Masonlar.org - Harici Forumu
Mason ve Masonluk Nedir? => Ezoterizm => Konuyu başlatan: Caliper - Ekim 15, 2020, 10:50:36 ös
-
Osman Hamdi Bey'in meşhur tablosu; Kaplumbağa Terbiyecisi. Paylaştığım ilk tablo, bir yıl sonra aynı isimde bir tablo daha yapmıştır (1906, 1907) ama iki tablo arasında birtakım farklar var.
Bu konu hakkında sormak istediğim nokta, iki resim arasındaki 7 fark değil değil elbette, dolayısıyla ikinci resmi paylaşmadım.
Sorum: Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunun ezoterik bir anlamı var mıdır sizce?
Tablonun bir hikayesi, bir yorumu elbette var. İnternetten bu yorumları çok rahat bulabilirsiniz. Benim sormak istediğim, bilinen yorumların dışında, ezoterik bir anlamı var mıdır sizce?
-
Bence tabloda seçilen kaplumbağa başlı başına ezoterik anlamlar içerir. Kendine has sert kabuğu ile dış dünyaya kapanık olması ve çok yavaş hareketleri ile tam bir dinginlik abidesi olması gibi özellikleri ile derin anlamlar içerir diye düşünüyorum.
-
Üç kaplumbağanın pencere ışığında bir şeyler yerken, diğer 2 kaplumbağanın karanlığa doğru gitmesinin bir anlamı var mıdır?
-
Üç kaplumbağanın pencere ışığında bir şeyler yerken, diğer 2 kaplumbağanın karanlığa doğru gitmesinin bir anlamı var mıdır?
Doğru sayın Caliper. Vardır. Bilgi herkese verilmez. Herkes için de aynı şeyi ifade etmez muhakkak.
Forumda okuduğum kadarıyla Masonluğun içinde veya çevresinde olup bitenlere benzemektedir tabloda olanlar. En yalın hali ile anlatılmış sanki.
-
Üç kaplumbağanın pencere ışığında bir şeyler yerken, diğer 2 kaplumbağanın karanlığa doğru gitmesinin bir anlamı var mıdır?
Doğru sayın Caliper. Vardır. Bilgi herkese verilmez. Herkes için de aynı şeyi ifade etmez muhakkak.
Forumda okuduğum kadarıyla Masonluğun içinde veya çevresinde olup bitenlere benzemektedir tabloda olanlar. En yalın hali ile anlatılmış sanki.
Öncelikle birkaç detayı netleştirmeliyim:
Osman Hamdi Bey Mason değildir.
Sorum ezoterizmle ilgili, Masonlukla ilgili değil, bu yüzden Ezoterizm başlığı altında yazdım.
Sorumun tek bir yanıtı yok, tamamen bilgisi ve ilgisi olanların yorumlarına açıktır.
-
Yaptığım araştırmada şöyle bir paragrafa rastladım.
Resimdeki kaplumbağa terbiyecisi Osman Hamdi Bey'in bizzat kendisidir.
Osman Hamdi, YÖK sonrası Mimar Sinan Üniversitesi, ondan önce Devlet Güzel Sanatlar Akademisi olan Sanayi-i Nefise Mektebi'nin kurucusu; 25 yıl da müdürlüğünü yapmış.
Osman Hamdi Bey, öğrencilerini bir kaplumbağa olarak görüyor.
Zavallı kaplumbağalar, hızı ve bir şey öğrenememesi açısından küçümsenmiş, ama üstüne mum dikilerek gece eğlencelerinde fener yerine, bir "hoşluk" yaratmak amacıyla, özellikle de Sadabat eğlencelerinde kullanılmış.
Ortada yavaş yavaş dolaşan, azıcık bir ışık veren, daha çok görsel bir eğlence malzemesi olan kaplumbağa ile öğrenciler özdeşleştiriliyor.
-
Bir ara denildigi gibi tablolar ayna gibidir.
Duvardaki altigen, ucgen seramikler ve zemindeki kare geometrik sekiller aynada degisik anlamlara gelebilir.
Aristoteles in kaplumbaga ve oregano ile ilgili bir sozu vardir, ama yerdeki yesillikler sanki marula veya uzun yaprakli bir bitkiye benziyor, sanirim ressam o’na isaret etmemistir.
Tabloda zaman ogesinin varligi rahatlikla gorulebilir. Insan figurunun kalburu, duvarlarin sivasinin dokulmesi, sakaldaki kirlasma ve isik gibi. Grek mitolojisinde Zeno Paradoksu vardir, her ne kadar kaplumbagalar anlatinin icerisinde yer alsalar da bununla da bir kopru kuramadim. Ayrica kaplumbaga ogesini sadece bir seferlik Islam literaturunde gordugumu hatirliyorum, o’ da Kalila wa Dimna’ nin kitabinda bir kompozisyonun icinde bir figur olarak yer aliyor.
Tabloda iki ortam gorulebilir. Biri ruhani ortam digeri de maddi ortam. Ney ( muzik instrumenti) i ruhani ortam ile sembolize ettigimize gore yesillikleri (bunyenin gereksinimi, yiyecek) de maddi ortam ile sembolize edebiliriz. Bu arada Hermes’in kaplumbaga kabugundan harp muzik aletini de yaptigini da unutmayalim.
Insan figuru doguya, ( oyle varsayarsak) pencereye (isigin kaynagi) yoneldigine gore, solu kuzey ve sag tarafida guney yonu oluyor. Tabloya boyle bakildigi zaman aynada baska bir alegori olusuyor. Soldakiler maddi ortamda mucadele ederken sagdakiler her ne kadar maddesel ogelerin cekiciligini yenip sag tarafa gecmisseler de uzerinde bulunduklari zeminin dual bir zemin oldugunu unutmamislar.
Toparlarsam; maddi ve manevi ortamlarinin dual bir zeminde olan mucadelelerinin her daim olduguna isaret edip, Isik karanlikta parliyor ve karanlik isigi lagvedemedi, derim kendimce.
Osman Hamdi Bey tanimama neden oldugunuz icin ve ayrica degerli uyelerin yorumlari icin de tesekkur ediyorum. Her yorumun bir katma degerinin olduguna inaniyorum.
-
Sayın burakc'nin ve Sayın midyad'ın paylaşımlarından dolayı teşekkür ederim.
Fakat halen sorumun cevabını alamadım, neden 2 kaplumbağa karanlığa doğru gidiyor?
-
""Osman Hamdi'nin önünde duran kaplumbağalar, gelişimi devam eden bireyler olarak tasvir ediliyor. Ayrıca kendisinin arkasında ilerlemekte olan kaplumbağalar ise, gelişimini tamamlayan ve kendi yoluna çıkan bireylerdir. Yani bu kaplumbağalar veya bireyler artık kendi motivasyonlarını ve yollarını kendileri bulacaklardır."
Böyle bir yoruma rasladım. Buna göre bu iki kaplumbağa karanlığa değil kaderlerine, bilinmeze gidiyorlar. Ama bu yorum içime sinmedi. Acaba Fransız eşinden olan ve görüşmediği görüşemediği 2 kızı olabilir mi? Yani 5 evladından ikisi...
Saygılarımla...
-
Açıkçası başlığın bu kadar ilgi göreceğini tahmin etmemiştim. Bilgilerini paylaşan, araştırıp yorumlayan üyelerimize teşekkürler.
Sayın Zenn'in paylaştığı yorum genel bir bakış açısı bu tablo için.
Daha kişisel yorumları merak ediyorum açıkçası, tablonun yapıldığı zaman aralığını da düşünerek.
-
Kişi ne kadar bilge de olsa veyahut yaşanılan çağ ve Cumhuriyet ışık da saçıyor olsa, yönünü karanlığa dönenler hep olacaktır.
-
Kişi ne kadar bilge de olsa veyahut yaşanılan çağ ve Cumhuriyet ışık da saçıyor olsa, yönünü karanlığa dönenler hep olacaktır.
Kaplumbağa Terbiyecisi tablolarının ilkinin yapıldığı yıl 1906.
-
Sene 1965 olsa çarpıcı bir yorum yapabilirdim :))
-
Sene 1965 olsa çarpıcı bir yorum yapabilirdim :))
O tartışmalara hiç girmeyelim, forumda tartışmaktan en çok imtina ettiğim konu bu.
-
Kişi ne kadar bilge de olsa veyahut yaşanılan çağ ve Cumhuriyet ışık da saçıyor olsa, yönünü karanlığa dönenler hep olacaktır.
Kaplumbağa Terbiyecisi tablolarının ilkinin yapıldığı yıl 1906.
İttihat ve Terakki?
-
Kişi ne kadar bilge de olsa veyahut yaşanılan çağ ve Cumhuriyet ışık da saçıyor olsa, yönünü karanlığa dönenler hep olacaktır.
Kaplumbağa Terbiyecisi tablolarının ilkinin yapıldığı yıl 1906.
İttihat ve Terakki?
Daha önce dediğim gibi benim düşüncem sadece kişisel bir yorum. Dolayısıyla tek bir doğru cevap yok. Kaldı ki resimden ve sanattan çok anlayan birisi de değilim.
Dikkatinizi çekmek istediğim nokta, tablonun öyküsünü okursanız, yorumlar daha tutarlı olur.
-
Sanırım yeteri kadar tartışıldı bu konu.
Ben de naçizane olarak kendi düşüncelerimi ekleyeyim. Tekrar belirtmek isterim, ben resim ve sanat konusunda uzman birisi değilim, dolayısıyla yazacaklarım tamamen kendi görüşümdür.
Öncelikli olarak, Osman Hamdi Bey'in hayatına kısaca bakmak gerekir.
Osmanlı'nın son zamanları, bir taraftan sanayi devrimini yakalayamamış, bilimden ve sanattan uzak bir ülke, diğer taraftan 2. Abdülhamit'in istibdat yönetimi. Kısacası batmakta olan bir ülke, sanayi yok, bilim yok, sanat yok, özgürlük yok.
Bu dönemde Avrupa'da hatırı sayılır vakit geçirmiş, Avrupa'da eğitim almış ve sonra ülkesine dönmüş bir aydın.
Ben terbiyeci olarak resmettiği motifi, Osmanlı devletine benzetiyorum. Olgun ama yorgun, fakir ve güçsüz.
Kaplumbağaların, Lale Devri'nde üzerlerine mum konularak dolaştırıldığı hepinizin malumu. Mum ışığı, etrafını kısıtlı miktarda aydınlatır ve belirli bir ömrü vardır.
Daha önce bu tabloyu yorumlayanlardan bir kısmı, kaplumbağaları halka benzetmiştir (Bu yüzden ısrarla tablonun yapıldığı dönemi ve tablo ile ilgili yorumları okuyunuz demiştim).
Yaşlı ve yorgun devlet, halkına kısıtlı bir ışık ve karın tokluğu vadediyor, peki neyin karşılığında; kendilerinin (yani halkın) terbiye edilmesi karşılığında. Benim az miktarda ışığım ve yemeğim var, bana itaat edersen bunlardan faydalanırsın diyor kısaca.
Halkın çoğu, aç ve karanlıkta kalmalarının sebebini sorgulamadan, terbiyecinin vaatlerine kanıyor, daha az bir kısmı ise buna kanmıyor (karanlığa giden 2 kaplumbağa).
Osman Hamdi Bey'in siyasi görüşü ile ilgili çok fazla kaynak bulamadım, sanatıyla ön plana çıkmış birisidir. Ama Osman Hamdi Bey'in Enver Paşa'nın tablosunu yaptığını da hatırlatmak isterim.
Tekrar söylemekte fayda görüyorum; bunlar şahsi görüşlerim.
-
Sorum: Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunun ezoterik bir anlamı var mıdır sizce?
Tablonun bir hikayesi, bir yorumu elbette var. İnternetten bu yorumları çok rahat bulabilirsiniz. Benim sormak istediğim, bilinen yorumların dışında, ezoterik bir anlamı var mıdır sizce?
Sayın Caliper,
Siz tablonun ezoterik anlamını sormuşsunuz fakat sonuç yorumunuzda tamamen sosyolojik bir çıkarım yapmışsınız. Buradan haraketle, tablonun ezoterik bir anlamı olmadığı sonucunu çıkarabilir miyiz?
-
Sayın @Caliper yorumlamanız hayli ilginç ve hayli hoş. Hem sanatın ifade gücüne hem de ezoterizmin geniş kapsamına ışık tutmuşsunuz. Biz hariciler sizlerden bir soru gelirse altında mutlak Masonlukla ilgili bir ayrıntı vardır diye bakıyoruz.
Yorumlamanız dönemin tarihi şartları göz önüne alındığında sanatın taraf olmadan siyaset üstü durum tespitine çok güzel uyuyor. Bu anlamda Kaplumbağa Terbiyecisi tablo/tablolarını siyasi bir karikatür olarak yorumlamışsınız.
Elbette her bakan yeni anlamlar görecek, yükleyecektir. Terbiyecinin yüklendiği bir anlamda "imkansız" görev hem boşa bir çabayı hem de zayıfta olsa yaşatılmak istenen bir umudu gösteriyor... Ben o giden kaplumbağalarlayım.
Saygılarımla.
-
bu kısa çalışma bize bir şey gösterdi. Net bilgi verip, didaktik bir çalışma yapıldığında zihinler kısıtlanıyor. Oysa ortaya genel ve sınırları belli olmayan bir konu konulduğunda beyinler değişik yönlere doğru özgürce bilgi veya fikir üretebiliyor. İşte bu da Masonluğun simgeleri bile sabit anlamlarla kısıtlamayıp kardeşlerin kendilerince yorum yapmalarını istemesinin sebebidir
Sayın @ANARCHOSA nın bu ifadesinin altını çizmek isterim.
Saygılarımla.
-
Sayın burakc'nin ve Sayın midyad'ın paylaşımlarından dolayı teşekkür ederim.
Fakat halen sorumun cevabını alamadım, neden 2 kaplumbağa karanlığa doğru gidiyor?
Yüzlerini Işığa ve Aydınlığa çevirmedikleri için olabilir mi? İki kaplumbağanın durumu ve gidişatı doğru yönde olmadıkları içindir kanaatimce
-
Şekiller ve biçimleri aşarak renkler üzerinden hızlıca yola çıkarsam,başlık üzerindeki mor parça; makro ve mikro yaratımdaki dengenin kimi insanca algılanıyor olması.
Kırmızı kıyafet; benliğin tüm yaradılış üzerindeki mikro yansıması.
Mavi; makro bütünlük içindeki her yer ve şekil.
Sarı renkler;ışığın mikro varsayılan tanrısallığı.
Aydınlığa yönelen üç,karanlığa yönelen iki kaplumbağadan birinin kabuğunun sırt üstünde olması; kimilerinin hiçlği makro tanrısallık atfetmesi ve yaradılış gereği herkesin bu evrensel terazideki bir kefesinde seçimsel bir ağırlık olması. İnsan, tüm bu varoluş denen yaratımın içinde tam orta da duruyorken, aslında geçmişteki herşeyin kendi içindeki varlığının habersizliğinde, gelecekteki varoluşun hiç birşeyine benzemez sandığı yüksek idealler ve yaratımların tohumlarını taşıyor olması.
Hatam çoksa affola...
Saygılar Sevgiler