'Bilgi sorusudur.' dediğimizde, Masonlukta birçok dinden, felsefeden ve bilgi sisteminden etkilenildiğini hatırlayalım. Hür ve Kabul Edlmiş Masonlar Büyük Locası'nın kaynaklarına göre ;
Hür Masonluğun bugüne kadar bulunan en eski belgesi ve içerisinde 'LOCA' kelimesinin de geçtiği, 1390 yılında yazıldığı sanılan REGİUS şiiridir. Wikipedia kaynaklarına göre, Regius şiiri diğer adıyla Halliwel (El yazması) olarak bilinir. Bilinen ilk Masonik belgedir. 1840'ta James Halliwel tarafından Hür Masonluk üzerine yazılan bir makaleyle keşfedilmiştir ve 1300'lü yılların sonunda yazıldığı düşünülmektedir.
XIV. yüzyıldan önce ilk Operatif Mason locaları kendiliğinden kuruluyordu. Bunların ne bir anayasası ne de özel kuralları vardı. Ustabaşı bir çırağı işe alır, ona bir itaat yemini ettirilir ve sonra adı deftere yazılırdı. Bunu yapmak için özel bir loca mekânına veya merkezi bir otoritenin iznine gerek yoktu. Bugün İngiltere’deki birkaç istisnaî örnek dışında, dünyada çalışan Operatif Mason Locası, kalmamıştır.
Spekülatif Masonluğa değinirsek eğer,
Operatif Masonluğa kadar geri giden Spekülatif Masonlukta, bu gizli ritüel ve geleneklerdeki çok eski zamanlara ait ilke ve prensipler benimsendi. Bu ilke ve prensipler semboller vasıtasıyla aktarılıyordu. Tabii ki bunlar bir insanın veya belirli bir zaman diliminin üretimi değildiler. İnsanlık kadar eski ve evrenseldiler.
Bugün Spekülatif Masonluk olarak adlandırdığımız bu “yeni” Masonluğun doğum yeri İngiltere’dir. Londra’da çalışmakta olan ve üyelerinin çoğu Kabul Edilmiş Masonlardan oluşan dört loca 24 Haziran 1717 tarihinde bir araya gelmişler ve merkezî bir otorite altında örgütlenerek dünyadaki ilk Büyük Locayı kurmuşlardır. Kurdukları federatif oluşuma “Büyük Loca” adını vermişlerdir. Önceleri adı Londra Büyük Locası olan bu yönetim merkezi, daha sonra İngiltere Büyük Locası’na dönüşmüştür.
Şimdi Celil Layıktez'in, bu konuyla ilgili görüşlerine başvuracak olursak, şöyle diyor :
Osmanlı Devleti sınırları içinde ilk Mason locası, Lale Devri’nin zevk çılgınlığı içerisinde kurulmuştur. 1721 yılında Galata’da, Arap Camii civarında açılan loca, 1748’de I. Mahmud tarafından kapattırılmış ve Masonluk yasaklanmıştır.
Paris’e giden ilk Osmanlı Büyükelçisi Yirmisekiz Mehmed Çelebi’nin oğlu Said Çelebi, kayıtlarda adı geçen ilk Türk Masonudur. Sadrazamlığa kadar yükselmiştir. İlginç olan nokta, ilk Türk matbaasının kurucusu olan İbrahim Müteferrika’nın adının da Mason olarak geçmesidir.
Andrea Rizopoulos’un Fener Rum Patrikhanesi Arşivi’nde bulduğu bir belge, Fransız Masonlarına ait bir ayin metni olup Rumcaya yapılan bir çeviridir ve 1747 tarihini taşımaktadır.
Celil Layıktez - Ortaçağ'ın Aydınlığı isimli kitabı ilgilenenler için tavsiye ederim.
Masonluk'taki Düzen Kavramının İncelenmesi konu başlığı altında Saygıdeğer ADAM'ın bir yazısını buldum. Konumuzla ilgili Sayın ADAM şöyle anlatmış ;
İngiltere Birleşik Büyük Locası'nın 1929 tarihli bildirgesinden söz edilince, önce bu bildirgenin hangi koşullar altında niçin yapıldığını bilmeli, sonra aynı büyük locanın 1938 ile başlayan ve yanlış anımsamıyorsam 1989 yılına kadar süren, bu konu üzerindeki diğer bildirgelerini de incelemeli. Bir de, 20. yüzyıl başlarında Masonlukta her türlü uluslararası ilişkiyi lanetleyen bu büyük locanın, yakın tarihimizde organize ettiği toplantılara, bunları niçin yaptığına ve kimlerin katıldığına bakılmalı. Düzen kavramının tanımı üzerinde İngilizlerin egemenliği söz konusu olamaz. Faklı kültürler, bu kavramı farklı tanımlar. Yoksa bir büyük locanın bağımsızlığından söz edilmesi boş laf olur. Öyle ki aslında düzen kavramını İskoçlar bile farklı tanımlamaktadır. Bugün Birleşik Krallık (UK) bölünüp İskoçya kültürel olduğu kadar siyasal olarak da tam bağımsızlığını elde etse, yarın İngiltere Birleşik Büyük Locası İskoçya Büyük Locası'nı aforoz edebilir.
İngiltere Birleşik Büyük Locası 1849 yılına kadar Fransa'daki Fransa Büyük Doğusu'nu bile düzensiz saymıyor, ilişkilerini sürdürüyordu. O tarihte ne olduğunu anlatalım mı? Türkiye'ye bir göz atsak daha iyi.
Böyle düşünürsek Türkiye'deki Masonluğun ancak 1970 yılında kurulduğunu, bundan öncesinin sayılmaz olduğunu söylemek gerekir. Türk Masonluğunun ünlü araştırmacı yazarlarından Sayın Celil Layıktez'in üç ciltlik Türkiye'deki Masonluk Tarihi kitabının ilk iki cildini yakmak gerekir. Türkiye'deki Masonluğun tarihçesinin, 1909 hatta daha öncesi Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın tarihçesi olarak kabul edilmemesi gerekir.
1970 sonrasında, önceden olduğu gibi ve daha sonra tekris yoluyla alınanlar arasında İngiltere Birleşik Büyük Locası'nın katı koşullarına uymayan çok sayıda Türk mason vardır. Hatta uyanların azınlıkta kaldığı bile söylenebilir. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası açısından bunlar olabilir çünkü bu büyük loca tümüyle ulusal ve bağımsızdır; bir başka ülkedeki büyük locanın buyruklarına uymak zorunda değildir. Şu anda yürürlükte olan tüzükleri bunun açık göstergesidir. 1970 olayı bir politikadır; diplomasidir desek daha iyi.
Sayın ADAM'ın konuyla ilgili tüm yorumlarına bakmak isteyenler için ;
http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=16188.5;wap2Sevgilerimle ve Saygılarımla
FAY FRIN