Acizane bildiklerimle birlikte düşüncelerimi belirtmek istiyorum ben de
Sn ceycet'e duanın kişinin anadilinde yahut bildiği dilde yapılması konusunda katılıyorum. Sonuçta bir Musevinin de, Müslümanında, Hristiyanın da hatta budistin bile duasını kendi özdilinde yapmasından daha doğal birşey olamaz....
İbadet konusunda ise, sn Nueva'nın belirttiği hususlarda konuyu çok saptırmadan kendi fikrimi beyan etmek istiyorum.Zira sn ceycet de ibadet in Türkçe olmasına biraz mesafeli yorum yapmış (belki vakti kısıtlı idi bilemiyorum)
Öncelikle, zaman zaman fen bilimleri ile din veya inançları kıyaslayan yorumlarda, çok ayrı ve bilimsel tezat oluşturan yorumlar her zaman göze çarpıyor. Fenni bir mevzu irdelenir iken, emsal olan inançsal bir tartışma da teolojik referans yerine; sokaktaki yahut literatürel olarak alakası olmayan seviyedeki örneklerle kıyaslama yapılıyor... Hali ile de sonuçta ya inançsal/ideolojik/düşünsel ayrım ortaya çıkıyor ya da kısırdöngüsel bir zaafi tartışma ortaya çıkıyor...
Diyanetin ilgili konudaki fetvalarını bilmiyorum sitesinden aramaya vaktim yok şu an ama doğru kabul ediyorum referansınızı, bu konu ile ilgili ne zaman beyanda bulunan bir ilahiyatçı akademisyen görsem -ki ibadetin anadilde olması veya olmaması gerekliliği onlar arasında da tartışmalı- ortak noktaları, ibadette okunan arapça olan ayet/sure yahut duaların manasının bilinmesi gerektiğini özellikle vurguluyorlar...
Şuandaki ortamdan ve çatışmalara çözüm olarak Türkçe ibadetin getirilmesi yahut kanunsal olarak düzenlenmesi, bence;
-Devletin inanç sistemine müdahalesi hukuka, dahası doğrudan en temel Laiklik ilkesine aykırı
-Mevcut sorunların nedenlerine bakıldığında, bu ölü doğan bir çözüm önerisidir, dahası çözümsüzlük getirir
-Burada nüfusun -varsayılan çoğunluk- müslüman kesimi değil, Hukukun evrensellik ilkesi ile tüm dini inanç ve kültlere uygulanması gerekir - Ki bu da uygulanması imkansıza yakın bir düzenleme olur
Teoloji ve İlahiyat uzmanları referans alınması ve dahası herhangibir dine inanan insanın istediği şekilde ibadet edebilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ama derseniz ki,
Mevcut çatışmaların kaynağı insanların inançsal duygularının yanlış yölendirilmesidir, ve insanların bildiği/yönlendirildiği inanç sisteminin aslı daha farklıdır. Bunun içinde insanların bu işin aslını öğrenmeleri gereklidir
Aynen katılırım
Şimdi, zannederim bu tartışmaların -Türkçe ibadet ve inançların sömürülmesi, kullanılması- ana unsurlarını ve Türkiye merkezli tüm vatandaşların nasıl ayrılıklara ve hizipleşmelere bölündüğünün gözlemini herkes yapabilir.
Şimdi, uzun süre dışarda olduğum için kimi tartışmaları sadece haberlerden takip edebildim. Ama hatırladığım, dikkatimi çeken bir şeyler var;
Zorunlu din eğitimi konusunda çok tartışma olmuştu, bir kısım ilahiyatçı bunun yerine seçmeli temel Kuran Meali dersinin konmasını önermişti ama bu kabul görmedi.... Aslına bakarsanız, herkesin rahatça alabileceği ve okuyabileceği, anlayabileceği, anlamadığı yerde daha geniş tefsirlere bakabileceği bir kitabın ders olarak müfredata konulması veya konulmamasını pedagoglar ve milli eğitimciler daha iyi bilir...(bana seçmeli olarak herkesin kendi din kitabının konulması mantıklı gelse de )
Ayrıca, eğitim konusuna bakarsak, herşeyden önce eğitim, ama nasıl eğitim?
Şimdi size bir kaç noktayı işaret edicem ve noktalıycam. Bazı *şehir*lerde, öğretmen olmadığından, lise mezunu insanlar vekil öğretmenlik adı altında öğretmenlik yapmak zorunda kalıyor, bir arkadaşım Türkçe'yi üniversitede ancak öğrenebildiğini söylemişti... Bu ortamda ne karar verilirse verilsin zaten uygulanamaz. Tartışmalardaki ana hata, *bence* işin tartışılması veya enine boyuna masaya yatırılmasında, bir şekilde hatta *nereden tutarsanız tutun* ideolojik ve hizipçilik tarafına çekilmesi...
Son olarak, işin Türkçülük, Arapçılık boyutu çok farklı bir zemin, zira belirtilen gibi Türk kültüründe *kısmen* Şaman izleri olabilir, gayet doğal. Ancak, Türkler kesinlikle Şaman değildi, olan boylar olabilir yahut tesirinde kalan, ancak Türklerin inanç sistemi Şamanizm de tamamen farklı idi ve Şamanizm daha çok doğuda, Hindistan bölgesi kökenlidir....
'deveye sormuşlar, boynun neden eğri diye, cevaplamış, nerem doğru ki...'
saygılar