Bir masonun düzenli sayılabilmesi için, şu koşullardan her birine uyar durumda bulunması gerekir:
1. Bir masonun taşıması gereken temel bireysel niteliklere sahip olması.
2. Masonluğa düzenli bir locada, yöntemine uygun bir törenle alınmış bulunması. Eğer Masonluğa ilk girişi “düzensiz” olarak nitelenen bir locada ya da yöntemine uymayan bir törenle gerçekleşmişse, düzenli bir locada ya yeni baştan Masonluğa girmesi ya da “iyileştirme” (healing) denilen bir yöntemle düzenli olmasını engelleyen noksanlarının giderilmiş olması.
3. Düzenli bir locanın, temel yükümlülüklerini aksatmayan bir üyesi olması; bir diğer deyişle, locasının toplantılarına katılmakta ve ödentilerini de tüzüklerde belirtilen süreler içinde yerine getirmekte olması.
4. Masonluğun amaçlarına, ilkelerine, töresine ya da üyesi olduğu obediyansın tüzüklerine aykırı birtakım tutum ve davranışları nedeniyle Masonluktan uzaklaştırılmış ya da kendi isteğiyle ayrılmış (istifa etmiş) ya da Masonluktaki deyimle “uykuya yatmış” olmaması.
5. Yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle üyesi olduğu locanın bağlı bulunduğu obediyansın tüzükleri uyarınca düzensiz ilân edilmiş olmaması.
Bireysel düzenin bu koşullarından bazıları elbette yoruma ve farklı benimseyiş ya da anlayışlara açıktır. Bence bunlardan en önemlisi, “mason nitelikleri” ile ilgilidir. Bu konuda öncelikle “özgür ve iyi ahlâklı kişi olmak” gözetilir. Kuşkusuz “iyi ahlâk” konusu, yerel ve toplumsal törelerden ve bunlardan kaynaklanan değer yargılarından etkilenir ama üzerinde uyuşmaya varılabilir. “Özgürlük” konusu ise spekülâsyona çok açıktır; tanımlanması gerekir.
18. yüzyıl ve öncesinde Masonlukta yalnızca nesnel bir anlamda olmak üzere değerlendirilen “bireysel özgürlük” kavramı sonradan değişikliğe uğramış, çeşitli evrelerden geçtikten sonra “zihinsel özgürlük” ve “ekonomik bağımsızlık” kavramlarının birleşimi olmaya dönüşmüştür. Ancak birçok mason kuruluşu, bir masonun düzenli sayılabilmesi için bu kadarını yetersiz görür. Bu konuda bazı mason örgütlerince öngörülen ek koşullar da vardır.
Düzensiz sayılan bir locada Masonluğa alınmış olan bir kişinin “düzenli bir mason” olarak kabul edilmeyişini doğal karşılamak gerekir. Bu doğaldır ama bu durumdaki bir masonun yeni baştan Masonluğa giriş töreninden (tekris) geçirilmesi, daha önce görmüş ve geçirmiş olduğu bir deneyimi bir kez daha yaşamak zorunda bırakılması ne akıl ve mantığa ne de Masonlukta çok önem verilen diğer töresel ilkelere sığar. Ötesi Masonluğa giriş töreni zaten her mason kuruluşunda tıpatıp aynı değildir. Türkiye’de başkadır, Fransa’da başka, İngiltere’de başka, Amerika’da çok daha başka.
Törenler arasında ne kadar çok fark olursa olsun, benzerlikler farklardan çoktur. Bu nedenle, çoğu mason kuruluşları, ritüel karşılaştırması yapmayı daha kolay ve daha uygun bulur. Kendilerince düzensiz sayılan örgütün uyguladığı ritüelin hangi bölümü kendilerine göre belirgin ve önemli bir noksanlık ya da yanlışlık içeriyorsa, ilgili törenin sadece o bölümünü yeniden uygular, böylece noksanlık ya da yanlışlığı giderirler. Hatta bunu sadece Masonluğa giriş için değil, sonraki dereceler için de yaparlar. Bunun ayrı ayrı yapılması yerine ritüelik törenin baştan sona yeni baştan uygulanması ilgili mason kuruluşunca kolaya kaçmaktan başka bir şey değildir. Bu arada ilgili masonun indinde aslında onur kırıcı olur; o ayrı.
Birbirlerini düzenli olarak tanıyan mason örgütlerinin uyguladıkları ritüeller birbirlerinin tıpatıp aynısı olmasa da, aradaki farkları doğal ya da kabul edilebilir saymakta, toleransla karşılamakta, bunların üzerinde durmamaktadırlar. Düzensiz olduğu öngörülen bir mason örgütü için ise bu farkları çok önemsemekte, kabul edilemez ve yanlış bulmaktadırlar. Demek ki toleransı sadece kendi benimseyişlerine uygun düştüğü sürece geçerli tutmaktadırlar. Asıl önemsenen etken, ritüelik uygulamalardaki farklar değil, düzen kavramındaki uyuşma ya da uyuşmazlıktır.
Masonlukta bireysel düzenin asıl önemli olduğu aşama, Masonluğa girişte değil, bundan sonradır. Ben de o bundan sonrasına sonraki yazımda değinmek niyetindeyim. Bu arada bu aşamaya kadar yazdıklarım üzerine farklı görüşleri beklerim.