Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Al Pacino  (Okunma sayısı 3591 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 07, 2008, 01:35:27 öö
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 202
  • Cinsiyet: Bay

Uzun süren sinema kariyeri boyunca, Hollywood'un baş aktörlerinden biri olarak görülen Al Pacino, 25 Nisan 1940'ta New York, Doğu Harlem'de dünyaya geldi. Güzel sanatlar Okulu'na giderken 17 yaşında okuldan ayrıldı ve çeşitli işlerde çalışmaya başladı. Bir yandan da oyunculuk dersleri alan Pacino, zaman zaman çıktığı gösterilerde oyunculuğunu geliştirdi. 1966 yılında " Actors Studio " da eğitim için hak kazandı. Daha sonra James Earl Jones ile çalıştığı The Place Creep'de rol aldı. 1967-68 tiyatro sezonunda zalim bir sokak serserisini oynadığı " The Indian Wants the Bronx " ile Obie Ödülleri En Iyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı.

Al Pacino'nun Broadway'de sahneye çıktığı ilk oyun " Does the Tiger Wear a Necktie ? " dir. Her ne kadar oyun kırk gösterimden sonra kaldırıldı ise de Pacino, topluma uyum sağlayamayan bir uyuşturucu bağımlısını canlandırdığı rolüyle Tony Ödülü'nün sahibi oldu. Al Pacino'nun kariyerindeki ilk filmi, 1969 yılında çevirdiği Me, Natalie' dir. Bir sene sonra yine bir uyuşturucu bağımlısını canlandırdığı Panic in Needle Park her ne kadar başarısız bulunsa da, üstün bir performans sergileyen Al Pacino büyük övgüler aldı.

Buradaki başarısıyla, yapımcılığını Paramount'un üstlendiği, Francis Ford Coppola'nın " The Godfather " ( Baba ) filminde Michael Corleone rolünü oynamaya hak kazanacaktır. Bu filmdeki muhteşem performansı ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday gösterilerek çıkışına devam eden Pacino, 1973'te Scarecrow filmiyle pek iyi bulunmazken, polis draması " Serpico " ve " The Godfather Part II " ( Baba 2 ) gibi sükse yapan filmler ile karnesini düzeltti.

Baba 2 ile üçüncü defa Oscar'a aday gösterilen Al Pacino, 1975 yılında çevrilen " Dog Day Afternoon "da, homoseksüel sevgilisinin cinsiyet değiştirme ameliyatının parasını karşılamak için banka soymaya kalkan bir aşığı canlandırdı. Başarılı filmlerle ününe ün katan Pacino, 1977 tarihli, otomobil yarışlarını konu alan " Bobby Deerfield " daki kötü performansı ile inişe geçti.

Çareyi Broadway oyunlarına dönmekte buldu ve başrolünü oynadığı The Basic Training of Pavlo Hummel ile ikinci kez Tony ödülünün sahibi oldu. Hollywood'a döndükten sonra rol aldığı ...And Justice for All ile eleştirmenlerin gönlünü alamasa da sinemaseverlerin gönlünde bir defa daha taht kurdu.

Pacino'nun daha sonra rol aldığı filmleri, seri bir homoseksüel katilin peşinde olan bir polis memurunu canlandırdığı " Cruising ", ve " Author Author " adlı komedi iş yapmadı. 1983 yılında Brian De Palma'nın yönettigi, şiddeti bol " Scarface " ( Yaralı Yüz ) ise ilk gösterildiğinde vasat bulunmasına karşın daha sonra sinemanın kült filmleri arasındaki yerini aldı.

Fakat başarının arkasından tekrar başarısızlık geldi ve Pacino tarihsel epik " Revolution " ( Devrim )'dan sonra gözlerden uzaklaştı. Bu arada " The Local Stigmatic " filmiyle yönetmenliği denedi. Ki bundaki başarısı filmin sinemalarda hiç gösterilmemiş olması ile eşleştirilebilir.

Al Pacino'nun dönüşü, 1989'da çekilen " Sea of Love " ( Aşk Denizi ) filmi ile oldu. Film büyük sükse yaptı. Pacino yeniden bir stardı! 1990'da gösterişli bir gangsteri oynadığı " Dick Tracy " ile altıncı kez Oscar'a aday olan Pacino, aynı yıl çevrilen, üçlemenin üçüncü ayağı " The Godfather Part III " ( Baba 3 ) 'dekendisinden bekleneni veremedi.

Ertesi yıl çevirdiği romantik komedi " Frankie and Johnny " ve ardından gelen Glengarry Glen Ross, vasatı geçemeyen filmleriydi. Uzun süren sessizliğin ardından " Scent of a Woman " ( Kadın Kokusu ) 'ndaki muhteşem oyunculuğu ile nihayet Oscar heykelciğine kavuşmayı başardı.

1993'te Brian De Palma ile tekrar çalıştığı " Carlito's Way " ve 1995'te Michael Mann'in yazıp yönettigi, ve Robert De Niro'nun canlandırdığı bir hırsızın peşindeki polisi oynadığı Heat ile kariyerine devam eden Pacino, 1996'da politik bir dram olan " City Hall "da rol aldı. Fakat o sene dikkatleri daha çok yazıp yönettiği ve rol aldığı Looking for Richard ile çekti.

1997 senesinde genç Hollywood starları ile çevirdiği filmler gündemdeydi. Önce Johnny Depp ile " Donnie Brasco " ve sonra Keanu Reeves ile " The Devil's Advocate " ( Şeytanın Avukatı ) ... Al Pacino, 1999 yapımı " The Insider " ( Köstebek ) ile sinemaseverlerin karşısında. Başrolü Russel Crowe ile paylaşan Pacino , sigara şirketlerinin halktan gizlediği sırların anlatıldığı ve yayın aşamasında kıyametin koptuğu " 60 Dakika " adlı programın yapımcısı Jeffrey Wigand'ı canlandırdı.

2000 yılında yönetmenliğini Oliver Stone'un üstlendiği ve başrollerinde Cameron Diaz, James Woods ve Dennis Quaid gibi deneyimli oyuncuların yer aldığı " Any Given Sunday" ( Kazanma Hırsı ) adlı filmde oynayan aktör, Tony D'Amato adında futbol aşığı bir koçu canlandırdı.

2002 yılında cover Andrew Niccol'ün yönettiği, Rachel Roberts'in S1M0NE karakterini canlandırdığı S1M0NE adlı eserde Al Pacino Hollywood yıldızlarının kaprislerine karşı tesadüfen eline geçen bir fırsatla tepki göstermeyi amaçlayan bir yönetmen olan Viktor Taransky'yi canlandırdı.2003 yılnda genç yıldızlardan olan Colin Farrell ile Çaylak isimli filmde oynadı.2003 yılında rol aldığı Angels in America adlı mini dizi 12 dalda emmy ödülü aldı Al pacino da bu dizi ile ilk emmy ödülünü aldı.Aynı yıl Venedik Taciri ismli filminde yahudi tefeci Shylokcu oynadı.2005 yılında Kirli Para adlı pek beğenilmeyen filimde rol aldı. 2007 yılında ise Jon Avnet'in yönetmenliğini yaptığı 88 : 88 Minutes isimli filmde başrolü oynadı. Bu filmde geçmişte kendisinin tespitleri sonucu yakalanan ve idama mahkum edilen bir cinayet zanlısının suçunu kaldırmak isteyenler tarafından tehdit edilen bir cinayet psikiyatristi ve üniversite hocasını canlandırdı. Film pek fazla sükse yapmadı. Şu anda ise en son 1995 yılında Heat filmi ile bir araya geldiği, usta oyuncu Robert De Niro ile başrolü oynayacağı Righteous Kill filminin çekimlerini sürdürmektedir. Ayrıca 2009 yılında çıkması beklenen ve sürrealist ressam Dali'yi canlandıracağı Dali & I: The Surreal Story filmine hazırlanmaktadır. Bu filmde göstereceği perfonmans ile Oscar'a yeniden aday gösterilmesi büyük bir ihtimal olarak gösteriliyor. Yine 2009 yılında gösterime girecek olan bir diğer filmi ise Rififi. Bu filmde Pacino, hapisten yeni çıkmış usta bir hırsızı canlandıracak.


Mart 07, 2008, 01:36:47 öö
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 202
  • Cinsiyet: Bay

Al Pacino "Inside the Actor's Studio"


Mart 07, 2008, 01:39:46 öö
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 202
  • Cinsiyet: Bay



Mart 07, 2008, 03:33:23 ös
Yanıtla #3

http://www.youtube.com/watch?v=JnCd-kLWS3Q
Gelmis gecmis en guzel film serisidir. Butun aktorler tum hunerlerini sergilemis, seyredenleri o zamanlara goturmustur.

Yeri doldurulamayacak bir bas yapit. Hele ki kitabini okuduysaniz, film cok daha farkli bir anlam kazaniyor.
Spes mea in Deo est


Mart 07, 2008, 04:53:12 ös
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 202
  • Cinsiyet: Bay

Elimde yıllanmış ve yaprakları sararmış o hani kitabın has kokusu vardır ya işte öyle bir god father kitabı var. Rahmetli babamdan yadigar eserler arasında.  10'a yakın okumuşumdur o kitabı. Gerçekten çok kaliteli bir yapıt Sn. Lux_e_Tenebris


Mart 07, 2008, 05:14:49 ös
Yanıtla #5

Tercumesi de umarim orjinali kadar guzeldir.
Spes mea in Deo est


Temmuz 13, 2008, 01:11:11 öö
Yanıtla #6

Scarface'deki lehçesiyle hayretlere düştüğüm işte bu yüzden Al Pacino olmuş dedirten adam.
ars longa, vita brevis...