Bu başlığın altında 1789 tarihli Büyük Fransız Devrimi’nden de söz ettim ama asıl konu Aydınlanma Çağı’nı yönlendiren Fransız Aydınlanması akımıydı.
Antimasonik yazında, masonların devrimci (ihtilâlci) olarak yetiştirildiğinden söz edilmiştir.
Büyük Fransız Devrimi bunun ilk örneği olarak gösterilmiş ama gösterilen örnekler o kadarla bırakılmamıştır. Her birinde, devrim ve devrimcilik, bir ön yargı ile “kötü” olarak nitelenmiştir.
Ülkeler ve devrimler arasındaki farka aldırış edilmemiş, ilgili devrimden önce ve sonrasının siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel değerlendirmesi yapılmamıştır.
Yapılmış olan iş şudur: “Devrim kötüdür. Masonlar devrimde yer almıştır. Dolayısıyla Masonluk kötüdür.”
Bu arada yapılmış olması gereken, bir kurum olarak Masonluk, bunun yanı sıra herhangi bir ülkedeki bir mason örgütü (derneği) ve bireysel olarak masonlar arasındaki ayırımın yapılmamış olması, her masonun kendi üyesi olduğu örgütü, her örgütün de Masonluğun bütününü temsil ettiğinin hatta bunun özdeş olduğunun öngörülmesidir.
Oysa burada dilimizde tüy bitiyor masonlar birer kişidir, hiçbir mason yetkili olmadığı sürece tek başına bir mason örgütünü, hiçbir mason örgütü de hiçbir koşul altında Masonluğun bütününü temsil etmez.
Dolayısıyla kimi devrimlerde masonlar yer alırken, bunu mason oldukları için değil, bunu kendilerince uygun gördükleri, benimsedikleri için yapmıştır. Bu nedenle Büyük Fransız Devrimi’nde birçok masonun yer almış olduğu bilinir. Birçoğunun adı da bilinir.
Bu arada, mason örgütlerinin değilse de mason localarının bu devrime bulaşmış olduğunu da açıkça ortaya koymak gerekir. Birçok Fransız locasında bu devrim ile bağlantılı ön çalışmalar yapılmıştır. Bu, masonluğun yasalarına ve ilkelerine aykırı bir iştir ve yapılmamış olması gerekir, doğru. Fakat yapılmış olduğu da doğru. Bu ise gelişigüzel bir iddia falan değil. O locaların o tarihlerdeki toplantılarının tutanakları bugün Fransa Büyük Doğusu’nun arşivinde duruyor. (Bu belgelerin çoğu yitirilmiş ama geriye kalabilmiş ve sonradan bulunmuş olanları da var.)
Bu gerçek Fransız Devrimi’ne tüm masonların katılmış olduğunu mu gösterir?
Kesinlikle hayır. Birçok locada devrim öncesinde kralcı ve cumhuriyetçi masonların birbirine girdiği, kavga ettikleri, bu nedenle işe polisin karıştığı, bazı locaların kapatıldığı da bir gerçek.
Bu arada bir başka gerçek de o tarihte Fransa Büyük Doğusu’nun Büyük Üstadı’nın Chartres ve Orleans Dükü Louis Philippe oluşu ve devrimden birkaç yol sonra giyotinle idam edildiği.
Bu gerçekler göz önüne alınmadığı içindir ki, bunlar bir antimasonik nitelikli kaynakta yer alırsa, o kaynağın çok dikkatli incelenmesi gerekiyor. Çünkü ön yargılı başka yanlış bilgiler de verilmekte olabiliyor.
Beri yanda Tapınakçıların ya da Tapınak Şövalyelerinin Büyük Fransız Devrimi ile bir bağlantısının kurulmasına çalışılması, hiçbir dayanağı olmayan bir faraziyeden başka bir şey değildir.
Ancak İngiltere’deki 1215 tarihli Magna Charta olayını bununla hiç benzeştirmeyelim. O belgeninİngiltere Kralı Johrn tarafından kabul edilmesinde Tapınak Şövalyeleri’nin baskısı olduğu hatta o belgeyi Kral mühürlemeden önce (okuma yazma bilmediği için imzası yoktu) Tapınak Şövalyeleri’nin Londra Üstadı Aymeric de Saint-Maur’un imzalamış olduğu bir tarihsel gerçek; belgesi de orada duruyor.
Ancak bu konuda Sayın Alba’nın bir yanılgısı var. Şöyle demiş:
“Ancak Kral imzadan sonra (Kralın bu belgeyi baskı altında imzaladığı göz önüne alınmalıdır), sözünden cayarak derebeylerine açtığı savaşta, yanında İskoçya'dan destek için çağırdığı Tapınak Şovalyeleri'nin bulunduğu gibi bir örnek de var. Bunu nereye koyabiliriz?”
Ön yargılı davranarak, böyle bir şeyin olamayacağını söyleriz. Ancak ön yargının dışına çıkarak, bu bilginin kaynağını sorarız. Çünkü Tapınak Şövalyeleri, başından beri İngiltere Krallığı ile geçinememiştir. Tapınakçıların ilk Büyük Üstadı Hugues de Payen, daha ilk misyon turlarına başladığında, 1130 (?) yılında İskoçya’ya giderken İngiltere’yi pas geçmiştir. Bir tek İngiliz olmayan, kek kelime İngilizce bile bilmeyen, İngiltere’de sadece 6 ay bulunmuş olan, Magna Charta’yı imzalamış olan Kral John’un ağabeyi Richard (Aslan Yürekli Rişar) 1189 yılında Üçüncü Haçlı Seferi’ne bir Tapınak Şövalyesi üniforması giyerek çıkmıştır. Bunun da bir nedeni vardır: Politik.
Sonraki tarihlerde İskoçyalı Tapınak Şövalyelerinin İngiltere’ye karşı savaşa katıldığı da bilinir. Bunlardan en ünlüsü de 1307 (?) tarihli Bannockburn Savaşı olsa gerektir; bundan sonraki yaklaşık 3 yüzyıl İskoçya’nın bağımsızlığını sağlamış olan savaş…
Bunları anlatırken yanılmakta olabiliriz. Belgelere dayanan farklı bir bilgi bizi elbette memnun eder. Bu Forumun amaçlarından biri de budur zaten.
Tüm bunlardan sonra, aslında daha önce değinmemiz gereken Sayın propulsion’ın değerlendirmesine gelelim.
Dediği doğru: Aydınlanma Çağı’nın Fransa ayağında masonların payı ve etkisi vardır. Özellikle Ansiklopedi’nin doğrudan mason düşünür-yazarlarca üretilmiş olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Benzerini Alman Aydınlanmasında hatta İngiliz Aydınlanmasında da görürüz ve bunlara diğer Avrupa ülkelerinden bazılarını da ekleyebiliriz. Zaten belki de tarih boyunca Masonluğun toplumun önünden gittiği ve toplumu gelişme doğrultusunda yönlendirdiği tek dönemdir bu…
Ancak bu aydınlanma hareketini Tapınakçılara bağlayamayız ve onlarla ilgisini kuramayız. Zaten o tarihte Tapınak Şövalyeleri’nin örgütsel bir tarzda varlıklarını sürdürebildikleri tek bir ülke kalmıştır: İskoçya… O da can çekişmektedir. Bu işe Charles Edward Stuart’ın da katılmış olduğu, İngiltere İskoçya arasındaki 1746 (?) tarihli savaş son vermiştir.
Bıktıracak ölçüde çok yazdım ama noksanlarım, yanlışlarım olabilir.