Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Evrensel Masonluk => Konuyu başlatan: ADAM - Ağustos 09, 2010, 10:27:37 öö

Başlık: BİR LOCA MABETTE NELER YAPAR? - 15
Gönderen: ADAM - Ağustos 09, 2010, 10:27:37 öö


Oturumun Kapatılması ve Mabetten Çıkış

Toplantı gününde locanın herhangi bir derecede yapılacak tüm işleri bittikten sonra üstad-ı muhterem o derecenin oturumunu kapatır.

Bunun iki ayrı yöntemi vardır:

1.   Yöntemine Uygun (Ritüelik) Kapanış: Bu yöntemde, ritüele tümüyle uyulur. Bir toplantı gününde bir tek derecede oturum yapılıyorsa, bu yöntem uygulanır.

2.   Kısaltılmış Yöntem: Bu yöntem, yalnızca bir toplantı gününde en az iki ayrı derece oturumu yapılmışsa uygulanır. Kuşkusuz bu oturumun açılması için de geçerlidir ve tek amacı zaman kazanmaktır.

Ancak iki ayrı derecede oturum yapılan bir toplantı gününde, bu oturumlar birbiri ardınca yapılmayarak ara verilecek olursa; kısaltılmış yöntemin uygulanma gerekçesi ortadan kalkar ve her bir oturumun yöntemine uygun olarak açılıp kapatılması gerekir. Böyle bir kaygının sürmesi durumunda, asıl zaman yitirmeye yol açan etken olan oturuma ara verilmesi uygulaması yapılmaz.

Şimdi bu oturumlardan o gün yapılan en sonuncusuna gelelim.

Locanın oturumuna katılmış protokol konukları varsa, onların oturumun kapatılmasına geçilmeden önce ayrılmaları gerekir. Bu iş, bazı uygulamalarda keselerin dolaştırılmasından önce, bazılarında ise keseler dolaştırıldıktan sonra yapılır.

Protokol konukları mabetten ayrılırken herhangi bir tören yapılmaz; sadece uğurlanırlar.

Oturumun kapatılmasından sonra iç koruyucu kapıyı açar; dış koruyucu (gözcü) mabet dışına çıkar. Masonlar, girişte olduğunun hemen hemen tam tersine bir sırayla mabetten ayrılır. (Bu sırayı burada bir kez daha yazmıyorum. Giriş hangi sıraya uyularak yapılmışsa onun tam tersi.)

Tek tük de olsa bazı büyük localarda mabede belli bir sıra ve düzene uyularak girilmiş olmasına karşın, oturum kapatıldıktan sonra mabetten çıkışın hiçbir kuralı ya da yöntemi yok. Herkes, sanki herhangi bir toplantı salonundan çıkarcasına dağılıyor.

Burada “dağılma” sözcüğü iyi güzel de, bunun anlamı “çekip gitme” değil. Dağılma, sadece mabet ile bağlantılı bir deyiş. Toplantıya katılmış olan tüm masonlar mabetten ayrıldıktan sonra, üstad-ı muhterem kendilerine ne demişse onu yapmaya özen gösterir.

Örneğin üstad-ı muhterem «Bir sonraki oturumda yine bir arada olmak üzere dağılalım.» demiş olabilir. Bu sözün arkasındaki vurgulama, o gün orada bulunanların bir sonraki oturuma katılmayı şimdiden kafalarına koymuş olmaları gereğidir.

Üstad-ı muhterem belki de «Kardeş sofrasında buluşmak üzere dağılalım.» demiştir. Bu ise toplantıya katılan herkesi kardeş sofrasında da görmeyi beklediği anlamına gelir. Kuşkusuz önemli bir engeli nedeniyle kardeş sofrasına katılmadan gitmek zorunda olanlar bulunabilir ve Masonluğun gelenekleri uyarınca onlar ille de kalmaya zorlanamaz. Fakat gerçekten önemli bir engeli olmayan her masonun kardeş sofrasına da katılması gerekir. (Buna ne denli uyulduğunu bilmiyorum ama üstad-ı muhteremler böyle bir anımsatmada bulunmakta olduklarına göre, demek ki kimi masonlar toplantıya katıldıktan sonra önemli bir engelleri olmasa da gitmeyi yeğliyor. Kaldı ki, bir de bunun tersinin bulunduğunu biliyorum: Toplantıyı pek önemsemeyip, o gün öncelikle kardeş sofrasına katılmak üzere gelenler. Hatta onlara mecazi anlamda “dördüncü derece üyeleri” deniyor; ilk üç derece mabette yapılan çalışma, dördüncüsü kardeş sofrası. )





Bu yazı dizisini böylece bitirmiş oluyorum. Kuşkusuz forum kuralları uyarınca ritüelik uygulamaların ayrıntılarına girme olanağım yoktu. Ancak belki geleneksel kural ve yöntemlerden biraz daha söz edebilirdim. Eh, onları da bir başka başlık altında düzenleyebileceğim bir yazı dizisine bırakmış olayım.