Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: islam Dininde Sosyal Hayat ve Nisa Suresi  (Okunma sayısı 4991 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 09, 2014, 01:02:48 öö
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 291
  • Cinsiyet: Bay

Bilindiği üzere islam dinine mensup kişilerin sosyal hayata ait kuralların büyük bir kısmı Nisa suresinde belirtilmiştir. Konuyu incelemek amacıyla ele aldığımızda tam bir hayal kırıklığı ve inanılmaz maddelerle karşılaşıyorsunuz. Örnek vermek amacıyla sadece 3 tanesini yazıyorum .

Nisa 3 :Eğer (bakımınız altındaki yetim kızlarla evlendiğinizde) o yetimlerin haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız size helal olan başka kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın. Eğer adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız o zaman yalnız bir kadınla yahut elinizin altındaki cariyelerle yetinin. Bu adaletten sapmamanıza daha uygundur. ( Çok eşliliği zemin hazırlıyor )

Nisa 11 :Allah, evlâdınız hakkında size şunu tavsiye eder: Erkeğin payı, iki kızın payı kadardır. Kızlar, ikiden fazlaysa terekenin üçte ikisi onlarındır, kız bir taneyse yarısı onun. Bir çocuğu varsa anayla babanın her birine, terekenin altıda biri kalır. Çocuğu yok da anasıyla babası mîrasçı olursa üçte biri ananındır. Kardeşleri varsa bıraktığı maldan, vasiyeti yerine getirildikten ve borcu ödendikten sonra kalanın altıda biri anaya aittir. Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır, bilemezsiniz. Bu, Allah'tan farzdır. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, hikmet sahibidir. ( Miras Hukukunda Kadın Erkek Eşitsizliğine zemin sağlıyor )

Nisa 34 :Erkekler, kadınlardan üstündür, çünkü Allah onları bir çok şeylerde kadınlardan üstün etmiştir, çünkü onlar, kadınları, mallarıyla geçindirirler, doyururlar; iyi kadınlar da itaatli olurlar ve Allah, onların hakkını nasıl korumuşsa onlar da, kocaları yanlarında olmasa bile, iffetlerini korurlar. Kadınlarınızın serkeşliğinden korkunca onlara öğüt verin, onları yatakta yalnız bırakın, dövün onları. Fakat itaat ettikleri takdîrde de aleyhlerine bir sebep araştırmayın, şüphe yok ki Allah çok yüce ve büyüktür. ( kadın erkek eşitliğini reddediyor ve kadına şiddeti meşru kılıyor )


Nisa Suresini okudukça gerçekten sarsıldım.Bu konuda görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
fırtınanın şiddeti ne olursa olsun martı sevdiği denizden asla vazgeçmez


Aralık 09, 2014, 02:17:33 öö
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Nisa süresi 176 ayetten oluşan;içerik olarak kadın hakları ve kadınların sosyal hayattaki konumundan bahseden bir ayettir.Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanı'nın da bahsettiği  ve tartışmalara yol açan bir mevzu olmuştur. İnsanın aklına da ilk olarak gelen insanlar bu sureleri okuyup kadına şiddeti hak olarak görebilmekte ve hatta çok eşlilik vb konulara kendilerince malum gerekçeler bulup dinin yanlış anlaşılma! ve algılanmasına! da fırsat verebilmekte.Bir resmi nikahlı bir de imam nikahlı kadın alıp eşim karşı çıkarsa da karıcım Nisa süresinde 4 tane hanım al dedi bende aldım diyemeyiz sanırım.Bu durumda günün koşullarına uygun aklı ve vicdanı hür hayatın her aşamasında sosyal hayatın temeli kadını ve onun onurunu korumak suretiyle her bir birey olarak önce çevremize örnek olarak bir çok olumsuz davranışın önüne geçmeye çalışmaktan başka çok da yapabileceğimiz bir şey yok.Saygılarımla ...


Aralık 09, 2014, 10:08:22 öö
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 291
  • Cinsiyet: Bay

maalesef günümüz islam coğrafyasında yaşayan pek çok kimse Nisa suresinde belirtilen ayetlere uygun davrandığını beyan ederek kadının sosyal hayattaki yerini inkar etmekte üzücü :(
fırtınanın şiddeti ne olursa olsun martı sevdiği denizden asla vazgeçmez


Aralık 09, 2014, 11:35:14 öö
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 228
  • Cinsiyet: Bay

7.yüzyıl Arap toplumunun yaşam kuralları ile 21.yüzyılı insanını yönetilmek istenirse; eğitimsiz, sağlıksız, korkak insanlar yetiştirilmelidir.

Birileri çıkar Kabe yi yıkmaya kalkar, ötekisi atalarının mezar taşını okutmak için osmanlıca öğretir. Eğitimsiz kitlede çıkıp alkışlar. Kimsede demez ki nerede bu mezar taşları, yağmanızdan kurtulan taş nerede? diye kimse sormaz. Atalarımın mezar taşlarını yine kendi atalarım dediğin osmanlı kırıp dağıtmadı mı? diye soran olmaz. "II.Mahmut bütün yeniçeri mezar taşlarını kırdırmıştır".

Osmanlı döneminde Anadolu halkının mezar taşı  yaptıracak parası mı vardı da hepsi mezar taşı yaptırdı? Varsa nerede bilen olmaz. Ama cumhuriyet, laiklik ve demokrasinin ne olduğunu bilmeyen halk alkışlar. Kulluktan birey olmaya geçmenin ne olduğunu bilmeyen cumhuriyet, laiklik ve demokrasi  düşmanlığı yaparak viyana yı tekrar fet edeceği hayaline kapılır, başlar alkışlamaya.

Ahlat taki mezar taşını okumak için Arapça ve Farsça bilmek gerektiğini bilmeyen alkışlar Osmanlı gibi güçleneceğiz diye.

Matematikte, fizikte, kimyada neredeyiz soran olmaz. Ama geri zekalı osmanlıca öğrenip mezar taşı okuyarak kuyruklu yıldızda et bulmaya kalkar.

Bilmezki türkçe alfabe olmadığından ataları tarihte kimi zaman grekçe, kimi zaman farsça, kimi zaman arapça harflerle yazıya dökmüştür konuştuğunu. Arapça harflerle yazıp türkçe okumaya osmanlıca dendiğini bilmez, arapça imla kurallarından dolayı okuma ve yazmanın zorluğunu bilmez ama gördüğü rüya ile kendini İstanbul fatihi sanır. Bilmezki osmanlı döneminde tüm halk içinde okur yazar oranının %8 lerde olduğunu.

Cariyelerin belden yukarı kısımlarının açık gezdiklerinden cariyelere gelen ayeti kendine geldiğine inandırıldığını bilmez, ama turizm otelcilik okulunda içki servisi yapmayı yasaklar. Çünkü bilmez atalarının kımız içtiğini.

Kendilerini yönetenlerin çalıp çırtmalarına da "varsın yesin, yiyen benim gibi düşünüyor. Avrupayı, Amerikayı dize getirdi" der kendini darı ambarında sanarak.

Böyle osmanlıca öğrenerek kuyruklu yıldıza kuyruk sallayan %60 kitleye ithaf olunmak üzere Kazak Abdalın ruhunu şad etmek istedim.

Alıntıdır;
"Eşeği saldım çayıra otlayıp karnın doyura
Gördüğü düşü hayıra yoranında avradını
Münkir münafıkın huyu yıktı harap etti köyü
Ölüsüne bir tas suyu dökenin de avradını

Dağdan tahta indirenin ıskatına oturanın
Mezarına götürenin imamın da avradını
Derince kazın kuyusun inim inim inilesin
Kefen dikmeye iynesin verenin de avradını

Müfsidin birde gammazın malı vardır da yemezin
ikisin meyyit namazım kılanın da avradını
Kazak Abdal söz söyledi cümle halkı taneyledi
Sorarlarsa kim söyledi soranın da avradını"
[/b][/i]
Madem yersizlik alemi aslım
Artık bana tek bir şey düşecek
Yücelip aslıma gitmek


Aralık 17, 2014, 08:26:18 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

        Son yıllarda   sözde din profesörü unvanlı bir çok kimse gerek görsel ve gerekse yazılı medya kanallarında İslamiyete yeni bir kılıf hazırlama cabası içine girmiş bulunmaktadır.  Bunun adına da "Ilımlı İslam" demektedirler. İşte bu sözde din adamı kısveli kişiler, sık sık  İslamiyette kadın ile erkeğin  eşit olduğunu , İslamın kadının hak ve hukukunu en iyi koruduğunu durmadan anlatırlar.     
        Sayın davut ve sayın selim'in yazdıklarının dikkatle okunmasında bence fayda vardır. Nisa suresinin çok büyük bölümü kadın ve miras hukukunu içermektedir. Ben burada bunları yazmıyorum. Merak edenler açıp okuyabilirler. 
       Sitemizde de çoğu zaman bakıyorum bir çok kişi din ahkamı kesip durmakta ve maalesef Kur'an'ı referans göstermektedirler. Oysa anlattıklarının Kur'an'la hiç mi hiç alakası bulunmamakta,  kendileri nasıl istiyorsa sanki Kur'an o şekilde imiş gibi davranıyorlar . Bu bakımdan yani Ayetlerin mealleriyle birlikte yazmış olması nedeniyle sayın davut'u takdir ediyorum.
        İslamiyette kadın asla erkekle eşit olarak tanımlanmamıştır. İslamiyette kadın bir mal bir eşya olarak tavsif edilir. Sayın davut'un yazdığı Ayetlerden başka Nisa suresinde bu konuda pek çok daha Ayet bulunmaktadır. Ayrıca konuya katkısı olabilir düşüncesi ile ben de Bakara Suresi  223. Ayet'in kısaca mealini paylaşacağım.
        Bakara Suresi 223. Ayet- Mealen ; " Kadınlarınız sizin tarlanızdır. O  halde tarlanıza dilediğiniz şekilde varın . ......"
        Kur'an'da kadınlarla ilgili  70'ten fazla ayet vardır. Bu Ayetler arasında sayın davut'un da belirttiği gibi Nisa suresi 34. Ayette kadınların dövülmeleri de yer almaktadır.
        Bu bakımdan İslam'da kadınlarla erkeklerin eşit olduklarının söylenmesi gerçeğe uygun değildir.
        Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Aralık 17, 2014, 11:11:49 ös
Yanıtla #5
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 512
  • Cinsiyet: Bay

İslamiyet öncesi Türk toplumunda kadına verilen değerin islamiyetten sonra düşmesindeki en önemli sebep gayet açık bir şekilde ortada.

İslamiyet öncesi Türk toplumunda;

''...Tedirgin etme (taciz),kadına saldırganlık,evlilik dışı ilişki (zina) gibi cinsel suçlar,Türk toplumunda yok denecek kadar azdı.Kadına saldırının Türk hukukundaki cezası ölümdü.Cinsel saldırıya uğrayan kadın toplumdan dışlanmaz,ona sahip çıkılırdı.Evlilik dışı çocuğu olursa,kadın Şaman geleneğinden kalma bir anlayışla bir ağaç ile (!) evlendirilir,çocuk bu yolla meşrulaştırılırdı.

Günümüzde töre cinayeti adı verilen olayların Türk töresiyle hiçbir ilgisi yoktur.Basında sıkça kullanılan bu terim,Türk geleneklerini yıpratma amacını taşımaktadır.

Saldırıya uğrayan kadına sahip çıkılırken,namusunu korumayan kadın hoş görülmez.Eski Türk inancına göre,ne denli yalvarırlarsa yalvarsınlar,Doğum Tanrısı (Ayzıt) namusunu korumamış kadınların yardımına gelmez.

10.yüzyılın ünlü coğrafyacısı al Balhi,''kitaab al-badva'l-tarih'' adlı yapıtında,Türklerde kadının erkeğe eşit olduğunu,toplumsal yaşamın her alanında varlığını sürdürdüğünü ve beğendiği erkeğe evlenme teklif edecek kadar özgür olduğunu yazmıştır...'' ( Yalçın Kaya-Batının İki Yüzü )

Ayetlerde belirtilen kadın tipi Arap kültürünün yapısına uygun olup,günümüzde de devam etmektedir.Haliyle islamiyet ile birlikte Türk toplumunda geçmişte Arap kültürünün etkisinde kalınmış ve üstünde konuşulamayacak ayetler ile bir takım değişikliklere uğramıştır.

Şahsi kanaatim kişi hangi dine bağlı olursa olsun,mealleri-çevirileri kendi yorumlamasıdır.Yorumlarken birden çok çeviriden faydalanılmasında yarar vardır.Çünkü en ufak bir kelime bile anlamda değişikliklere yol açmaktadır.Yine çevirilerde kendi görüşümüze yakın hocalardan,alimlerden faydalanmak yerine karşıt görüşümüzde olan hocaların,alimlerinde çevirilerine önem vermek gerek.Daha bunu yapamayan bir toplumken,her bireyin kendi yorum ve anlayışına bırakmamız hayal olur.

Örneğin Nisa suresi 34.Ayet:

Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarfetmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür.(Diyanet İşleri)

Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.(Elmalılı Hamdi)

Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür.(Yaşar Nuri Öztürk)

Tabi geçmişten günümüze sen alimlerden daha iyimi bileceksin,hoca ne derse doğrudur anlayışıyla yaşamış ve bu anlayışı üzerinden atamamış veya atamayacak kimseler için bu çok zor bir durumdur.

Sonuç olarak kadın ve erkek İslamiyette eşit görülmemektedir.Peki ilerde değişmesi mümkün müdür ?

Saygılarımla
Görmek, varlığın yükselişidir.


Aralık 18, 2014, 12:50:45 öö
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

          Türklerin İslamiyetten önceki Şaman hayatlarında, kadın gerçekten erkekten daha önde tutulurdu. İslamiyetin kabul ettirilmesinden sonra, Türkler büyük ölçüde din taassubu altında Arap emperyalizminin egemenliği altına girmiştir. O kadar ki, Türklük adeta unutulmuş, sosyal hayatın yanında eğitim sistemi de Arap kültürüne esir olmuş,  isimlerinden, alfabesine, törelerinden adetlerine kadar Arap kültürünün egemenliği altına girmiştir.
          Aslında; Arap kültür emperyalizmi din adı altında Türk kültürünün yanı sıra, sosyal hayatını da dejenerasyona uğratmıştır. Bakınız; Rusya,  Kafkaslarda ve Orta Asya'daki Türk toplumlarına 70 yıl kadar hükmetti. Ama ne yaptı hepsinin soy isimlerine "yev ""ov" gibi kendi kültüründe kullandığı ilaveleri yaptırdı. Bu gün bile koskoca Azarbeycan'ın  Cumhurbaşkanının bile soyadı "yev" ile bitiyor. Neden ? çünkü hakim devletler egemenliği altında bulundurdukları  halklara kendi kültürlerini kabul ettirmek zorundadırlar.
         Ne yazık ki ; Türkler özellikle Osmanlılarla hakimiyet sürelerinde, İslam dininin yanlış yorumlanması ve Arap kültür etkisinin baskısı altında kalarak Türklüklerini  unutup adeta Araplaşma yoluna girmişlerdir.   
        Kim sorarsa 500 yıla yakın bir süre Arap Yarımadasına hükmetmiş koskoca Osmanlı İmparatorluğu, bütün padişahları Arap ismi almış, bir tek Türk ismi alanı da olmamıştır. Hem egemenliğiniz altında bulunduracaksınız ve hem de egemenliğiniz altındaki milletin kültürünün esiri olacaksın. Böyle bir örnek acaba dünyanın neresinde vardır.
        500 yıl egemenliğin altında bulundurduğun Arap Yarım Adasında ALPASLAN, GÖKHAN, METE, KORKUT gibi Türk ismi taşıyan  bir tek Arap gösterebilir misiniz? tabii ki gösteremezsiniz.
        Günümüzde de ne yazık ki  geçmişte yaşanılan bu sömürüye özenenler hayli fazla, yani Arap kültürü egemenliğine girmek için can atanlar çok fazla.
        Ama  unutulmaması gereken en önemli husus toplumun kimliğini unutmamasıdır. Toplumların yozlaşması, diğer bir anlatımla dejenerasyona uğramasının en büyük etkeni kimliksizleştirmektir. Ve ne yazık ki Türkler giderek yeniden Arap emperyalizmin kıskacına girmiş ve kimliklerini yavaş yavaş unutmaya başlamışlardır.
         Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Aralık 18, 2014, 10:02:35 öö
Yanıtla #7
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 291
  • Cinsiyet: Bay

             İslam dininde sosyal hayatla ilgili olarak hükümler kesin ve net olarak verilmesine rağmen din alimi , hoca v.s. kişilerce İslam dini topluma farklı olarak lanse edildiğini görmekteyiz.

              Son yıllarda gelişen teknoloji ve insanların araştırma isteği ile birlikte artık her kes her şeyi öğrenebilmekte ve araştırmalar yapabilmekte. Araştırmalar neticesinde insanlar Nisa Suresi veya farklı sureleri  incelediklerinde çok şaşırıyorlar  ister istemez.Buna neden olarak son yıllarda  '' ılımlı İslam veya diğer adıyla tatlı su Müslümanlığı ''  gibi ilginç kavramlar oluşmakta.

             Laiklik ilkesini benimsemiş veya yüzünü batıya dönmüş çoğu insan İslamı incelediğinde bilerek veya bilmeyerek DEİST inanç sistemini benimsemekte.Hem  Allah' a inanmaktan vazgeçebiliyor, nede ayetlerde yazanları kabul edebiliyor, iki arada bir derede ....

fırtınanın şiddeti ne olursa olsun martı sevdiği denizden asla vazgeçmez


Aralık 18, 2014, 10:52:30 öö
Yanıtla #8
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 512
  • Cinsiyet: Bay

Deist biri aynı zamanda teizm düşüncesine benzer düşüncelere sahip olabilir.Örneğin ; ruhun ölümden sonra ödüllendirilmesi veya cezalandırılması gibi..Tabi ruhun varlığı hakkında deizm içerisinde de farklı düşünceler bulunmaktadır.

Deizm Allah'a inanmaktan vazgeçmek demek değildir. Deizmde de tek yaratıcı bulunmaka ismen Yüce Varlık, Evrenin Büyük Mimarı gibi farklı isimler ile adlandirilmaktadir.

Teistlerde aynı zamanda deist olabiliyor.Bazı ayetleri bilim yoluyla desteklemeye çalışmaktadırlar.

Laiklik devlet yönetiminin, ülkenin inanç sistemiyle ayrı tutulmasıdır.Kişi ve kişinin inancıyla alakali olan deizm direk batı ile bağdaştırmak doğru olmaz.

İslamda yahudiler ile dost edinmeyin denir.Peki her ne olursan ol gene gel diyen Mevlana bir deist midir?

Bu sebeple teist veya deist olmanin laiklik yada batı ile alakası olmadığı gibi,bir teistin deist veya bir deistin aynı zamanda teist olmasında toplumsal baskının etkisinin olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.
Görmek, varlığın yükselişidir.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
11 Yanıt
15187 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 23, 2013, 10:39:36 ös
Gönderen: Melina
0 Yanıt
2739 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 17, 2007, 07:01:04 ös
Gönderen: SublimePrince
Enfal suresi

Başlatan Türkmen Islam

9 Yanıt
4442 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2007, 08:17:23 ös
Gönderen: sun
1 Yanıt
4465 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 08, 2008, 12:16:31 öö
Gönderen: Lux_e_Tenebris
5 Yanıt
6885 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 03, 2013, 05:52:33 ös
Gönderen: Caliper
Ilımlı islam ve Laiklik

Başlatan goksel475 Islam

1 Yanıt
4099 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 03, 2009, 02:24:33 ös
Gönderen: amurdad
9 Yanıt
6047 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 30, 2013, 12:05:10 öö
Gönderen: NOSAM33
4 Yanıt
4027 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 05, 2013, 02:08:38 ös
Gönderen: NOSAM33
8 Yanıt
5285 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2013, 10:04:02 öö
Gönderen: Felix Steiner
7 Yanıt
4908 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2013, 09:16:07 öö
Gönderen: ceycet