Yatır başını dizime,
Bana masal anlat.
Çimlerin gülüşlerine sarılsın ruhum,
Dans etsin rüzgârla ağaçlar.
Ne soğuk değil mi acılar ?
Ne acımasız değil mi anılar ?
Üşüyorum bu duvarların arkasında,
Önyargılarım olmuş bütün duvarlar.
Üşüyorum.
Yalnızlık mı çöktü üzerime ne !
Belki sevgisizlik bitirmiştir insanlığımı.
Belki de acılar bırakmıştır ruhumu çırılçıplak.
Unut gitsin!
Bir örtünün üzerinde oturmuşum,
Bir elimde simit, bir elimde çay.
'Yalnızlık çöktü üzerime' diyor Ayasofya.
Sesi biraz ağlamaklı,
duvarları soğuk ve yapayalnız.
Hüzünlü sesini dinliyorum,
Ayasofya'ya bakıyorum gözlerim kapalı.
Şimdi yatır başını dizime
ve anlat bana sırlarını.
Tanrı'nın çiçekleri sarılsın eteğimin dantellerine,
Gökyüzüne öğlenden bakan gözlerim
selamlasın yıldızları.
Aldan yanaklarımı selamlasın Güneş geceleri,
Ay'ın karanlığını savursun yıldızlar gündüzleri.
Tanrı, şarabını yudumlasın Ayasofya'nın tepesinde,
Yıldızlarla öpüşsün çiçekler,
ve karışsın sonsuz gündüzler sonsuz gecelere.
'Fay Frin' isimli ilk kitabımdan... syf. 77-78