzden farkında olmuyoruz. Öte aleme geçen kişi müslümanlıktaki kabir azabını yaşar diğer dinlerdede bu inanış mevcuttur. Bir uyum dönemi yaşar. Bu süreçte kendini alevlerin içinde görebilir veya sütten akan bir ırmağın yanında güneşleniyorken bulabilir. Bu kişilerin şoka girmeden uyandırılması gerekir. Bunun için görevli varlıklar vardır.

Cennet ve Cehennem insanları kontrol altında tutmak için kullanılan bir kavramdır. En kolay kontrol korku ile olur. Farkederseniz herkez cehennemlik olduğunu düşünür. Cennete girmek zor cehenneme girmek ise çok kolaydır. Bunlar bir zamanlar gereklidi fakat içinde yaşadığımız dönemden dolayı çokta ihtiyaç yok. Benim inancıma göre dini eğitim sistemi en fazla 50 yıl yaşar ve yok olur. Artık sembolik değil açık bilgilerle yüzleşme zamanı. Din üzerine düşen görevi yaptı ve artık işi bitti. Açıkçası cennetede cehennemede gerek kalmadı.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
7116 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 16, 2012, 02:25:04 ös
Gönderen: BULGARIA
CENNET

Başlatan GölGe « 1 2 3 » Diger Inanclar

23 Yanıt
10336 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 14, 2007, 10:03:10 ös
Gönderen: GölGe
Cennet

Başlatan ONE Islam

6 Yanıt
4759 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 22, 2016, 10:10:15 ös
Gönderen: kurt
0 Yanıt
2278 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 13, 2008, 08:39:12 ös
Gönderen: Santander
1 Yanıt
3186 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 02, 2009, 11:34:26 ös
Gönderen: ceycet
3 Yanıt
6285 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2009, 07:00:01 ös
Gönderen: zarathustra
9 Yanıt
7196 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 05, 2009, 09:42:42 ös
Gönderen: popperist
1 Yanıt
5527 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 25, 2011, 03:47:30 öö
Gönderen: Prometheus
4 Yanıt
3689 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 11, 2016, 05:38:37 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak