Sayin malygos,
Cok guzel ve zor bir konu. Tatmin edici olmaktan uzak da olsa, kendi fikrimi aktarmak isterim.
(Mustafa Kemal Kardesim'in, ben bunu yazarken, belirttigi gibi, Tanriya biat veya teslim Masonlukta olan birsey degildir. Konunun o kismina daha fazla deginmeye gerek kalmadi)
Tanri inancinin insan yolculugunda aldigi sekiller konusundaki ozetiniz guzel, ancak gercekte olanlari yansitmamakta. Kisacasi, tek tanridan cok tanriya gecis sonra tekrar sizin deyiminizle "sozde" kutsal dinlere gelinmesi turu bir yolculuk soz konusu degil. Aslinda o yolculugun nasil oldugunun arastirmasini size birakiyorum, burada o konuya giremiyorum. Arastirmanizda ozellikle eski Osiris-Isis, Orpheus, Dionysius vb. efsane ve kultleri yakinen incelemenizi, tek tanri inancinin ve mistik gelenegin, zaman icinde, icerisinde yasadigi toplumun hakim gorusleri ne olursa olsun nasil korunarak gunumuzdeki Masonluk gibi ogretilere kadar geldigini kendi gozlerinizle gormenizi isterim. Harici toplum cok tanrili dinlere nasil inanmis, inisiyeler bu tanrilar hakkinda neler biliyormus; hariciler, inisiyelerin Gunes sembolunu oldugu gibi alip ona tapmaya neden baslamislar, ozellikle bu konularda guzel ipuclari bulabilirsiniz.
Burada tartismanin anlamsiz olduguna inandigim bir diger nokta da, inanc meselesi. Bir kisi tanriya inanmiyorsa, onun kalbine tanri inancini koymak kimsenin gucu dahilinde degildir. Sizin inanciniz size, benimki bana diyerek bu konuyu da geciyorum.
Masonlukta neden Tanri inanci gereklidir demissiniz. Oncelikle bir yanlis anlamayi daha duzeltmeye calisalim:
"Elbette inanma zorunluluğu olmayan localar da var, fakat bunlar sonradan ortaya çıkmış"
demissiniz. Boyle birsey soz konusu degildir. Inanma zorunlulugu olmayan localar yoktur cunku bunlar Mason localari degildir.
Simdi gelelim sizin dogma dediginiz Tanri inancina. Ama once, Masonlarin Tanri inancini da kisaca eski zamanlarda yazilmis kanunlarimiz acisindan tanimlayalim. Masonluk, Masonlarin inandiklari dine karismazlar. Yani Masonlar, bir En Ustun Varlik'a yonelen her dini istedikleri derecede izlemekte serbesttirler. Hahamlar, Papazlar, Imamlar da dahil olmak uzere cesitli din adamlari dahi Mason olurlar, bircogumuzun Localarinda ornekleri vardir. Bunun yaninda, Masonlarin, tum insanligi kucaklayan, dinleri, kutsal kitaplari ve hatta doganin kendisini, ayni En Yuce Varlik'in, yarattiklari icin cizdigi, dikkatlice incelenmesi ve uzerinde calisilmasi gereken, ayni buyuk eserin parcalari olarak goren evrensel bir inanca sahip olduklari, daha siklikla gozlenir.
Teizm, Deizm, Panteizm turu tabirleri kullanmak pek dogru olmaz, cunku bunlar, az once tanimladigim inanci tam olarak niteleyememektedirler. Bir diger deyisle, bu tabirlerin biri veya digerinin kullanimina karsi cikan Kardesler olacaktir, ancak benim kisaca bahsettigim evrensel inanca karsi cikacak Kardesler yok denecek kadar azdir.
Dolayisiyla, Masonlarin bir din sartlanmasi olmadigi gibi Teizm/Deizm/Panteizm vs sartlanmasi da yoktur. Ancak bir En Ustun Varlik'in varliginin kabulu, Masonlar icin gereklidir. Masonlugun rituel ve efsaneleri, bu olmaksizin, anlamlarini yitirirler ve hatta bu ritueller degistirilmek zorunda olur. Masonluk, merkezi olmayan bir cember, anlami olmayan bir harf veya harcsiz bir duvara donusur. Bu sonuncusu belki biraz romantik ve siirsel betimleme oldu ancak bu sozume tamamen inaniyorum.
Biraz da kendi fikrimi vermem gerekirse, bence ateizm de, "hic bir dogma olmasin" turu liberteryen bakis acilari da cagimizda gereginden fazla prim yapiyor. Ancak, pek tabii herkesin istedigine inanma hakki vardir. Hatta, ileride toplumun ezici cogunlugunun ateist oldugu caglardan da gecebiliriz. Fakat, Masonluk bu caglarda da, En Ustun Varlik inancini korumaya devam edecektir. Aynen, eski Misir ve Yunan'daki inisiyatik gruplarin, veya Israil ruhbanlarinin, toplumun ve yonetici siniflarin cok tanrili dinlere inandigi veya cansiz nesnelere taptigi caglarda, kendi inanclarini kapali kapilar ardinda koruduklari gibi.
Sevgi ve Saygilarimla,
Eureka