Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Mustafa  (Okunma sayısı 20752 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 23, 2008, 11:44:02 öö

Cumhuriyet tarihinde henuz yapilamamis bir sey yapildi, ATATURK’un filmi ve 29 Ekim gibi onemli bir tarihte vizyona giriyor, asagidaki linkten filmin fragmanina ulasabilirsiniz.


http://www.mustafa.com.tr/


Virtus junxit mors non separabit


Eylül 23, 2008, 12:37:39 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Syn: V.I.T.R.O.L.

Etkileyici, paylaşım için çok teşekkürler.

Saygılarımla.


Eylül 23, 2008, 01:27:53 ös
Yanıtla #2

Syn: V.I.T.R.O.L.

Etkileyici, paylaşım için çok teşekkürler.

Saygılarımla.

Rica ederim Sn. akasya
Virtus junxit mors non separabit


Eylül 24, 2008, 04:23:37 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 75
  • Cinsiyet: Bay

Cok guzel gorunuyor ama grafikleri cok abartmislar. Bilgisayari o kadar zorladiki, sinirlenip yarisinda kapadim.


Ekim 15, 2008, 10:57:51 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Değerli paylaşımınız için teşekkürler Sn. V.I.T.R.I.O.L..
Sitenin içinde iki tane tanıtım filmi var, birincisi zaten site girişindeki film ama ben diğerini izlemenizi tavsiye ediyorum.

Saygılarımla.


Ekim 30, 2008, 04:29:43 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Kesinlikle gitmeyin,can dündara zaten güvenmiyordum yine yaptı yapacağını çünkü;Türkcell sponsorluktan sadece filmin içeriğinden dolayı çekilmiştir ve size bana gelen filmde geçen bazı şeylerle ilgili bir epostayı paylaşmak istiyorum.


Film en TRT nin en kötü belgesellerinden bile kötü.
İçerik yok ...
Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatmıyor...
Filmden bazı dikkat çeken noktaları anlatmaya çalışaym..
- Atatürk karga kovalamış
- Manastır daki okulunda Atatürk'ü canladıran şahıs efemine bir tipleme çiziyordu...
- Atatürk'ün ilk dönemlerinin referansı madam Corinne yazdığı mektuplar teşkil
ediyor...
O kadar ki cepheden bile o kadına yazdığı mektuptan bahsediliyor , söz de özel
duygularını açığa vuruyorlar..
- Atatürk karanlıkta uyuyamazdı , herhalde korkuyordu..
- Atatürk annesinin ikinci evliliğinden rahatsızdı o yüzden ondan kaçtı...
- Atatürk'ün arkasında uzun boylu adamların olduğu fotoğraf gösterildikten sonra ,
bir fransız gazetesinde ne kadar kısa olduğu vurgulanıyor...
- Atatürk kürtlere özerklik vermeyi tahhüt etmiş ve kürtlerle aykırı düşmenin ne
kadar tehlikeli olduğunu belirtmiş...
- Atatürk en yakınlarını ipe gönderecek kadar acımasız bir diktatördür diyor...
- Atatürk ilk meclisi kurab dua hutbelerle açtığı halde , son bölümde dinsiz olduğu
vurgulanıyor (ara yerlerde de beyinlere nakşedilmiş...)
- Atatürk Pera da İstanbul da caf caflı bir hayatın özelmi ile yanıp tutuşurken ,
parasızlığı nedeni ile haline ağlamış...
- Atatürk sürekli ağlarmış...(bir çok olay anlatımında hep vurgulandı )
- Atatürk (bir fransız yazarın ağzından anlatılmış ) duygsual sorunları olan bir
adamdı ...
- Atatürk son günlerini çevresinde hiç seveni kalmadığı halde geçirmiş...
- Atatürk yine son ( 3-5 sene ) dönemlerini işsiz güçsüz can sıkıntısında balolar
davetler içki masalarında geçrimiş...
- Atatürk zevki sefayı seven adammış , ama yine de memleket kurtarmış....
- Son sahnelerde adeta ocak başında çalıgıcıya kadeh kaldıran içki düşkünü bir
adamın mizanseni yaratılmış...
- Atatürk'ün vurdum duymazlığı nedeni ile Anadolu da halk aç sefil kalmış ,
yolsuzluk hırsızlık almış yürümüş...
Halk Atatürk e sevgi yerine şikayetlerde bulunuyormuş..
- Atatürk bir gazeteye sahte isimle İsmet İnönü hükümetine yönelik Hatay konusu için
eleştiri yazısı yazmış...




Ekim 30, 2008, 04:31:31 ös
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Deniz Baykal'da beğenmemiş onun yorumuda şöyle;

* Atatürk'ün sofrası, içki içilen, coşku bulunmayan, sanki başarısız olmuş, bıkmış, umutsuz, yalnız ve yaşlı bir adamın sofrası olarak lanse ediliyor. Atatürk günde bir büyük rakı içen, kadınlara zaafı olan birisi olarak gösterilmiş. Zaafları olabilir. Ancak, Atatürk gibi bir adamın sofrası bu resim olamaz. Atatürk'ün sofrası Cumhuriyet coşkusunun yaşandığı bir sofradır.

* Böyle bir filmde Atatürk için önde gelen algılama zaafları değil, eserleri olmalıydı.

* Atatürk kendi döneminin tüm liderleri diktatör olduğu halde bu yönde hiçbir eğilimi olmayan bir liderdi. Hep çoğulcu demokrasi istedi.

* Filmde, cumhuriyeti kurmak için birlikte hareket ettiği arkadaşlarını sonradan yemiş, onlara ihanet etmiş gibi gösteriliyor. Bunlar gerçek değil. Arkadaşlarına saygı duymuş, sevmiş ama devrimler sırasında yolları ayrılmış.

kaynak: http://www.haberturk.com/haber.asp?id=105635&cat=160&dt=2008/10/30


Ekim 30, 2008, 06:29:36 ös
Yanıtla #7
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 788
  • Cinsiyet: Bay

Kafalarındaki 'tanrı' Atatürk imajını tartışılmaz gerçek gibi dayatan CHP'nin lideri Deniz Baykal, Mustafa filmindeki 'insan' Atatürk gerçeğini içine sindiremedi

CAN Dündar’ın Cumhuriyet’in 85. yıldönümünde vizyona gören ‘Mustafa’ filminin galasına giden CHP lideri Deniz Baykal, filmin kendisinde “Can Dündar 2008” duygusu uyandırdığını söyledi. Baykal kurmaylarına, “Sarı Zeybek’i yapmıştı. O zaman başkaydı. Şimdi ‘Can Dündar 2008’ olarak gördüm. Yani Türkiye’nin başta Ergenekon olmak üzere içinden geçtiği 2008 sürecinin bir yansıması olan Can Dündar yaklaşımı var karşımızda. Önümüzdeki süreçte başka bir siyasi konjonktür geliştiğinde o zaman da o konjonktüre uygun bir Can Dündar yaklaşımı ile karşımıza çıkabilir” değerlendirmesini yaptı.

YAŞLI VE YALNIZ ADAM DEĞİL

Filmin Atatürk’ü anlatırken yanlışa düştüğünü savunan Baykal, şöyle dedi: Atatürk’ün sofrası, içki içilen, coşkusuz yalnız ve yaşlı bir adamın sofrası gibi lanse ediliyor. Sanki Cumhuriyet kadrolarını yemiş, onlara ihanet etmiş gibi gösterilmesi doğru değildir.

TOPTAN’DAN SİGARALI SAHNEYE TEPKİ

FİLMDEKİ Atatürk’ün sigaralı görüntüleri tartışma yarattı. Meclis Başkanı Toptan, bu sahnenin çıkartılması gerektiğini söyledi. Yönetmen Dündar ise her şeye sadık kalmak istediklerini söyledi.

Akşam
Vostede é vostede. . Nunca perder o caducidade. .


Ekim 30, 2008, 08:20:55 ös
Yanıtla #8

Kesinlikle gitmeyin,can dündara zaten güvenmiyordum yine yaptı yapacağını çünkü;Türkcell sponsorluktan sadece filmin içeriğinden dolayı çekilmiştir ve size bana gelen filmde geçen bazı şeylerle ilgili bir epostayı paylaşmak istiyorum.


Film en TRT nin en kötü belgesellerinden bile kötü.
İçerik yok ...
Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatmıyor...
Filmden bazı dikkat çeken noktaları anlatmaya çalışaym..
- Atatürk karga kovalamış
- Manastır daki okulunda Atatürk'ü canladıran şahıs efemine bir tipleme çiziyordu...
- Atatürk'ün ilk dönemlerinin referansı madam Corinne yazdığı mektuplar teşkil
ediyor...
O kadar ki cepheden bile o kadına yazdığı mektuptan bahsediliyor , söz de özel
duygularını açığa vuruyorlar..
- Atatürk karanlıkta uyuyamazdı , herhalde korkuyordu..
- Atatürk annesinin ikinci evliliğinden rahatsızdı o yüzden ondan kaçtı...
- Atatürk'ün arkasında uzun boylu adamların olduğu fotoğraf gösterildikten sonra ,
bir fransız gazetesinde ne kadar kısa olduğu vurgulanıyor...
- Atatürk kürtlere özerklik vermeyi tahhüt etmiş ve kürtlerle aykırı düşmenin ne
kadar tehlikeli olduğunu belirtmiş...
- Atatürk en yakınlarını ipe gönderecek kadar acımasız bir diktatördür diyor...
- Atatürk ilk meclisi kurab dua hutbelerle açtığı halde , son bölümde dinsiz olduğu
vurgulanıyor (ara yerlerde de beyinlere nakşedilmiş...)
- Atatürk Pera da İstanbul da caf caflı bir hayatın özelmi ile yanıp tutuşurken ,
parasızlığı nedeni ile haline ağlamış...
- Atatürk sürekli ağlarmış...(bir çok olay anlatımında hep vurgulandı )
- Atatürk (bir fransız yazarın ağzından anlatılmış ) duygsual sorunları olan bir
adamdı ...
- Atatürk son günlerini çevresinde hiç seveni kalmadığı halde geçirmiş...
- Atatürk yine son ( 3-5 sene ) dönemlerini işsiz güçsüz can sıkıntısında balolar
davetler içki masalarında geçrimiş...
- Atatürk zevki sefayı seven adammış , ama yine de memleket kurtarmış....
- Son sahnelerde adeta ocak başında çalıgıcıya kadeh kaldıran içki düşkünü bir
adamın mizanseni yaratılmış...
- Atatürk'ün vurdum duymazlığı nedeni ile Anadolu da halk aç sefil kalmış ,
yolsuzluk hırsızlık almış yürümüş...
Halk Atatürk e sevgi yerine şikayetlerde bulunuyormuş..
- Atatürk bir gazeteye sahte isimle İsmet İnönü hükümetine yönelik Hatay konusu için
eleştiri yazısı yazmış...




Can Dündar ismi bende de şüpheler uyandırmıştı ancak filmi henüz izlemedim .
Bilgi için teşekkürler .
Bilgi , en kutsal güçtür !


Ekim 30, 2008, 09:02:57 ös
Yanıtla #9
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Bence muhteşem olmuş. Dün gittim ve gerçekten Atatürk'ün Mustafa Kemal halinden bir kez daha çok etkilendim. Sayın M.Akyol'un eleştirilerinin ise pek çok kısmına katılmıyorum. Mesela Manastır'da Mustafa Kemal'i canlandıran çocuk hiç de efemine bir görüntü çizmiyordu bana kalırsa, nasıl böyle bir tesbitte bulunulduğunu anlamadım doğrusu. Ayrıca Atatürk gibi büyük insanların kendi içlerinde derin bir yalnızlık yaşamalarından doğal olan ne olabilir? Çağının ötesinde büyük bir deha, bir devlet adamı, bir asker, bir insan gibi insan...


-Atatürk karga kovaladı. Karga kovalamanın nesi bir insanı kötü gösterebilir. Bana aksine Mustafa Kemal'in en küçük yaşlardan beri sorumluluğuna verilenleri ne kadar önemsediğini, ne kadar koruyucu bir vasfa sahip olduğunu anlatır bu durum hep.

-Efeminelik konusu tamamen subjektif bir tesbit ve katılmıyorum.

-Atatürk Madam Corinne'e mektuplar yazdı ve bu mektuplar şimdi gün ışığına çıkmış değil. Zaten ilgilenen herkesin bildiği bir konu. Bir erkeğin, bir kadınla inanılmaz derecede saygı dolu, harikulade bir sevgiyle yazdığı mektuplardır onlar. Bunların nesi var? Yanlış olan nedir, anlamadım.

-Atatürk'ün korkmasından doğal ne olabilir. Korku ve korkaklığı birbirine karıştırmaya mı başladık? Benim kalemden korkmamam beni cesur yapar mı? Korktuğum bir şeyle olan mücadelem beni cesur birisi yapabilir. Atatürk'ün hayatı karanlıklarla savaşarak geçmedi mi? Kaldı ki Cengiz Han da köpeklerden korkardı fakat bu onun tüm Asya'yı ve Macaristan dahil Avrupa'yı fethetmesini engellemedi.

-Bir Fransız gazetesinin bu şekilde bir haber yapmasının nesi yanlış? Recep Tayyip Erdoğan uzun da ne oluyor? Atatürk bu ülkeyi kemikleriyle, vücudundaki kalsiyum miktarıyla mı yönetti? Belki de Fransız gazeteleri bir ikinci Napoleon olarak görmüştü Atatürk'ü.

-Acımasız bir diktatördür hiç bir zaman bu filmden çıkarabileceğim bir sonuç değildi benim. Ben devrim uğruna, aydınlanma uğruna en sevdiklerinden, tek yakınlarından bile vaz geçebilen bir büyük beyin gördüm. Kaldı ki ipe gidenler asla bir Troçki değildiler.

-Atatürk'ün meclisi dualarla açmasının sebepleri bizzat kendi eseri Nutuk'ta anlatılır ve belgesel bu referanstan başkasını kullanmıyor. Bu konularda sadece Atatürk'ün kendi ifadelerine yer verilmiş. Dinsizliği de anlatılmıyor, dine olan bakış açısını veriyor bize.

-Atatürk'ün parasızlığından yakındığı doğru fakat bunu hiç bir zaman "ben de Beyaz Türk'üm, ben de Pera çocuğuyum, ben de Agop'un meyhanesinde içip, Destina'ya paraları yapıştırmak istiyorum" gibi bir istek neticesinde söylemiyor. Ayrıca 18 yaşında bir erkeğin gece dışarı çıkıp, rakısını içmesinde, müzik dinlemesinde ve bundan hoşlanmasında ne var? Atatürk'ün geceleri hep düşündüğünü, hürriyet temalı eserler okuduğu ve kendi kurduğu cemiyet yüzünden Şam'a sürüldüğünü de anlatıyor aynı zaman zarfında.

-Atatürk'ün ağlaması onu bizim gözümüzde küçük düşürecekse, vay bize... Hiç bir zaman ağlanmayacak bir şeye ağlamayan, yeri geldiğinde en metanetli duruşları sergileyebilen biri olmasından ben gurur duydum. Kaldı ki bu ağlamalar da hiç bir zaman belgesiz, tanıksız değiller.

-Bir Fransız yazarın subjektif yorumudur, katılıp katılmamak sizin elinizdedir. Dünya'daki tüm büyük liderlerin kendi içlerinde muhakkak ki fırtınalar kopmuştur. Atatürk benim için bu fırtınaları dizginleyebilerek, yelkenini şişirmeyi ve yolundan sapmamayı bilmiş tek liderdir. Diğerleri için bkz. Caesar, Büyük İskender, Napoleon vs...

-Atatürk'ün son günlerini hiç seveni kalmadığı halde geçirdiği yorumuna nasıl ulaşılmış anlamadım. Oysa bizzat belgeselde Salih Bozok'un kalbine sıkacağı kurşun için yer aradığı, Kılıç Ali'nin hep başında olduğu, Halide Edip'in İsviçre'den hep haberleri beklediği, Kuleli öğrencilerinin Ata'ya nasıl destek olduğu anlatılıyordu. Sanırım sn. Akyol bazı şeyleri görmemiş.

-Atatürk'ün işsiz güçsüz gezmesini de ben çıkaramadım bu belgeselden. Aksine Hatay için uğraşları, Mustafa Muğlalı'dan kendisine 5 bin kişilik bir milis gücü hazırlamasını ve bizzat savaşa gitmeyi düşünmesi; karaciğer problemine rağmen Dünya'ya "ben buradayım" diyebilmek için çıktığı yurt gezilerini; kendisine halkın durumunu haber vermeyen dalkavuklara öfkelenişini anlatıyordu belgesel.

-Atatürk zevki sefayı severdi  demek başka, zevkli bir adamdı demek bambaşkadır. Neden içki içtiği sorusuna verdiği cevap muhteşem bir örneğidir bunun. Yine belgeselde anlatılan noktalardandı...

-Yoksulluk içerisindeki halk ebette ki Atatürk'e şikayetlerde bulunuyordu, üstelik bu konuya dair kamera kayıtları dahi mevcut belgeselde. Ama halk Atatürk'ten şikayet etmiyor, Atatürk'e şikayet ediyordu. İsmin hal ekleri konusu İlköğretim'de öğretilen bir Türkçe-Dil bilgisi konusudur. Keşke sadece belgeseli değil, vaktinde o dersleri de iyi takip etseydi insanlar.

-Atatürk'ün Asım Us'un ismini kullanarak hükümete serzenişi de kabul gören bir konudur. Kaldı ki bu da bize onun vurdumduymazlığını değil, aksine halka daha içinden hitap ederek onlardaki milli hissi, insiyatifi eline alma isteğini çoğaltma için yapılan bir eylemdir. Bu da dehasının bir örneğidir.


Bana ne kadar güvenebilirsiniz bilmiyorum sn. forum üyeleri. Ben Can Dündar'a, dürüstlüğüne çok güvenirim. Bazı yazılarında aynı sonuca varmam, onaylamam ama benim için her zaman dürüst bir gazeteci olmuştur Can Dündar. Bu belgeselini de duygulanarak izledim. Ve size şunu söyleyebilirim ki anlatılanların hiç biri işkembe-i kübradan uydurulmuş şeyler değil, her biri belgelere sadık olarak konulmuştur. Bakınız adı üzerinde belgesel, bu bir aksiyon filmi değil. Ortada gerçekler vardır, siz bu gerçekleri ister iyi ister kötü anlarsınız. Ben iyi anladım. Diplomasi dehasına bir kez daha hayran oldum.

Söyleyin Allah aşkına; bu dünyada Lenin gibi bir adamı kullanabilen kaç kişi vardı? Kaldı ki filmin adı neden Mustafa hiç düşündünüz mü? Çünkü bu film bize Mustafa'yı anlatmak için çekildi. Hem bir lider, hem bir diplomat, hem bir asker, hem de bir insan olarak bu kadar başarılı bir önderimiz varken niçin onun insanlığını zaaflar olarak algılıyoruz, ben bunu anlamıyorum.

Bu belgesele kesinlikle gitmenizi öneriyorum. Dediğim gibi bana güvenip, güvenmemek de size kalmış.

Düzeltme: Daha okunur hale gelmesi için maddeler arasında bir satır boşluk bıraktım.
« Son Düzenleme: Ekim 30, 2008, 09:08:16 ös Gönderen: Veritas »
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
16066 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 23, 2008, 12:40:32 ös
Gönderen: akasya
3 Yanıt
8530 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 25, 2018, 07:09:55 ös
Gönderen: Sertaç
203 Yanıt
135663 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 05, 2020, 01:56:51 ös
Gönderen: baran21
0 Yanıt
3365 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 09, 2009, 04:42:42 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
2899 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 11, 2009, 11:47:29 ös
Gönderen: Mozart
7 Yanıt
23003 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 06, 2017, 03:33:02 ös
Gönderen: eskihalicli
5 Yanıt
10197 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2013, 07:43:03 ös
Gönderen: Waldow
5 Yanıt
5193 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 07, 2012, 11:09:52 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
2543 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 06, 2012, 08:32:09 ös
Gönderen: Tij
3 Yanıt
4326 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2012, 10:32:07 öö
Gönderen: karahan