Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 4  (Okunma sayısı 6644 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 02, 2010, 12:23:52 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Önce Masonluğu kuruluşu/örgütlenmesi bakımından irdelemek isterim.

Tersinden, yanlış olandan başlayacağım…

Kimi kişi ve çevreler, Masonluğun bir din, bir mezhep, bir tarikat, bir çıkar kurumu, bir gizli örgüt, özel bir ideolojisi olan başka bir kurumun kolu ya da organı olduğunu ileri sürmüştür. (Nitekim Sayın Karahan da “din” demişti de sonra biraz yumuşadı bu deyişinde.)

Oysa Masonluk bunların hiçbiri değildir.

Masonluk, kuruluşu/örgütlenmesi bakımından sadece sosyal, kültürel, bilgisel, töresel, felsefesel ve eğitsel nitelikli çalışmalar düzenleyen, üyelerinin böyle çalışmalar yapmasını sağlayan bir dernekler topluluğudur.

Masonluk, kimilerinin sandığı ya da ileri sürdüğü gibi öyle uluslararası (beynelmilel) bir kuruluş da değildir.

Masonluğun amaçları ve ilkeleri evrenseldir. Fakat bu “evrensellik”, mason derneklerinin ulusal (millî) olmasını engellemez. Gerçi Masonluk, asal ülküsü bakımından tüm insanlığa yaygın bir amaç güder. Fakat her mason derneği, kendi bulunduğu ülkenin sınırları içinde o ülkenin yürürlükteki yasalarına göre örgütlenmiş bağımsız bir kuruluştur.

Nitelikleri bakımından uluslararası birtakım mason kuruluşları da vardır ama tek başına bir mason derneği, ya yöresel ya da ulusaldır. Dünya çapında geçerli bir merkezî yönetim organı da yoktur. (Bu sadece bazı mason ritlerinde bir istisna olarak görülebilir.) Bu Ulasal nitelikli derneklerin pek azı sadece masonik bakımdan bir başka ülkedeki bir yönetici organa bağlıdır. Bu da ancak o ülkede Masonluk henüz yeterince gelişememiş, ulusal boyutta çalışabilecek düzeye gelememişse görülebilir.

Hiçbir mason derneği, uluslararası bir mason kuruluşuna katılmak, onun üyesi ya da öğesi olmak, ondan yönerge (talimat) ya da buyruk (emir) almak, onun denetimine boyun eğmek zorunda değildir. Her mason örgütü, bağımsızlığını çok önemser hatta bunu her şeyin üstünde tutar.

Ortak evrensel amaç ve ülküde birleşen mason derneklerinden birçoğu, aralarında dostluk ilişkileri kurar. Bu ilişkileri, bulundukları ülkelerin yasalarına uyarak ve yararlı buldukları sürece yürütürler. Ancak dünyadaki tüm mason kuruluşları arasında bu tür ilişkiler yoktur. Birçok mason kuruluşu arasında uyuşmazlıklar hatta zıtlaşmalar bile vardır.

Her mason derneği, çalışmalarını yürütebilmek için, bulunduğu çevrede özgürlük ortamına gereksinme duyar. Bu nedenle ancak ilgili devletin ya da egemenlerin öncelikle “insan hakları”, sonra da “demokrasi”ye saygı gösterdiği ülkelerde kurulabilir ve yaşayabilirler.

Bir ülkede yürürlükteki devlet rejiminin tam totaliter olduğu ya da dinsel dogmalara dayanan bir teokrasi (şeriat) üzerine oturtulmuş bulunduğu ülkelerde mason dernekleri yoktur. Olamaz, çünkü olmasına olanak tanınmaz. (Zaten bu nedenle İsrail’deki mason örgütü çok zor çalışabiliyor.)

Mason derneklerinde sürekli bir önder, bir egemen kişi, astığı astık kestiği kestik bir otorite yoktur. Mason derneklerinin çoğu, iç yönetimlerinde demokratik bir tarzda, localardan oluştuğu için “federatif” olarak nitelenebilecek bir sistem çerçevesinde örgütlenir. Ancak, bazıları, örgütlenmede “otokratik” denilebilecek bir yönetim tarzı benimsemiştir yani örgütlenmesinde bir “otoriter yönetici organ” oluşturulmuştur. Öyle ki, bu otoriter yönetici organ da değişmez değildir; zaman içinde değişime uğrar ve kendi iç yapılanmasında demokratik yöntem geçerlidir.



Görüyorsunuz… Burada Masonluğun bir tanımını yapmış sayılmam. Çünkü bunu yapamıyorum. Ancak Masonluğun özelliklerini anlatmak zorunda kalıyorum. Bütün bu açıklamaları art arda ekleyip bir de kısaltacak/özetleyecek olursanız, belki ortaya kuruluşu/örgütlenmesi bakımından Masonluğun tanımı çıkar.

Bir tek bu bölüm üzerinde bile hayli tartışma yapılabileceğinden, eksikler giderilebileceğinden, sorular sorulabileceğinden, bir sonraki aşamaya geçmeden önce bir süre burada durmak istiyorum.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 02, 2010, 01:08:40 ös
Yanıtla #1
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.ADAM


Bir ülkede yürürlükteki devlet rejiminin tam totaliter olduğu ya da dinsel dogmalara dayanan bir teokrasi (şeriat) üzerine oturtulmuş bulunduğu ülkelerde mason dernekleri yoktur. Olamaz, çünkü olmasına olanak tanınmaz. (Zaten bu nedenle İsrail’deki mason örgütü çok zor çalışabiliyor.)

Yukarıdaki yazınızın özü zaten benim bana göre Masonluğa din olarak bakmama yetiyor bile.Çünkü sizinde belirttiğiniz üzere katı teokratik dini rejimlerde yaşama şansı çok zayıf.Peki neden öyle?

O sistem Masonluğu kendine alternatif gördüğünden olabilirmi.Zaten sn.ceycet'in yazısında çok güzel anlatımı vardı din tanrı gözünden insana bakar insan iç dünyasından tanrıya bakar aradaki fark bence budur.

Ayrıca şunu da belireyim Masonluk bir dindir ibaresi  Cihangir Generin kitabındaki Masonluk ve din bölümünde vardır.Geçmişteki sistemlerin devaı ve alternatifsiz olması hasebi ile banada din gibi geliyor dedim.Ama bu asla Allahın yolladığı vahy dinleri gibi bir özellik içerir demedim.

Belki insanlık kendi dinini yaratmış demek daha doğru olur.

İsrail olsun iran gibi ülkeler olsun sanırım Masonluğa bu gözle bakıyorlar.Kendi sistemlerinin içinde rahatça yaşam imkanı verdiklerinde kendi sistemleri bozulacağını düşünüyorlardır.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Eylül 02, 2010, 01:27:05 ös
Yanıtla #2
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

C. Generin kitabının son bölümü Masonluk ve Ezoterizm başlığını taşır. O bölümden bir paragraf aktarayım:

"Masonlukta üstün tutulan, Tanrının Yüceliği ilkesidir. Bu nedenle insanlar arasında din farkı gözetilmez. Yüce Varlığa inanmak, ancak dinlerin bünyelerindeki her türlü dogmadan uzak kalmak, Mason olmak için aranan şartlardandır."

En Muhterem R. Sanver Üstad'ın İnanç ile ilgili yazdığı bir yazıdan su alintiyla da muradımızı anlatalım:

"(İ)nisiyasyonun  yöntem olarak metafizik konulardaki tavrı agnostiktir. Bundan dolayı, Masonluk ne bir tanrı tasavvuru getirir, ne de mensuplarına herhangi bir dogmayı zorla kabul ettirir. Tersine, bünyesi ne aldığı aşkınlık fikrine sahip ya da başka bir deyişle bir yüce varlığa inanan bireylere, her türlü metafizik soruyu kendi vicdanlarında cevaplandırmayı öğretir. Bu yolda hiçbir dogmaya, önyargıya, hazır formüle yer yoktur. Herkes bu yolda kendi vicdanı ile başbaşadır ve sorularını, aklı ve sezgisi yardımıyla, başkalarının cevaplarını kullanmaksızın, kendi başına çözmek durumundadır. Aksi takdirde Mason luk hakikati bulmak için bir hazır formül sunuyor, bir dogma getiriyor ya da doktrin öneriyor olurdu ki bu da sembolizmanın ilkeleri, ini­siyasyonun hedefi ve Masonluğun varoluş sebebiyle çelişirdi."

Bir de soru sorayım: Boş inanç ve taassup nedir?


Eylül 02, 2010, 01:35:30 ös
Yanıtla #3
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Skullg

Yazınızdaki her türlü dogmadan uzak paragrafını açarsanız sevinirim.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Eylül 03, 2010, 03:25:33 öö
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 199
  • Cinsiyet: Bay

   Sn. Adam
   
   Aşağıda yazmış olduklarım John Lawrence Reynolds'un "Gizli Örgütler" kitabındandır.
 
   "Zanaatkar kişilerden oluşan bir  örgütken, 1717'de Londra'da dört locanın Apple Tree Tavern'de bir araya gelerek Büyük Hür Masonlar Locasını kurmasıyla Masonluk değişik bir hal alır. Büyük locanın hedefledikleri duvarcılıkla ilgili işlerin ötesine geçerek varolan Protestan değerlerini yansıtmaya başlar. Üyeler Hıristiyanlığın ilkelerinden ayrılmadan, İsa'nın öğretilerini akla uydurmak, ve mantık ve bilimsel analiz uygulamalarıyla harmanlayarak Hristiyanlığı mistik bir inanç olmaktan kurtarmaya yemin ediyorlardı. Masonluığun küresel bir güç olarak ortaya çıkışı bu şekilde olmuştur."

     Öyleyse sizin bahsettiğiniz masonluğun dinsel bir kurum olmadığı ifadesiyle çakışmakta olduğunu düşünüyorum. Ve sanırsam siz masonluğu örgütlenmesi/kuruluşu bakımından irdelediğiniz için sizin yazınızdan çıkardığım bir fikir de farmasonluk küresel olarak ortaya çıktığında özel bir ideolojisinin olmadığı, bir din, bir mezhep olmadığıdır. Ama bahsettiğim yazıda J.L Reynolds'un söyledikleri apaçık ortadadır. Yoksa ben sizin yazınızı mı yanlış anladım. Siz, o paragrafta masonluğun günümüzdeki halinden mi bahsettiniz. Diğer türlü J.L Reynolds'la siz biraz çelişkiye düşmüş olursunuz. Ve aydınlatırsanız sevinirim.
 
    Diğer bir sorum da şu olacak: Benim duyduğum kadarıyla masonluk İsrail'de rahatlık içinde çalışmaktadır. Hatta fazlasıyla rahattır. Bunun hakkında bazı şeyler duymuştum. Yoksa bu masonlukla Yahudilik arasında bağlantı kuran anti-masonik düşüncenin oluşturduğu bir göz boyama mıdır?
    2. sorumun yeri burası değilse özelden de mesaj yollayabilirsiniz. Tabii isterseniz.
     Saygılar...
Size ne yapacağınızı söyleyebilirler ama ne düşüneceğinizi asla!


Eylül 03, 2010, 12:25:20 ös
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Hangisinden başlasam...

Sırasıyla gitmek sanırım daha doğru.

Önce Sayın Karahan:

Totaliter ülkeler söz konusu olduğunda, bu bağlamda teokratik olmayan ülkeler de söz konusudur. Politik rejim, dinden çok daha güçlü bir etkendir. Rusya'da Masonluk 1917'de Bolşeviklerin iktidara geçmesiyle yasaklanmıştır. Oysa önceki Menşevik hükümeti tümüyle masonlardan oluşuyordu. Masonluğun yasaklanışının gerekçesi de zaten buydu. Sonra tüm Komünist ülkeler (Küba hariç, hem öyle bir hariç ki...) Masonluğu yasa dışı ilan etti hatta vatan hainliği ile özdeş tuttu.

Faşizm, gerek İtalya'da gerek İspanya'da Masonluğu darmadağın etti. Naziler aynı şeyi Almanya ve Avusturya'da yaptı. Neyse ki onların ardında o ülkelerdeki Masonluk çok daha kısa süre içinde kendini toparlama olarnağını elte etmişti.

Belki şöyle desek daha doğru: Halkın nesnel ve tinsel özgürlüklerinin bulunmadığı ya da aşırı ölçüde kısıtlandığı ülkelerde Masonluk barınamaz; barındırılmaz.

Sayın Karahan'ın Sayın SkullG'ye yönelttiği soruyu da yanıtlayabilirdim ama onu kendisine bırakıyorum.

Şimdi Sayın MMT:

Günümüzdeki Masonluk (lütfen şu Farmasonluk sözünü kullanmayalım) kuruluşunda bir ideoloji ile doğdu elbette. Ancak bunu bir sonraki aşamada ele almayı düşünüyorum ben. Çünkü demiştim ya, Masonluğu tanımlayabilmek bakımından tarihini de göz önüne almak gerek.  Bu bağlamda dünyü çapında ünlü bir yazar ile uyum içinde olmayabilirim. Ancak benim ünlü bir kişi olmayışım, onun doğru söylediğini kanıtlamaz, değil mi?

İsrail'deki Masonluk ile bağlantılı olarak benim bildiğimin tersi söz konusu ise, o zaman ben yanılmakta olabilirim. Her dediğimin doğru olduğu iddiasında bulunan bir bağnaz değilim ben. Elbette yanlışlarım olabilir. Herkese de gerçeği bsulmak için öyle birilerinin söylediği bir söze hemen kapılmamalarını, araştırmalarını, akıllarını kullanmalarını, özgür düşünce ile kendi yargılarını oluşturmalarını öneririm.
 






ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 03, 2010, 04:39:38 ös
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 199
  • Cinsiyet: Bay

   Sn. ADAM
 
   Masonluğun doğduğunda dayandığı ideolojiyi madem bir sonraki aşamada ele alacaksınız bunu şu an tartışmaya gerek duymuyorum.
   Diğer konuya, İsrail'de mason localarının çalışması konusuna, gelince o konuda fazla bir bilgim olmadığını dile getirmiştim. Sadece mason localarının İsrail'de çok daha rahat çalıştığı, hatta İsrail'in mason localarının merkezi olduğu (buna ihitmal vermiyorum,  büyük locaların bağımsız olduğunu biliyorum) yaygın bir görüştür. Sadece bunun doğruluğundan şüphe ettiğim için size sormak istedim o kadar.
   
    Şunu da eklemek isterim. "(Lütfen şu Farmasonluk sözünü kullanmayalım)" demişsiniz. Çoğu kaynak "Farmasonluk" ve "Masonluk" kelimelerini aynı anlamda kullanıyor. Arasındaki farkı merak edip araştırdığımda ise sadece tek bir sitede cevap bulabildim. "Masonluk"un işçilerin (sanıyorum ki taş ustalarından bahsediyor) meslek örgütü olduğunu, "Farmasonluk"un ise bizim bahsettiğimiz Masonluk olduğu yazıyordu. Başka bir kaynakta aradaki farkı yazan bir yazı bulamadığım için bunun böyle olduğunu düşündüm. Bu konuyu biraz açabilir misiniz?
     Saygılar...
Size ne yapacağınızı söyleyebilirler ama ne düşüneceğinizi asla!


Eylül 03, 2010, 06:50:54 ös
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bir sonraki bölümde, Masonluğun tarihine sadece masonların alışaügeldikleri biçimdeki anlatım ile değineceğim. Çünkü bu başlık altındaki konumuz Masonluğun tarihi değil ne olduğudur ama buna tarihçenin de sokulmasının zorunluluğu var geniş bir tanımlamaya ulaşabilmek bakımından.

Masonluğun ilk kuruluşu sırasındaki ideolovi ya da ülkü bakımından ise, lütfen benim "Masonluğun Tarihinde Anlatılmayanlar" başlığı altında yazmış olduklarıma bakınız. Bu bağlamda başka başlıklar altında yazmış olduklarım da var ama o referansları ben de aramak zorunda kalacağım zaten; siz de bir araştırırsanız kolayca bulacağınızdan eminim.

Türkçemizde geçmişte iki sözcük ya da terim kullanılmıştır. Bunlardan biri Franmasonluk terimidir. Türk Masonluğu, Türk genel kültürü gibi 20. yüzyıl başları vce biraz da sonrasında büyük ölçüde Fransız Masonluğu'nun etkisi altında kalmıştır. Dolayısıyla Fransızcadaki Franc-maçconnerie terimi de Türkçeye Franmasonluk olarak dönüştürülmüştür. Faürmasonlik terimi ise İngilizcedeki Freemasonry ve Almancadaki Freimaurei terimlerinden çekilip alınmıştır ama Türk masonları buhnu hemen hemen hiç kullanmamış, bu terim özellikle Türkiyedeki antimasonik etkinliklerin bir terimi olarak değerlendirilmiştir.  Nedenini soracak olursanız, bilmem. Belki Farmasıonluk terimiyle bir rışa bağımlılık, yabancılık, ulusallığa aykırılık daha kolay dile getiriliyordu. Nitekim Haydar Rıfat'ın 1934 baskılı antimasonik kitabının başlığı da Farmasonlik olup, bu kitah sonraki antimasonik etkinliklerde bir kaynakça olarak kullanılmıştır.

Bütün bunlardan ötürü beni biraz rahatsız eden bir terim. Kullanılmasından kaçınılması dileğim de bundan ileri geliyor.


   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
11 Yanıt
8698 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 08, 2013, 04:53:17 ös
Gönderen: yihaak
21 Yanıt
12038 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 31, 2010, 01:44:14 ös
Gönderen: karahan
8 Yanıt
7141 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 31, 2010, 04:33:16 ös
Gönderen: karahan
4 Yanıt
5284 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 07, 2010, 10:26:19 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
6292 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2010, 10:24:15 öö
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
7474 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 17, 2010, 01:46:37 ös
Gönderen: MMT
15 Yanıt
19907 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 15, 2011, 10:48:07 ös
Gönderen: Zagzagel
14 Yanıt
13084 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 13, 2012, 01:40:39 ös
Gönderen: yazbenide
34 Yanıt
17572 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 19, 2013, 07:51:06 ös
Gönderen: Dor
85 Yanıt
29091 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2017, 10:46:41 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak