Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.  (Okunma sayısı 43238 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 23, 2008, 04:53:38 öö
Yanıtla #10

O kadar merhametlidir ki biz ne yaparsak yapalım bizi sevmeye devam eder. Eğer bunu Tanrı' yı insani duygulara büründürme olarak kabul ediyorsanız fikrinize saygı duyarım. Ama düşünün ki eğer bizi yaratan Yüce bir güç var ise ve eğer bizi sevmeyecek ise neden yaratsın ki? Sevgi, aşk gibi duygular aslında insani duygulardan çok Yaradan' ın bize kendisinden bahşettiği duygulardır. O yüzden O' na olan bağlılığımı aşk olarak nitelendiriyorum.



Ne kadar guzel yazmissiniz. Tebrikler.
Spes mea in Deo est


Nisan 23, 2008, 04:51:35 ös
Yanıtla #11
  • Ziyaretçi

O kadar merhametlidir ki biz ne yaparsak yapalım bizi sevmeye devam eder. Eğer bunu Tanrı' yı insani duygulara büründürme olarak kabul ediyorsanız fikrinize saygı duyarım. Ama düşünün ki eğer bizi yaratan Yüce bir güç var ise ve eğer bizi sevmeyecek ise neden yaratsın ki? Sevgi, aşk gibi duygular aslında insani duygulardan çok Yaradan' ın bize kendisinden bahşettiği duygulardır. O yüzden O' na olan bağlılığımı aşk olarak nitelendiriyorum.



Ne kadar guzel yazmissiniz. Tebrikler.

Çok teşekkür ederim Sayın Lux_e_Tenebris, anlaşılmak çok güzel...


Nisan 24, 2008, 12:10:30 öö
Yanıtla #12
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 269
  • Cinsiyet: Bay

Tüm yazarlara saygı duyuyorum fakat;

O kadar merhamet , sonsuz sevgi,aşk,yüce bir güç,çoban,kuzu...inanın bu kelimeleri pek çok kişiden duydum.
İnsanların içindeki mükemmelliğe,temizliğe ulaşma gayretini gayet iyi anlıyorum fakat kendimizin dışında da bir dünya var ve o dünyada çok acılar çekiliyor.Bu acılara,bu sevinçlere baktığım zaman bunların insan gayretleriyle olduğunu görmemek mümkün değil.
Yeniyetme ateistler veya kandid gibi  gibi Tanrı varsa neden bu kadar savaş,gözyaşı var demeyeceğim.Aynı şekilde yukarıda ak sakallı,ak saçlı,merhamet sahibi,sevmek için insan yaratmış,tonton  bir tanrı vardır da demeyeceğim.

Kendi koyduğu kuralları mucize denen geçmiş zaman efsaneleriyle yok sayan bu tanrı ,zaman içerisinde yeri geldiğinde ateşle, hayvanlarla,fırtınalarla simgeleştirilen ,kendisine tapınılan bir korku unsuru olmaktan çıkmış ve biyolojik evrime destek verircesine  sosyal ve kültürel bir evrim geçirerek bizlerin dünya görüşüne uygun ,barış,kardeşlik ,sevgi ve merhamet dolu bir  yüce ve olgun varlığa dönüşmüştür ...fakat  ne yazık ki bu insan evriminin kötü bir yanı olarak insan beyni bazen kaçıp korunulacak, dinlenilecek  sakin koylar aramaktan vazgeçmemiştir. Ben bir tanrı inancını böyle anlarken dinleri ise bu inanç sürecinin kollektif ve bireysel ritüelleri olarak görüyorum.

 Bundan yaklaşık  6-7 sene önce bir kokteylde yanımda duran acil servis doktoru ile aynı anda ızgara et yiyip kırmızı şarap içtiğimizi görünce ister istemez doktora bir soru yönelttim.
-Doktor bey kırmızı şarap sakıncalı mıdır?
Doktor bey cevap verdi.
-İnsana mutluluk veren her şey iyidir...

Sanırım konunun özü bu olsa gerek.İnsanı mutlu eden herşey iyidir...

Saygı ve sevgilerimle.   
Bilgili bir aptal, bilgisiz bir aptaldan daha aptaldır.
  Moliere


Nisan 24, 2008, 12:18:51 öö
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

Sayın tcorbaci,

Açıkçası sizin Tanrı' ya neden inanmadığınızı tam olarak anlayamadım. Bunun nedeninden biraz daha bahsetmeniz mümkün müdür?

Saygılarımla,


Nisan 24, 2008, 01:08:33 öö
Yanıtla #14
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 269
  • Cinsiyet: Bay

Aslında ben insanların bir tanrıya inanmalarını anlayamıyorum..

Buna neden ihtiyaç duyduklarını,bu inançlarının ne kadar doğru,bilimsel ve güvenilir olduğunu...

Yukarıda dediğim gibi eğer insanı mutlu diyorsa bırakın inansın.. fakat bilimselliğe dayanmayan bir konuda  ben inananları ve bir tanrıya inanmayı ve hatta etrafmızda olan bitenleri bir inanış sistemine veya tanrıya bağlamayı gereksiz buluyorum.
İyi bir insan olmanın,barış,kardeşlik taraftarı olmanın,kendince var olmanın herhangi bir inanış sistemine ,dine bağlı olmaması gerekir. İnsanları aydınlığa götürecek yol önce önündeki dogmalardan temizlenmelidir.
Bilgili bir aptal, bilgisiz bir aptaldan daha aptaldır.
  Moliere


Nisan 24, 2008, 01:14:06 öö
Yanıtla #15
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Tanrı'ya inançta anlaşılmayacak bir şey yok bence. En basitinden evrime inanıyorsanız, Tanrı'nın evrimi kontrol ettiğini düşünebilirsiniz. Tanrı kavramını dinden bağımsız olarak da ele alabilirsiniz bence ve o zaman insanın neden bir Tanrı'ya inanmakta olduğunu da anlarsınız.

Bu tanrı adalet dağıtmıyor olabilir, cezalandırmıyor, ödüllendirmiyor olabilir. Bir kenara köşeye çekilmiş, olanlarla hiç ilgilenmiyor bile olabilir. En basitinden ben de ateizmi anlamıyorum. İspat edilemeyecek bir şey zira... Agnostiklik anlaşılabilir, "var mı yok mu bilmem imkansız, ayrıca beni ilgilendirmiyor" düşüncesini çok iyi anlayabiliyorum. Ama Tanrı'nın varlığını kesin olarak reddedebilmek de benim için anlaşılmaz.

Saygılarımı sunarım.
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Nisan 24, 2008, 01:17:36 öö
Yanıtla #16
  • Ziyaretçi

Aslında ben insanların bir tanrıya inanmalarını anlayamıyorum..

Buna neden ihtiyaç duyduklarını,bu inançlarının ne kadar doğru,bilimsel ve güvenilir olduğunu...

Yukarıda dediğim gibi eğer insanı mutlu diyorsa bırakın inansın.. fakat bilimselliğe dayanmayan bir konuda  ben inananları ve bir tanrıya inanmayı ve hatta etrafmızda olan bitenleri bir inanış sistemine veya tanrıya bağlamayı gereksiz buluyorum.
İyi bir insan olmanın,barış,kardeşlik taraftarı olmanın,kendince var olmanın herhangi bir inanış sistemine ,dine bağlı olmaması gerekir. İnsanları aydınlığa götürecek yol önce önündeki dogmalardan temizlenmelidir.


Ben Tanrı' ya inanmanın bilimsel gerçeklik ile ne gibi bir çelişki taşıdığını anlamadım Sayın tcorbaci. Ben hem Yaradan' a inanıyorum, hem bilimsel gerçekleri kabul ediyorum, hem de bilim yapıyorum. İnancımın bir etkisi nasıl olabilir ki bilim üzerine?


Nisan 24, 2008, 01:55:39 öö
Yanıtla #17
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

sn. Allaha inananlar kafanız karışarak Allaha daha çok yaklaştığınızı göreceksiniz çünkü daha çok araştırıp gerçekte evrim diye birşey olmadığını göreceksiniz.ateizmi savunan forumlar var,prof. İlhan Arsel'in sitesi var.

Evrimi savunanlar genelde dnamızn yüzde 98inin maymuna benzedeğini söylerler ama
yüzde 90nın fareye,yüzde 75'inin nematod solucanlarına,yüzde 60'ınında Drosophila türüne ait meyve sineklerine benzediğini es geçerler.Uzaktan akrabamız olarak görürler.
şimdiki yeni modalarıda Tanrı Yanılgısı isimli kitap.
tam karşıt görüşte boşluktan yararlanmak isteyen ve iyi değerlendirmiş olan Adnan Oktar ve ekibi.Belgeleriyle yalanlıyorlar.


Nisan 24, 2008, 12:25:38 ös
Yanıtla #18
  • Ziyaretçi

Allah varsa bana ne faydası var?İnsanların çoğu bu hayatta çile sıkıntı ve zulumden başka şey görmez hayat bazılarına fena halde torpil geçer bunlar üstünlükleri sebebiyle kendilerine verildiğini sanır alt tabakada nerde hata yapıyorum ikilemleriyle aşşağlık kompleksi içinde yaşar gider.İnsan bu kadar problemli bi hayatta mecburen tanrıya inanıyor çünkü bu sıkıntıların bir karşılığı olmalı bi cennet,eğer o yoksa çıldırıyorsunuz peki bu yaptıklarımın anlamı ne ben bunları niye yaşıyorum? Hani dine inanırsanız allah bana sevap vericek cennete gidicem falan insanların allaha inanması iyi birşeydir toplumsal cinnetten korur yoksulluğa tahammülü çoğaltır bu dünyada allah yok ama insanların allahı var olmalı da!!


Nisan 24, 2008, 02:24:10 ös
Yanıtla #19
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 269
  • Cinsiyet: Bay

Görüşlerimin tamamen maddeci olduğunu söyleyebilirim..

Uhrevi bir dünyanın olmadığına inanıyorum.İnsanoğlu milyonlarca yıldır geçirdiği evrim sonunda tabiattaki en kuvvetli canlı haline gelmiştir.
Şu an pek bir moda olan! Tanrı Yanılgısı kitabını bende okuyorum ve görüşlerimi sağlamlaştırdığını söyleyebilirim.

Akabinde piyasada broşür mahiyetindeki bol miktarda bulunan Adnan Oktar kitaplarına bilgi kaynağı olarak başvurmam çok zor.Maddenin varlığını sorgulayan meşhur horoz deneyi bu kişilerin maddeye ve dünyaya bakışını özetliyor gibi..Neydi örnek kısaca hatırlayalım;

Bir horozun beyninde bazı bölgelere çok zayıf elektrik akımı veriliyor ve horoz kardeş kabarıp palazlanarak  kendi başına sanki karşısında bir rakibi varmışçasına savaşmaya başlıyor..aslında horozun beyninde belli bölgeler uyarılarak sanki bir kavga mücadelesi yaptığına inandırılıyor.Deneyi yapanlar bunun ne kadar sahte bir durum olduğunu biliyorsa horozda bu meseleyi bir o kadar ciddiye alıyor..artık onu bir kavga etmediğine,bir savaş kazanmadığına  inandırmak imkansız.Beyninde bu olay gerçekleşti.
Yani dış dünyadan bize gelen uyarımlar beynimizde bir anlama kavuşur ve varolurlar.Algılarımız sayesinde bunları hissederiz ve bunlardan gelen elektrik dalgaları sayesinde beynimizde bu iletiler gerçekliğe kavuşur, kısacası madde yoktur,tüm bu yaşadıklarımız bizim beynimizde oluşur,aslında bunlar tamamen duyu organlarımıza ulaşan elektrik akımlarıdır  gibisinden (EKSİK HATIRLADIĞIM ŞEYLER OLABİLİR) bir sonuca ulaşıyordu, böyle hatırladığım bir yazıları vardı.

Yaptıkları deneyin sonucunda ise konuyu destekleyen elektrik sinyalleri , algı üzerine renkli resimli örnekler vardı..

Nihayetinde bu yazı biyoloji ve fizikten hiç anlamayan herkese mantıklı gelebilecek bir yapıda ve ikna edicilik düzeyindeydi..

Geçen zaman zarfında maddenin inkarı hakkında web sitelerine bir yazı gönderdim.

Gerçekten maddeyi inkar ediyorsanız Sirkeci-Halkalı trenini önüne çıkın ve o zahiri görüntü içinizden geçsin gitsin..

Yıllar oldu hala cevap bekliyorum.
Bilgili bir aptal, bilgisiz bir aptaldan daha aptaldır.
  Moliere


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
2781 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 27, 2011, 07:56:22 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
2980 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 27, 2010, 02:47:56 ös
Gönderen: oasis