Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Obediyans Kavramı - 3  (Okunma sayısı 7010 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 30, 2011, 01:33:58 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Bu âdeta bir yazı dizisi haline geldi. Oysa başlangıçta hiç de böyle bir niyetim yoktu.

Bu son bölümde bir obediyansın nasıl işlediğini özetle anlatmak niyetindeyim.

Kavramı tanımladığım ilk bölümde bir obediyansın masonlardan değil, localardan oluştuğunu belirtmiştim. Bu nedenle bir obediyansın toplantısına katılanlar şu üç nitelikten birini taşır:

1. Obediyansın yöneticilerinden biri.
2. Herhangi bir locanın delege ya da temsilcisi.
3. İzleyici.

Bunu burada böyle yazışımın nedeni, bunlardan ilk ikisinin bireysel olarak kendilerini temsil etmekte olmadıklarını vurgulamaktı. Dolayısıyla bir obediyansın toplantısında, -o toplantıya her ne denilirse denilsin- izleyiciler dışında hiç kimse söz aldığında kendi adına konuşamaz; ya bir yönetici olarak kendi göreviyle bağlantılı konuşur ya da delegesi olduğu loca adına…

Obediyansı oluşturan localar, daha bu oluşturma ya da sonradan katılma sırasında, bundan böyle kendi dış işleri ve ilişkilerini, kendileri gibi olan diğer tüm locaları ilgilendiren genel konular üzerindeki her türlü yetki ve sorumluğu obediyansın ilgili organlarına devretmiş olur. Nitekim obediyansın çatısı altında daha sonra kurulacak olan bir locaya da bir başka yerde kurulmuş olup da bu obediyansın çatısı altına girmek isteyen bir loca, ancak obediyansın bu bağlamda yetkili organı tarafından alınacak olumlu karar ile kabul edilebilir.

Önceki bölümlerde bir de şunu gördük:

Obediyans sözcüğü, genel olarak, hepsi aynı ritin simgesel derecelerinde çalışmakta olan locaların federasyonu anlamında kullanılıyor ve bu nedenle genellikle “büyük loca” terimiyle eş anlamlı tutuluyor ama tanımında bir “rit birlikteliği” ya da “yalnızca simgesel derecelerde çalışma yapmak” zorunluluğu yok. Dolayısıyla, bir büyük doğu da sözcüğün genel tanımıyla uyumlu ise bir “obediyans” sayılır.

Öte yandan, Masonluktaki her büyük loca bir “obediyans” olmayabilir. Nitekim “büyük loca” adını taşımakla birlikte, obediyans kavramının gerektirdiği nitelikte olmayan masonik örgütler de var. Bu tür örgütlerin en belirgin örnekleri bölge ve il büyük localarıdır. Bu tür ikincil masonik örgütler, bir başka obediyansın (bir ana büyük locanın) jürisdiksiyonu (egemenliği) altında çalışır. Kendilerinden daha üstün bir otoriteye bağlı olmaları nedeniyle de bu tür masonik örgütlere “obediyans” denilmez.

Türk Masonluğu’nun 1950’li yılların başlarındaki genel örgütlenme durumunu anımsayalım... Üç büyük kentimizde her biri “ünite granloju” adını taşıyan birer büyük loca kurulmuştu ama bunlar Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti Türkiye Şûrası’na bağlıydı. Bağımsız olmadıkları, kendi alanlarından daha genişini kapsayan bir jürisdiksiyonun öğeleri oldukları için de birer obediyans sayılmazlardı.

İlk kuruluşu sırasında kendi başına bir “obediyans” niteliği taşımayan bir büyük loca, bağlı olduğu jürisdiksiyona karşı olan sorumluluk ilişkilerini ortadan kaldırarak, bünyesinde çalışan locaların ortak kararıyla bağımsız bir obediyans olmaya dönüşebilir. Nitekim Masonluğun tarihinde bunun da birçok örneği görülmüştür; günümüzde de görülmektedir. Böylece, Masonluktaki “obediyans” kavramıyla “jürisdiksiyon” kavramının farkı ortaya çıkmaktadır.

Bir jürisdiksiyon da bağımsız bir masonik otoritedir ama kuruluş ve örgütlenme tarzı bir büyük loca ya da büyük doğu gibi “federatif” değildir. Kendisine bağlı olarak çalışacak masonik birimlerden oluşmaz; onları ya doğrudan kendisi kurar ve yönetir ya da hiyerarşik bir düzen içinde bu amaçla yönetimindeki diğer birim ya da organlardan bazılarını yetkilendirir; sonra da o yetkilendirdiği birim ya da organları denetler.

Masonluğun tarihinde, bir jürisdiksiyonun oluşumuna ilişkin yöntemin simgesel derecelerde çalışan localar için de uygulandığı görülmemiş şey değildir. Ancak bu geçmişte, Masonluğun örgütsel yapısının tam yerli yerine oturmadığı dönemlerde kalmıştır. Günümüzde Masonluğun simgesel derecelerinde artık jürisdiksiyon tarzında bir uygulama pek görülmemektedir. Artık jürisdiksiyonlar, sadece ileri ve yüksek derecelerde çalışacak atölyeleri kurarak, bunları kendi ritlerine ya da masonik sistemlerine göre yöneten otoriter kuruluşlar olmaya dönüşmüşlerdir.

Ancak bu bağlamdaki istisna da yok değildir. Bunlardan biri de, Türkçesi “İnsan Hakları Uluslararası Karma Riti” olarak verilebilecek masonik örgüttür. Bu kuruluşun dereceleri Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’ne pek benzemekle birlikte yönetimi 1’den 33. dereceye kadar tek bir otoriter örgütün egemenliği altındadır. Kimi yerde bu örgütün kapsamında bir “büyük loca”, bir “büyük üstat” görülmekle birlikte, bunların göstermelik olduğunu söylemek de pek yanlış sayılmaz.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 31, 2011, 05:45:26 ös
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Obediyansın Düzeni:

Son bir nokta olarak bir de herhangi bir obediyansın düzen (intizam) durumuna bakalım mı?... Bir diğer deyişle bir obediyans ne zaman düzenli (muntazam) sayılır ve hangi koşullar altında düzensiz (gayri muntazam) olur.

Ben bunu buraya böyle yazdım ya, şimdi kendilerine göre Masonlukta evrensel değil özel bir “muntazamlık” tanımı yapanlar, bu konuyu elbette kendilerine göre değerlendirecektir. Konuya o açıdan bakılınca şöyle de denilebilir: «İngiltere Birleşik Büyük Locası’nın belirlemiş olduğu kurallara uyanlar muntazam, diğerleri gayri muntazamdır.»

Bu forumda hayli zamandan beri bu konuyu tartışıp duruyoruz. Yeniden açmayalım. (Bir başka başlık altında yeniden açılmasını isteyen olursa açılabilir elbette) Burada o koşulları bir yana bırakarak işin asgari müştereğine, ortak paydasına bakalım.

Kuşkusuz bir obediyansın uluslar arası boyutta düzenli bir mason örgütü olarak tanınması, kendinden önce kurulmuş diğer obediyanslarca tanınıp onanmasıyla gerçekleşir. Bu onamada, yeni kurulmuş obediyansa bir “tanıma belgesi” ya da “patent” (berat) verilir. Bu belge, yeni obediyansı, kendinden önce kurulmuş olanın yönetim, yönerge ya da denetimi altına sokmaz; ondan aşağı olduğunu da göstermez.

Bu olgu, başka obediyanslar için de bağlayıcı değildir. Bir obediyans, bir diğerini düzenli bir masonik örgüt olarak tanırken, bir bakıma onun “özgür ve bağımsız bir kuruluş” olduğunu da onaylamaktadır. Ancak bu onay, yalnızca kendisinin masonik görüş ve anlayışına, tutum ve eğilimine uygundur.

Bu bakımdan dünyadaki mason örgütleri arasında birtakım anlaşılamaz çelişkiler görülür. Bu çelişkilere anlaşılamaz deyişimiz, bizim o büyük locaların bu tutumu benimserken ne gibi bir gerekçeye dayandıklarını bilmeyişimizden ileri gelmektedir. Örneğin A Büyük Locası B Büyük Locası’nı düzenli olarak tanımaktadır. B Büyük Locası, A Büyük Locası’nın yanı sıra da C Büyük Locası’nı da düzenli olarak tanımaktadır Fakat bu tanışma olgusunda düz mantık yürütülemez. Bu durum, A Büyük Locası ile C Büyük Locası’nın birbirlerini düzenli birer obediyans olarak tanımalarını zorunlu kılmaz. İşte çelişki buradadır. Dediğim gibi, bu aslında bir çelişki olmayabilir; niçin böyle olduğunu anlayabilmek için ayrıntıları incelemek gerekir.

Masonlukta değişik ülkelerdeki obediyansların birbirlerini düzenli olarak tanıması, ne yazık ki Masonluktaki “düzen” kavramının tanımıyla da sağlanamamaktadır. Bu işin içine politik ve ekonomik etkenler girmekte hatta bunlar masonik ilkelere oranla öncelik almaktadır.

Bunun dışında ne diyebiliriz?

Locaları düzenli olan bir obediyans düzenlidir. Bunun tersi;: Bir obediyansın düzenli olabilmesi için tüm localarının düzenli olması gerekir.

İş bu aşamaya geldiğinde bir sorun ile karşı karşıyayız. Şu son paragrafta ne dediğimi tam olarak anlayabilmek için Masonluktaki “düzen” kavramını bilmek ve iyice anlamak gerekir.

Hoppala!

Evet, hoppala!... Şimdi bu işi burada sonlandırıp Masonluktaki düzen kavramını incelemek gerek.

Eh, onu da kısmetse önümüzdeki yıl yaparız.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 31, 2011, 07:08:27 ös
Yanıtla #2
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Adam

Ben sorularımı konudan anladıklarımın ışığında sorayım siz yine cevap vermek için bir yıl vakit ayırın.Bayatlamayan yılbaşı esprisi bir yana sorularım olacak bu aktarımınıza.

Obediyans; Latince Obedientia, Fransızca Obédience, İngilizce Obedience, Almanca Obödienz kelimelerinin, Fransızca okunduğu şekilde, Türk Masonluğuna alınmıştır. Kelime, en eski kullanışı bakımından, “kölenin efendisine kayıtsız şartsız boyun eğmesi ve tam itaat etmesi”; Hıristiyanî açıdan “bağlı olunan dinî kuruma itaat ve bağlılık” anlamındadır. Siyasal olarak “tebânın, monarşa veya devlete bağlılığı” bu kelime ile tanımlanır. Böylece, genel anlamı itibarıyle, “obediyans, bir otoriteye veya mercîye itaat etmek; yasalarına ve kurallarına veya emirlerine ve kısıtlamalarına uymak ve bağlı olmak ve boyun eğmek” anlamına gelir. Obediyans terimi, hem içten ve hür irade ile bağlılık hâlini yansıttığı gibi; hem de, bunların olmadığı hâllerde, zorlayıcı bir yaptırımı gösterir.


Obediyansın Masonluktaki anlamı, bu çerçeveyi kapsamak üzere, daha geniş ve çok daha özeldir. Bir örnekle açıklanırsa: yedi Masonun bir araya gelerek bir loca kurabileceği masonik gelenektir. Locayı kuran masonlar, oluşan yeni locanın kazandığı tüzel masonik kişiliği ile obediyansın birinci aşamasını oluştururlar. Yani, kurdukları locanın doğan tüzel kişiliğine ve mevzuatına itaat ederler. Bu yeni loca ya bağımsız kalabilir; ya mevcut bir obediyansa katılabilir; ya da yeni obediyans kurma girişimine başlayabilir. Ülkede, bu yeni locada yapılacak tekrislerle artacak mason sayısına göre, aynı şekilde, yeni yeni diğer localar da kurulabilir. Böylece, kurulan her bağımsız loca için, ayrı bir yeni bağımsız obediyans erki ortaya çıkar.


SORULARIMA GELİRSEK

Eğer bu ve sizin anlatılarınız doğru ise bu Obediyans kavramı bir nevi bölünerek çoğalma oluyor doğrumu?

Bu çoğalma hangi ihtiyaçtan çıkıyor ve ihtiyaç karşılanıyormu?

Bu bölünmenin islam ve hristiyanlıktaki karşılıkları mezhep ve tarikatlar gibimidir?

Her yol ayrımının kurulan locanın bağlı bulunduğu locayla eğer ayrışması varsa iteatleri neden ?

Son soru bu ayrışma kesin görüş farklılıklarındanmı kaynaklanıyor bu kadar çok parçalı bölünme masonluğun ilkelerine ve ruhuna aykırı bir durum yaratmış olmuyormu

saygılar
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ocak 01, 2012, 09:19:00 öö
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


2012 yılına girince bu forumda ne anlatacağımı düşünüyordum. Bu düşünce ne her şeyin anlatılmış olduğu ne anlatılmış olanların yetirince ve anlatıldığı anlamına gelmiyor.

İte bakın: Sayın Karahan konuyu almış; sorularını sıralamış.

Ne güzel!... Teşekkürler.




İlk sorunun ara yanıtı evet, yukarıda belirtilenler doğru; eksik sayılabilir ama doğru. Kaynağını bilemedim ama iyi yazılmış. Ancak şunu da unutmayalım: Bir loca için hiçbir zaman “obediyans” terimi kullanılmaz.

Sıyın Karahan’ın ilk sorusunun yanıtı ise, hayır, doğru değil. Tersine, bir nevi birleşerek tekleşmedir obediyansın oluşumu.

İkinci sorusunun yanıtı yok dolayısıyla çünkü çoğalma yok. Tersine olan, birleşerek tekleşme hangi gereksinmeden doğuyor diye sorulursa, aslında uygulamadan açıkça belli ama özel olarak yanıtlanabilir.

Üçüncü sorunun yanıtı da bu nedenle yok. Zaten Masonluğun dinlerin mezhepleri ve tarikatlarıyla karşılaştırılması yanılgılı olur.

Dördüncü soruyu doğrusu pek anlayamadım. yol ayrımındaki ayrışmayı çözemedim. Yol ayrımında birleşme var ama…

Son soru bakımından şu ayrışma konusunu iyi açmak gerek galiba. Görüş farklılıkları obediyansın içinde pek olmaz da obediyanslar arasında söz konusu olur. Aksi takdirde obediyans olmaz. Çok parçalı bölünme Masonluğun ilkelerine ve ruhuna elbette bir aykırılık yaratabilir; bu bir değerlendirme sorunu ama bu yine obediyansın içinde değil obediyanslar arasında bir olgu.

Ancak şu ayrışma konusuyla bağlantılı olmak üzere, alışkanlık obediyans kavramını “büyük loca” ile özdeş tutmaktır. Burada Sayın Karahan “büyük doğu”dan söz etmekte ise, o zaman biraz daha açıklamalı sorusuna o açıdan bakabiliriz.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ocak 01, 2012, 12:41:05 ös
Yanıtla #4
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Bir ülkede çok sayıda locanın birbirinden bağımsız çalışması masonik kaos yaratır. Locaların ahenk ve nizam içinde masonik uyum sağlayabilmeleri için, aralarında birlik kurması, hatta kendilerinin yönetimsel açıdan bağlı olacakları bir yönetimsel kurum ve hatta merkezî birim oluşturarak eşgüdüm sağlaması, operatif dönemden yansımış olan bir spekülatif masonik yöntem, hatta jargondur.

Masonluktaki kurallaşmış bu geleneğe göre, memlekette kurulan locaların sayısı üçü bulduğu veya aştığı zaman, bu üç loca (veya daha fazla loca), kendi arzu ve hür iradeleriyle, kendi aralarında federatif olarak örgütlenerek, bağımsız bir merkezî yönetim birimi kurarlar. Bu merkezî birim, Muntazam Masonlukta Büyük Loca, özel hâllerde Büyük Doğu (Grand Orient) adını alır. Büyük Loca merkezî yönetimin kurulmasıyla beraber; Büyük Loca, onu kuran localar ve masonlar bağımsız bir obediyans teşkil eder. Aynı zamanda, localar ve masonlar, merkezî yönetim biriminin hâkim ve nâzım otoritesi altında Büyük Locanın obediyansını oluştururlar. Böylece, o ülkedeki Masonluk artık tüzel kimlik kazanarak; ulusal yönetimi, hatta kamu nezdindeki kanunî ve resmî temsil statüsü belirlenir.

Büyük Locayı kuran localar, kendilerini idare etmek, masonik çalışma yapmak, yaptırmak ve denetlemek yetkisini Büyük Locaya bıraktıklarından; Masonlar-Localar-Büyük Loca dizisi, alttan üste, tabandan doruğa doğru bir obediyans; yani, hiyerarşik itaat piramidi oluşur. Bu sistem, o ülkenin Büyük Locasının obediyansı veya ülkedeki Masonluğun obediyansı gibi adlar alır. Meselâ, Türkiye Büyük Locası denilince, Türkiye’de yönetim ve denetim egemenliği altındaki locaların ve masonların bağlı oldukları, uydukları ve itaat ettikleri federatif yönetim biriminin obediyansı anlaşılır. Buna benzer olarak, Türk Masonluğu denilince de, ilk planda, bu ülkedeki masonik obediyansın hâkim ve nâzım otoritesi Türkiye Büyük Locası akla gelir.

Masonik obediyansın asıl özelliği, “hür ve müstakil” olmasıdır. Mevcut localar vasıtasıyla federatif olarak bizzat kendi kendini kurmuştur. Çünkü, masonik ilkelere göre, Büyük Loca kurmak yetkisi olan başka hiç bir kurumsal veya kişisel kudret ve kuvvet yoktur. Yüksek Şûra veya başka bir masonik otorite tarafından bir obediyans kurulması, yani jüridiksiyonu içinde kurduğu localar vasıtasıyla Büyük Loca örgütlenmesi; Muntazam Masonlukta çok önemli olan bağımsızlık, kuruluş ve köken meseleleri nedeniyle, geçerli masonik ilkelere ve kurallara uymaz.

Bu nedenle, böyle kurulmuş Büyük Localar, kendilerini kuran masonik birimler tarafından daha sonra bağımsızlık verilmiş olsa bile, köken ve kuruluş yönünden kuşkulu obediyanslar şeklinde tanımlanır ve dünyadaki diğer muntazam obediyanslar tarafından tanınmaları sorun çıkarır. Böyle bir Büyük Locanın, Muntazam Masonluk camiası tarafından tanınabilmesi için bir takım işlemlerin yapılması ve kökensel kanıtların bulunması gerekir. Örnek olarak, aslında 1909 yılında kurulan Türkiye Büyük Locası, 1956 yılında bağımsızlığını da kazanmasına rağmen, ancak 1965 yılında tamamlanan masonik işlemlerle Muntazam Masonluk âlemi tarafından tanınabilmiştir.





Peki neden ayrılırlar sorunun cevabı beni hala tatmin etmedi,ayrılık için bir sürü neden sayılabilir ve hepsindede insani nedenler vardır,üet yönetim bu ayrılığı kopmamak kaydı ile bana ve ilkelerimize iteate devam etmek kaydı ile ayrılığa onay veriyorum diyor benim anladığım durum budur doğrumu
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ocak 01, 2012, 02:13:46 ös
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Belli ki Sayın Karahan bir kaynaktan aktarım yapıyor.

Zararı yok.

Ancak o kaynaktaki yanlışları düzeltmek gerek.

Localar arasında bir merkezi birim oluşturması olayı Operatif Masonlukta yoktur. Hiçbir zaman da olmamıştır. Öylesine ki 15. yüzyılda Strasbourg Locası ana loca olarak nitelenmişse de merkezi birim oluşturmaya hiçbir zaman girişilmemiştir. Üstelik o dönemlerdeki siyasi düzen buna kesinlikle izin vermezdi. Londra Büyük Locası bile ilk kez kurulurken bir merkezi birim olma iddiasını ortaya atmamıştır. Atamazdı. Bu sonradan çıkmıştır.

Dolayısıyla bu bağlamda Sayın Karahan’a önerim, o kaynağın yazarı her kimse, ona ulaşma olanağı varsa, bu bakımdan bilgilendiilrmesi. Çünkü bir kaynaktaki tek bir yanlış bilgi, ötekilerin de doğruluğuna kuşku kondurur.

O alıntıda bundan sonra birçok doğru söz var. (Keşke muntazam masonluk diye bir özele çekiş olmasaydı.) Ancak bu arada Türk Masonluğu denilince sadece ve bir tek büyük loca örgütünün değil, Türkiye’deki tüm masonik olguların (bunlar büyük loca boyutunu aşabilir) anlaşılması gerektiğini de bilmekte yarar var.

Bu yazıda sözü edilen şu “muntazam masonluk âlemi” elbette Anglosakson Masonluğu topluluğu. Bunu anlayabiliyoruz. Üstelik Sayın Karahan’ın aktardığı bu alıntı yazıda bir obediyansın bağımsızlık ve özgürlüğüne ne denli önem verildiğinin çok güzel bir şekilde vurgulanmış olmasına karşın, ardından sırf Anglosakson Masonluğu ortamında tanınabilmek, böylece birtakım bireysel işlerde ve gereksinmelerde Masonluğu kullanabilmek amacıyla İngiltere Birleşik Büyük Locası'na nasıl yalan söylendiğini ve Türkiye’de Masonluğun bir kesiminin onurundan fedakârlık ederek İngilizlere boyun eğdiğini de çok iyi biliyoruz. (Bufnlar eskide kalmış olması hatta unutulması gereken şeyler ama biri bu konuda konuşursa öteki susamaz ki.)

Bütün bunların arkasından Sayın Karahan’ın sorusuna bakıyorum. O soruyu yanıtlamak istiyorum. Gerçi belki o konu bu başlığın dışına çıkar. Fakat ne sorduğunu anlayamıyorum.

Oysa Sayın Karahan’ın anlatımı da gayet iyidir ve kolay anlaşılır. Ben mi anlayamıyorum?

Şu soru (önceliklerle birlikte) daha anlaşılır bir biçime getirilirse, buna yanıt vermek isterim.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ocak 01, 2012, 07:03:39 ös
Yanıtla #6
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

sn.adam

Sıyın Karahan’ın ilk sorusunun yanıtı ise, hayır, doğru değil. Tersine, bir nevi birleşerek tekleşmedir obediyansın oluşumu.


Verdiğiniz cevapta birleşerek tekleştiklerini söylüyorsunuzki doğrudur ama  ozamanda önce ayrılmaları sonra birleşmeleri gerekmezmi sonuç tersinden işliyor yani.

yani birleşip tekleşmek içinmi önce ayrılıyorlar merak ettiğim bu neden gereksinim duyarlarki buna
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ocak 02, 2012, 08:31:46 öö
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Kişiler (masonlar) bir araya gelip locayı oluşturuyor. Masonluğun amaçları doğrultusunda çalışmak üzere birleşmiş oluyorlar.

Localar bir arayagelip büyük loca ya da benzeri bir kurum oluşturuyorlar. Aynı almaçlar doğrultusunda düzen içinde iş birliğini geliştiriyorlar. Bu da birleşme.

Bu birleşmelerin öncesinde bir ayrılma yok.

Sonra değer masonlar localara, yeni localar obediyansa katılıyor.

Ayrılmayı göremiyorum. Belki Sayın Karahan "ayrılma" diye başka bir şeyden söz ediyor, onu anlayamadım.




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ocak 02, 2012, 05:45:16 ös
Yanıtla #8
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Tamam şimdi anladım anlatmak istediğinizi zaten başlangıçta birleştikleri için ayrılma olmuyor.Herhangi bir locaya bağlı olup sonra oradan ayrılıp kendi obediyanslarını kurmuyorlar başlarken en başından öyle başlıyorlar.

Saygılar
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ocak 02, 2012, 06:46:17 ös
Yanıtla #9
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Ardından bir de bu dediğimizin tersini alalım.

Bir loca, bağlı olduğu obediyans ile iyi geçinemiyor. (Bunun nedeni her ne olursa olsun.) obediyans ile arasında çatışma olsun ya da olmasın, kendi özgür kararıyla obediyanstan kopuyor. (Kurucuları bir zamanlar obediyansın tutum ve kararına uyacaklarına ilişkin söz vermiş/yemin etmiş olsun ya da olmasın.)

İşte ortada bir bağımsız loca. Sayın Karahan'ın dediği üzere bir ayrışma.

Öte yanda gerek localarının gerek localarının bağlı olduğu oberdiyansın uygulamalarına, tutumuna, kararlarına, şusuna ya da busuna artık uymak istemedikleri için ayrılan (istifa eden) masonlar olduğunu düşünelim. Onlardan da kimileri bir araya gelerek yeni bir loca kursun. İşte size bir bağımsız loca daha...

Bu bağımsız localara başka katılmalar....

Başka bağımsız locaların kurulması...

Sonra bunlardan kimilerinin bir araya gelerek yeni bir obediyans kurması.

Önce bir obediyans vardı; şimdi iki oldu.

Sayın Karahan sanırım bunu ayrışma olarak niteliyor. 0labilir. bir itirazım yok o deyişe.

Ancak bazı ayrılmalar ya da ayrı durmalar karşıtlık ya da çekişme içermediği için ayrışma sayılmasa gerek. Örneğin Fransa'da, İtalya'da, Brezilya başta olmak üzere birçok Latin Amerika ülkesinde, eyaletlerin kendilerine özgü (ABD'nde olduğu gibi) ayrı ayrı obediyanslarının bulunmasının yanı sıra, birbirleriyle gayet iyi geçinen ama aynrı obediyanslar da var. Pek doğru bir benzetme olmasa da, hani aynı sporu yapan kulüpler gibi.  Belki daha iyi bir benzetme, aynı amaçla ama belki kişilerin farklı oluşundan ötürü farklı yöntemler izleyen çalışan sosyal yardım dernekleri, sendikalar, sivil toplum örgütleri gibi.   

Sahi sırası geldi, sorayım bari bubaşlık altında:

Sizce bir obediyans bir sivil toplum örgütü sayılır mı?

Bunun yanıtı elbette bir gerekçe içermeli.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
7 Yanıt
15112 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 20, 2008, 09:18:44 ös
Gönderen: saskin
2 Yanıt
5752 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 15, 2009, 02:55:29 ös
Gönderen: ceycet
2 Yanıt
6176 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 19, 2011, 01:44:08 ös
Gönderen: Maledictum
12 Yanıt
9201 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 21, 2011, 08:03:12 ös
Gönderen: Tij
14 Yanıt
8170 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 27, 2011, 05:05:54 ös
Gönderen: ADAM
20 Yanıt
8920 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 24, 2018, 10:15:05 ös
Gönderen: sad
26 Yanıt
16437 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2014, 06:53:36 ös
Gönderen: ABCDEF
5 Yanıt
3942 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2014, 01:12:39 öö
Gönderen: propulsion
Yaradan Kavramı

Başlatan ADAM « 1 2 ... 5 6 » Inanc Uzerine

55 Yanıt
17955 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 23, 2014, 04:49:46 ös
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
3139 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2015, 06:55:42 ös
Gönderen: Risus