Kuşkusuz forumun bu alanı benim yerim değil... Olamaz da.
Nitekim gerek sayın ayn gerekse bu konunun katılımcıları ile farklı salonlarda zihin geliştirmesi yapıyoruz.
Sayın ayn'ın yazdıklarını bir kez baştan sona sıkılmamaya çalışarak okudum; biur kez de anlamadığımı anlamaya çalışarak gözden geçirdim. Sonunda doğru dürüst hiçbir şey anlamadığımı söyleyebilirim. (Belki bunda anlatım tarzının zor anlaşılabilir oluşunun da etkisi vardır.)
Buraya yazışımın nedeni ise o yazının ilk paragrafında geçen "mutluluk" kavramının çok yanlış betimlenişi üzerine.
Yobazlık ve aptallık insana mutluluk kazandırması bir yana dursun, aksine insanı mutsuzluğa sürükler. Yobaz ve aptal mutlyuluğun ne olduğunu bilmedikleri için kendilerini mutlu sanır. Aklın almadığı, kavrayamadığı şeylere "Yoktur." deyip geçmek de insanı hiçbir zaman mutlu edemez. İnsan ancak önceleri bilgi ve deneyiminin yetersizliği nedeniyle akıl erdiremediği şeyleri anlayıp kavramaya başladığında kendisine mutluluğun kapısı aralanır. Eğer denildiği gibi olsaydı, birçok inisyasyon sisteminde -özellikle Hermetizm'de- inisyasyonun ilk adımını atmış olan aday mutsuzluk içinde çırpınıp durmazdı.
Buna karşılık bilgi de ne yazık ki insanı mutlu edemez. Her ne kadar Goethe Dr. Faust'u her şeyi öğrenmiş ama mutluluğu tadamadığı için bilmeyen bir kişi olarak tanımlayıp sonra bunu da elde edebilmesi karşılığında ruhunu nasıl Mephisto'ya sattığını dehşetengiz bir üslûp ile anlatmışsa da, mutluluğa vardığını sandığında da mutsuz kalışını çok güçlü bir biçimde yansıtmıştır. Nitekim mutluluk oralarda değil, başka yerdedir. Oktay Akbal'in bir zamanlar mutluluğun başkalarını mutlu etmekte olduğunu söylediğini anımsarım ama o başkalarını mutlu etmek -daha doğrusu buna sevindirmek demeli- sevecenlik erdeminin kazanılmış olmasıdır. İşte belki bu mutluluğun bulunduğu gizli hücreye uzanan koridordaki kapalı kapılardan birinin anahtarıdır; ancak adece birinin. Mutluluğa ulaşmak için bilgileri tırmanmak ve sonra erdemlerle inmek gereklidir. Son kapı ise özgürlük kapısıdır. Kişi özgür değilse mutlu da değildir. Mutlu ise özgürdür.
Sözü çok uzatmak istemiyorum çünkü Sayın ayn'ın açtığı başlık konusu bu değil; saptırmamalıyım. Sonrasına ise, dediğim gibi bilgi birikimim yetmiyor.
Ancak son bir noktaya daha değineyim: Tarot kartlarındaki "Mecnun" ile bağlantılı düz açıklama ise elbette bir yanılkmadır; sayın ayn ezoterik açılımı bir yana bırakmayı önermiş ama asıl açılım oradadır.
Siz benim bu yazdıklarımı sadece okuyup geçin. Dudaklarınızda belki bir alaycı gülümseme bile belirir. Elbette öncelikle bilimsel bilgiye güvenen, aklı ve bilgeliği ön planda tutan ileri yaşlı bir adam böyle düşünür.
Siz ona aldırmayın; tartışmanıza devam edin.
Sevgiler.