Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Bir Annenin Ölümü.......  (Okunma sayısı 2053 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 07, 2015, 05:24:02 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

Bir Annenin Ölümü...


Bir annenin ölümü kadar acı başka ne vardır? Acının, merhametin, şefkatin timsali gidince artık kim acır, kim merhamet duyar, kim ağlar ve kim "yavrum" der? Kim iki eli ile sıvazlar yanaklarınızı? Kim başka değip geçtiği yerlerde bir gül rayihası bırakır onunki gibi?

Kim sevinir döndüğünüzde ki siz duyarsınız o sevinci yüreğinizin ta içinde. Bakışlarında ısınırsınız bir insanın ki başka birisi veremez o hissi. Ta içerilerde bir yerlerde kimin sorgusuz, sualsiz, garezsiz, ivazsız sevgisi yatar? Karşılıksız kim sever sizi annenizden başka? Gecenin derinliklerinde kimin yüreği sizinle atar? Kim bir anneden daha çok sevebilir bir evladı?

Bir annenin ölümü kadar alışılmadık ne vardır? Alışılmayacak ve aşılamayacak bir hüznü bırakıp gider anneler. Hem de ardından acılarını taşıyan kimse bırakmadan, gözyaşı ve hüznü de yanında alıp gider anneler. Sevinç ve neşe kalmaz mı peki geride? Acı olan da budur ya; annesiz, sevinç de neşe de kalmaz geride. Değil mi ki gözyaşı akmayacak; sevinç niye sevinsin bilemez. Değil mi ki hüzün olmayacak; neşe niye neşelensin bilemez. Geride kalanlar da mı yüklenemezler? Zahir, öyledir. Herhalde bu yüzden, "Yuvayı dişi kuş yapar" denmiştir. Anne ölür ve bu son anlamına gelir; artık film bitmiştir. Anne sonrası değişmemiş gözükse de her şey, artık, arkada kalanların hayatları farklı filmler anlamına gelecektir. Çare yoktur; annesiz dolacaktır artık kareler.

Bir annenin ölümü kadar ağlatan başka ne vardır? İnsan başka ne zaman ağlar annesinin arkasından? Kendi olduğu günden beri insan kaç kez ağlamıştır annesinin arkasından? Halbuki anneler kaç kez ağlamıştır çocuklarının arkasından... Kaç kez acıları yüreğine gömmüştür? Kaç kez tenhalarda kalmıştır yalnız başına göz yaşlarıyla?

Bir anne kadar başka kim affedebilir ölçüsüz? O kesindir ki kimse affedemez anneler kadar, ölçüsüz. Kendisinden, anasına kıyıp kalbini getirmesini isteyen sevdiğinin isteğini yerine getiren evlat portresi ne kadar irkiltici gelir insana. Ama her insan da bilir ki bunu yapabilecek derinlikte bir acımasızlık saklıdır her insanda. Yolda tökezleyip, kalp bir tarafa kendi bir tarafa yuvarlandığında annenin kalbinden çıkan şefkat dolu ses de, evladın acımasızlığı kadar irkiltici gelir insana. Ama yine her insan da bilir ki bunu söyleyebilecek derinlikte bir şefkat saklıdır her annede.

Bir annenin ölümü kadar acı başka ne vardır?
Bir annenin ölümü kadar alışılmadık ne vardır?
Bir annenin ölümü kadar ağlatan başka ne vardır?

( Altınoluk  Mehmet Köprülü 2000 - Haziran, Sayı: 172, Sayfa: 043 )


IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......
Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


Nisan 10, 2015, 01:25:29 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

       Şimdi ben de bir anne ile ilgili tamamı gerçek bir yaşanmışlığı nakledeceğim. Yüreğim burkularak.
       Bir anne, 35 yaşında eşini kaybeder ve bir erkek, iki kız çocuğuyla ve cebinde tam tamına beş lirası ile dul kalır. Annenin okuması yazması yoktur. Köyde yetişmiş, şehre evlenmesi nedeni ile gelmiş olduğundan öyle girişken bir kadın da değildir.
       Erkek çocuğu 11, kızlardan büyük olan 7 ve küçük olan da 5 yaşındadır. Önceleri kardeşinin oğlu geçimlerini sağlaması için yardımcı olur. Fakat, taşıma su ile değirmen dönmediğinden anne konu komşunun işlerini yapıp, zaman zaman da tarlalarda çalışmak suretiyle ailesinin geçimini sağlar. Durumunu bilen çevresindeki orta halli aileler, fitre ve zekat gibi yardımlarda bulunurlar anneye.
       Bin bir müşkülat ve  zorluklarla çocuklarını yetiştirme mücadelesi veren anne, oğluna ancak ilkokulu, büyük kızına ortaokulu ve küçük kızına da lise eğitimi almasını sağlar. Bu arada , oğlu askerden gelmiş ama bir baltaya sap olamamıştır, haftanın bir iki günü pazarlarda onun bunun yanında çalışıp üç-beş kuruş kazansa da o kazancı da alkole vermekte eve bir katkı sağlamamaktadır. Bu yetmiyormuş gibi bir de kız kaçırmaz mı ! Neyse anne zar zor, borç harç evlendirir oğlunu. Daha kendisini toparlayamadan  büyük kıza da bir kısmet çıkar ve onu da evlendirir. Bir kaç sene sonra  küçük kız liseyi bitirip devlet memurluğunda işe girer. Nihayet anne biraz rahatlamıştır. Oğlundan ve büyük kızından kalan borçları da temizler. Bu arada gerek oğlundan ve gerekse kızından birer torunu olur. Şimdi sıra torunların bakmaktadır, anne torunlarına da bakar.
        Zaman ilerler, küçük kızını da evlendirir. Küçük kızı evli olmakla beraber anneyi ihmal etmez. Bir müddet sonra küçük kızının da bir oğlu dünyaya gelir. Küçük kız, oğluna annesinin bakmasını ister. Anne ona da bakar. Yani kendi üç evladından başka, oğlundan iki, büyük kızından  üç , küçük kızından  da bir tane olmak üzere altı tane de torununu bakıp büyütür.
         Bu annenin hiç bir geliri veya  mal varlığı yoktur.  Sarhoş oğlu bir kurumdan, karısı bir kurumdan emekli olurlar ve iki kızları da kamu görevlerine atanırlar. Oğlu artık ekonomik olarak rahatlamıştır. Alkolü bırakır ve haca gidip hacı olur.
         Büyük kızının eşine de epey yüklü bir miras kalmıştır. Onun eşi de üst düzey bir bürokrat olarak emekli olur ve üç apartman dairesi, bir  yazlık alıp bir de villa yaptırır. Kızının kızı yani annenin torunu kariyer yapıp doçent falan olur. Diğer iki oğlu yani torunların ikisi de gayet güzel işlerde iyi gelir sahibi konumundadırlar. Küçük kızının oğlu da iyi bir  öğrenim görüp üst mevkide bir vazifede çalışır.
       Derken seneler geçer. Anne 85 yaşına gelir ve işte hayat bu anne için bundan sonra zorlaşır. Oğlu benim annem yok diyerek annesini evine sokmaz. Büyük kız bin bir naz bin bir niyaz, arada  yılda bir iki kez ziyaretine gelirse gelir. Küçük kız anneyi himayeye devam eder. Anne artık iyice elden ayaktan düşmüştür. Yaş 95'e gelmiştir. Oğlu kabul etmediği gibi artık büyük  kızı da annelerini kabul etmemektedirler. Bu anne yıllardır küçük kızının ve damadının yanında yaşamaktadır. Konu komşu ziyaretine gelip hal hatır sormakta ama ne oğlu , ne büyük  kızı  ve nede bunların çocukları olan torunları tarafından yıllardır aranmamaktadır. Her türlü bakımı ve  tedavisi küçük kızının ailesi tarafından karşılanmaktadır.
        Buraya kadar çok kısa olarak 95 yıllık bir hayatın özetini yapmaya çalıştım. Esas ilginç olan, bundan sonra yaşanandır.
        Bu hengame içinde, küçük kızın eşi yani damadı, anneye; "Bu böyle olmaz, oğlunla  büyük kızın yıllardır seni görmediler. Ne maddi ne de manevi olarak senin hayatına katkı sağlamıyorlar. Gel bir nafaka davası açalım, biz kendimizi de davalı gösterip mahkemeden her üç evladından nafaka bağlatıp , hiç değilse bazı ihtiyaçlarının karşılanması için katkıları olsun " dediğinde;
        Anne; -Hayır olmaz ! İstersen sen de beni sokağa at , ama ben ne oğlumu ne de kızımı hakim karşısına çıkartmam. Ben onları, üvey baba eline teslim etmemek için 35 yaşında dul kalmama rağmen evlenmedim. Çevremden, (bu çocuklara bakamazsın, gel bunları yetiştirme yurduna verelim ) diyenleri kapımdan kovdum. Ko onlar beni tanımasınlar, ama ben onların analarıyım , onlardan davacı olmam" diyerek, damadının bu teklifini reddetmiştir.
        Bu anne halen hayattadır. Küçük kızı ve damadı ile küçük kızının oğlu olan torunu tarafından bakılmaktadır.
        Hacı olan oğlu ve ondan olan torunları ile hayli varidat sahibi olan büyük kızı ve ondan olan torunları, bu gün bu anneyi görseler bile tanımakta zorluk çekeceklerdir.
        Anneler böyledir işte!.
        Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
2757 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2007, 11:08:13 öö
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
2096 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 05, 2007, 08:43:15 ös
Gönderen: shemuel
2 Yanıt
4710 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 25, 2016, 05:18:50 ös
Gönderen: kurt
35 Yanıt
32824 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2009, 11:32:33 öö
Gönderen: baris
0 Yanıt
2736 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 05, 2010, 06:10:55 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3262 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 01, 2013, 04:47:52 ös
Gönderen: Ares