Masonlukta, vicdan özgürlüğü savunulur. Ancak bu savunma Masonluğun kendi bünyesindeki çalışmalarda birtakım yasaklar konmasını da gerektirmiştir.
Nasıl oluyor bu? Hem özgürlük hem yasak?
Şöyle: Loca toplantılarında belirli din ya da inançların yüceltilip yükseltilmesi, buna karşılık diğerlerinin küçük görülüp yıpratılması yasaklanmıştır. Bu özgürlüğün kısıtlanması değil, aksine özgürlüğü korumanın bir gereğidir. Ayrıca loca toplantılarında farklı din ya da inançları olan masonların aralarında çıkması olası çekişmeleri baştan gidermeye yönelik bir önlem olduğu da söylenebilir.
Masonluğun geneline bakacak olursak, bu bağlamda birtakım uyuşmazlıklar bulunduğu da görülür. Mason kuruluşları, en çok bu konuda birbirlerinden ayrılır. Hatta Masonluğun dünya çapındaki bölünmüşlüğünün nedenlerinden birinin bu olduğu bile söylenebilir. Aslında tüm mason kuruluşları tutumları bakımından genel olarak vicdan özgürlüğünden yanadır ama “masonlar” söz konusu olduğunda yaklaşımları farklıdır.
Üç ayrı ve birbiriyle çelişki tutumdan söz edebiliriz:
1. Masonların vicdan özgürlüğüne belli bir alt sınır getirilmiştir. Masonluğa alınacak kimselerin, -dolayısıyla her masonun- önce belirli nitelikteki bir Tanrı inancını benimsemiş olması zorunlu tutulur. İnsanlar arasındaki birlik ve bütünlüğün, öncelikle ve ancak bu belirli bir Tanrı inancı üzerinde uyuşma sağlanarak gerçekleştirilebileceği öngörülür. Bu tutumun ötesinde, dinler ve inançlar arasında herhangi bir ayırım güdülmemesi gerektiği savunulur.
2. Sınırsız bir tolerans söz konusudur. İnsanın, başka inanç ve benimseyişlerinde olduğu gibi dinsel inanç ve benimseyişlerinde de hiçbir koşul ve sınırlamaya bağlı tutulamayacağı, tutulmaması gerektiği ileri sürülür. Dinsel inançlara karşı çıkılmaz ama belirli inançların öncelikli ya da üstün sayılışı, başkalarının ise bir bakıma aşağılanış ya da küçümsenişi uygun bulunmaz. Bu tür tutumların, insanları ayırıp bölmekten, birlik ve bütünlüğün sağlanmasını engellemekten, en azından bunu geciktirmekten başka bir işe yaramadığı benimsenir. Dolayısıyla masonların din ya da inançlarıyla ilgilenilmez ama dinler ve inançlar insanlığın üzerinde çok etkili olduğu, Masonluğun asal konusu da “insan” olduğu için, dinler ve inançlar tümüyle nesnel bir açıdan incelenip tartışılabilir.
3. Masonluktaki çalışma alanı dinsel nitelikli inançların tümüyle dışında ve üstünde tutulur. En azından bunun sağlanmasına uğraşılır. Bunun için, Masonluğun dinsel inançlarla hiçbir biçimde ilgilenmemesi, Masonlukta sözü edilen insanlık ülküsünün dinsel inançlardan tümüyle soyutlanması gerektiği ileri sürülür. Dolayısıyla loca çalışmalarında da dinlerden ve inançlardan hiç söz edilmez.
Mason kuruluşlarının bu farklı yaklaşımları bir yana bırakılacak olursa; genel olarak Masonlukta bireysel özgürlüklerin olabildiğince gözetildiği, masonların bu bağlamda pek duyarlı ve özenli olduğu söylenebilir: Bunu önce kendileri için ama sadece kendileriyle kalmayıp tüm insanlar için istediklerini belirtirler.
Bu yazıyı burada bitiriyorum. Birtakım ayrıntılara girebilirdim. Örneğin bazı mason kuruluşlarının nasıl bir inancı öngördüklerine, bunu nasıl yayınlamış oldukları bildirgelere yerleştirdiklerine değinebilirdim. Ayrıca Masonlukta kullanılan birtakım simgesel terimlerle de bağlantılar kurabilirdim. Kuşkusuz ritüellerden söz edemeyiz çünkü o forum kurallarının 17. maddesine aykırı. Ancak o kadarına gelmeden bile söylenebilecek çok şey vardı ama ben konuyu pek genelde, biraz da soyut bir aşamada bırakmak istedim. Elbette eklemelerde bulunmak, konuyu tartışmak ya da soru iletmek isteyenler olabilir; o ayrı…