Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Evrensel Masonluk => Dunya Masonluk Tarihi => Konuyu başlatan: ADAM - Ocak 19, 2010, 11:35:52 öö

Başlık: YİNE PRİEURÉ DE SION - (EKEİR – 29)
Gönderen: ADAM - Ocak 19, 2010, 11:35:52 öö


Bu konuları çok iyi bilen Sayın Amerbach, ben ne zaman Prieuré de Sion’dan söz etsem hemen karşı çıkış bayrağını açıyor. Bir gerekçesi var: 20. yüzyıl ortalarında bu kurum ya da örgüt ile bağlantılı olarak ortaya çıkarılmış olan belgelerin düzmece olduğunu ileri sürüyor. O konuyu tartıştık; tamam, olabilir. Ancak burada anlattıklarımın o belgelerle hiçbir bağlantısı yok. Tek bağlantı kişi adlarıyla sağlanabilir. Dolayısıyla o kişilerin yapıp etmeleri üzerine bu kurum ya da organizasyon ile bir bağdaştırma ortaya çıkıyor.



1801 yılında Prieuré de Sion’un başına Charles Nodier adlı bir adamın geçtiğini görüyoruz.

Dıştan, hele günümüzün görüş açısından bakıldığında, Charles Nodier olsa olsa “19. yüzyıl başlarının ikinci sınıf bir bir öykü ve roman yazarı” olarak nitelendirilebilir. Fakat bu yüzeysel bakış, onun asıl kimliğini gizler. Aslında Charles Nodier, bu kurumun Büyük Fransız Devrimi sırasında yitirilmiş olan belgelerini yeniden derleyip toparlayacak denli yetenekli ve hırslı bir adamdı.

Napoléon Bonaparte, imparatorluğu sırasında Vatikan’ın hemen tüm kütüphanesini binlerce sandığa doldurtarak Paris’e taşıttırmıştı. Bunları Arsenal Kütüphanesi’ne yığdırmıştı. 1824 yılında Charles Nodier, ne yapıp edip bu kütüphanenin yöneticisi olmayı başarmıştı.

Arsenal Kütüphanesi, günümüzde bile çeşitli hermetik, okült, kabalistik ve diğer ezoterik nitelikli kitap ve belgelerinin zenginliğiyle ünlüdür. O tarihlerde bunların hemen hepsi Charles Nodier ve ekibinin elinden geçmiştir.

Charles Nodier elbette tek başına değildi. Her şeyi sanki kendisi yapmış gibi böbürlenmekten hoşlanırdı ama birçok yardımcısı vardı. Bunların arasında Jean Baptiste Pitois ile Eliphas Lévi başta gelmekteydiler. Bu iki kişinin yapmış olduğu çalışmaların “ezoterik bilgi” konusunda 19. yüzyılda bir başka rönesans oluşturduğu bile söylenir.

Tarihteki çeşitli mason ritlerinin yoğun bir biçimde ortaya çıkış yıllarına dikkat edilirse, iki ayrı dönem saptanır. Bunlardan biri “Aydınlanma Çağı” olarak da anılan 18. yüzyılın ikinci yarısıdır. Büyük Fransız Devrimi ile birlikte bir kopukluk olur. 19. yüzyıl başları hayli durgun geçer. 19. yüzyılın ikinci çeyreğinde gene birçok mason ritinin kurulmasına başlandığı görülür.

Charles Nodier, Arsenal Kütüphanesi’nde bulduğu değerli belgelerden ve çalışmalardan birçoğunu derleyerek yayımladı. Merovenjler dönemiyle ilgili tarihsel bilgilere özenle yer ayırdı. (Nedeni belli!) Yaptığı araştırmalara birçok ünlü kişi katılıyordu. Bunların arasında Victor Hugo, Honoré de Balzac, François René de Chateaubriand, Eugène Delacroix, Alphonse de Lamartine, Alexandre Dumas, Alfred de Musset, Théophile Gautier, Gérard de Narval ve Alfred de Vigny sayılabilir. Rönesans döneminin ozanları ve sanatçıları gibi, bu adamlar da tarih boyunca karanlıkta kalmış, insanların öğrenmemesine özen gösterilmiş olan birçok ezoterik, özellikle hermetik ve kabalistik bilgileri gün ışığına kavuşturdular.

Charles Nodier ile işimizi bitirirken, genç yaşta “Filadelfler Tarikatı”na (Ordre des Philadélphes) katılmış olduğunu da ekleyelim. Bu tarikatın adından daha önce de söz etmiştim.  Özellikle Sir Isaac Newton ve Andrew Michael Ramsay’ın da bu tarikatın üyelerinden olduklarını belirtmiştim.

1844 yılında Prieuré de Sion’un büyük üstatlığını Victor Hugo devraldı.

Bu kurumun başına daha önce kimlerin geçmiş olduğunu gördükten sonra, Victor Hugo’nun büyük üstat oluşu beklenmedik bir olgu değildir.

Victor Hugo’nun büyük üstatlık döneminde, Prieuré de Sion’un amaçlarını gerçekleştirilebilmesi doğrultusunda yine Masonluğun, bu kez özellikle Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin kullanılması tasarlanmış, bunun için gerekli hazırlıklar yapılmıştır.

Bunun nasıl olduğunu daha önce bir başka başlık altında anlatmıştım ama burada gerektiği için yine anlatacağım. Ancak daha sonraki bir aşamada.

1885 yılında ünlü kompozitör Claude Debussy’nin Prieuré de Sion’un Büyük Üstadı olduğunu görüyoruz.

Daha önce, aynı yıl Fransa’nın güneyindeki Languedoc bölgesinde bir küçük dağ köyü olan Rennes-la-Château’da kilise rahipliğine atanan Bérenger Saunière’in, durup dururken birtakım önemli belgeler keşfettikten sonra Paris’e gittiğinde, sanat çevresinden birçok kişiyle görüştüğüne, Claude Debussy’nin de bunlardan biri olduğuna değinmiştim.

Dahası, Bérenger Saunière’in olağanüstü bir keşifte bulunmuş olduğu tarih ile öldüğü tarih arası, Claude Debussy’nin Prieuré de Sion’un Büyük Üstadı olduğu dönem (1885-1918) tıpatıp aynıdır.

Üstelik bu dönem, tarihte bugün bildiğimiz anlamda “Siyonizm” olarak anılan akımın asıl eylemsel etkinliğini göstermiş olduğu zaman dilimidir. Yüz yıla yakın bir süre dilden dile dolaşmış olan, çoğu kimsenin aslında ne olduğunu, neyi kapsadığını bile hiç bilmeksizin «Yahudiler’in hain emellerini yansıtan belgeler» diyerek lânetledikleri “Sion Protokolleri” de bu yıllarda ortaya çıkmıştır.




Bu aşamadaki anlatımlarımda Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nden biraz uzaklaşmış, bambaşka şeylerden söz etmekteymişim gibi bir izlenim doğarsa da, hepsini bitirdiğimde taşların nasıl yerli yerine oturduğunu göreceksiniz.