Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Anahtar?  (Okunma sayısı 4576 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 08, 2013, 08:50:18 öö
  • Ziyaretçi

Biri bana anahtarın ne anlama  ifade ettiğini anlatabilir mi ?acaba.


Aralık 29, 2014, 01:28:57 ös
Yanıtla #1
  • Skoç Riti Masonu
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 31
  • Cinsiyet: Bay

Anahtar; kilit dilinin dönmesini sağlayan ve genellikle metalden yapılan aygıttır. Metal kilit, anahtar ve kilit tırnağıyla sağlanan güvenlik sistemi, Romalıların buluşudur.

Müzik yazımında portenin başına konan işaret de anahtar kelimesiyle ifade edilir. Belli bir çizginin hangi notaya ait olduğunu gösterir ve porte üzerindeki öbür notalar da bu ilk noktaya göre ayarlanır.

Anahtar, iletişimin güvenlikli ve genellikle gizli bir biçimde yapılmasını sağlayan yöntemleri konu edinen şifre bilimde de yaygın olarak kullanılmaktadır.
Açık iletinin ( özgün metin ) şifreli iletiye dönüştürülebilmesi genellikle bir algoritma ( işlemler dizisi ) ve bir anahtar aracılığıyla gerçekleştirilir. Kullanılan algoritma herkesçe biliniyor olabilir; anahtarın tümü yada bir bölümü, yalnızca iletiyi gönderen ile alması amaçlananın bilgisi içindedir. Şifreleme sırasında şifreleme algoritması, özgün metne anahtarın belirlediği biçimde uygulanır. Yetkili alıcı şifreli metin üzerinde benzer işlem uygulayarak şifreyi çözer.
Sesimiz de bir anahtardır. Evrendeki her şey titreşimsel bir tabiata sahiptir. Bir cismin şekli ile titreşim frekansı arasında direkt bir ilişki vardır. Bizler, ışık ve ses de dahil olmak üzere birbirine bağlı enerji alanlarıyız. Bedenimizin organlarını ve sistemlerini oluşturan çeşitli hücreler, diğer hücrelerle birbirine bağlı ve bileşik ses titreşimleri yayarak hücresel rezonanslara yol açarlar. Olaya bu açıdan bakacak olursak, bedenimiz yürüyen bir senfonidir.
Bedenimizi oluşturan dalgalar dünya ile rezonans halindedir ve dünyanın geçirdiği değişikliklerden etkilenmektedir. Bu etkiler sonucunda bazen hastalıklar, bazen de yorgunluk yada çalkantılı haller şeklinde ortaya çıkan fiziksel rahatsızlıklara yol açmaktadır. Duygusal alemde ise duygusal dengesizlik şeklini almaktadır. Duygular da ses titreşimlerine sahiptir, onlar gerçekte beyindeki sinirsel kalıpları da içeren çok düzeyli bir fenomendir. Bedenimizdeki hormonal tepkiler duygu değişiklikleriyle ilişkilidir. Duygular kanın kimyasında değişikliklere neden oldukları gibi, solunum modelinin ve kandaki oksijen düzeyinin değişmesine de yol açarlar.
Belli bilinç hallerine erişmek yada onları aktive etmek için ses titreşimleri kullanılabilir. Enerjisel açıdan her bilinç hali ( ruhsal bedendeki titreşimsel imzalar ve onların birbirleriyle ilişkileri de dahil olmak üzere ) kendi enerjisel imzalarına sahiptir. İnsan,uyanıklık, uyku, yada üstün bilinç halleri gibi, farklı şuur boyutlarına girdiğinde belli ses imzaları yada titreşimsel imzalar ortaya çıkar. Bu farklı şuur boyutlarına ulaşabilmek için sesi kullanmak mümkündür. Sonuç olarak ses değerli bir şuur anahtarıdır.

Bir ses imzası, bizim kağıtlara attığımız imzalarla aynı şeydir. Mesela bankada bir çek imzaladığımızda, eğer bu imza dosyadaki asıl imza ile aynıysa paramızı çekebiliriz. Ancak elimizde uygun kimlik olsa dahi, eğer imza uymuyorsa banka memuru hesabı açmaz ve biz de para çekemeyiz. Aynı olay ses imzaları için de geçerlidir.

Tüm duygu, tüm düşünce formları, inançlar ve enerjiler bir yada daha fazla titreşim frekansı içeren bir ses kalıbına sahiptirler. Bu titreşimler yada ses kalıpları bir insan tarafından ( yada bazen mekanik olarak ) ses imzasının temel imzaya uyacağı şekilde ifade edildiklerinde, bir rezonans elde edilir. O zaman o duygu yada düşünce formu bilincin yüzeyine çıkar.

Mesela üzüntü duygusu çoğu insanın ağlama olarak tanıdığı bir ses imzasına sahiptir. Ağlama sesi, evrensel olarak, üzüntü, ıstırap yada kaybın ses imzası olarak tanınır. Ama eğer insan o anda üzüntüsünü ifade etmeyip bastırırsa, ses yada titreşim enerjisel olarak alanın içinde çöreklenerek, kendini ifade etme fırsatını bekler. İlk fırsatta, üzüntü birden çöreklendiği yerden çözülüp ( sarmal bir enerji biçiminde ) dışarı fırlar ve insan ağlamaya başlar. Nispeten uygunsuz zamanlarda, mesela hislerimizi etkileyen TV. Programları, filmler izlerken ağlamaya başlarsak, aynı durumu yaşadığımızı bilmeliyiz. Bu anlarda hissettiğimiz duygunun, izlediğimiz olayın uyandırabileceği duygudan çok daha derin olduğunu biliriz. Bu durumda bizim o filmden etkilenmemiz bir rezonans başlatmış, o anki imza asli imza ile uyuşmuş ve o bastırılmış duygu, sarmalını çözerek kendini ifade etmiştir. Aynı şekilde, tüm bastırılmış duygular, duygusal alanda enerjisel bir sarmal oluşturarak çöreklenirler ve ifade edildiklerinde de bu sarmal çözülür.
Duygularımızı, duygusal bir ses imzası olarak ifade ederiz. Aynı anda tanımadığımız iki kişiyle karşılaştığımızı var sayalım. Onlar hakkında hiçbir şey bilmediğimiz halde, ikisinden de yayılan farklı titreşimleri hissederiz. Bu enerji frekansı, her birinin kendi alanlarındaki duygusal ses imzaları içinde bulunur. Duygularını dengelemiş olanın ses imzası, tam bir huzur ve sükunet titreşimleri yayarken, bir başka insan olumsuz duygularının bir sonucu olarak çatışma ve çalkantı titreşimleri yayacaktır.

Gizem okullarında eğitim gören inisiyeler, bir sonraki inisiyasyon aşamasına geçmeden önce rahipler ve rahibeler tarafından bu açıdan incelenirdi. Nerde dengeli, nerede dengesiz olduklarını hissetmek için, onların ses imzalarına bakılırdı. Eğer yeterince dengeli iseler, bir sonraki düzeye geçmelerine izin verilirdi. Eğer yeterince dengeli değilseler, kendi üzerlerinde çalışma yapmak üzere geri gönderilirlerdi. Çünkü dengesiz bir halde bir inisiyasyon aşamasına başlamak tehlikeli olurdu.

Anahtar kadim zamanlardan gelen bir semboldür. Kadim Mısır tanrılarının ve tanrılaştırılan Firavunların elinde “Ank” denilen, bir tarafı halkalı bir haçı andıran bir anahtar görülür. Kadim Mısır dinine göre ölüm tanrısı olan Osiris’in elindeki bu anahtar Nil’in sularını açmayı, yani vadinin sular altında kalan topraklarına bereketin gelmesini, diğer bir deyişle ölmüş olan çölden hayatın fışkırmasını sağlardı.

 Açıklamalarım umarım  yararlı olmuştur...
CERBERUS


Aralık 29, 2014, 05:38:06 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Bu, bir buçuk yıl öncesinden kalma ve her nedense beş yüz küsur kez bakılmış olan başlığın, “Türkiye’de Masonluk” ile ilgisi olamaz.

Bir nesne ya da simge olarak “anahtar” üzerinde görüşme yapacaksak yapalım ama bu bölümde değil. Yönetimden rica edelim, bu başlığı bir başka bölüme aktarsın. O zaman gerek Masonlukta gerek Masonluk dışında görüşelim bu konuyu. Dahası "ankh" konusunu da görüşürüz madem Sayın cerberus onu da bir anahtar olarak görüyor…

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ocak 13, 2015, 06:33:24 ös
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Rica edişimiz üzerine aktarım yapılmış olduğuna göre; şimdi konuya devam edebiliriz.

Aslında burada Sayın Cerberus’un getirdiği konuyu bence ikiye ayırmak gerekir.

Bunlardan ilki “anahtar” sözcüğü ve bunun Masonluktaki yeridir.

Diğeri de Sayın Cerberus’un bir anahtar olarak nitelendirdiği, Antik Mısır kültüründeki, genelde “ankh” olarak anılan simgedir.

Ankh, Sayın Cerberus’un kısaca belirtmiş olduğu gibi değil de, bir başka yaklaşımla belki bir “anahtar” olarak nitelenebilir ama o apayrı bir konu olur.

Masonlukta ise ona, ritüelik ya da kurumsal olmayan fakat ilgi gösterilen bilgi (özellikle Hermetik bilgi) çerçevesinde bir yer tanınır.

Nitekim birçok masonik yazıda, -özellikle dergilerdeki makalelerde- bu konuya değinilmiş olduğu görülmektedir. 

Fakat Ankh, Masonlukta bir “anahtar” olarak nitelenmemiştir.

Masonlukta anahtar, Sayın Cerberus’un yazısının öncesinde belirtmiş olduğu üzere, somut olarak bir kilidi açmakta kullanılan bir nesnedir. Buna bir simgesel anlam verilir; o ayrı.

Müzikte geçen anahtar teriminin ise, o anlamda Masonlukta kullanıldığını göremiyoruz. Belki ezoterik ortamda vardır; bizim görme alanımız içinde değil.
 
Masonlukta anahtar, evet, bir kilidi açmak için kullanılan âlet olarak geçiyor, Mason Sözlüğü’nde de öyle yazıyor ama Sayın Cerberus’un bu bağlamdaki ilk sözlerine de dikkat etmek gerek. “Genellikle metalden yapılan” demiş; dikkat edelim: “genellikle”; ille de ve mutlaka öyle değil.

Nitekim Masonlukta niteliği belirsiz olarak anahtar, çapraz yerleştirilmiş iki anahtar, altın anahtar gibi anahtarların yanı sıra bir de “fildişi anahtar” var. İşte bu sonuncusu, ötekilerden daha önemli ve daha değerli. Ayrıca nitelikleri belirlenen, özellikle biçimi betimlenen anahtarlar var. Ha, bir de bunların üzerine bir de “kırık anahtar”.

Bunların hepsi ayrı birer simge. Bazıları için Mason Sözlüğü’nde bir başlık var; bazılarına hiç değinilmemiş.  (Mason Sözlüğü’nde Masonlukta geçmekte olup da değinilmemiş birçok sözcük var. Bunlar ya atlanmış ya da önemsenmemiş.  Kimsenin aklına da böyle bir tarama yapmak gelmediği için olsa gerek ki, bir sorgulama yaparak eklenmesi istenmemiş. Kim bilir, belki biz burada değindik diye bundan sonra eklenir. Bizim bu sitedeki Mason Sözlüğü wikipedia gibi; isteyen ekleme yapabilir. Yeter ki doğru olsun.)

Masonlukta anahtar, hiç kuşkusuz, önemsenen ve değer verilen bir şeyin güven altında olduğunu, korunduğunu belirtir. Bu şey, somut bir nesne de olabilir, soyut bir kavram da…

Ben konuyu burada bırakıp, sadece bir locanın görevlilerinden biri olan Hazine Emini’nin alâmetinin genellikle çapraz biçimde duran iki anahtar olduğuna değinerek bitirmek istiyorum. Bir de bu şekildeki bir düzenlemenin bir resmini buldum internette, onu ekleyiverdim  buraya. (www.etsy.com/listing/37823025/star-crossed-keys-pendant-two-keys)

Sayın Cerberus'un değinmiş olduğu ankh, bence apayrı bir konu başlığı olmalı.

« Son Düzenleme: Ocak 13, 2015, 06:41:34 ös Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
5908 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2011, 05:55:59 ös
Gönderen: alcyone