Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: KUTSAL KÂSE  (Okunma sayısı 3596 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 08, 2010, 08:05:39 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Bunun ne olduğunu sanırım bu forum alanında birçok kimse anlatmış ya da bir anlatımdan aktarmıştır.

Anlatımdan anlatıma fark var. İzninizle bir de ben anlatayım. İsterseniz bunu "Hıristiyanlıkta Tabu Konular" genel başlığının bir parçası da sayabilirsiniz.

Özetle anlatmak isteyişimin asıl nedeni, başka başlıklar altındaki birçok anlatımda buna yer yer değinmiş ve değinecek olmam.  Nitekim bu konuyu da o diğer başlıkların bulunduğu bölümlerden birinde yansıtmak isterdim ama tek başına olunca burası uygun düştü.




Kimilerine göre Kutsal Kâse, İsa ile havarilerinin o “son yemek” sırasında şarap içerken ortaklaşa kullanmış oldukları kaptır. (Eski çağlarda bir sofrada herkesin kendine özgü ayrı bir bardağı, tabağı, kaşık ya da bıçağı yoktu. Bunlar elden ele geçirilerek ortaklaşa kullanılırdı.)

Başkalarının benimseyişine göre; Arimatealı Yusuf, İsa çarmıha gerilmiş dururken ya da onu çarmıhtan indirdikten sonra, akan kanını, yere dökülmesin diye bu kabı kullanarak toplamıştır.

Kimilerine göre de her ikisi birden olmuştur.

Hıristiyan inancında “şarap”, simgesel olarak “İsa’nın kanı” ile özdeşleştirilir. Ancak elbette bu güncel yaşamda değil, bir âyin ya da dinsel nitelik de taşıyan bir törende söz konusudur.

Kutsal Kâse biçimi bakımından nasıl bir şeydir?

İşte onu bilen yok... Bazı yerlerde bir çanak, kadeh ya da kupa gibi bir nesnenin resminin doğrudan “Kutsal Kâse” olmasa bile bir benzeri diye nitelendirildiği görülür. Bunlar sadece bir tasarım, bir benimseyiştir.

İşin doğrusu, bu nesnenin bir “cisim” olarak aslında pek bir önemi olmadığıdır. Gerçi bunu çok önemseyenler de vardır ama aslında “Kutsal Kâse” bir simge, hatta bir simgesel kavramdır.

Öyle önemli bir kavramdır ki, bir tek bu konu üzerinde bile başlı başına bir kitap yazılabilir. Zaten yazılmıştır da…

Kimileri, “Kutsal Kâse” olarak anılan nesnenin Sami ırkının İbrahim’den kalma bir aile yadigârı olduğunu söyler.

İşte böyle bir görüş ileri sürüldüğünde, “Kutsal Kâse” artık açıkça bir “nesne” olmaktan çıkar ve bir “simge” olmaya dönüşür. Çünkü İsraillilerin tarihçesini şöyle bir göz önüne getirecek ve akıl yoluyla düşünecek olursak, böyle bir aile yadigârının 27 nesil boyunca babadan oğla aktarılmış olmasına olanak yoktur.

Ancak herkes öyle düşünmüyor.

Kaldı ki, birden çok oğlu olanlar vardır. İbrahim’den başlayarak çok sayıda “Kutsal Kâse” bulunması, bunların içinden sadece bir tekinin İsa’ya kadar gelebilmiş olması gerekir.

Nitekim öyledir... Çünkü “Kutsal Kâse” sadece bir simgedir. Hiçbir zaman bir “nesne” olmamıştır. Fakat bir nesne gibi gösterilmesinden çok hoşlanılmıştır.

Bu sözcüğün Batı dillerindeki karşılığının aslının “Sangraal” olduğu belirtilir. Öyle olunca, bu kez sözcüğün Türkçe karşılığının “kâse” ve “çanak” gibi bir şey ile ilgisi kalmaz. Doğrudan “kutsal kan”, bir diğer deyişle “soylu kan bağı” anlamına gelir.

Roma Katolik Kilisesi’nin “Hz. İsa’nın çarmıhta ölmediği”, “Tanrı’nın oğlu olmadığı”, “çoluk çocuğunun bulunduğu”, “Meryem Ananın aslında bakire olmayıp, Hz. İsa’yı kocasıyla arasındaki olağan cinsel ilişkinin ürünü olarak doğurduğu” gibi iddialara karşı niçin dehşetli tepki gösterdiğini, dolayısıyla “Kutsal Kâse” kavramından da niçin nefret ettiğini anlamak zor değildir.

Bu gibi iddialar herhangi bir şekilde belgelenip kanıtlanabilirse; Katolik Kilisesi, tarih boyunca yalan söylemiş ve iyi niyetli Hıristiyanların saflığından yararlanıp onları aldatmış duruma düşer.

Bir tek bu konu bile Katolik Kilisesi’nin diğer tüm dogmalarını da “inanılmaz ve güvenilmez” bir duruma sokup sorgulanmasına yol açar. Kilise’nin tüm otoritesi yıkılır. Tarihteki varlığını sona erdirecek büyük bir çöküntüye uğrama tehlikesiyle bile karşılaşır.

Nitekim Katolik Kilisesi’nin Merovenj hanedanından 2. Dagobert’i niçin ortadan kaldırtmaya girişmiş olduğu üzerine tariuhsel bilgiler göz önünde tutularak biraz kafa yorulursa, şöyle düşündüğü anlaşılır: “Yeni yetme bir Austrasia kralı çıkıp, Kilise’yi kenara itmeye kalkıştı. Bu tutum, başkaları için bir kötü örnek oluşturmamalı.”

Buraya kadar iyi de, anlaşılamayan bir şey var: Onu öldürtüp ortadan kaldırmayı başardıktan sonra bir de niçin tarihten silmeye girişmiş?... Niçin bundan böyle Merovenjlerin tümüne diş bilemiş?

Bu sorunun yanıtı ancak bir yorum... İki seçenek var... İçlerinden biri ya da her ikisi birden geçerli olabilir.

A)   Katolik Kilisesi, Merovenjlerin belli bir soy ağacı olup, kökünün yüzyıllar öncesinde İsraillilerin Benjamin ailesine dayanmasını hiç önemsemiyor. Bunu dert edinmiyor. Fakat İsa’ya dayanan bir başka şecere iddiası üzerine alarma geçiyor.

B)   2. Dagobert, bu konuda her nereden edindiyse almış olduğu sapkın bilgileri, varsa elindeki verileri Merovenj hanedanından bir başkasına aktarmış olabilir. Ortaya bir başka 2. Dagobert daha çıkabilir. İyisi mi, bu hanedanın tümü bir an önce yok edilmeli.

Eğer tarihte ilk kez bir haçlı seferi çağrısını yapan Papa 2. Urbanus, Lorraine Dükü Godfrey de Bouillon’un da bu sefere niçin katıldığını, bu çağrıyı yapması için aslında nasıl bir entrika çevrilmiş olduğunu bilseydi, herhalde böyle bir işe kesinlikle razı olmazdı. Eğer bunu haçlı orduları yola çıktıktan sonra öğrenseydi, herhalde orduların arkasından haberciler koşturup seferi iptal etmeye girişirdi.

Kudüs Fatihi Godfrey de Bouillon da Kutsal Kâse’nin peşinde miydi? Onun amacı kendisinin saydığı toprakların üzerine oturmak değil miydi?

Ha, bakım orasını bilemeyiz. Her ikisi de olabilir.

Nitekim tarih boyunca her ikisini de yapmış olan o kadar çok kimse var ki… Ancak Müslümanlar Kudüs ve çevresine kesinkes egemen olduktan sonra Hıristiyanlar o toprak parçalarını ellerine geçirme umudunu yitirdi ve sonunda bu sevdadan caydılar. Kutsal Kâse’yi aramaya devam etmekten ise hiç yılmadılar.

Hâlâ arıyorlar.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
8500 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 15, 2008, 03:32:58 ös
Gönderen: akasya
19 Yanıt
14073 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2011, 01:24:04 ös
Gönderen: AMON RA
1 Yanıt
4373 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 16, 2008, 03:07:49 öö
Gönderen: Veritas
Kutsal Gölge

Başlatan kudüs prensi Ezoterizm

1 Yanıt
3832 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 03, 2015, 01:28:42 ös
Gönderen: egeran
1 Yanıt
6469 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 06, 2016, 12:31:03 ös
Gönderen: kurt
2 Yanıt
5584 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 18, 2010, 03:14:43 öö
Gönderen: Caius Keyes
13 Yanıt
12801 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 23, 2011, 01:08:39 öö
Gönderen: genius_md
9 Yanıt
8641 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 05, 2012, 01:56:49 ös
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
4206 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 20, 2012, 12:53:43 öö
Gönderen: Genius Loci
10 Yanıt
9130 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 02, 2015, 05:54:28 ös
Gönderen: karahan