Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Bir Tapınak Yapıldı - 27  (Okunma sayısı 2498 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 23, 2010, 03:51:45 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Yoapert, planları ve çalışma programlarını yerine koyup abanoz kutuyu kapattı. Kilitledi. Sonra kaldırmak istediyse de Adoniram bir kaş göz işaretiyle yerine geçmesini belirtti. Kutuyu kendisi kaldırıp götürdü. Sonra o da yerine geçti.

Beş yargıç, kendi aralarında fısıltıyla kısaca görüştü. Yereboam’ı, Amoz’un taşını çaldığı, bir başkasını güç durumda bıraktığı ve yalan söylediği için suçlu buldular.

Tito her iki kalfanın birden yine içeriye alınmasını istedi. Geldikleri zaman Yereboam’a onun suçlu olduğunun nasıl anlaşıldığını açıkça anlattı.

Yereboam kendini tutamayarak, hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Bunun üzerine Tito ona niçin böyle kötü bir iş yapmış olduğunu sordu.

Yereboam, eşine ve çocuklarına burada kazandığı parayla baktığını, ancak bir türlü taş yontma ve işlemeyi iyi öğrenememiş, becerisini gerektiğince geliştirememiş olduğu için aldığı işi zamanında teslim edemediğini, kalfa oluşuna karşın birçok kez ürettiği parçanın beğenilmemesi nedeniyle yeni baştan yaptığını, bu işi yapan taş ustaları gündelikle değil götürü olarak çalıştığından aldığı paranın yetmediğini, bir mertebe olarak ustalığa yükselmesi gerektiğini, Amoz’un ise öteden beri çok iyi iş çıkardığını, bir kez olsun kendisini gösterebilmek için onun bitirmek üzere olduğu taşı çaldığını anlattı.

Tito onu sözünü hiç kesmeden sabırla dinledi. Sözünü bitirdiğini anladığında, ona bunun büyük bir suç olduğunu anımsattı.

Yereboam, bunu bildiğini, şimdi çok pişman olduğunu belirtip, bağışlanması dileğinde bulundu.

Tito «Pişman olman, seni sadece kendine karşı olan sorumluluğun bakımından, öz eleştirini yapabilmen için kurtarır. Toplumsal ortamda ise adaletin gereği yerine getirilecektir. Cezanı çekeceksin.» dedi.

Tam bu esnada beklenmedik bir şey oldu. Amoz söz alma dileğinde bulundu.

Söz verilince, «Ben Yereboam’ı bağışlıyorum. Benim yakınmamın nedeni sadece taşımı geri alabilmek içindi. Eğer işlediğim taş bana verilecek olursa, üzerinde yapılmış yanlışları da düzeltirim.» diyerek şunları ekledi: «Ben Yereboam kardeşimin ceza görmesini istemedim. İstemem de. Çünkü ben bekârım, onun ise ailesi, çocukları var. Ben cezalandırılırsam cezamı sadece kendi başıma çekerim. Fakat ona bir ceza verecek olursanız, bundan ötürü sadece onu değil ailesini de cezalandırmış olursunuz. Zaten zar zor geçiniyorlar. Yereboam çalışamazsa daha da güç duruma düşerler. Vicdanınıza danışın. Ben de onun bağışlanmasını, bu olayın hiç olmamış sayılmasını diliyorum.»

Tito Amoz’a, «Yüce gönüllülüğün elbette beğeniye ve kutlanmaya değer. Fakat bir suçlunun cezalandırılıp cezalandırılmayacağına, cezalandırılacaksa bunun nasıl olacağına Yargıçlar Kurulu karar verir. Eğer her suçlu pişman olup özür dilediği için bağışlanacak olursa, herkese suç işleme kapısı açılır. Bu ise topluma yarar değil, zarar getirir.» dedi. Sonra da «Görüşüp gereken kararı vereceğiz. Dışarı çıkabilirsiniz. Amoz sen çizimini ve taşını al; bir an önce işinin başına dön. Yereboam, sen dışarıda bekle.» diye ekledi.

Kalfalar çıktıktan sonra konuyu bir süre aralarında görüşen yargıçlar, suçlu için bu deneyimin zaten bir ceza olduğunu benimsedi. Ancak kasıtlı olarak yapılmış bir kötülüğün hiçbir ceza verilmeden bırakılmasının başkalarına da kötü örnek olacağını da göz önünde tuttular. Bu nedenle Yereboam’ın iki ay ücret almadan çalışmasını, bu arada Amoz da taşını aramakla yitirdiği zaman boyunca çalışamamış olduğundan, onun uğramış olduğu zararı karşılamasını da kararlaştırdılar.

Tito, bir kez daha içeri alınan Yereboam’a verilmiş olan cezayı açıkladı. Son olarak da şunları söyledi: «Amoz’un dileği üzerine senin için tek bir şey yapacağım. Hiç kimse senin burada yargılandığını ve sana böyle bir ceza verilmiş olduğunu bilmeyecektir. Aslında Yargıçlar Kurulu’nun kararları herkese duyurulur ama bu kez bir istisna yapıp bunu gizli tutacağız. Burada bulunan ustalar da bu gizliliğe uyacaktır. Böylece sana onurunu kazanman için bir fırsat veriyorum. Ancak bundan sonraki yapıp etmelerini yakından izleyip nasıl bir gelişme gösterdiğini değerlendireceğiz. Eğer sana tanınan bu süre içinde olması gerektiği gibi davranmayacak olursan, seni herkesin önünde rezil edeceğiz. Haydi şimdi sen de işinin başına dön ve bir an önce çalışmaya başla.»
Yereboam teşekkür etmeye kalkışınca, Tito «Bize teşekkür etmen gerekmez. Biz senin için hiçbir şey yapmadık. Gerekirse Amoz’a teşekkür etmelisin. Böyle iyi ve candan bir dostun olduğu için de mutlu olmalısın. Ya bu işi daha iyi yapmaya çalışmalı ya da becerebileceğine aklın yatmıyorsa bunu bırakıp başka bir iş edinmelisin.» diyerek Yereboam’ı gönderdi.

Bilgi edinmek için önce bilgi edinmeyi istemek ve yılmadan çalışmaya hazırlıklı olmak gereklidir. Bilgi, bu çalışmanın ürünü olarak mutlaka edinilir. Ancak, evrensel birlik için salt “bilgi” yeterli değildir; Doğa yasasına uygun, bir adalet de zorunludur.

Adaleti sağlamak, gerçekleştirmek ve korumak üzere görevlenenler, büyük bir yetkiyi büyük bir sorumlulukla birlikte taşır. Yetki ve olanak varken, suçluyu cezalandırmaktan kaçınmak adaletin gereğine aykırıdır. Fakat ceza verirken ölçüyü kaçırmak, yalnızca suçlu olanın değil başkalarının da acı çekmelerine yol açmak ya da yanlış kişiyi gereksizcesine cezalandırmak da gerçek adalet olamaz.

Gücünü adalete aykırı yönde kullanmamak, bireysel görüş ve eğilimlerini adaletin gereği saymamak, kurnaz ve atılgan olanın haksız da olsa haklı çıkabilmesine engel olmak, alçak gönüllü bir yoksul ile kibirli bir zengin arasında ayırım yapmamak, güçsüzü güçlüye ezdirmemek, bir olaya tek yanlı ya da dar bir görüş açısından bakmayıp olayla birlikte olayın temelindeki gerçek nedenleri de inceleyerek değerlendirmek, olumlu yargının kaçınılmaz koşullarından bazılarıdır ve gerçek adaletin sağlanmasının yoludur.

Başkalarını yargılayarak adaleti sağlayacak olanlar, her şeyden önce kendi zayıflıklarını ve yanılgılarını bilmeli, önce kendisini yargılamalıdır. Bunu göz ardı ederek kendini başkalarından üstün görüp onların zayıflıklarını ve yanılgılarını yargılamaya kalkışanlar, gerçek adaleti değil, ancak bireysel tutku ve geçici zevklerinin doyumunu sağlayabilir.

Gerçek adalet, yalnızca bilimsel nitelikli bilgi, akıl ve vicdanlı davranışı da içeren gerçek erdemin ürünü olabilir. Bu ürün, toplumun genel yararı uğruna kullanılır. Toplumun genel yararı bakımından hiçbir işe yaramayacak olan bir yargı kararı, gerçek adaletin sağlandığı anlamına gelmez.

Gerçek adalete uygun olsun olmasın, yargıçların Yereboam’a verdiği ceza uygulamaya kondu. Zaten onun yapabileceği başka bir şey yoktu. Bu kadar hafif bir cezayla atlatmış olmasına sevinmeliydi.

Bu olayı baştan sona izleyen Yoapert, sonrasını da merak etmişti. Niçin sorduğunu belli etmeden izledi.

Yargılamayı izlememiş olanlar Yereboam’ın cezalı olduğunu öğrenememişti. Ustalar, ağızlarını sıkı tutmayı bilmişti. Amoz, bir yandan kendi işini yürütürken bir yandan da Yereboam’a iş öğretmeye girişmişti. Bu nedenle olayı bilmeyenler, Amoz’un her nedense eskisinden çok daha fazla, gece gündüz çalıştığını söylüyor, hatta kimileri bu kadar çok parayı ne yapacağını sorup duruyordu.

Yereboam da çalışmıyor değildi. Yoapert, nasıl geçinebildiğini araştırınca, Amoz’un kimseye belli etmeden ailesine yardım etmekte olduğunu öğrendi.

Yoapert bir gün Amoz’u yalnız başına yakalayıp, ona niçin böyle yaptığını sordu. Şayet duyulacak olursa, Amoz Yargıçlar Kurulu’nun kararına dışarıdan aykırı davranmış olur, bu yüzden suçlanabilirdi.

Amoz şaşırmıştı. Önce lâfı geveleyerek böyle bir şey yapmadığını söylemeye kalkıştıysa da Yoapert’in gerçeği öğrenmiş olduğumu anlayınca kaçamadı. «Bunu Yerebaom bile bilmiyor. Sen nasıl öğrendin?» diye sordu.

Yoapert, «Nasıl öğrenmiş olduğumun önemi yok. Sadece ben bilsem neyse. Fakat ben başkalarından öğrenmiş olduğuma göre, demek onlar benden önce de biliyordu. Kimileri sır saklamayı beceremeyebilir.» dedi. Sonra onu uyardı: «Sen asıl şunu düşün: Yereboam’ın bunu bilmediğini söyledin. Ya öğrenirse!... Ya bu işin ardında başka şeyler olduğunu düşünürse?... Öyle düşünmedi diyelim, bu onun için onur kırıcı olmaz mı?»

Amoz, «Haklısın ama bir de benim onurum var.» diye yanıtladı, «Taşımı çaldığı zaman yakınmada bulunmak yerine onu karşıma çekip şu işi açıkça konuşsaydım, ona iş başında daha sonra verdiğim mesleki desteği önceden düşünebilseydim, bu işler böyle olmazdı. Bence onun böyle bir ceza almış olmasında benim de sorumluluğum var.»

Yoapert ona öyle yapmış olsaydı bir suçun cezalandırılmadan örtülü kalmasına neden olmuş duruma düşeceğini, böyle tutumların başkalarını kolayca suç işlemeye yöneltebileceğini, dolayısıyla doğrusunu yapmış olduğunu anlattı. Bunları anlatırken de kendi kendine düşündü: “Şu işe bak!... Ben şimdi kendimi yeterince olgunlaştırdım da mı başkalarına öğüt vermeye girişiyorum.”

Amoz Yoapert’e hak verdi. «Hem artık işini doğru dürüst yapmayı da iyice öğrendi. Bundan böyle bırakayım, başının çaresine baksın.» dedi.

Öyle dedi ama öyle yapmadı. Ustası Yersever’in uygun görüşüyle ustalığa yükseltildi. Kendi grubunu kurdu; Yereboam’ı da yanına aldı.

Bu olaydan ötürü sadece Yereboam ile Amoz değil, bu işin içine kenarından köşesinden, isteyerek ya da istemeyerek karışmış olan Yoapert de ders aldı.

İnsan insana kötülük yapsa da insanın insana gereksinmesi vardır.



« Son Düzenleme: Aralık 09, 2010, 02:30:32 ös Gönderen: dogudan »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
6395 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 22, 2017, 11:53:28 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
3703 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 01, 2010, 10:31:32 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
4275 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 02, 2010, 05:25:21 ös
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
3536 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2010, 12:40:35 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3233 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2010, 06:31:13 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3303 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 06, 2010, 12:03:30 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3211 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 07, 2010, 03:31:59 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3322 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 08, 2010, 06:09:00 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3311 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 06:33:54 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
3941 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 21, 2012, 03:17:13 ös
Gönderen: ADAM